15 Temmuz: “BİZ TÜRK ASKERİ DEĞİLİZ!!!”
Hocam’dan çok şeyler öğrendim ama tam anlamam için yaşamak gerekiyor…
Türk Milletini anlatırken, ‘saftır, sabırlıdır, savaştan korkar’ kelimeleri ile başlayan tanımlamalar ki, siz ‘saf’ kelimesini halk arasında anlatılan şekliyle bile anlayıverin… Fakat devamındaki anlatım müthiş: ‘Ama aynı Türk Milleti kandırıldığını anladığı anda öyle bir tepki verir ki, dünyada emsali yoktur; mesela, ‘ya devlet başa ya kuzgun leşe’, ‘ya istiklâl ya ölüm’ diyen/diyebilen ve gereğini yapan dünyada kaç millet var; Türk milleti dışında…’
Türk Milletinin 15 Temmuz tepkisini bir de bu açıdan değerlendirmek gerekiyor…
“Türk” demişken; bizim Balkanlarda “TÜRK” demek “MÜSLÜMAN” demektir…
Söz buraya gelmişken, şunu aktarmasam olmaz: Yakalanan asker kıyafetli teröristler tek sıra halinde emniyetin kapısından içeri sokulurken, biri içindeki öfkeyi belli eden şekilde soruyor: “Siz ne biçim insanlarsınız? Siz nasıl TÜRK ASKERİSİNİZ?” Elleri kelepçeli halde yürüyenlerden biri utanmadan şöyle cevap verir: “BİZ TÜRK ASKERİ DEĞİLİZ!!!”
Nokta... Nokta… NOKTA!!!
Cümlelerimin sonunda üç nokta var; aslında her cümlem ayrı yazı olabilir demektir.
***
Erbakan ne demişti; “ADİL DÜZEN GELECEK…”
Bu yazı bu kadar olabilir ve bizden hep istenen ‘kısa bir yazı’ oluverirdi!..
Çünkü “asıl” olanlar bu kadarla da anlaşılabilir, gerisi “teferruat” oluverir…
Ama “akletmeyen, fikretmeyen, düşünmeyen/lere” “teferruat” da gerekiyor!..
“AKLETMEK” demişken -ve Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere- herkes “ÜST AKIL, ÜST AKIL” diye tanımlama yapıyorken, sormadan geçemeyeceğim:
- Allah insanları eşit yarattığına ve bizde de “AKIL” olduğuna göre; sahi, biz neden kendi “üst” ya da Kur’an’ın ifadesiyle “rasih” akıllarımızdan söz etmiyoruz; bilen var mı?!.
Bilen yoksa(!)
Herkesin aslında çok iyi bildiği sırrı, bu vesileyle bir kere daha faş edeyim:
Hani bu ülkede Necmettin Erbakan Hoca diye biri yaşadı ya…
Ve hani Erbakan Hoca “ADİL DÜZEN” dedi ya…
Ve de hani Erbakan Hoca’nın yarım yüzyıl çalıştığı “Adil Düzen Ekibi” var ya…
İşte o ekip “AKLINI” kullanarak yarım yüzyıl çalıştı, hâlâ çalışıyor ve çalışmaların sonunda ELLİ BİN SAYFA TELİF ESER birikti; 15 TEMMUZ SONRASI İÇİN…
Hani Erbakan Hocamızın “ADİL DÜZEN GELECEK…” diye başlayan çok meşhur ve içinde “KANLI-KANSIZ” kelimeleri de olan konuşması var ya; HATIRLADINIZ mı?!.
Herkese soruyorum: 15 Temmuz sonrasında da “ADİL DÜZEN” gelmeyecek mi?!.
İlk yazımdaki hatırlatmamın tekrarı: Bir (15/7) musibet bin nasihat olur mu?!.
NOKTA! (Evet, hem de büyük harflerle kocaman bir “NOKTA” daha!)
“Bize düşen MÜBİN/AÇIK TEBLİĞDİR.” (Kur’an ayeti; 39/9)
***
“ADİL DÜZEN’İN GELMESİ İÇİN ÇALIŞIN…”
15 TEMMUZ vesilesiyle bir kere daha hatırlatıyorum… Büyük vebalde olanların biri dışında (Prof. S. Zaim vefat etti) hepsi hayatta… Daha önceki bir yazımdan sonra, tekrar hatırlatıyorum: Erbakan’ı “ADİL DÜZEN”den vazgeçirme çalışma/vebalinizin kefareti için kalan ömrünüzde “ADİL DÜZEN’İN GELMESİ İÇİN ÇALIŞIN” davetini yapıyorum… (“Başkan: Prof. Dr. Sabahattin ZAİM / Başkan Yardımcısı: Prof. Dr. Hayrettin KARAMAN / Sekreterler: Doç. Dr. Abdülaziz BAYINDIR, Doç. Dr. Ömer DİNÇER, Doç. Dr. Ahmet TABAKOĞLU / Üyeler: Prof. Dr. Fahrettin ATAR, Prof. Dr. Mehmet YAZICI, Doç. Dr. M. Akif AYDIN, Doç. Dr. İrfan GÜNDÜZ, Doç. Dr. Nazif GÜRDOĞAN, Yrd. Doç. Dr. Raşit KÜÇÜK, Dr. Mehmet ERDOĞAN, Dr. Faruk BEŞER, Kerim AYTEKİN. İstanbul, 1993”) (İcra Heyeti: R. Tayyip ERDOĞAN, Azmi ATEŞ, Feyzullah KIYIKLIK)…