İSLÂM MEDENİYETİ VAKFI demek, ne demek?
İnsanlık medeniyetler öncesinde dört dönem geçirmiştir; Toplayıcılık, Avcılık, Çobanlık ve Çiftçilik dönemlerini kabileler hâlinde yaşamıştır. Birbirlerini tanımayan insanlar gruplar halinde göçebe veya yerleşik halde yaşarlardı.
İlk uygarlaşma Hazreti Nuh Peygamber zamanında başladı. Bu uygarlaşma Mısır’da kuvvet uygarlığına dönüştü. İkinci İslâm Medeniyeti Hazreti İbrahim Peygamber ile başladı ve ikinci Mısır Medeniyeti olarak gelişti. Üçüncü İslâm Medeniyeti Hazreti Musa ile başladı ve Grek Medeniyeti olarak gelişti. Dördüncü uygarlık Hazreti İsa ile başladı ve Roma Medeniyeti olarak gelişti. Beşinci İslâm Medeniyeti Kur’an’la başladı ve bugünkü Avrupa Medeniyeti olarak gelişti. Bugün İkinci Kur’an, Altıncı İslâm Medeniyeti oluşmaya başlamıştır. Bu medeniyet aynı zamanda Üçüncü Binyıl Medeniyetidir. Bu şablonu aklınızdan çıkarmayacaksınız. Ancak o zaman nerede olduğunuzu bilir, ona göre kararlar alırsınız.
Demek ki; İSLÂM MEDENİYETİ VAKFI demek, Altıncı İslâm/Kur’an Medeniyeti’nin kurulmasını yüklenmiş bir vakıf demektir.
Medeniyetiler birden kurulmaz. Önce bir topluluk ortaya çıkar ve iki-üç asır hazırlığını yapar, oluşturur ve sonunda Miladi yılların başlarında bir azimet sahibi peygamber gelir, yeni kitap getirir; önce bir aşiret yani on ailelik bir topluluk kurar, sonra o topluluk bin ailelik kabile olur, kasaba/bucak olur ve orada gelişme tamamlanır. Ondan sonra o kasabanın bulunduğu kavim YENİ MEDENİYETİ benimser. Sonunda tüm insanlık o medeniyete gelir.
Medeniyetler silah zoru ile kurulmaz. Ona inanan bir grup ortaya çıkar. Onlar önce kendi aralarında yeni medeniyeti oluştururlar. Sonra tüm insanlık onu benimser, tüm uluslar ona katılırlar, insanlığın ortak ürünü olarak ortaya çıkar. Bir kavim onu başlatır ama sonunda tüm insanlık benimser ve bin sene içinde medeniyet silsilesine yenisini katarlar.
İnsanlığın bir medeniyeti oluşturmak için ortak bir dile ihtiyacı vardır. Bu dil yalnız bir medeniyetin dili olmayacak, medeniyetler arası da ortak dil olacaktır. Kur’an’ın bir görevi de medeniyetler arası dil olarak insanlığı aydınlatmasıdır. Yani bundan sonra medeniyet dili KUR’AN ARAPÇASI olacaktır. Böylece yarın insanlık 15’inci medeniyetini bile yaşarken, eski medeniyetleri anlamakta zorluk çekmeyecektir. Çünkü tüm medeniyetler KUR’AN ARAPÇASINA dayanacaklardır.
Her şey çift olduğu için medeniyetlerin dili de çifttir. Birinci Kur’an Medeniyeti’nin ikinci dili Latince olmuştur. Yeni uygarlıkta uygarlık dili Latince mi olacaktır? İkinci uygarlık dilleri her uygarlıkta farklı mı olacaktır? Farklı olacaksa, üçüncü binyıl uygarlığının dili Türkçe olacaktır. Yani üçüncü binyıl uygarlığının Kur’an Arapçasından sonraki ikinci uygarlık dili Latince veya Türkçe olacaktır.
BİN DİL ÜNİVERSİTESİ’ni hangi ülke önce kurar ve insanlığın bütün dillerine Kur’an Arapçasını o dil aracılığı ile ulaştırırsa, onun dili o uygarlığın ikinci dili olacaktır. Konuşma dili medeniyet dili olmaz. Onun için Kur’an Arapçası konuşma dili olmayacaktır. Türkçe, İbranice, bugünkü Arapça, Rusça, Çince, Eskimoca olabilir.
Üsküdar İSLÂM MEDENİYETİ VAKFI bu görevi yüklenebilir, BİN DİL ÜNİVERSİTESİ’ni kurmaya başlayabilir. Böylece Türkçe üçüncü binyıl uygarlığının ikinci uygarlık dili olur. Bunun için şartlar hazırdır. Bu üniversiteyi kuracak ilim kadrosu vardır ve bu kadro maalesef yalnız Akevler kadrosudur.
Neden Akevler kadrosu olsun? Türkiye’de bu kadar çok İlâhiyat Fakülteleri var, Kur’an kursları var, Nur cemaatleri var, tarikatlar var, Diyanet İşleri Başkanlığı var… Neden bu garibanlar topluluğu olan Akevler’e kalsın bu büyük iş.
Bütün bunlar İslâm Medeniyeti’ne katkıda bulunacaklarsa, Akevler’in yoluna gelmelidirler; geleceklerine dair büyük beklentim vardır. Çünkü bütün bu İslâm çalışanları bin sene önceki İslâmî içtihatları anlamadan ezberlemektedirler. Kur’an’ı bırakmış, onun birinci mezardaki bedeniyle uğraşmaktadırlar. Oysa yeni medeniyet Kur’an’ın yeni içtihat ve icmaları ile kurulur. Bu ekolü Bedüzzaman başlatmıştır, Süleyman Tunahan başlatmıştır. Erbakan katılmıştır. Ne var ki bugün bu ekolü geliştiren yalnız ve yalnız Akevler Ekolü vardır. “ADİL DÜZEN’E GÖRE İNSANLIK ANAYASASI” kitabını oluşturan başka bir yer olmadığı gibi; “İNSANLIK ANAYASASI KAVRAMI” adlı kitap, Akevler içinde yetişmiş bir ilim adamı olan Süleyman Akdemir tarafından hazırlanmıştır, yakında yayınlanacaktır. Üsküdar İSLÂM MEDENİYETİ VAKFI Akevler’in müktesebatını benimserse, BİN DİL ÜNİVERSİTESİ’ni kurabilir. Akevler birr ve takvada atılan her adımı desteklemeye amadedir.
SÜLEYMAN KARAGÜLLE Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
rizo�~�^ �