Sermaye, yaşamak istiyorsa, hidayete ermelidir
Dünyanın son yarım binyılını SERMAYE yönetti ve çağımız dünyasını bugünkü bu hâle getirdi, dedik; bundan önceki yazımızın bir yerinde. Ne demek istedik; açalım…
Bu hâl “SOSYAL TUFAN” hâlidir ve çağımız maalesef bu seviyeye getirildi. Bu seviye her yönüyle (dinî-ilmî-iktisadi-siyasî) tam bir zulüm ve sömürü seviyesidir.
Sermaye dünyayı karşılığı olmayan kâğıt para (DOLAR) ile sömürüyor...
Karşılığı olmayan paranın gücü bitince dünya savaşları çıkarmakta (I. ve II. Dünya Savaşları), sonra Ortadoğu örneğinde olduğu gibi sözde ülke sınırlarını cetvelle çizmekte/çizdirmekte… Dünya savaşları ile harap ettiği ülkeleri imar etsinler diye ülkelere yeniden o kâğıt paralardan vermekte ve yeni bir sömürme dönemini başlatmakta...
Bu fasit düzen/daire böyle deveran edip gitmekte…
Soru/sorun şudur: Bu zalim sömürü düzeni ne zamana kadar devam edecek?
El-cevap: İnsanlık uyanıncaya ve gereğini yapıncaya kadar...
***
SERMAYE, sömürüsünü sürdürmek için yeniden “dünya savaşı” çıkarmak istiyor...
Ama şimdilik ve göründüğü kadarıyla Sermaye’nin bu oyunu bozuldu.
Sermaye’nin bu oyununu kim/ler bozdu?
Başta ERBAKAN bozdu.
ERBAKAN, dünyaya bu fasit döngüyü anlattı ve insanlığı uyandırdı. Bu uyandırma sayesinde, sadece Müslümanları değil, Hıristiyanları ve solcuları da harekete geçirdi. Sadece Sovyetler ve İslâm âlemi değil, Afrika ve Güney Amerika bile kımıldanmaya başladı...
Bu gelişmeleri izleyen Bursa sürgünündeki Humeyni, İran’daki taraftarlarını harekete geçirip inkılâp yaptı; silahla değil imanla rejimi değiştirdi, farklı bir direnme örneğini verdi...
SSCB Başkanı Gorbaçov da bu gelişmelerden etkilenip inkılâp yaptı ve Erbakan’ın teşbihiyle Sermaye’nin yani timsahın iki çenesini de zayıflattı, hattâ birini tamamen kırdı...
KİLİSE de devreye girdi, tüm dünya insanlarını Allah’ın rahmet kanadına davet etti, dinler arası savaşı sona erdirdi, çağımız dünyası ateizmi reddeder hâle geldi...
Daha başka neler oldu?
Amerikan halkı ABD’de Obama’yı iki defa başkan seçmekle, Sermaye’nin foyasını ortaya çıkardı; “Biz zenci düşmanı değiliz, biz Müslüman düşmanı değiliz” dedi...
Daha önceleri Dö Goll (Charles de Gaulle, 1890-1970) taraftarı olanlar, Avrupa Birliği’ni (AB) oluşturarak, Sermaye’ye karşı farklı bir direnç gücü oluşturdular...
ÇİN Sermaye’ye kapılarını açarak, faizci bankerler ile üretici patronların arasını açtı; faizci bankerlerin kredisine ihtiyacı olmadan ekonomiyi çevirmeye başladı...
Tekrar Erbakan’a dönelim. O’nun önderliğinde başlayan “ADİL DÜZEN” çalışmaları, en azından teori olarak tüm dünyaya yayılmıştır. Bu durumda herkes “yeni alternatif düzen” ve “yeni anayasa” aramaktadır. İnsanlar yenide “ilâhi düzene” dönmektedirler...
***
İşte, bütün bu değişimlerle Sermaye etkisini kaybetmektedir. Sermaye uslanırsa varlığını sürdürecek, aksi halde tarihteki emsalleri gibi yok olup gidecektir. Sermaye’nin ne yapması gerektiğini her yerde her zaman ve yıllardan beri söylüyoruz. Tekrar hatırlatalım:
1. Sermaye faizden ve karşılıksız paradan yani sömürüden vazgeçmelidir.
2. Faizi haram bilip bey’i yani ticareti helal bilmelidir. Sermaye tekelleşmemelidir. Paranın kaynağı değil parayı kullanan olmalıdır. Siyaset/devlet parayı üretmeli, Sermaye ise bu parayı kullanmalıdır. Üretim ve tüketimi ise halk semt kooperatifleri ile yapmalıdır.
3. Sermaye’nin parası olsa da siyasete karışmamalıdır. İlme karışmamalıdır. Dine karışmamalıdır. Tekelleşmeden ve sömürmeden hizmete devam etmelidir.
4. Karşılığı olmayan dolarların yerine, karşılığı olan “altın para” çıkarılmalı ama mevcut dolarları cari bedelle değiştirmelidir. Siyaset, devletler yani insanlık, dolara endeksli değil, altına endeksli para çıkarmalıdır. Sermaye, yaşamak istiyorsa, artık hidayete ermelidir.