KUR’AN VE İLİM çalışmalarımız devam ediyor-3
KUR’AN VE İLİM seminerleri çalışmalarımız 862 hafta yani 17 yıldır devam ediyor, dedik… 7 haftadan beri HİCR SURESİ üzerinde çalışıyoruz, dedik… Bu hafta sıra 39-47. ayetlere gelmişti… Aktarmakta olduğum bölümler 44-45. ayetlerden derlenmiştir...
45. ayet kısa ve şöyle: “İnne’l-MUTTEKÎNE fî CENNÂTİN ve UYÛNİN.” Meali de şöyle: “Muhakkak ki, muttakiler (ittika sahipleri) cennetlerin içinde ve pınarlardadırlar.”
Minik bir hatırlatmayla devam edelim: Bugünkü bu yazıdan daha çok yararlanmak için, bundan önceki iki yazıyla birlikte okunmasında yarar vardır.
Adil Düzen Çalışanlarına şimdi farz olan, bir veya birkaç ADİL DÜZEN İŞLETMESİNİ KURMAKTIR. Artık halkımıza örnek uygulamaları gösterme zamanıdır.
Yaşı elliyi geçmiş insanlardan bu hamleyi bekleyemezsiniz...
Genç akademisyenler, genç kurmaylar; sizin önünüzde çok şerefli bir görev vardır. Kendinizi ona göre hazırlayacaksınız. Herkes kendi mesleğinin ADİL DÜZENİNİ, KUR’AN DÜZENİNİ öğrenmelidir. Yarın kaderin sizi hangi göreve getireceğini bilemezsiniz.
Oraya geldiğiniz zaman hazırlıklı olun.
Biriniz kafasına, ben İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı olacağım diye koyacak ve çalışacaktır. Bir diğeriniz, ben İzmir’e başkan olacağım diye çalışacak...
Bir başkası, ben başbakan olacağım diye çalışacak...
Bir başkası, ben kooperatif başkanı olacağım diyecek...
Herkes kendisine bir yer seçmeli ve kendisini ona göre yetiştirmelidir, “Adil Düzen”de yetiştirmelidir. Ben herkese bir hedef tayin ediyorum.
Medhal Gurubu proje ve planlamayı yüklenmelidir, projeleri hazırlayıp beklemelidir. Örnek olarak, İstanbul Kanal Projesi var. Bugünkü iktidar bunu “yap-devret” şeklinde hazırlıyor. Bu zararlıdır. Çünkü yabancı sermaye gelecek, işçilerimizi orada çalıştıracak, tarım ve sanayi sektörümüzü çökertecek... Ayrıca, 25 sene Türk halkı onlara haraç ödeyecek...
Oysa biz, “KANAL SENEDİ” çıkarıyoruz. Yurt içinde ve yurt dışında herkes buna katılabiliyor. Parça parça ihale ediyoruz. Belli vadeler koyuyoruz. Onu yapana “Kanal Senedi” veriyoruz. Onlar satıyorlar. Burada çalışanların ücretlerini piyasa ücretinden düşük tutuyoruz. Türkiye sanayi ve tarım sektöründe iş bulamayanlar buraya geliyorlar. Ülkemize gelen Suriyeliler de burada çalışıyor. Eski Sovyet halkı gelip burada çalışıyor...
O halde, Medhal Gurubu veya başka bir gurup, “Kanal Projesi”ni sözleşmeleri ile birlikte hazırlayıp kitap halinde bastıracaktır. Böylece kendisi proje yapmayı da öğrenir, yarın “Adil Düzen” iktidar olduğu zaman ne yapacağını bilmiş olur...
Ayette “CENNETLERDE” ifadesi/kelimesi vardır. “CENNÂT” kelimesi burada kurallı dişi çoğul olarak gelmiştir. Cennetler birbirini tamamlayacaklardır.
Biz seralar kuracağız. Bir sera 1000 metrekare kadar olacaktır. Burasını bir aile işletecektir. Ürünü alıp pazarlama işi KOOPERATİFE ait olacaktır. Yüz dönümlük bir alanda bir semt oluşacaktır. Buradaki bitki artıklarını besin olarak yiyecek hayvanlar için bir de kümes veya ahır tesis ediyoruz. Bunların ürettikleri gübre seramızın gübresi oluyor.
Demek ki “CENNÂTİN” denmiş olması, her sera ve çiftlik ayrı ürünlerin serası olacak ve ayrı ağılı olacak. Bunlar arasında dayanışma olacak, işbölümü olacaktır.
“Cennet” kapalı alan demektir. Sera manasını da alır. Bugünkü teknoloji ile yüz katlı binalar yapılmaktadır. Yani 300 metre yüksekliğinde kapalı alan yapabiliriz. Artık teker teker evlerin çatısı olmaz, tüm kent tek çatı altına alınmış olur. Burası bir cennet olur. Belki bir bucak tek çatı altında toplanır. Bucaklar arası dayanışma ortaya çıkar...
Akevler projelendirmelerinde bunların küçük çaptaki tekniği geliştiriliyor. Şimdilik yüz metrekarelik bir sera ile denemeye başladık... İzmir Akevler bunun üzerinde çalışmaya başladı... İlk sera bin metre yani bir dönüm olacak; sonra on dönüm olacak... Teknoloji geliştikçe alan da gelişip genişleyecek ve büyüyecektir...
Ve’s-SELÂM mea’d-DUÂ…