Reşat Nuri Erol
İki Makale, İki Medeniyet Teşhis ve Tedavi; Adil Düzen
27.09.2023
1079 Okunma, 0 Yorum

  

İki Makale, İki Medeniyet...

Teşhis ve Tedavi; Adil Düzen

-Bugün 4 Temmuz 2023 Salı…

-Milenyumun henüz 23’ncü yılındayız…

-Medeniyetler milenyumların başında kurulur…

-Milenyumumuzun medeniyetinin kuruluş aşamasındayız…

Bu BİR!

*

İlk medeniyet kurucusu peygamber Hazreti Nuh aleyhisselam idi…

Devamında her bin yılda bir gelen ülü’l-azm peygamber yeni medeniyet kurdu…

Sırasıyla Hazreti Nuh, Hazreti İbrahim, Hazreti Musa, Hazret İsa, Hazreti Muhammed (A.S.)…

Bu beş peygamberin geçmiş beş bin yılda kurdukları Hakk’a dayalı medeniyetler zamanla kuvvete dayalı medeniyetler dönüştüler ve o kuvvete dönüşen medeniyetlerin ardından her milenyumun başlarında yeni Hakk’a dayalı medeniyetler kuruldu…

Nitekim son İslam Medeniyeti ya da ilk Kur’an Nizamı Medeniyeti’nin ardından Avrupa veya Batı Medeniyeti kuruldu, beş asırda zirveye ulaştı, yaşayacağı kadar yaşadı ve çöküş yani ölüm aşamasına geldi…

-Batı Medeniyeti çökerken…

-Yeni Kur’an Medeniyeti doğuyor…

-Yarım yüzyıllık bizim Adil Düzen çalışmalarımız…

-Aynı zamanda Yeni Kur’an Medeniyeti kurma çalışmalarımızdır…

Bu da İKİ!

*

www.akevler.org yayı sitemize bu ana konular ile ilgili aklınıza gelen soruları “Site İçi Arama” bölümüne yazarak sorarsanız onlarca cevaba ulaşabilirsiniz...

Bu ÜÇ!

*

Başlık olarak ne dedik?

“İki Makale, İki Medeniyet…

Teşhis ve Tedavi; Adil Düzen…”

Sözü fazla uzatmadan asıl ne demek istediğimizi bir kere daha hatırlatalım ve sizi bugünkü günlük okumalarımızda ulaştığımız ve başlıkta sözünü sözünü ettiğimiz teşhis mahiyetindeki “İki Makale” ile baş başa bırakalım…

Hatırlatmamız şudur:

Bizim artık yarım yüzyılı da aşan Adil Düzen çalışmalarımız aynı zamanda Yeni Kur’an Medeniyeti kurma çalışmalarımızdır ve bu çalışmalarımız günlük ve haftalık olarak devam ediyor, elhamdülillah…

Bu da DÖRT!

 

***

 

Medeniyetler insanlar gibi doğarlar, büyürler, ölürler

Vahdettin İnce

Star, 4 Temmuz 2023 Salı

Hiçbir insan bu mutlak sondan kurtulamadığı gibi hiçbir medeniyet de bu kaçınılmaz akıbetten vareste değildir.

Önceki yazımızda Batı medeniyetinin kalbi sayılan Fransa'nın Başkenti Paris'te yaşanan olayların, Batı medeniyetinin sona yaklaştığının göstergesi olduğunu ima eden ifadelerim, başlıkta yer verdiğim bu gerçeğe dayanıyordu. Yoksa Paris protestoları esnasında yaşanan, yakmaları, yıkmaları onayladığım anlamına gelmiyordu. Fransız polisinin gencecik bir çocuk olan Nael'i (Nail) sırf Arap ve Müslüman olmasından hareketle anlaşıldığı kadarıyla durduk yere öldürmesini, Batıda, özellikle Fransa'da yükselen ırkçılığın, yabancı düşmanlığının ve İslamofobinin bir neticesi olduğunu ve bunun da Batı medeniyetinin sona yaklaştığı anlamına geldiğini vurgulamak istemiştim. Yüz yıllardır ülkelerinin yer altı ve yer üstü bütün zenginlik kaynaklarını sömürüp aç biilaç bırakan ve bir lokma ekmek için derme çatma teknelerle kendilerini azgın denizlerin sularına atan insanları ölüme iten bir medeniyet batmayacak da ne olacak? İlelebet payidar mı kalacak? Tam tersine, tarihin akışı ve sosyolojinin değişmez kuralları bu tutum ve davranışların her birinin bir medeniyet için tükenişe sürüklenişin işaretleri olduğunu söylemektedir.

Bu yüzden Batı medeniyeti doğal ömrünü tamamlamış bulunuyor diyorum. Her şeyden önemlisi üretemiyor artık. Hemen bana teknoloji alanındaki baş döndürücü gelişmeleri... falan anlatmayın. İnsanlığın bu bağlamda seviye atlaması, sürekli gelişmesi bir medeniyetin gölgesinde, öncülüğünde gerçekleşiyor olsa da aslında medeniyetlerden bağımsız bir olgudur. Daha doğrusu bilimsel gelişmeleri suların yükselmesine benzetirsek eğer, insanlığa önderlik etme konumunda olan medeniyetler, suların yükselmesinin sağladığı menfaatlerden diğer medeniyetlerden daha fazla yararlanırlar ve yükselen sular sayesinde yüzmeye başlayan gemiye kaptanlık ederler, rota çizerler sadece. Diğer bir ifadeyle, dünyanın her tarafında ortaya çıkan verileri, bir medeniyet yeni bir veriye dönüştürür, daha işlevsel hale getirir, kendi mührünü vurur ve bu bağlamda öncülük eder. Ayrıca Batı medeniyetinin insanlığın ortak değeri olan teknolojiyi nasıl ve hangi amaçlar için kullandığı da ayrı bir tartışma konusu. Mesela atomu parçalaması müthiş bir gelişmedir, evet ama bunun nasıl bir ölüm olup kimlerin başına yağdığını da biliyoruz. Liste bu satırlara sığmayacak kadar kabarık olduğu için elindeki ileri teknoloji aracığıyla işlediği diğer günahlarından bahsetmiyorum bile. Dolayısıyla değer derken, özellikle ahlâkî değerleri kast ediyorum.

Batı medeniyeti artık kendi medeniyet anlayışı çerçevesinde de olsa ahlâkî değer üretemiyor. Tam tersine dünyaya teknoloji ihraç eder gibi cinsel sapkınlık dayatmak şeklinde ahlaksızlık üretiyor. Bunlar da onun sonunu hızlandırıyor.

Hızla tükenişe doğru gittiğinin en önemli göstergesi, öteden beri kendisine yöneltilen eleştirileri, protestoları, gösterileri ve hatta terör eylemlerini soğukkanlılıkla karşılayan ve en sert önlemleri alırken bile bu işin faillerinin mensup oldukları milletlerin geleneksel değerlerine saldırmamaya özenle dikkat eden Batı'nın, on yıllardır giderek hırçınlaşmış olmasıdır. Mesela birinci dünya savaşından sonra işgal ettiği İslam âleminin her tarafından kendisine karşı bağımsızlık savaşları verilirken, yaşanan çatışmalarda binlerce askeri ölürken bile özgürlük savaşçılarının dinleri olan İslam'a yönelik suçlayıcı bir tutum içinde olmamaya özen gösterirdi. Fakat son yıllarda Batı, "insanlığa önderlik etme" tarihinde bir ilk olarak "İslam fundamentalizmi", "İslami terör" gibi kavramlarla doğrudan İslam'ı hedef alıyor, hedef alınmasına göz yumuyor. Daha önce işgalini, sömürüsünü, katliamlarını... medeniyet, özgürlük, eşitlik, insan hakları gibi paravan kavramlarla gerekçelendiren, perdeleyen Batı, artık bunların inandırıcı olmamaya başladığını görmüş olacak ki doğrudan insanların dinlerine, mukaddesatlarına, inançlarına hem de alabildiğine hırçın ve olabildiğince çirkin yöntemlerle saldırıyor, saldırılmasına zemin hazırlıyor.

Batı medeniyeti hırçın ve öfkelidir artık. İnandırıcı olamadığını fark ettiği için. Öfkeli ve hırçın bir insan nasıl çirkin oluyorsa, öfkeli ve hırçın bir medeniyet de çirkin olur çünkü.

Nitekim yüzyıllardır içinde ustaca gizlediği kinini, maharetli elleriyle yaptığı makyaj sayesinde örttüğü çirkin yüzünü göstermeye başladığının son örneklerinden biri de İskandinav ülkelerinde Mushaf'ı yakması, yakılmasına izin vermesidir. O kadar hırçın ve öfkelidir ki artık çirkin yüzünü gizleme gereğini bile duymuyor.

Batmakta olan bu medeniyetle birlikte yerin dibine geçirilmek istemiyorsak eğer, arkamızda nasıl bir ilişki bulunuyorsa bulunsun, bizi hangi şartlar hangi zulümlerine bulaştırmışsa bulaştırsın, hepsini geride bırakmalı, Lut peygambere yapılan uyarıyı dikkate alarak arkamıza bakmadan bağlarımızı kesmeli ve bizi bekleyen sabaha ulaşmaya bakmalıyız, derim. Bu hırçın, hırçınlaştığı için gittikçe çirkinleşen medeniyeti en azından gönlümüzden çıkarmalıyız.

https://www.star.com.tr/yazar/medeniyetler-insanlar-gibi-dogarlar-buyurler-olurler-yazi-1796319/

 

***

 

Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste

İhsan Aktaş

Yeni Şafak, 4/07/2023 Salı

Uygurların bir atasözü var, duyduğumda çok etkilenmiştim: Kâinatta adaletsizlik ilk kapıdan geri döner.

Hazreti Adem’den günümüze insanlar arasında ne kin ve nefret, ne kavga, ne de savaşlar eksik olmamıştır.

İlahi dinler, peygamberler, filozoflar, kanaat önderleri, akil adamlar insanlar arasında sulhu, barışı ve bir arada yaşamayı tesis etmek için çaba göstermişlerdir.

Büyük devletlerin küçük devletleri işgal etmesi, bir imparatorluğun başka bir imparatorluğun topraklarına girmesi ya da Moğol istilası gibi dünyada büyük istilalar olmuş ve büyük sürümler meydana gelmiştir.

İmparatorluk kültüründe, Roma’da, Osmanlı’da, Timur imparatorluğunda ya da Abbasî hilafetinde yönetimin de, savaşın da, başka milletleri işgal etmenin de bir hukuku vardır.

Sömürgecilik dönemi ve modern çağ istilası, tarih boyunca hiçbir zulme, hiçbir istilaya benzemeyen sistematik bir zülüm ve köleleştirme sistemi getirdi.

Batılı sömürge devletlerinin bütün hikayesine eğilmek yerine, sadece Fransa’nın Afrika’da yaptıklarını biraz göz atabiliriz.

Modern bilimin gelişmesi, keşifler ve sanayileşmeden önce başka devletlerin durumu Avrupa ya da Asya devletleri birbirinden çok farklı değildi. Sömürge çağı öncelikli olarak baharat ticaretinden dolayı Asya ülkelerinden başladı. İngiltere, İspanya, Hollanda bütün Asya ülkelerini işgal ettiler.

Daha sonra sıra, Afrika’nın zengin maden ve petrol yataklarına, uranyum ve benzeri yer altı zenginliklerine geldi. Uzakdoğu seyahatlerinde ve sömürgelerde daha çok büyük tekneler kullanılıyordu. Afrika kıyı şeridinin suları sığ olduğu için büyük teknelerle ve gemilerle buraya yanaşılamıyordu. Yatay gemilerin ve teknelerin keşfedilmesi, yeni sömürgeciliğin de kapısını aralamış oldu.

Çok derin tarih analizlere girmeyelim. Afrika’nın bazı ülkelerinde köle hapishanesi olarak kullanılan, yani kölelerin toparlanıp, denizden Amerika’ya sevk edilmeden alıkonduğu yerlerde kurulmuş bazı müzeler var. Sadece o müzelerin incelenmesi bile insanı insanlığından utandıracak hale getiriyor.

Geriye, bıraktığımız yüzyılda Afrika’dakiler, Asya’dakiler açlıktan ölmeye devam ettiler. Kıtlıklarla, kuraklıklarla mücadele ettiler. Ve çoğu zaman bir yudum suya muhtaç kaldılar. Buna mukabil Paris’te, Londra’da, Berlin’de insanlar 60.000 $ ortalama yıllık gelirle yaşamaya devam ettiler. Bir kıtanın sefaleti, diğer kıtanın refah haline geldi.

Bu düzenin kıyamete kadar süreceğine dair bir beklenti vardı, ama Uygurların “adaletsizlik kapıdan döner” dediği, ya da bizim, “alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste” dediğimiz atasözleri gerçekleşiyor gibi.

Bırakın Afrika topraklarını, bugün Fransa’da halkın yaklaşık %20’si, Kuzey Afrika’dan ve Afrika’nın derinliklerindeki sömürge topraklarından gelmiş insanlardan oluşuyor. Ve bunlar Fransa’nın içine alınmadılar, refah payından nasiplenmediler. Çok az okumuş yazmış veya iş insanı olmuş dar bir kesimin dışındakiler, Fransa’da yine Afrika’daki gibi yaşıyorlar. Buna mukabil Fransızların ötekileştirici, dışlayıcı, din düşmanı, İslam düşmanı, Afrikalı düşmanı tavırları ve kibirleri devam etmektedir.

Batı, modern dönemde kendi içinde bir hukuk sistemi, bir ahlak sistemi oluşturmuştu. Bugün baktığınız zaman artık Batılı değerler, insanlığı değil, Batılıları da mutlu etmiyor. Nasıl ki İslam medeniyeti gerilediğinde Batı gelip onun yerini almaya çalıştıysa, bugün Batı’nın gerileme döneminde, İslam medeniyetinin kendisini, kendi adalet duygusunu, merhamet duygusunu, iç tutarlılıkla ve rasyonellikte tartışmaya başlaması gereken bir dönemdeyiz.

Elbette ki Batı’ya karşı meydan okumada, onların kusurlarını görmede, onların adaletsizlikleri hakkında bazı fikirlerimiz var. Ancak bizim bugün, sağlam vahiy kaynaklarından, hadis kaynaklarından, Gazali’den, Teftâzânî’den, İbn-i Arabî’den ve birçok büyük ulemadan fikir devşirerek yeni bir vizyon ortaya koymamız gerekmekte.

Medeniyetleri nöbet değişimi tahterevalli gibidir. Bir taraf düşüşe geçerken, diğer taraf yükselişe geçer. Bizim sadece Türkiye’de yaşayanların değil, artık tüm insanların sancısını duyup, bu amaçla kafa yormak, tartışmak, üretmek, insanların umuda yelken açmalarını sağlamak için çaba harcamamız gerektiğini Fransa’daki olaylar bize bir daha göstermiş oldu.

Müslüman olmayanlar, ya da ötekiler de bize çok yabancı değiller. Hazreti Ali’nin dediği gibi: İnsanların birçoğuyla hilkatte eş ve Müslümanlarla dinde kardeşiz.

https://www.yenisafak.com/yazarlar/ihsan-aktas/alma-mazlumun-ahini-cikar-aheste-aheste-4542662   4.7.2023 

 

 

 

 

 






Çok Okunan Makaleler
Reşat Nuri Erol
M.Tekelioğlu; 15 Temmuz’a doğru: travmadan kurtulmak…
7.07.2017 131331 Okunma
Reşat Nuri Erol
Süleyman Karagülle - Altın Ekonomisine Geçiş
2.11.2013 33325 Okunma
2 Yorum 30.01.2016 22:15
Reşat Nuri Erol
T. C. 1921 ANAYASASI’nın Temel Maddeleri
22.02.2016 18557 Okunma
1 Yorum 22.02.2016 07:19
Reşat Nuri Erol
Şeyma Yavuz ve MAKALESİ… İbn Haldun ve “MUKADDİME”Sİ…
1.07.2015 16509 Okunma
2 Yorum 03.07.2015 00:23
Reşat Nuri Erol
FAİZ imparatorluğu ve ROTHSCHİLD ailesi
29.03.2016 16423 Okunma
1 Yorum 29.03.2016 01:12
Reşat Nuri Erol
Ekrem Dumanlı, Mümtaz’er Türköne, Ali Bulaç ve İSLÂM/cı
2.07.2015 15548 Okunma
7 Yorum 23.07.2015 19:54
Reşat Nuri Erol
Yüz Yıl Önce - Yüz Yıl Sonra; ne değişti?
26.07.2015 14796 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 12:51
Reşat Nuri Erol
AKP’yi kim kuşa çevirdi, Erdoğan mı Davutoğlu mu?
26.06.2015 14784 Okunma
6 Yorum 08.07.2015 13:24
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları
29.07.2015 14650 Okunma
4 Yorum 30.07.2015 11:51
Reşat Nuri Erol
Kahramanlarım: Erbakan, Aliya, Muhammed Ali
7.06.2016 14545 Okunma
2 Yorum 07.06.2016 02:58
Reşat Nuri Erol
Çok önemli hatalar, çok önemli uyarılar ve…
7.10.2018 14463 Okunma
11 Yorum 09.10.2018 00:22
Reşat Nuri Erol
“Asâ Rabbukum En Yerhamekum…”
16.01.2017 14308 Okunma
9 Yorum 17.01.2017 12:20
Reşat Nuri Erol
Tarımda faiz, icra ve iflas
26.04.2010 14205 Okunma
Reşat Nuri Erol
Suriyeliler “sığınmacı/mülteci” mi, “muhacir” mi?
5.09.2015 14179 Okunma
3 Yorum 05.09.2015 17:56
Reşat Nuri Erol
İslam Tarihinde Anayasa; Medine Anayasası ve ...
14.10.2011 14057 Okunma
Reşat Nuri Erol
Hayrettin Karaman; Âdil Düzen Nasıl Olmalıdır?
4.08.2015 13808 Okunma
3 Yorum 04.08.2015 21:11
Reşat Nuri Erol
Sömürü sermayesi ve kuyrukları tövbe ederse…
16.08.2015 13781 Okunma
4 Yorum 19.08.2015 00:56
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın Türkiye ve dünyadaki inkılâpları
23.02.2015 13664 Okunma
2 Yorum 25.02.2015 11:21
Reşat Nuri Erol
İkrazatçılık!
9.04.2010 13536 Okunma
Reşat Nuri Erol
Harun Ö. “İslâmcılk” yazıları-10; SAİD-İ NURSÎ
13.08.2015 13474 Okunma
3 Yorum 15.08.2015 17:32
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’İn İSLÂM-CILIK yazıları-2; ERBAKAN FAKTÖRÜ
29.07.2015 13459 Okunma
5 Yorum 30.07.2015 11:44
Reşat Nuri Erol
Suruç bombası, sermaye-siyaset çatışması ve IŞİD
24.07.2015 13445 Okunma
2 Yorum 24.07.2015 07:35
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre Adil Ekonomik Düzen’de VERGİ
14.03.2016 12935 Okunma
3 Yorum 14.03.2016 14:05
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen dışında çözüm reçetesi olan var mı?
8.09.2015 12864 Okunma
2 Yorum 08.09.2015 07:11
Reşat Nuri Erol
R. Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Abdullah Gül
25.06.2015 12674 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 13:16
Reşat Nuri Erol
Ve zekkir fe inne’z-zikrâ tenfeu’l-mü’minîne
10.08.2015 12660 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 22:44
Reşat Nuri Erol
Çözüm “Âdil Kur’an Düzeni”dir
22.02.2015 12527 Okunma
5 Yorum 23.02.2015 21:48
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları-9
10.08.2015 12407 Okunma
3 Yorum 11.08.2015 13:47
Reşat Nuri Erol
Sn. Cumhurbaşkanımıza ve ilgililere açık mektup!
1.08.2015 12278 Okunma
3 Yorum 02.08.2015 08:07
Reşat Nuri Erol
Ya-pa-ma-dı-lar… YA-PA-MA-YA-CAK-LAR…
1.06.2015 12261 Okunma
5 Yorum 02.06.2015 10:49
Reşat Nuri Erol
Anlatıp ve nasihat ediyoruz; dinleyip yapsalar…
3.08.2015 12236 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 14:50
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın “ADİL DÜZEN” Söyleminin Teorisi-1
3.03.2016 12232 Okunma
3 Yorum 06.03.2016 14:53
Reşat Nuri Erol
‘E LEYSE MİNKÜM RACULÜN REŞÎD’ (âyet)
14.09.2015 12212 Okunma
2 Yorum 14.09.2015 20:56
Reşat Nuri Erol
İkrazat yasal tefecilik!
9.04.2010 12176 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Sistem kurmak’ ve ‘hazin (vahim) durum’
9.01.2017 12130 Okunma
8 Yorum 23.01.2017 00:31
Reşat Nuri Erol
“Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhâmı”…
27.12.2018 12108 Okunma
9 Yorum 28.12.2018 08:15
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!
10.07.2015 11898 Okunma
2 Yorum 10.07.2015 06:06
Reşat Nuri Erol
“İSLÂM DÜZENİ” tüm insanlar içindir
5.05.2013 11696 Okunma
Reşat Nuri Erol
7 Haziran’da oyumuzu bu şuur ile kullanalım
30.05.2015 11641 Okunma
3 Yorum 30.05.2015 16:30
Reşat Nuri Erol
24. Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi
1.12.2015 11619 Okunma
1 Yorum 01.12.2015 06:41
Reşat Nuri Erol
Çağımızın Nuh’un Gemisi “ADİL KUR’AN DÜZENİ”dir
29.05.2015 11503 Okunma
4 Yorum 29.05.2015 18:44
Reşat Nuri Erol
Sermayeye ve siyasilere önerimiz var
8.08.2015 11386 Okunma
3 Yorum 10.08.2015 20:14
Reşat Nuri Erol
Seçime kadar “AYG” uyarılarına devam…
20.09.2015 11296 Okunma
4 Yorum 20.09.2015 06:16
Reşat Nuri Erol
İdam, kısas, diyet, anayasa, şeriat, hukuk…
23.11.2012 11256 Okunma
Reşat Nuri Erol
Cennet karşılığı mal ve can ile cihad etmek
14.04.2013 11253 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Türkiye’de Değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor?’
3.02.2016 11212 Okunma
1 Yorum 03.02.2016 22:48
Reşat Nuri Erol
Sosyal tufan ve sömürünün çözümü Adil Düzen’dir
10.11.2015 11207 Okunma
2 Yorum 16.11.2015 07:22
Reşat Nuri Erol
Yine “biz” kazanacağız…
15.08.2015 11138 Okunma
2 Yorum 15.08.2015 15:00
Reşat Nuri Erol
Kur’an Ayında “KUR’AN DÜZENİ” hatırlatmaları-2
5.07.2015 11125 Okunma
2 Yorum 05.07.2015 11:49
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi sonucundan alınacak dersler
9.06.2015 11124 Okunma
3 Yorum 15.06.2015 03:15
Reşat Nuri Erol
İman, ilim, amel, fıkıh, fikir, zikir ve ekonomi
30.04.2014 11113 Okunma
Reşat Nuri Erol
Başkanlık sistemi değil, “Adil Düzen” gelmelidir
20.06.2015 11070 Okunma
3 Yorum 20.06.2015 20:30
Reşat Nuri Erol
‘Sosyal Tufan’a karşı ‘Adil Düzen Gemisi’ inşa ed
27.12.2014 11051 Okunma
4 Yorum 25.05.2015 09:49
Reşat Nuri Erol
VakıfBank “FAİZSİZ BANKA” olmalıdır
25.03.2015 11045 Okunma
2 Yorum 05.04.2015 18:14
Reşat Nuri Erol
ADİL DÜZEN ‘gönüllü’ mü , ‘zorla’ mı gelsin?
16.01.2016 11044 Okunma
2 Yorum 16.01.2016 22:08
Reşat Nuri Erol
Mustafa Deniz; Bu düzen adil değil
4.08.2015 11042 Okunma
4 Yorum 04.08.2015 21:06
Reşat Nuri Erol
Aliya İzzetbegoviç: ‘Kur’an edebiyat değil, hayattır’-4
10.12.2015 11038 Okunma
2 Yorum 10.12.2015 22:22
Reşat Nuri Erol
AK Parti ya “gömlek giyecek” ya da silinecek
28.06.2015 11020 Okunma
3 Yorum 02.07.2015 12:56
Reşat Nuri Erol
Esbaba tevessül eder, sonra tevekkül ederiz...
7.09.2014 10937 Okunma
Reşat Nuri Erol
Soru-yoruma cevap ve bir aileden gelen yorum
12.08.2015 10931 Okunma
4 Yorum 14.08.2015 07:17
Reşat Nuri Erol
Değişim devam ediyor VE LÂ GÂLİBE İLLALLAH
2.04.2016 10905 Okunma
1 Yorum 02.04.2016 12:53
Reşat Nuri Erol
15 Temmuz: Teşhis ve Tedavi; KUR’AN VE İLİM ile
28.08.2016 10852 Okunma
2 Yorum 29.08.2016 20:48
Reşat Nuri Erol
Faiz meselesi, bankalar ve çözüm önerileri-3
16.02.2015 10799 Okunma
2 Yorum 16.02.2015 08:34
Reşat Nuri Erol
İslâm hukuku, Batı hukuku ve olumsuz etkisi
9.02.2016 10713 Okunma
1 Yorum 09.02.2016 08:10
Reşat Nuri Erol
HIZIRLA KIRK SAAT
30.12.2015 10616 Okunma
1 Yorum 31.12.2015 13:01
Reşat Nuri Erol
MEHMET HİKMETUMUT ve KUR’AN VE İLİM 819. Hafta Seminer
4.07.2015 10573 Okunma
4 Yorum 05.07.2015 14:31
Reşat Nuri Erol
IMF’nin alternatifi nedir?
13.03.2010 10561 Okunma
Reşat Nuri Erol
ÜSKÜDAR SOHBETLERİ-2 İSLAM MEDENİYETİ VAKFI
7.04.2016 10560 Okunma
1 Yorum 07.04.2016 23:36
Reşat Nuri Erol
“SOSYAL TUFAN” dediğimiz, İŞTE BUDUR!
23.05.2016 10480 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:09
Reşat Nuri Erol
Prof.S.Tekir: GÜÇLÜ PARA veya PARANIN GÜCÜ
1.09.2016 10472 Okunma
1 Yorum 01.09.2016 09:51
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı anlamak, yapılması gerekenleri yapmaktı
6.03.2015 10468 Okunma
1 Yorum 06.03.2015 07:26
Reşat Nuri Erol
ÇARE VE ÇÖZÜM KUR’AN’DA
31.05.2015 10421 Okunma
2 Yorum 15.07.2015 07:10
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre “Selem Senedi Karşılığı Kredi”
13.03.2016 10390 Okunma
1 Yorum 13.03.2016 08:53
Reşat Nuri Erol
Çözüm Süreci ve HDP’nin önemli hatası
10.08.2015 10334 Okunma
2 Yorum 11.08.2015 15:48
Reşat Nuri Erol
“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!”
4.09.2015 10320 Okunma
1 Yorum 04.09.2015 06:00
Reşat Nuri Erol
Seçime giderken oynanan oyunlara dikkat!
12.09.2015 10196 Okunma
3 Yorum 13.09.2015 06:45
Reşat Nuri Erol
Toprak, tarım ve ‘tarım stratejisi’
26.04.2010 10127 Okunma
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir'den Doğu Perinçek yazısı!
25.10.2015 10089 Okunma
1 Yorum 25.10.2015 20:22
Reşat Nuri Erol
Kooperatif sistemi ile ‘ortaklık sistemi’ gelmekte
17.11.2018 10076 Okunma
5 Yorum 30.11.2018 11:55
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’in İSLÂMCILIK yazıları: Atatürk İslâmcılığı
18.10.2015 10006 Okunma
1 Yorum 18.10.2015 10:45
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 828. hafta seminer notlarından…
30.08.2015 9926 Okunma
3 Yorum 30.08.2015 11:50
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi, sorunlar ve mucize Kur’an-1
13.06.2015 9913 Okunma
2 Yorum 14.06.2015 07:41
Reşat Nuri Erol
KUR’AN ayetleri, Kadıhan, Hülagû ve HALEP!
19.12.2016 9887 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 10:27
Reşat Nuri Erol
Sermaye dünyayı ne hâle getirdi; ne yapmalıyız?
30.11.2012 9878 Okunma
Reşat Nuri Erol
Prof.Dr.Sabri TEKİR: TÜRKİYE VARLIK FONU
10.02.2017 9861 Okunma
3 Yorum 12.02.2017 20:52
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM bütün sorunları çözer
19.05.2015 9818 Okunma
1 Yorum 19.05.2015 11:17
Reşat Nuri Erol
Hukuk Düzeni
21.04.2013 9802 Okunma
Reşat Nuri Erol
“Millî Görüş ve Adil Düzen” olmadan bu kadar!
2.10.2015 9692 Okunma
1 Yorum 02.10.2015 07:02
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi ve Ortaklık Sistemi Bankaları
22.10.2018 9690 Okunma
4 Yorum 30.11.2018 08:26
Reşat Nuri Erol
MİLLÎ GAZETE için her gün bir şey yapmak
14.01.2016 9650 Okunma
4 Yorum 24.01.2016 23:20
Reşat Nuri Erol
Yargı sorununun çözümü hakemlik sistemidir
19.02.2014 9593 Okunma
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı Adil Düzen’den vazgeçirme raporu (tekrar)
2.12.2018 9538 Okunma
3 Yorum 02.12.2018 12:05
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!-2
11.07.2015 9510 Okunma
1 Yorum 11.07.2015 03:53
Reşat Nuri Erol
S. Karagülle; BİR İLİM ADAMININ ERBAKAN TAHLİLİ...
4.08.2015 9469 Okunma
2 Yorum 04.08.2015 21:35
Reşat Nuri Erol
Seçim sonucu ne olursa olsun, Asıl Yapılması Gereken
1.11.2015 9333 Okunma
1 Yorum 01.11.2015 06:05
Reşat Nuri Erol
Gece, saat üç; bir, iki, üç (yazı)! Ve (dördüncü yazı)
15.12.2016 9322 Okunma
1 Yorum 15.12.2016 02:49
Reşat Nuri Erol
H.Özdemir yazıları; Ak Parti İslamcı mı?
1.08.2015 9321 Okunma
3 Yorum 01.08.2015 16:33
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 738. Hafta Semineri’nden
17.11.2013 9315 Okunma
Reşat Nuri Erol
Evet… Asrın idrâkine söyletmeliyiz İSLÂM’ı…
17.03.2018 9306 Okunma
1 Yorum 17.03.2018 07:18
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 888. Hafta Seminerinden…
15.11.2016 9234 Okunma
3 Yorum 16.11.2016 12:41


© 2025 - Akevler