KUR’AN NİZAMI TEK ÇÖZÜMDÜR
Hazreti Âdem yaratılmış ve insanlar toplayıcılık, avcılık, çobanlık ve çiftçilik dönemlerini geçirerek yeryüzüne yayılmışlardır. Bu merhalelerin hepsi yeni toprak gerektiriyordu. Çoğalma ve uygarlaşma ancak yeni toprak elde etmekle elde edilebiliyordu.
Hazreti Nuh Peygamberden sonra insanlar artık yeni toprak elde ederek değil, aralarında işbölümü yaparak ve ürettiklerini değiştirerek gelirlerini ve nüfuslarını artırdılar. Beş bin senedir insanlık uygarlaşmaya başladı ve uygarlaşma merhaleleri geçirdi.
Uygarlığı tanımlarken şöyle tanımlıyoruz: İnsanların sattıklarının ürettiklerine oranı uygarlaşmanın derecesini verir. Uygarlık ancak yirminci yüzyılda tamamlandı.
Uygarlaşmanın olabilmesi için iki şeye ihtiyaç vardır.
BİR: Bunlardan biri TEKNOLOJİDİR. Teknolojik uygarlaşma ancak ulaşımının, haberleşmenin, aydınlanmanın (elektriğin) , bilgisayarların olduğu yerlerde olabilir. Bunun için Kur’an insanlara müsbet düşünme usulünü öğretti.
Müsbet düşünme usulü nedir?
Önce içtihat yapar tahmin edersin. Sonra uygular ve doğru düşündüğünü görürsün. Uygulama içtihatta hedeflenen sonuçları vermezse yeniden içtihat edersin.
İslâmiyet bu usulü ibadetlerdeki emirlerle sağladı. Kıbleyi arayanlar astronomiyi ve trigonometriyi keşfettiler. Helal olan etleri bulmak için de biyolojiyi keşfettiler. Böylece doğan müsbet ilimleri Batlılar uyguladılar ve bugünkü keşifler ortaya çıktı.
İKİ: Uygarlaşmanın ikinci yanı bölüşmedir, işbirliğinin yapılmasıdır. Bu da FIKIH ile gerçekleşir. İçtihat demek aynı zamanda SERBEST SÖZLEŞME demektir. Avrupalılar İslâmiyet’teki “Serbest Sözleşme Sistemi”ni uyguladıktan sonradır ki bugünkü uygarlığa ulaştılar. Serbest sözleşmenin temeli kitabiliktir. İlk nazil olan kitap Tevrat’tır. Tevrat şeriat kitabıdır, genel hükümleri içeriyordu. Hazreti Musa onu kavmine uyguladı, böylece İbrani uygarlığı doğdu. Bugün hâlâ o uygarlığın uzantısı ile çağımızın uygarlığını oluşturduk.
Uygarlık Mezopotamya’da doğdu. Oluşturanlar kimler? Peygamberler. Uygarlık sonra İbranilerde doğdu. Anadolu’nun batısına göç etmiş olan Atinalılar o zaman Batı Anadolu’da yaygın bulunan İbrani uygarlığını öğrendiler ve Grek ile Roma medeniyetlerini kurdular. Papalık hâlâ o uygarlığın devamı olarak vardır ve etkisini sürdürmektedir.
Bugün uygarlık teknoloji bakımından tamamlanmıştır ama FIKIH açısından eksiktir.
KUR’AN bu uygarlığın son kitabıdır, Hazreti Muhammed de son vahiy alan resuldür.
KUR’AN tüm insanlığı zulumattan nura/aydınlığa çıkarmıştır.
Zulumat demek cahiliye dönemini yaşamak demektir.
Çağımız dünyası zulumattadır/karanlıktadır.
KUR’AN NİZAMI tek çözümdür.
Artık kimse kendi ürettiğini tüketmiyor, başkalarının ürettiğini tüketiyor. Yukarıda açıklanan insanlığın ilk bin yıllardaki çağlarından bambaşka bir çağda yaşıyoruz.
Bu çağın sorunlarınız çözmeli ve ÜÇÜNCÜ BİNYIL UYGARLIĞINI KUR’AN NİZAMI ile kurmalıyız.
Biz Avrupa Birliği’nin ve topyekün Batı dünyasının bataklığına düşmemeliyiz, tam tersine onlara düştükleri faizci sermaye bataklığından kurtulmaları için yardımcı olmalıyız.
Bugünlerde Paris’te olay oluyor, ABD’de olay oluyor, Suriye’de olay oluyor...
Peş peşe ve durmamacasına cereyan eden olumsuzluklar vardır...
Allah acaba bu olumsuzluklarla insanlığa neyi bildiriyor?
Bize göre Allah insanlığa “KUR’AN NİZAMI” olmaksızın yani “ADİL DÜZEN”siz sorunlarınızı çözemezsiniz diyor, bir an önce “ASIL YAPILMASI GEREKENİ yapın diyor.