KUR’AN NURU sayesinde neler oldu, neler olacak?
KUR’AN VE İLİM 845. hafta seminerimizi de gerçekleştirdik, elhamdülillah…
16 sayfalık bu haftaki çalışmamızdan bir sayfalık minik bir demet sunuyorum…
Hazreti Nuh zamanında başlayan ve KUR’AN’IN İNZALİ yani KUR’AN NURU ile tamamlanan bir öğreti sonunda insanlık bugünkü duruma gelmiştir.
Müslümanlar önce Persleri, sonra Çinlileri yenerek insanlığı müsbet düşünceye götürdüler. İspanya’ya giderek müsbet düşünme mantığını Batı’ya ulaştırdılar.
Malazgirt Savaşı’yla başlayan bir serüvende Batı’ya coğrafyayı, kâğıdı, astronomiyi, pusulayı, barutu, gemiciliği öğreterek bugünkü uygarlığı kurdular.
Batılıların hâlâ mezuniyet törenlerinde giydikleri cübbeler medrese âlimlerinin kıyafetidir. Hâlâ Arap rakamları ile öğrendikleri cebir sayesinde denklemleri çözüyorlar. Batılılar, Abbasiler döneminde gerçekleştirilen tercümeler sayesinde, eski Yunan ile Roma’yı bile önce Müslümanlardan Arapçadan öğrendiler, Latince sonra gelişti.
KUR’AN NURU nedir diye düşünüldüğünde, öncelikle yukarıdaki gelişmelerdir.
Sonra, KUR’AN sayesinde gerçekleştirilen müsbet ilmin verileridir.
Daha fazlası: Usuldür... Fıkıhtır... Şeriattır... Sözleşmelerdir...
Bu KUR’AN NURU istişaredir, biattır, içtihattır, icmadır... Bu sayede hem çevremizi görüyoruz hem de ne yapacağımızı biliyoruz ve yine bu sayede ÜÇÜNCÜ BİNYIL UYGARLIĞINI hem kendimiz hem de bütün beşeriyet için kurmuş olacağız, inşallah…
Batı henüz bunları bilemiyor.
Batı ekseriyetin kalkan elleri ile kararlar almaktadır.
Batı dünyası bu haliyle zulüm içindedir, zalim düzen uygulamaktadır, zulumatın yani karanlığın ta kendisidir ve birileri de maalesef işte bu düzeni uygulama sevdasındadır!
Müslümanlar FIKIH VE USULÜ FIKIH ilimlerini geliştirdiler. Batılılar da teknolojiyi geliştirdiler. Teknolojideki araçlarla da müsbet ilimleri ortaya koydular. İnsanlık uygarlığı kendisi kurdu ve geliştirdi. Tarlaya tohum atarsınız. O tohum ilerde orman olur. Ormanı tarla yapmıştır ama atılan o tohum sayesinde olmuştur. KUR’AN da böyle bir tohumdur, ortaya atılmıştır ve filizleri yeşerip gelişmektedir. Artık ağaç olmuştur, birkaç meyve de vermiştir. Yakında dalları meyvelerle dolacaktır. Bundan sonra insanlık sonbaharda meyveleri verecek ve ilkbaharda yeniden başlayacaktır. Artık yeni tohum oluşmayacaktır. İŞTE BU SAYEDE KUR’AN ÇAĞIMIZDA İHTİYAÇ DUYULAN YENİ UYGARLIĞI DA GETİRECEKTİR.
Bu uygarlığın getirdiği sırat tüm insanlar için tek sırat olacaktır, Müstakim sırat olacaktır. Bu TEK SIRAT da KUR’AN’IN GETİRDİĞİ “ADİL DÜZEN” OLACAKTIR.
Hazreti Âdem’den beri insanlık dağıldı, dağıldı, ayrı ayrı yollardan yürüdü… Üçüncü binyıldan itibaren birleşmeye başlayacak ve tek sırat olacak, o da şeriat sıratı olacaktır... Birlik içinde özgürlük sıratı olacaktır... Seyahat hürriyeti şayet yol varsa, araç varsa, yakıt varsa gerçekleşir; bunlar yoksa hukuken özgür olursunuz ama fiilen özgür olmazsınız...
Fiilen özgür olmanız için birlik içinde olmanız gerekmektedir. Tek sırata ihtiyaç vardır. Yargı tekliğine ihtiyaç vardır. Özgür olmanız için de kendi içtihadınızla hareket edeceksiniz ve kendi seçtiğiniz hakemler tarafından yargılanacaksınız; hukukta çokluk, yargıda teklik. Yalnız bu birlik izzet içinde olacaktır. Korku ile değil, silah sebebiyle değil, ÇIKAR PARALELLİĞİ içinde ve GÖNÜL RIZASI ile sağlanan bir BİRLİK olmalıdır.
Bu da ancak İÇTİHAT SİSTEMİ ile oluşmuş hukuk sistemi ile sağlanabilir…
HAKEMLER İle oluşmuş YARGI SİSTEMİ ile sağlanabilir…
HİCRET DEMOKRASİSİ ile sağlanabilir...
(Not: Daha fazlası ve tamamı www.akevler.org sitemizin “Seminerler” bölümünde.)