Kapitalizmin lanetinden kurtulmak için çözüm
Başlığından da anlaşılacağı üzere, bundan önceki yazımda, “KAPİTALİZM (yani Sermaye) bitmiş, çözüm var; müjdemi isterim!” dedim ya; kaldığım yerden devam edelim…
Bu sömürü sisteminin kurucuları sonunda bütün dünyada lanet olundular. Sermaye bugün melundur. Tüm insanlık onlardan nefret etmektedir. Herkes kin beslemektedir ama korkularından veya durumun zorlaması sebebiyle onların yanındadırlar. Fırsat buldukları zaman fevc fevc onlardan uzaklaşacaklardır. Sermaye bugünkü “faizli zalim dünya düzenini” oluşturmuştur ve bu sistem, bu model, bu düzen artık ömrünün son demlerine gelmiştir.
Sermaye yani Kapitalizm ile birlikte bugün insanlık büyük sıkıntıdadır, dolayısıyla Türkiye de aynı durumdadır. Bu sıkıntının artık acil olarak giderilmesi gerekmektedir. İnsanlık Sermaye’yi ya yola getirmeli ya da yenmelidir; yenmesi de çok basit ve kolaydır.
Karşılıksız “dolar” yerine karşılığı olan “Altın Bono” çıkarılacaktır. Kişi elindeki Altın Bono ile hangi kuyumcuya girerse gram olarak o altını alma imkânına sahip olacaktır. Bunu “Kuyumcular Kooperatifi” yapacaktır. Devletler gümrükleri ve vizeleri kaldıracaklar, emek ve sermaye hareketleri serbest olacak, mal ve bilgi engellere uğramayacak...
Bunlar yapılırsa, “Mekke Fethi” sayesinde nasıl Mekke halkı kurtulmuşsa, bu sayede insanlık da kurtulmuş olur; aksi halde lanet devam eder ve ne olacağı belli olmaz...
İletişim ve haberleşme araçları sayesinde artık bir köy mesabesinde küçülen çağımız dünyasında Türkiye için de durum aynıdır. Millî olmayan, daha doğrusu Sermaye’nin güdümünde olan medya bütün melanetleri işlemektedir. Acilen millî medya oluşturulmalı, medya Sermaye’nin tehdit aracı olmaktan çıkarılmalıdır. Yerinden yönetim sistemi getirilmeli, hakemler sistemini getirilmeli, çalışana kredi sistemini getirilmelidir...
Ancak bu sayede dünya yani insanlık üzerindeki lanet bulutları dağıtılabilir. Herkesin birbirinden nefret etmesi, herkesin herkesle savaş içinde olması bu lanet sebebiyledir. Tüm savaşlar ve mafyalar hep Sermaye’nin sömürüsünü devam ettirmesi içindir. Bu sebeple herkes herkese düşmandır. Bu “zalim düzen”de devletlerin işi başka devletlere saldırmak, siyasilerin işi başka partiler aleyhinde bulunmak, işletmelerin işi diğer işletmeleri iflas ettirmektir...
Bugün insanlık ve Türkiye işte bu lanet girdapları içinde debelenmektedir.
Bir taraftan Avrupa Birliği’ne alacağız diye müzakere yapıyor, diğer taraftan PKK’yı finanse edip Türkiye’yi parçalamak istiyorlar! Avrupa Birliği’ne almak değil, Avrupa Birliği’nde Türkiye’yi yutmak istiyorlar. Bu da başka bir lanettir.
Bu kadar kötü tablodan sonra, bir de çare ve çözümden yani iyi tablodan söz edelim.
“İslâm düzeni”nde birlik ve beraberlik dayanışması vardır. “İslâm/silm/barış düzeni”nde insanlar hayırda yarışırlar. Mesela iki üretici firma yarışır, hangisi daha çok üretirse o firma diğerlerini geçmiş olur. Bunun çok üretmesi diğerinin üretmesini azaltmaz. Onlar da daha çok üretirler ama onu geçmezler. Sonunda o üretilen ürün insanlar arasında adil bir şekilde bölüşülür. Yeryüzü payından dolayı yarışı kaybeden işletme de çalışanlar da diğer firmadaki üründen yararlanırlar ve paylarını alırlar. “Adil Ekonomik Düzen” işte budur.
Oysa bugünkü “faizli zalim düzen”de bir firmanın kârı diğer firmanın zararına olmakta yani her türlü gelişme kendi aleyhlerinde olmaktadır. Kapitalist faizli sömürü düzeninde karşı firma iflas eder, dolayısıyla berideki firmanın kârı artar. Ne var ki üretim azaldığı için mallar iki misli pahalı olur, kâr eden firmalar aslında kâr etmemiş olur. Bir firmada bu böyledir. Patron kâr etse işçiler zarar eder, işçiler kâr etse patronlar zarar eder.
Oysa “Adil Ekonomik Düzen” yani “Ortaklık Ekonomisi” sisteminde işletme çok ürettiği zaman hem işverenler kâr ederler hem de çalışanlar daha fazla ücret alırlar.
Kapitalizm yani Sermaye’nin sömürü düzeninde “çıkar çatışması” vardır.
“Adil Ekonomik Düzen” yani “Ortaklık Ekonomisi”nde “çıkar beraberliği” vardır.