İstiğfar, tevbe, mağfiret ve ADİL DÜZEN
Bir taraftan cari gündem, günlük okumalar ve buna göre yapılan değerlendirmeler…
Diğer taraftan 840 haftadan beri devam eden haftalık tefsir seminerleri…
Ve zaman zaman bu çalışmalardan derlediğim köşe yazıları…
Bunların çok azını sizlerle paylaşabiliyorum. Gönül daha fazlasını istiyor ama… Yine de maksat hâsıl oluyor ve az da olsa burada yazdıklarım sayesinde bu çalışmalardan haberdar olan bazı arkadaşlar yurt içinde veya yurt dışında bu çalışmaları referans olarak alıp akademik çalışmalarında değerlendiriyorlar. Böylece kısmen maksat hâsıl oluyor. Daha fazlası ve daha ötesi, bunların ülkemizde, İslâm âleminde ve dünyanın her yerinde uygulanmasıdır. Artık çabamız bu merhalede bulunmaktadır. Nitekim geçen haftaki seminer çalışmamızda bu yönde ifadeler içeren üç ayrı sayfadaki kısa bölümleri bugün sizlere aktarmış olacağım.
*
Evet, önce istiğfar edilecek, sonra tevbe edilecek ve gerekli hazırlık yapılacak...
Yani halis istiğfar ve tevbeden sonra Allah mağfiret edecektir.
Yani semt kooperatifleri kurmaya karar vereceksiniz.
Kendi semtinizi kuracaksınız. Oraya hicret edeceksiniz. Orada şeriata göre yaşamaya başlayacaksınız. Kendi semtinizi kurmadan mevcut düzende ben şeriata göre yaşayacağım derseniz iflas edersiniz, hayattan elenip gidersiniz. İstiğfar edip halisane tevbe edince Allah sizi mağfiret edecek, semtinizin kurulmasına imkân verecektir.
Hazreti Peygamber de Mekke’den Medine’ye hicretten sonra şeriatı yaşamaya başladı.
Hazreti Musa da denizi geçtikten sonra Tevrat’ı yaşamaya başladı.
Hazreti Nuh tufandan sonra şeriatı kurdu.
*
Demek ki her topluluk kutuplaşır, kötülükte veya iyilikte yarışırlar.
İlk kuruluş sırasında iyilikte yarışırlar, yaşlandıkça da kötülükte yarışmaya başlarlar.
Cumhuriyet’in şansızlığı, Osmanlı’nın vârisi olan devlet olmasıdır. Üzerinden henüz yaşlılık hallerini atmış değildir. Hâlâ bürokrasi, hâlâ kanun yığını, hâlâ merkezi fetvalar sistemi devam etmekte, bu nedenlerle bir türlü kendisine gelememekte ve yapılması gereken asıl hamleleri yapamamaktadır.
Hazreti Şuayb’ın dönemi kötülerin yarışma dönemidir.
Bugün de yeryüzü aynı durumdadır.
Millî Görüş Lideri Necmettin Erbakan’ın önderliğinde yapılan “ADİL DÜZEN” uyarıları dünyayı sarsmıştır ama henüz merkezi yönetim sistemini dağıtamamıştır.
Hâlâ KARŞILIKSIZ PARA…
Hâlâ GÜMRÜKLER ve VİZELER…
Hâlâ MERKEZİ YÖNETİM ve BÜROKRASİ…
Hâlâ ŞERİAT (hukuk) DÜŞMANLIĞI devam etmektedir.
*
Batı’da sömürü sermayesi FAİZLİ KARŞILIKSIZ DOLARI ile fenle ilgili ilim adamlarını çalıştırmakta ve teknolojide süratle ilerleme kaydedilmektedir. Bilgisayarlar banka işlemleri ile sömürü gerçekleştirdiği gibi yönlendirilmiş bombalar insanları oturdukları yerde mefluç etmektedir. İnsanlığın çağdaş putu dolar gücü ile tüm yöneticiler satın alınmakta, herkes farkında olmadan onun tuzağına düşmektedir.
Ama…
Her şeye rağmen “ADİL DÜZEN” insanlığa tebliğ edilecek, sistem değişecek ve YENİ BİR DÜNYA yani ADİL DÜNYA DÜZENİ kurulacaktır.