KUR’AN VE İLİM 829. hafta seminer notlarından…
Aslında ben de Suriyeli kardeşlerimiz gibi “sığınmacı” biriyim; “muhacir” iken “sığınmacı” oldum! KUR’AN VE İLİM yani “ADİL KUR’AN DÜZENİ” çalışmalarımıza SIĞINDIM! Ne demek istediğimin daha iyi anlaşılması için bir önceki yazıma ve özellikle o yazımdaki şu paragrafa bakılabilir: Bu köşede hep “SOSYAL TUFAN” diye feryat ediyorum ama duyan yok!!! Biz, KOSOVA ve BOSNA isimli memleketlerimde ve bütün Balkanlar’da tufanı yaşadık… Her yıl Balkanlar’daki memleketlerime bizzat gittikçe hâlen de yaşamaya devam ettiğimizi gözlemliyorum… Şimdi de SURİYE ve bölgedeki diğer ülkeler bu “SOSYAL TUFAN” cenderesi içindeler… Sıra bize geliyor da farkında değil miyiz?!.
Evet, aynen öyle; SURİYE’den sonra sıra TÜRKİYE’de de farkında değil miyiz?!.
Neyse…
KUR’AN VE İLİM çalışmalarımızın 829. haftasına da ulaştık, elhamdülillah…
Ben “sığındığım” yerden derleyebildiğim minik bir demeti sunmakla iktifa edeyim…
***
“… Bugünkü duruma gelecek olursak; ‘bizim düzenimiz sana kötülük etti, rahatsız ettik, zarar gördün de o sebeple düzenimize saldırmaktasın’ diyorlar; ‘düzene uyum sağlayamadığınız için düzene karşısınız’ diyorlar.
Doğrudur, BİZ BU ZALİM DÜZENE UYUM SAĞLAYAMADIK.
Çünkü bu ZALİM DÜZEN bizi ve bütün beşeriyeti uçuruma doğru götürüyor.
Bizzat kendileri çevre kirliliğinden şikâyetçi, kendileri terörden şikâyetçi, kendileri gelir dağılımından şikâyetçi; bu durumda biz bu düzene nasıl uyabiliriz ki?!
Uçuruma giden bir arabanın rotasını çevirmek istiyoruz...
Evet, biz sizin uçuruma giden arabanıza uyum sağlayamadık. Bunun için sizin gibi servetlerimiz ve ordularımız yoktur. Ama biz size galip geleceğiz. Çünkü siz kendi kendinizi helak etmektesiniz. Tıkanan faiz ekonomisini canlandırabilmek için Birinci ve İkinci Cihan Savaşı’nı çıkardınız. Şimdi de üçüncü cihan savaşını çıkarmaktasınız.
Biz galip gelmeyeceğiz, siz mağlup olacaksınız. Biz kurtulacağız ve “ADİL KUR’AN DÜZENİ” yeryüzüne hâkim olacaktır. Bizim dünyada çektiğimiz sıkıntılara karşılık Allah âhirette kat kat ihsanda bulunacaktır…” (s.6)
***
“Biz Kur’an’a dayanarak “Adil Düzen’e Göre İnsanlık Anayasası”nı ortaya çıkardık...
Biz kendi dünyamızda, kendi semt kooperatiflerimizde yaşamak istiyoruz, sizin düzeninizi bile bozmuyoruz.
Siz kendi kendinizi bitireceksiniz, kendi kendinize helâk olacaksınız.
Hepiniz birleşin ve bana/bize istediğiniz tuzağı kurun. Benim/bizim bundan da hiçbir korkum yoktur. O isterse yaşatır, isterse öldürür. Bu dünyada herkes elbette ölecektir. Bir gün önce gitmişiz veya bir gün sonra gitmişiz, ne fark eder.
Evet, biz de bugün tüm bize karşı olanlara diyoruz ki: Biz sizin faizli, fuhuşlu, fitneli, fesatlı düzeninizden uzağız, sizin bu çarpık ve zalim düzeninize katılmayacağız. Sizden hiçbir korkumuz ve endişemiz de yoktur. Neyiniz varsa, bombanız ve mafyanızla saldırın. Sonuç olarak Kur’an’ın dediği olacaktır. Bizim görevimiz söylemek ve sizden uzak olmadır...” (s.7)
(Devamı var)
lNg^��E