KUR’AN VE İLİM 827. hafta seminer notlarından
Yazdıklarımın en sonda söylenmesi gereken şeyleri en başta söylemek gibi olduğunun farkındayım ve bunu bilinçli olarak yapıyorum. Yani “kitabın orta yerinden konuşmak” denilen şeyi yapıyorum. Bugün de aynı şeyi yapacağım, “KUR’AN VE İLİM” çalışmalarımızın geçen haftaki (827. hafta) orta yerinden yazmış yani söylemiş olacağım...
Bir gün gelecek “Adil Düzen Semt Kooperatifleri” oluşacak, artık halk ilim adamlarını Meclis’e göndererek Meclis’i oluşturacak, mevcut partiler “Adil Kur’an Düzeni”ni kabul eden milletvekillerini seçtirmek zorunda kalacaklardır. Çünkü halk mikroda “Adil Kur’an Düzeni”ni yaşamaktadır. Artık makroda da düzenleme “Adil Düzen”e göre olmalıdır; hangi parti “Adil Düzen”i kabul ederse o parti milletvekillerini seçtirebilecektir.
Bunun böyle olacağından şüpheniz mi var?
54. Hükümet Başbakanı Prof. Necmettin Erbakan mealen ne dedi, ne demek istedi?
- “Adil Düzen”in kokusu bile bu milletin desteğini aldı. Kendisi geldiğinde herkesin ve bütün dünyanın ilgisini ve desteğini alacaktır. Bunda şüpheniz olmasın. Ama “sosyal tufan” olmadan mı, yoksa “sosyal tufan” olduktan sonra mı? Onu da Allah bilir. Ben âhirete inanıyorum, ona inandığım kadar da “Adil Düzen”in geleceğine inanıyorum...
Nizam/düzen, selâmet, refah, fazilet ve saadetin yani her türlü bereketin gelmesini mi istiyoruz? Biz bu berekâtın/bereketlerin nasıl geleceğini çok iyi bilmekteyiz. Refah Partisi dönemindeki “Adil Kur’an Düzeni”nin sadece kokusu bile bu ülkeyi bugüne kadar refahta yaşattı. Bundan sonra “Adil Kur’an Düzeni”nin gerçeği gelecektir. İnsanların aç kalacağım diye bir dertleri olmayacak, insanların işsiz kalacağım diye bir dertleri olmayacaktır. İnsanlar akıllarını futbola ve diğer boş şeylere tutsak etmeyecek, Kur’an’ı anlamaya ve uygulamaya tutsak edecekler, artık bütün enerjilerini bu yönde değerlendireceklerdir.
Allah’a hamd ederim ki; daha “Adil Kur’an Düzeni” gelmeden “Adil Kur’an Düzeni” varmış gibi Kur’an semasında dolaşma imkânını bulduk, ilimler denizine dalabildik...
Bugün az da olsa bu zevki tadanlar vardır. Bu çalışma ne zaman yaygınlaşırsa, işte o zaman “Adil Kur’an Düzeni” gelecek ve işte o zaman dünyada cennetin benzerini yaşayacağız. Ben size teorik olarak yaşadığımı söyleyebilirim, Allah pratiğini de nasip etsin...
“Adil Kur’an Düzeni”nde kimse merkezin atadığı “hâkimler” tarafından mahkûm edilmeyecek, herkes kendi seçtiği “hakemin” kararı ile cezalandırılacaktır. Kişi bu düzende suç işlemekte özgürdür ama suç işledikten sonra cezasına katlanmalıdır. Batılılar buna “hukuk düzeni” diyorlar. Batı’nın suç işlemeyi önleme sistemi ise “polis rejimi” olarak adlandırılır.
Yani… a) “Adil Kur’an Düzeni”nde herkes barış içinde olacak. Barışı ihlal edenler ya kendiliklerinden ya da zoraki hakemlere gidecek ve hakem kararlarını devlet infaz edecektir. b) “Adil Düzen Ekonomisi” kurulacak ve herkesin aşı, işi ve eşi olacaktır. “Adil Kur’an Düzeni”nde kimse geleceğinden endişeli değildir. Evlenmenin ayıp zinanın serbest olduğu bir dünyada yaşamayacaksınız.
Bütün bunlar olurken “polis rejimi” değil “hukuk rejimi” uygulanacaktır. Suç işleyen suç işleme özgürlüğüne sahip olacak ama suçlu suç işledikten sonra cezalandırılacak.
Birileri Kur’an’da devlet yok, Kur’an’da devlet düzeni yok diyorlar ya!..
Bunu diyenler de bu saçmalıkları söyleme özgürlüğüne sahiptir...
Ama onlar ne kadar inkâr etse de Kur’an’da devlet düzeni var...
Ve yeniden var olup yeniden hükümran olacaktır, inşaallah…