Reşat Nuri Erol
Harun Özd. İSLAMCILIK yazıları; FETHULLAH GÜLEN
20.08.2015
8655 Okunma, 1 Yorum

 

 

Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları-11-12

 Harun ÖZDEMİR

  

Fethullah Gülen İslamcılığı

18 Ağustos 2015 Salı

 

II. Abdülhamid’in dış dünyaya dönük Hilafet, Türk-İslâm ve İslâm’ı tebliğ gibi üç önemli çalışması vardı. Sultan, bu çalışmalara geç kalındığını ama gelecekte daha fazla ihtiyaç duyulacağını düşünüyordu.

Cumhuriyet döneminde, Osmanlıların hilafet siyaseti İslamcılar – Milli Görüşçüler, Türkçülük de özellikle SSCB’ye yönelik olarak düşük yoğunlukta da olsa Nihal Atsız, Alparslan Türkeş ve arkadaşları ile sürdürüldü.


12 Eylül 1980 darbesi, solcuları ve sağcıları doğduğuna pişman ederken, İslâmcıları yeni dönem için hormonlamaya başladı. 1980’den sonra lafı büyük, cürmü küçük birçok dergi, cemaat, abi, üstat… hızla doğdu, büyür gibi oldu ama kısa sürede sonra ya Milli Görüşe ya da Gülen Cemaatine entegre oldu.


Anlaşılan o ki, sağcılar ve solcular bağlanmış, İslâmcılar serbest bırakılmıştı. Biraz zaman geçecek bir gecede solcuların büyük çoğunluğu Milli Görüşe karşı “
Atatürkçü” olacaktı. Geri kalan solcular ise kimsenin umurunda değildi.


Zaman ilerledikçe Milli Görüş de Gülen Cemaati de büyüdü. Ama aralarındaki mesafe de o oranda açıldı. Devletimizin ve müttefiklerimizin aklı her işe ererdi, bu nedenle dengesiz bir gelişmeyi asla kabul edemezlerdi. Erbakan Hoca’dan rahatsız olanlar Gülen’in faaliyetlerini destekliyordu. Her iki hareket de tehlikeli bir şekilde “
hormon”lanıyor gibiydi.

Refah Partisi, “Adil Düzen” sloganı ve başörtüsü tartışmalarıyla semirirken, Cemaat de öğrencilerinin yurt içi ve dışındaki sınav ve bilim olimpiyatlarında aldığı madalyalarla gönüllerde taht kuruyordu.


Bütün risk Erbakan’ın üzerindeydi. Siyaset yaptığı için “açık ve net” hedefti. Gülen cemaati siyasetten! veErbakan’dan uzak durduğu için daha fazla destekleniyordu.

Erbakan Hoca, Batı bloğuna hangi uzlaşma formülü ile gittiyse reddedildi.

Bu noktada bir anımı aktarmak istiyorum: 

 
1994 yılında Erbakan Hoca, İzmir’e gelecekti. Hoca ile görüşmek isteyenler İzmir’e gelmiş, benden yardım istiyorlardı. Sonradan farkına vardım ki, benimle de tanışmak istiyorlarmış! Görüşmek isteyen kişiye “Batılı devletler Erbakan’ı neden istemiyor”, diye bir soru sordum.

“Şu anda dünyada ikinci dereceden diferansiyel denklem problemi çözen tek lider Erbakan! Bu dönemin liderlerinin matematik zekâsı ise lise düzeyinde… Batı bu zekâyla anlaşmaya yanaşmaz!” dedi.


“Peki, Erbakan’dan ne öğrenmek istiyorsunuz”, dediğimde de;

“Erbakan iktidar olmak istiyor. İç borcu ne kadar artıracak ve PKK ile nasıl mücadele edecek, bunu öğrenmek istiyoruz!” dediler.

“Sizin merakınızı ben de giderebilirim”, dedim:

“Hoca Türkiye’nin IMF’ye olan borcunu ödemez! Çünkü IMF’nin yazdığı ekonomik reçeteler Türkiye’ye zarar verdi! PKK ile de mücadele etmeyecek, “Gelin!” diyecek, onlar da silahı bırakıp dağdan inip gelecekler! Çünkü Hoca, PKK’nın devlet işi olduğunu düşünüyor!” dedim.

Gülüştük! Konuğumuz;

“Dış borcu iki misline artırma sözü vermeden Hocayı iktidar yapmazlar. Olsa bile o koltukta oturtmazlar!” dedi. (Erbakan’ın o görüşmeyi kabul etmediğini de belirtmeliyim.) 


***


Demem o ki, Erbakan zor günler yaşarken Gülen Cemaati daha çok destekleniyordu. RP – DYP koalisyonu kuruldu, Erbakan için günler ne kadar zor geçiyor idiyse, Gülen Cemaati için de büyümenin sınırları Türkiye’den dünyaya o kadar hızlı açılıyordu.


28 Şubat ciddi bir yol ayrımı oldu. Erbakan’ın malı gibi sahiplendiği İmam Hatip Orta Okulları bir formülle kapanma noktasına geldi, Gülen’in okulları ise yurt içinde ve dışında yanardağ gibi patladı. 


Gülen, niyetini gizleyen biri değildi. Bediüzzaman’ın yolundan ama yorumlayarak gidiyordu. O da Bediüzzaman gibi evlenmedi. Bütün zamanını ileride Türkiye’yi yönetmesini istediği talebelerine adamıştı. Çünkü o da İslâmcıydı ve siyasi hedefleri vardı. Erbakan bütün yatırımlarını demokratik siyasal mücadeleye uygun, oyu olan her vatandaşa yaparken; Gülen, bir gecede yönetime el koyacak elit bir kadroya yatırım yapıyordu. Arada böyle bir fark vardı. Bu arada Erbakan’ın Gülen’den, Gülen’in de Erbakan’dan hiç hazzetmediğini söylemekte yarar var!


Erbakan dünyanın takdir ettiği bir mühendisti. Batı standartlarını zorlayan bir zekâya sahipti. İmanı kavî, ibadeti tamdı. Eksiği ise İslâmî ilimler tahsilinin olmamasıydı.


Gülen’in ise ne disiplinli bir din eğitimi vardı ne de modern okullarda okumuştu. Benzer tespitler Bediüzzaman için de yapılmıştı. Fethullah Gülen Hoca’nın düzensiz tedrisatı Bediüzzaman’dan daha kötüydü. Ama okumak ve anlamak için gece gündüz çabalıyordu. Fen bilimlerine olan ilgisi tıpkı Bediüzzaman gibiydi. İmanına diyecek söz yoktu. Evlenmemesi, disiplinsiz tedrisatı, fen bilimlerine olan ilgisi ve özel hayatında ibadete olan düşkünlüğü onu tanıyan herkesi etkiliyordu. Türkçe konusuna gelince, Gülen Hoca, Diyanet camiasında bir numaraydı! Okuduğunu ezberleyecek kadar güçlü bir hafızası vardı, Kur’an’ı ve Hadisleri ezberlediği gibi Türk edebiyatının klasiklerini de ayrım yapmaksızın okumuş, sanki ezberlemişti. Hitabeti mükemmeldi. Duyguluydu, ağlıyor ve ağlatıyordu.


***


Ak Parti kurulmuş, ilk seçimde de 365 milletvekili ile hükümet olmuştu. Her zaman iktidara yakın olan Cemaat, Ak Parti’nin lider kadrosunun buram buram Milli Görüş kokmasını sorun edinmedi. Bu yakınlaşma Ak Partililerin gömlek değiştirmesinden değil, Cemaatin iktidara olan ihtiyacından kaynaklanıyordu.


Şu tespiti yapmakta yarar var: 

1961 Anayasası’nın sağladığı özgürlüklerden olmalıydı, üç Müslüman bir araya gelse çay sohbetinin en önemli konusu “Devleti nasıl ele geçirebiliriz!”di.

Solcuların ve İslâmcıların devleti ele geçirme rüyasının üzerinden yıllar geçti. Solcular rüyadan erken uyandırıldı. Zor oldu ama sonunda uyandılar!

İslâmcılar, öyle bir derin uykuya yatırılmışlardı ki, kimin döşeğinde uyuduklarının ve üzerlerindeki örtünün nerelerini örttüğünün farkında bile değillerdi! Bir türlü uykuya gelmez huysuz az sayıdaki İslâmcı ise, yorganın sadece başlarını örttüğünü; geri kalan kısımlarının hep açık olduğunu söyleyip duruyorlardı ama nafile! Kimsenin bu meczuplara inanmaya niyeti yoktu!


*** 


1960’ların son yıllarında İzmir’de neşv ü nema bulan küçük bir topluluk, 2001’e gelindiğinde ete kemiğe bürünmüş, uluslararası bir harekete dönüşmüştü:

Açıklamaya devam ederken şu kuralı unutmayalım:

Bu güne kadar adı cemaat, gazete, dergi, dernek, vakıf -buna tarikatları da katmak istiyorum- gibi legal ve illegal ne kadar İslâmcı yapı varsa ya doğrudan ya da yanından ayırmadığı adamları sayesinde devletin kontrolündeydi. 1865’de başlayan İslâmcılığın “devletlu” olma hali, bugün de değişmeden devam etmektedir. Bu konuda kimsenin kimseyi suçlayacak bir durumu yok; kimsede bunu halka anlatacak cesaret de yok!


Bir de devletin İslâmcı mülkünde gecekondu kuranlar var ki, tam bir komedi! Din piyasasında boşluk olduğunu gören kimi fırsatçıların para ve kadınla imtihan edilip tasfiye edilmesi de dindarları korumaya yöneliktir; faydadan hali değildir!


Gayret-i diniye aşkından olmalı, bu yapıya ucundan kenarından bulaşan vatandaşlar, birilerinin tezgâhında ütüldüğünü görünce İslâm’dan vazgeçmemiş ya dolmuş değiştirmiş ya da tezgâh! 1970’den sonra bir bir ortaya çıkan küçük ve Yeniden Milli Mücadele gibi orta büyüklükteki oluşumlar kaybolmamış, ya Milli Görüş’e ya da Gülen hareketine entegre olmuştur.


***


Ak Parti lideri Erdoğan ve arkadaşları, Türkiye’nin yakın tarihinde yaşanan Sağcı, Solcu, İslâmcı ve Kürtçü akımların canlı tanığıdır. Hangi grubun neyi hedeflediğini de bilirler. Kendisi Başbakan olduktan sonra bir İslamcı grubun, gerekçesi ne olursa olsun, iktidarının altının oyulmasına izin vermezdi. Öyle izin vermezdi ki, şimdiye kadar hiç kimsenin yapmaya cesaret edemeyeceği kadar cesurane yöntemlerle izin vermezdi!


Bir iktidarın kendini savunması kadar doğal bir refleks olamazdı! Sorun savunma refleksinde değildi!


Asıl sorun, her seçimde ortalama 20 milyon yetişkinden oy alan Ak Parti’nin aklını yitirip Cemaati şımartacak kadar da değil; delirtecek kadar imkân tanımasıydı. Çalışma yaşındaki milyonlarca genç bir kenara itilmiş, varsa yoksa Cemaat denmiş!


Bu noktada ciddi zafiyet görenler, “
Cemaat üzerinden” sivil bir darbe girişiminde bulunmaya kalkıştıklarında da kıyamet kopuverdi. Her şeyin çok kolay olacağını düşünen Cemaat, tahayyül edilemeyecek kadar sert bir tepki gördü. Kısa sürede de tarumar oldu! Bir bir biriktirilerek elde edilenler darmadağın oldu! Ak Parti sayesinde üye sayısı 20.000’e çıkan iş adamları örgütü, Türkiye ekonomisine zararı olma pahasına bitirilme noktasına getirildi!

(Devam edecek…)

 

*

 

Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları-12

Harun ÖZDEMİR

  

Cemaatin diaspora yolculuğu

20 Ağustos 2015 Perşembe

 

Bediüzzman’ın gelecek tasavvurunda ateizme karşı Müslüman-Hıristiyan dayanışması vardı. İslâm’ın şartları biliniyordu ama insanlığın ortak paydasını kimse konuşmuyordu. Üstat onu da açıklamıştı: “La ilahe illallah kardeşliği”.

Fethullah Gülen, Bediüzzaman’ın ne demek istediğini biliyor ve bu doğrultuda her kesimle işbirliği yapabileceğini düşünüyordu. ABD, AB, İngiltere, İsrail vs. bunların hepsi olabilirdi. Çok rahattı, dünyaya açılırken önünde hiçbir engel görmüyordu.


Gördüğü ve canını sıkan tek engel vardı, o da dünyaya dar pencereden bakan mağlup Müslümanlardı!


-Gülen, Bediüzzaman hayranıydı ve kendisini onun risalelerini en iyi anlayan ve yorumlayan kişi olarak görüyordu.


-İslâmî ilimleri anlamak ve hayata aktarmak için kendisini iyi yetiştirmişti. Dünyayı yurt edinen geniş düşünceli ne bir âlim ne de bir uygulayıcı tanıyordu. Bu konuda tekti!


-Yetiştirdiği talebeler, talebeden daha donanımlı birer robottu adeta! 3 bin dolara yapılamayan görevleri 500 dolara, hem de 16 saat çalışarak yapabiliyorlardı. Onlar da dünyanın gönüllü vatandaşlarıydı.


-Kurduğu okullar ve dershaneler yurt içinde ve dışında adeta rakipsizdi.


-Özellikle Gülen’in evlenmeden sürdürdüğü münzevi ve fedakarane tempolu hayatı karşısında, benim diyen âlim, şeyh, abi, üstat ve başkan yarışa adeta 3-0 mağlup başlıyordu!


-İslâmcılık oldum olası “
devletlu”ydu. Gülen ve cemaati de devlet destekliydi. Lakin devletimiz Osmanlı’dan sonra dini konularda dünyaya açılma hususunda reflekslerini ve belleğini yitirmişti. Dünyayı yurt edinmek için Cenabı Allah’ın yardımına ve ABD’nin desteğine ihtiyaç vardı. Cemaatin uluslar arası bir yapıya dönüşmesi tesadüf değildi. Bunu başarabilecek tek kişi ve oluşum, ne yazık ki rakipsizdi ve tekti.


-Bediüzzaman’dan dolayı Cemaat, çağdaş kavramları son yıllara kadar savunmasa da muhalifi de olmadı. Denebilir ki, Gülen Cemaati, Müslüman beynini enkaza dönüştüren tercüme İslâm’dan en az etkilenen Süleymancılar gibi bir iki cemaatten biri olarak kaldı.  


***


-Gülen ve cemaati, 2007’ye kadar Türk Silahlı Kuvvetleri ne yaparsa yapsın tek taraflı bir saygı gösterisi içindeydi. 2007’den sonra ise TSK’dan istediğini almak için amansız bir mücadeleye girdi. Bu beni de şaşırttı!


-Gülen ve cemaati; Erbakan dışında iktidardaki hiçbir siyasetçiye muhalefet etmedi. 2012’de başlayan, 17-25 Aralık 2013’te tavan yapan Erdoğan’a karşı yürütülen benzersiz ve amansız muhalefet, inanılması zor bir gelişmeydi. Sonuçları ağır olacaktı.


-Cemaat finansman ihtiyacını; zekât, himmet, salma, kurban, deri, burs, dershane ve okullardan gelen ayni ve nakdi yardımlarla karşılıyordu. Karşılığında kestiği fatura ve makbuz ise çok azdı.


-Herkesten yardım ve bağış alınıyordu ama çok az kişiye, o da cemaatten ise yardım yapılıyordu!


-Doğrusunu söylemek gerekirse, Türkiye’nin Müslümanlığı köy dindarlığıydı. Buna Diyanet ve İlahiyat Müslümanlığı da dâhildi. Oysa Cemaat Türkiye sınırlarını aşmış, köyün çok ötesinde fetvalara ihtiyacı olmuştu. Bu noktada Cemaatin tek fetva mercii Fethullah Gülen’di. Ne yazık ki, “La ilahe illallah” Müslümanlığının gerektirdiği fetvaları verecek ondan başka kimse de yoktu. Hayrettin Karaman Hoca’mdan özür dileyerek bir mukayese yapmak istiyorum, izinleri olursa: Karaman Hoca’nın özel görüşmelerinde bir kişiye verdiği 10 numara fetvaları, Gülen Hoca kitlelere veriyordu!


-Din kardeşlerimden de özür dileyerek bir genelleme yapmak istiyorum: Bütün cemaatler ve üstatlar salağa yatırım yaparken, Gülen nitelikli eğitim almış kişilere yatırım yapıyordu!


-Gülen Hoca, Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat geleneğine sadıktı. “Başkan fâsık bile olsa itaat edilmeli” görüşündeydi. Fakat ne olduysa artık, bir anda direksiyonu Şia “kıyam”ına kırdı, Başbakan ve Cumhurbaşkanına açık muhalefete girişti.


-Herkesin kulağına küpe olsun isterim: İnsanın ekonomik, sosyal ve siyasal talepleri ve güdüleri istismar edilebilir; bu anlaşılabilirdi. Ama din duygusunun istismarı ise sonuçları itibariyle çok farklı olabileceğinden Osmanlı’dan beri formüle edilen “
irtica ile mücadele” önlemleri, asla küçümsenemezdi!


Hiçbir insanî faaliyet şımartılmayı hak etmediği gibi insanların elinde şekilden şekile sokulan din de bu ayrıcalığı hak etmiyordu!


Benden söylemesi!


Bu mukayeseyi uzatabilirim. 1850’lerden beri Osmanlı ve Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı okulların ne anlama geldiğini bilen biriyim. Sanılanın aksine, yurt dışında okul açanların, tek taraflı değil, her iki ülkeye yapabilecekleri olumlu katkıları olduğundan dolayı bu faaliyetleri başarı ile sürdürebildiler. Dünya sömürgeleşme çağını çoktan geride bıraktı. Çağımız “
bire bir” ilişkiler çağıdır ve tek taraflı bir çıkar gözetimiyle Edirne’nin dışına çıkılamayacağı da bilinmelidir.


***


Bugün cemaatin Ak Parti hükümetleri ile yaşadığı sorun, parti sorunu olmaktan çok bir “
devlet” sorunudur. Bunun nasıl sonuçlanacağına da devlet karar verecektir.


***


Cemaatin yaşadığı sorun nasıl çözülürse çözülsün; bilinmelidir ki, Türkiye’nin AB’deki işçileri gibi ondan çok daha nitelikli dünya çapında “
cemaat diasporası” da teşekkül etmek üzeredir.   

Bugünlerde yaşanmakta olan sorunlar kimilerinin yüreğini yaksa da, yeni diasporanın yaratacağı sonuçlar, herkesin yararına olacaktır.

Duamız ve dileğimiz her şeyin hayra tebdil olması yönündedir.

 

 

 

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
20.08.2015
19:16


http://www.egedesonsoz.com/yazar/baslik/9125

http://www.egedesonsoz.com/yazar/Cemaatin-diaspora-yolculugu/9133








Çok Okunan Makaleler
Reşat Nuri Erol
M.Tekelioğlu; 15 Temmuz’a doğru: travmadan kurtulmak…
7.07.2017 131171 Okunma
Reşat Nuri Erol
Süleyman Karagülle - Altın Ekonomisine Geçiş
2.11.2013 33277 Okunma
2 Yorum 30.01.2016 22:15
Reşat Nuri Erol
T. C. 1921 ANAYASASI’nın Temel Maddeleri
22.02.2016 18459 Okunma
1 Yorum 22.02.2016 07:19
Reşat Nuri Erol
Şeyma Yavuz ve MAKALESİ… İbn Haldun ve “MUKADDİME”Sİ…
1.07.2015 16438 Okunma
2 Yorum 03.07.2015 00:23
Reşat Nuri Erol
FAİZ imparatorluğu ve ROTHSCHİLD ailesi
29.03.2016 16284 Okunma
1 Yorum 29.03.2016 01:12
Reşat Nuri Erol
Ekrem Dumanlı, Mümtaz’er Türköne, Ali Bulaç ve İSLÂM/cı
2.07.2015 15516 Okunma
7 Yorum 23.07.2015 19:54
Reşat Nuri Erol
AKP’yi kim kuşa çevirdi, Erdoğan mı Davutoğlu mu?
26.06.2015 14748 Okunma
6 Yorum 08.07.2015 13:24
Reşat Nuri Erol
Yüz Yıl Önce - Yüz Yıl Sonra; ne değişti?
26.07.2015 14724 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 12:51
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları
29.07.2015 14594 Okunma
4 Yorum 30.07.2015 11:51
Reşat Nuri Erol
Kahramanlarım: Erbakan, Aliya, Muhammed Ali
7.06.2016 14501 Okunma
2 Yorum 07.06.2016 02:58
Reşat Nuri Erol
Çok önemli hatalar, çok önemli uyarılar ve…
7.10.2018 14424 Okunma
11 Yorum 09.10.2018 00:22
Reşat Nuri Erol
“Asâ Rabbukum En Yerhamekum…”
16.01.2017 14224 Okunma
9 Yorum 17.01.2017 12:20
Reşat Nuri Erol
Tarımda faiz, icra ve iflas
26.04.2010 14118 Okunma
Reşat Nuri Erol
Suriyeliler “sığınmacı/mülteci” mi, “muhacir” mi?
5.09.2015 14115 Okunma
3 Yorum 05.09.2015 17:56
Reşat Nuri Erol
İslam Tarihinde Anayasa; Medine Anayasası ve ...
14.10.2011 14005 Okunma
Reşat Nuri Erol
Hayrettin Karaman; Âdil Düzen Nasıl Olmalıdır?
4.08.2015 13739 Okunma
3 Yorum 04.08.2015 21:11
Reşat Nuri Erol
Sömürü sermayesi ve kuyrukları tövbe ederse…
16.08.2015 13719 Okunma
4 Yorum 19.08.2015 00:56
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın Türkiye ve dünyadaki inkılâpları
23.02.2015 13610 Okunma
2 Yorum 25.02.2015 11:21
Reşat Nuri Erol
İkrazatçılık!
9.04.2010 13462 Okunma
Reşat Nuri Erol
Harun Ö. “İslâmcılk” yazıları-10; SAİD-İ NURSÎ
13.08.2015 13413 Okunma
3 Yorum 15.08.2015 17:32
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’İn İSLÂM-CILIK yazıları-2; ERBAKAN FAKTÖRÜ
29.07.2015 13404 Okunma
5 Yorum 30.07.2015 11:44
Reşat Nuri Erol
Suruç bombası, sermaye-siyaset çatışması ve IŞİD
24.07.2015 13396 Okunma
2 Yorum 24.07.2015 07:35
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre Adil Ekonomik Düzen’de VERGİ
14.03.2016 12883 Okunma
3 Yorum 14.03.2016 14:05
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen dışında çözüm reçetesi olan var mı?
8.09.2015 12766 Okunma
2 Yorum 08.09.2015 07:11
Reşat Nuri Erol
R. Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Abdullah Gül
25.06.2015 12643 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 13:16
Reşat Nuri Erol
Ve zekkir fe inne’z-zikrâ tenfeu’l-mü’minîne
10.08.2015 12573 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 22:44
Reşat Nuri Erol
Çözüm “Âdil Kur’an Düzeni”dir
22.02.2015 12442 Okunma
5 Yorum 23.02.2015 21:48
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları-9
10.08.2015 12365 Okunma
3 Yorum 11.08.2015 13:47
Reşat Nuri Erol
Sn. Cumhurbaşkanımıza ve ilgililere açık mektup!
1.08.2015 12208 Okunma
3 Yorum 02.08.2015 08:07
Reşat Nuri Erol
Anlatıp ve nasihat ediyoruz; dinleyip yapsalar…
3.08.2015 12192 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 14:50
Reşat Nuri Erol
Ya-pa-ma-dı-lar… YA-PA-MA-YA-CAK-LAR…
1.06.2015 12180 Okunma
5 Yorum 02.06.2015 10:49
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın “ADİL DÜZEN” Söyleminin Teorisi-1
3.03.2016 12171 Okunma
3 Yorum 06.03.2016 14:53
Reşat Nuri Erol
‘E LEYSE MİNKÜM RACULÜN REŞÎD’ (âyet)
14.09.2015 12147 Okunma
2 Yorum 14.09.2015 20:56
Reşat Nuri Erol
‘Sistem kurmak’ ve ‘hazin (vahim) durum’
9.01.2017 12064 Okunma
8 Yorum 23.01.2017 00:31
Reşat Nuri Erol
İkrazat yasal tefecilik!
9.04.2010 12043 Okunma
Reşat Nuri Erol
“Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhâmı”…
27.12.2018 12032 Okunma
9 Yorum 28.12.2018 08:15
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!
10.07.2015 11863 Okunma
2 Yorum 10.07.2015 06:06
Reşat Nuri Erol
7 Haziran’da oyumuzu bu şuur ile kullanalım
30.05.2015 11594 Okunma
3 Yorum 30.05.2015 16:30
Reşat Nuri Erol
“İSLÂM DÜZENİ” tüm insanlar içindir
5.05.2013 11588 Okunma
Reşat Nuri Erol
24. Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi
1.12.2015 11557 Okunma
1 Yorum 01.12.2015 06:41
Reşat Nuri Erol
Çağımızın Nuh’un Gemisi “ADİL KUR’AN DÜZENİ”dir
29.05.2015 11472 Okunma
4 Yorum 29.05.2015 18:44
Reşat Nuri Erol
Sermayeye ve siyasilere önerimiz var
8.08.2015 11305 Okunma
3 Yorum 10.08.2015 20:14
Reşat Nuri Erol
Seçime kadar “AYG” uyarılarına devam…
20.09.2015 11220 Okunma
4 Yorum 20.09.2015 06:16
Reşat Nuri Erol
İdam, kısas, diyet, anayasa, şeriat, hukuk…
23.11.2012 11183 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Türkiye’de Değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor?’
3.02.2016 11155 Okunma
1 Yorum 03.02.2016 22:48
Reşat Nuri Erol
Sosyal tufan ve sömürünün çözümü Adil Düzen’dir
10.11.2015 11150 Okunma
2 Yorum 16.11.2015 07:22
Reşat Nuri Erol
Cennet karşılığı mal ve can ile cihad etmek
14.04.2013 11113 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yine “biz” kazanacağız…
15.08.2015 11099 Okunma
2 Yorum 15.08.2015 15:00
Reşat Nuri Erol
Kur’an Ayında “KUR’AN DÜZENİ” hatırlatmaları-2
5.07.2015 11063 Okunma
2 Yorum 05.07.2015 11:49
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi sonucundan alınacak dersler
9.06.2015 11056 Okunma
3 Yorum 15.06.2015 03:15
Reşat Nuri Erol
İman, ilim, amel, fıkıh, fikir, zikir ve ekonomi
30.04.2014 11029 Okunma
Reşat Nuri Erol
VakıfBank “FAİZSİZ BANKA” olmalıdır
25.03.2015 11020 Okunma
2 Yorum 05.04.2015 18:14
Reşat Nuri Erol
‘Sosyal Tufan’a karşı ‘Adil Düzen Gemisi’ inşa ed
27.12.2014 11017 Okunma
4 Yorum 25.05.2015 09:49
Reşat Nuri Erol
Başkanlık sistemi değil, “Adil Düzen” gelmelidir
20.06.2015 11015 Okunma
3 Yorum 20.06.2015 20:30
Reşat Nuri Erol
Aliya İzzetbegoviç: ‘Kur’an edebiyat değil, hayattır’-4
10.12.2015 10994 Okunma
2 Yorum 10.12.2015 22:22
Reşat Nuri Erol
Mustafa Deniz; Bu düzen adil değil
4.08.2015 10989 Okunma
4 Yorum 04.08.2015 21:06
Reşat Nuri Erol
AK Parti ya “gömlek giyecek” ya da silinecek
28.06.2015 10985 Okunma
3 Yorum 02.07.2015 12:56
Reşat Nuri Erol
ADİL DÜZEN ‘gönüllü’ mü , ‘zorla’ mı gelsin?
16.01.2016 10976 Okunma
2 Yorum 16.01.2016 22:08
Reşat Nuri Erol
Esbaba tevessül eder, sonra tevekkül ederiz...
7.09.2014 10875 Okunma
Reşat Nuri Erol
Değişim devam ediyor VE LÂ GÂLİBE İLLALLAH
2.04.2016 10868 Okunma
1 Yorum 02.04.2016 12:53
Reşat Nuri Erol
Soru-yoruma cevap ve bir aileden gelen yorum
12.08.2015 10854 Okunma
4 Yorum 14.08.2015 07:17
Reşat Nuri Erol
15 Temmuz: Teşhis ve Tedavi; KUR’AN VE İLİM ile
28.08.2016 10808 Okunma
2 Yorum 29.08.2016 20:48
Reşat Nuri Erol
İslâm hukuku, Batı hukuku ve olumsuz etkisi
9.02.2016 10681 Okunma
1 Yorum 09.02.2016 08:10
Reşat Nuri Erol
Faiz meselesi, bankalar ve çözüm önerileri-3
16.02.2015 10637 Okunma
2 Yorum 16.02.2015 08:34
Reşat Nuri Erol
HIZIRLA KIRK SAAT
30.12.2015 10553 Okunma
1 Yorum 31.12.2015 13:01
Reşat Nuri Erol
ÜSKÜDAR SOHBETLERİ-2 İSLAM MEDENİYETİ VAKFI
7.04.2016 10507 Okunma
1 Yorum 07.04.2016 23:36
Reşat Nuri Erol
IMF’nin alternatifi nedir?
13.03.2010 10502 Okunma
Reşat Nuri Erol
MEHMET HİKMETUMUT ve KUR’AN VE İLİM 819. Hafta Seminer
4.07.2015 10477 Okunma
4 Yorum 05.07.2015 14:31
Reşat Nuri Erol
“SOSYAL TUFAN” dediğimiz, İŞTE BUDUR!
23.05.2016 10444 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:09
Reşat Nuri Erol
Prof.S.Tekir: GÜÇLÜ PARA veya PARANIN GÜCÜ
1.09.2016 10427 Okunma
1 Yorum 01.09.2016 09:51
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı anlamak, yapılması gerekenleri yapmaktı
6.03.2015 10354 Okunma
1 Yorum 06.03.2015 07:26
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre “Selem Senedi Karşılığı Kredi”
13.03.2016 10334 Okunma
1 Yorum 13.03.2016 08:53
Reşat Nuri Erol
ÇARE VE ÇÖZÜM KUR’AN’DA
31.05.2015 10327 Okunma
2 Yorum 15.07.2015 07:10
Reşat Nuri Erol
Çözüm Süreci ve HDP’nin önemli hatası
10.08.2015 10281 Okunma
2 Yorum 11.08.2015 15:48
Reşat Nuri Erol
“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!”
4.09.2015 10237 Okunma
1 Yorum 04.09.2015 06:00
Reşat Nuri Erol
Seçime giderken oynanan oyunlara dikkat!
12.09.2015 10158 Okunma
3 Yorum 13.09.2015 06:45
Reşat Nuri Erol
Toprak, tarım ve ‘tarım stratejisi’
26.04.2010 10054 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kooperatif sistemi ile ‘ortaklık sistemi’ gelmekte
17.11.2018 10035 Okunma
5 Yorum 30.11.2018 11:55
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir'den Doğu Perinçek yazısı!
25.10.2015 10012 Okunma
1 Yorum 25.10.2015 20:22
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’in İSLÂMCILIK yazıları: Atatürk İslâmcılığı
18.10.2015 9936 Okunma
1 Yorum 18.10.2015 10:45
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 828. hafta seminer notlarından…
30.08.2015 9870 Okunma
3 Yorum 30.08.2015 11:50
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi, sorunlar ve mucize Kur’an-1
13.06.2015 9854 Okunma
2 Yorum 14.06.2015 07:41
Reşat Nuri Erol
Sermaye dünyayı ne hâle getirdi; ne yapmalıyız?
30.11.2012 9820 Okunma
Reşat Nuri Erol
Prof.Dr.Sabri TEKİR: TÜRKİYE VARLIK FONU
10.02.2017 9810 Okunma
3 Yorum 12.02.2017 20:52
Reşat Nuri Erol
KUR’AN ayetleri, Kadıhan, Hülagû ve HALEP!
19.12.2016 9792 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 10:27
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM bütün sorunları çözer
19.05.2015 9763 Okunma
1 Yorum 19.05.2015 11:17
Reşat Nuri Erol
Hukuk Düzeni
21.04.2013 9702 Okunma
Reşat Nuri Erol
“Millî Görüş ve Adil Düzen” olmadan bu kadar!
2.10.2015 9644 Okunma
1 Yorum 02.10.2015 07:02
Reşat Nuri Erol
MİLLÎ GAZETE için her gün bir şey yapmak
14.01.2016 9623 Okunma
4 Yorum 24.01.2016 23:20
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi ve Ortaklık Sistemi Bankaları
22.10.2018 9576 Okunma
4 Yorum 30.11.2018 08:26
Reşat Nuri Erol
Yargı sorununun çözümü hakemlik sistemidir
19.02.2014 9543 Okunma
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı Adil Düzen’den vazgeçirme raporu (tekrar)
2.12.2018 9498 Okunma
3 Yorum 02.12.2018 12:05
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!-2
11.07.2015 9440 Okunma
1 Yorum 11.07.2015 03:53
Reşat Nuri Erol
S. Karagülle; BİR İLİM ADAMININ ERBAKAN TAHLİLİ...
4.08.2015 9416 Okunma
2 Yorum 04.08.2015 21:35
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 738. Hafta Semineri’nden
17.11.2013 9282 Okunma
Reşat Nuri Erol
Seçim sonucu ne olursa olsun, Asıl Yapılması Gereken
1.11.2015 9278 Okunma
1 Yorum 01.11.2015 06:05
Reşat Nuri Erol
Gece, saat üç; bir, iki, üç (yazı)! Ve (dördüncü yazı)
15.12.2016 9255 Okunma
1 Yorum 15.12.2016 02:49
Reşat Nuri Erol
H.Özdemir yazıları; Ak Parti İslamcı mı?
1.08.2015 9239 Okunma
3 Yorum 01.08.2015 16:33
Reşat Nuri Erol
Evet… Asrın idrâkine söyletmeliyiz İSLÂM’ı…
17.03.2018 9212 Okunma
1 Yorum 17.03.2018 07:18
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 888. Hafta Seminerinden…
15.11.2016 9174 Okunma
3 Yorum 16.11.2016 12:41


© 2025 - Akevler