Sn. Cumhurbaşkanı’na “bizim mektubumuz” olsun!
PKK terörü yine azgınlaştı, Dengir M. Fırat Sayın Cumhurbaşkanı’na “mektup” yazdı; bu vesileyle biz de meselenin farklı bir yönüne bakalım, “bizim mektubumuz” da bu olsun!
Sömürü sermayesi elindeki karşılıksız dolar gücünü kullanarak yani para ile insanları ve kurumları satın alarak tüm dünyada algı mühendisliği yapar. Bunun için değişik yöntemler kullanır. Hattâ bunun için Tavistock Enstitüsü gibi enstitüler kurar ve algı mühendisliği yöntemlerini geliştirmek için zeki insanlara burada mastırlar, doktoralar bahşederek çalıştırır. Bu algı mühendisliği böylece çok profesyonel olarak uygulanır...
Demirtaş ve Yüksekdağ da HDP için üretilen algı mühendisliğinin iki figürüdür...
PKK insanların gözünde vahşi bir örgütken, Apo için “bebek katili” sıfatı her yerde kullanılırken, HDP ve öncesindeki versiyonları olan seri partiler PKK’nın temsilcisi olan kötü insanlar olarak görünürken, sömürü sermayesi dedi ki: ‘Biz Kürtlerin gözünde ve hattâ Kürt olmayanların (örneğin beyaz Türklerin) gözünde PKK’yı, Apo’yu ve HDP’leri meşrulaştırmalıyız ki Türkiye’yi rahatça bölelim, parçalayalım, istediğimizi yapalım…’
Bunun için çalışmalara başladılar. Önce Sayın Erdoğan’ı kandırdılar, bunun için bilgisiz ve yetersiz danışmanlarını kullandılar, “KÜRT SORUNU” ifadesini söylettirdiler!.. Sonra Sayın Erdoğan’a ‘dağdan adamları getir ama tutuklama’ dediler!... Dağdan adamların gelişini de tören hâline getirdiler ve ilk meşrulaştırma adımını bu şekilde attılar/attırdılar!..
Sonra “ÇÖZÜM SÜRECİ” adı altında PKK’lılara dokunmamasını sağladılar!..
PKK’ya da silahlar temin edilip hazırlık yapması sağlandı!..
HDP versiyonları ile Apo görüştürülerek Apo’nun “BEBEK KATİLİ” imajı yerine “barış adamı, Kürt düşünür ve lider” imajı oluşturuldu!..
Sonra insanların gözünde HDP’leri meşrulaştırmak için bu partinin başına sert bakışlı, şahin görünümlü eski Kürtçüler yerine, “cici çocuklar, özel hanımlar” getirildi. Temiz yüzlü, kibar konuşan, her konuşmasında ‘barış, barış’ deyip arka planda ‘savaşı körükleyen’ bu “cici çocuklar” sermaye güdümündeki basın yayın organlarında her gün boy gösterdi! Bu televizyonlarda güzel kıyafetleri, şık görünümleriyle saz çaldılar, güzel güzel konuştular!..
Sonra HDP’nin önceki versiyonlarında eksik olan diğer aşırı solcuları partiye dahil etme süreci sağlandı!.. Sonra CHP kandırıldı!.. AK Parti’yi indirmek için HDP güçlenmeli imajı verildi ve CHP’nin -bazı parti yöneticileri dâhil- oylarını HDP’ye vermeleri sağlandı!..
Gün geldi, HDP son versiyonu ve PKK olarak iyice şımarıp azgınlaştı. Ama bu durum işe yaradı. Çünkü Erdoğan uykudan uyandı. Çünkü yapılan bütün çözüm süreci hikâyeleri aslında bir kandırmacadan ibaretti. PKK Ermeni ve Yahudi lobilerinin güdümünde hareket eden, Almanya’nın ve İran’ın sponsorluğunda çalışan bir şirketti. Bu çok uluslu şirketin kendi başına karar verme yetkisi yoktu. Apo’nun sözlerinin geçersiz olduğunu, açıkça “esaret altında olan önderin söylediklerinin baskı altında söylemiş olma ihtimali nedeniyle güvenilemez” sözüyle gösteriyordu. Demirtaş’ın da bu şirkette küçük bir hissesi bile olmadığı “kirli”, “silah bırakma” sözlerinden sonra azarlanıp çark etmesinden anlaşılıyordu. Şirketin büyük ortağı olan sömürü sermayesi ve küçük ortağı olan Ermeni lobisi bu şirketin aslında Güneydoğu yerine Doğu’da faaliyetlerini güçlendirmesini istiyordu. Çünkü Eri-Van’ı eski yeri olan Van’a taşımak istiyorlardı!..
Uykudan uyanan Sn. Erdoğan ve AK Parti yöneticileri, şirketi asıl idare edenleri fark ettikleri için etkisiz kimseleri muhatap almaktan vazgeçtiler ve şirketi başarısız kılarak büyük ortakların ve sponsorlarının vazgeçmesi ile bu işin biteceğini fark ettiler (diyebilir miyiz?!).
Geç oldu ama inşaallah olması gereken asıl uyanışa yani yeniden “MİLLÎ GÖRÜŞ” gömleğinin giyilmesine ve “ADİL KUR’AN DÜZENİ”ne dönüşe vesile olur; İNŞAALLAH...