Reşat Nuri Erol
II. AKEVLER HAMLESİ ve 822. Seminerden Seçmeler
10.07.2015
6638 Okunma, 1 Yorum

 

II. AKEVLER HAMLESİ ve 822. Seminerden Seçmeler

Değerli Dostlar…

Aziz Adil Düzen Çalışanları;

Yarın geniş ve derin toplantımız var…

Verimli ve bereketli geçecektir, inşallah...

Toplantımıza farklı katkıda bulunayım dedim…

Bugün toparlayabildiğim 822. seminerimizden seçmelerle…

Öyle ümit ediyorum ki; bu “seçmeler” istişaremizde yararlı olacaktır…

“II. AKEVLER HAMLESİ” dememin sebebi var; okudukça sebebini anlayacaksınız…

Öyleyse; VİRA BİSMİLLAH…

*

“İslâm şeriatını öğrenmeyelim diye medreseleri kapattılar. Medreselerdeki ve tarikatlardaki eksiklikleri gidereceklerine yasakladılar! AK Parti de aynı şeyi yaptı; yurtları kapattı, dershaneleri kapattı! Oysa daha ilerisini ve bedava olanını açması gerekirdi.

Bizim eğitimle ilgili yazdığımız broşürde veya dergide anlattık; çalışarak okuma. Öğrenciler günde dört saat okuyacak, dört saat da işyerlerinde çalışacaklar. Vergide muaf olma, faizsiz kredi verme, vakıf tesislerinde kira almama, kamu ihtiyaçlarını onların ürettikleri ile giderme uygulaması, öğrenci bir yerden destek almadan ve kimseye esir olmadan okuma imkânını bulur. Kendi yurtlarına kendileri sahip olurlar. Derslerini istedikleri hocalardan kendileri alır ve karşılığını öderler.

Bunu yapmak yerine dershaneler kapatılmıştır. Sırf İslâm fıkhı okunmasın diye bizim arkadaşlar da bunlara hizmet ettiler. Şimdi de paralel yapı diye medreselere saldırılıyor.

Asıl paralel yapılar size o ışık evleri kapattırıp cahil ve ahlâksız öğrenci grubu oluşturmak amacıyla bunu yaptırmaktadır...

“Bugün kendilerini üstün gören İsrail oğulları var. Onların yanında yer almış dernekler ve localar var. Kendilerini üstün görüp tüm insanları aşağı görüyorlar. Akşama kadar çalıştırıyor, onlara üç beş kuruş veriyor, sonra barlarda içki ve fuhuşla onları geri alıyor. Böylece tezgâhını kurmuş dünyaya hükmediyorlar. İstedikleri zaman savaş çıkarıyorlar, istedikleri zaman halkı isyan ettiriyorlar. Paraları ile seçimleri etkiliyorlar. Bütün faaliyetleri işçilik ve ahlaksızlık üzerine oturmuştur.

Hazreti Nuh zamanında da bu durum aynen böyle idi, kabile reisleri kendilerini üstün varlık görüp diğer insanları köle olarak kullanıyorlardı.

Hazreti Nuh kavmine rica ediyor…

Biz de insanlığa rica ediyoruz...

“Ben sizden ücret istemiyorum” diyor.

Biz Akevler’e devletten yardım almadık, kredi almadık, zenginlerden de bir şey almadık. Ortaklardan aidat bile almadık. Ortak aldık, verdikleri kadarıyla sermayeyi çalıştırdık. Tüm saldırılara rağmen zarar etmedik ve varlığımızı yarım asırdır sürdürüyoruz.

İşte…

Erbakan’a hep şunu dediler; bu halkla ne uğraşıyorsun, gel bizimle berber ol, beraber sömürelim dediler. Oysa asıl muhtaç olanlar onlardır. Köyleri terk etmişler, kente gelmişler. Kentte de köyde olduğu gibi yaşamak istiyorlar. Oysa şartlar uygun değil. Öncekilerle birlikte AK Parti de bu kente gelen köylülere iş yapmayı öğretti. İşyerleri kurdular. İstanbul’da, Ankara’da yerleştiler. Zengin olmaya başladılar. Çünkü bunlar köylerde çok çalışarak yaşıyorlardı. Hazreti Nuh aleyhisselâmı anlatırken sanki İstanbul’u anlatıyor; Menderes’i, Demirel’i, Özal’ı, Erbakan’ı, Erdoğan’ı anlatıyor. Aynı varoşlar var, aynı hikâye var. Kente gelince kent de artık eski hâlini koruyamaz oldu. İnsanlar günün yani vakitlerinin en az dörtte birini yollarda geçiriyorlar ve süre her gün biraz daha artıyor...” (s.6)

*

“Sözü kendimize getirirsek; biz insanlara kendi sorunlarını çözmek için Kur’an’ı anladığımız kadar anlatıyoruz. Bu görüşlerimizi aktarırken kimseden bir ücret talep etmiyoruz. Hiçbir Kur’an mübelliği karşı taraftan bir şey talep etmez.

Onların canı da buna sıkılmaktadır. Oysa bana şunu verin derseniz onların hoşuna gider, sizi istedikleri gibi konuştururlar.

Eskiden medreselerde herkes gider, rahlesini açar, istediğini istediğine okuturdu. Öğrencilerden isteyen istediği mollayı seçerdi. Öğrendikleri ile halkın huzuruna çıkar, görev isterdi. Halk arkasında namaz kılar, ona vaaz yaptırır, beğenirlerse mescitlerinde alıkoyardı. Halktan isteyenler onlara geçimlerini sağlamak için zekâtından verirdi.

Millî eğitim bakanlığı yoktu. Düşünün, Türkiye 80 milyon insan var. Bir kişi bakan olacak, öğrenciler onun istediklerini öğrenecek, onun istedikleri ile devlet görevlisi olacak!

Onlar işte buna ‘demokrasi’ diyorlar!

Bunlar nedir?

Sermayenin dünyayı sömürmesi için kurduğu tuzaklardır.

“Adil Düzen” bunların tamamını ortadan kaldıracaktır. Tedrisat tamamen serbest olacaktır. Herkes her işi serbestçe yapacaktır. Araba sürmek için şoför ehliyetine gerek olmayacak. Sadece kaza yaparsa, eğer dayanışma ortaklığı varsa, ona teminatlı ehliyet vermişse, önce zararlar dayanışma içinde giderilir, yoksa kendisi giderir...

Evet, sizden herhangi bir mal talep etmiyorum.

Akevler Kredi ve Yardımlaşma Kooperatifi İzmir’de ortaklık kurdu, herkese maliyetle daireler yaptı, %5 kadar da genel hizmet payı aldı. Böylece yarım asırdır hizmet vermektedir. Ortaklardan mal almadı, aksine onları ortak ederek onlara ortaklıklarının üzerine kar ekleyip verdi. O halde bugün tebliğ işini böyle yapmamız gerekir.

Gerek Millî Görüşçüler, gerekse Gülen Cemaati bu sistemi kabul etmedi, herkesten yardım aldı. Kurdukları ortaklıklar ise Batı düzeni içinde olduğu için başarıları büyük oldu ama tebliğden vazgeçmek zorunda kaldılar. “Adil Kur’an Düzeni” veya Risale-i Nurlar üzerinde duracakları yerde, Gülen ile Erdoğan’ı tanrılaştırdılar. Kimi Mehdi yaptı, kimi erişilmez kahraman yaptı ve bunların dışında asıl hizmet unutuldu.

Evet…

Kimseden yardım dilenmeyeceksiniz. Kooperatifinizi kuracaksınız. İnananları ortak edeceksiniz. Verdiğiniz hizmet karşılığı alacağınız pay ile hizmet görevinizi yapacaksınız.

Adil Düzen Çalışanları tebliğ yaptıkları kimselerden herhangi bir talepte bulunmayacak, onlardan bir ücret istemeyeceklerdir. Kurulacak televizyon ve gazeteler para ile satılmayacak, gazete ve televizyon reklam yapacak, o reklamla kurulacak kooperatiflere ortak bulacak. Ortaklık işleri yapacak ve gazete ile televizyonu finanse edeceklerdir.

Birinci dönemde kendimizi kabul ettirmek için onların usulü ile Müslümanlar olarak İslâmî olmayan müesseseler kurduk. Şimdi Müslümanların İslâmî olan müesseseleri kurma zamanıdır. Yalova’da başladığımız faaliyette Allah dilerse bizleri muvaffak kılacak ve “II. AKEVLER HAMLESİ” yapılamaya başlanmış olacaktır. Gerek İzmir’de gerek İstanbul’da yeniden canlanma başlamıştır.

Benzer canlanma Millî Görüş’te (Saadet Partisi ve AK Parti’de) ve Risale-i Nur cemaatlerinde (ve Gülencilerde ) de başlar inşaallah.

Cemaatçilikten, mezhepçilikten, hattâ dincilikten vazgeçilecek, Allah’a giden yolda insanlar yardımlaşacaklardır.

Buradaki “Allah” kelimesini topluluk olarak anlayabiliriz.

Kooperatif kurulacak, kooperatifler işletmelere genel hizmet verecek, kooperatifin genel hizmetten aldığı paylardan tebliğ yapan müminlere bölüştürülecektir.

Buradaki “Allah’ın üzerinde” derken onun halifesi olan topluluk demektir. O da kuracağınız kooperatiflerle merkez kooperatiflerdir. Bunlar ortak olanlara hizmet verecek ve bu hizmet karşılığı payını alacaktır. Bu pay Kur’an’da “Allah’ın hakkı” olarak belirtilmiş ve fıkıhçılar buna “hukukullah” demişlerdir.

Biz Kur’an’ın nasıl uygulanacağını kendi varsayımları içinde belirtmiş oluyoruz. Biz kooperatif kuruyoruz. Ortak olanlar kooperatifimize katılıyorlar. Ortak olmayanlardan ise hiçbir katkı kabul edilmeyecektir. Bundan dolayıdır ki Avrupa fonlarından yararlanmak şedit bir şekilde haramdır. Avrupa’da kooperatifler kurabiliriz. Merkez kooperatiflerimiz olabilir. Ortaklık içinde her şey yapabiliriz ama karşılıksız yardım asla!” (s.9-10)

*

الَّذِينَ آمَنُوا

“İman etmiş olanları”

“Evet, iman etmiş olanlar fakir olabilir, çöpçü olabilir, sakat olabilir. Ama onlar en üst seviyeye çıkmışlardır. Onlar Allah’ın yeryüzündeki askerleridir. Yeryüzünde adaletin tesis edilmesini sağlayacak kimselerdir. Bunu nasıl başaracaklardır?

Kendileri halktan ayrılarak ayrı topluluk oluşturacaklardır. Sonra Nuh Tufanı gelecek ve diğerlerini o helâk edecektir.

Dikkat edecek olursak Hazreti Nuh’un kavmini Nuh’un orduları helâk etmedi. Hazreti Nuh onları kurtarmaya çalıştı. Onlar gelmediler. Allah da onları helâk etti.

Bugün de farklı bir şey olmayacak. Biz kooperatifleri kuracağız ve gelin gemiye binin diyeceğiz ama onlar binmeyecekler. Ekonomik kriz olacak ve onlar o kriz içinde gark olup gideceklerdir. O ekonomik krizi biz çıkarmayacağız, kendi faizli sistemleri çıkaracaktır.

Biz kooperatifimize ortak olanları diğer ortaklardan ayıramayız. Ortakları eşit kabul ettiği içindir ki Batı’da kooperatifçilik değil sınıfsal anlayışa sahip anonim anlayış sistemi geçerli olmaktadır...

“… Bunlar zafer kazanacaklar, kendileri zengin olacaklar, onlar iktidar olacaklardır. Nitekim böyle olmuş, insanlığın uygarlığını Hazreti Nuh’un yanında olanlar kurmuşlardır. Bugün de böyle olacaktır. Bu durumda bunların kazançları kooperatiflerin ambarlarında muhafaza edilecek ve onlara ücret oradan verilecektir. “Adil Düzen Anayasası” Kur’an’ın önerdiği ve bugün bizim muhtaç olduğumuz bütün kuruluşları içerir...

Artık kulaklarını tıkamışlar, “Adil Kur’an Düzeni”ni duymaz olmuşlardır. Türkiye’deki temsilcileri ve onların şimdiye kadarki işbirlikçileri olan bizim kardeşlerimiz de onlarla bir olup “Adil Düzen”i köreltmeye çalışmışlardır. Böylece kurtulmamak için parmaklarını kulaklarına tıkamış, duymaz ve düşünmez olmuşlardır. “Adil Düzen”den bahsetmemek ve onu yokluğa mahkûm etmek istemektedirler.

Bu durumda kendileri “Adil Düzen” cahili kalacaklar ve “Adil Kur’an Düzeni” geldiği zaman onun dalgaları onları sularda gark edecektir. “Adil Kur’an Düzeni”ni öğrenseler kendileri uygularlar ve kurtulurlar. Ama öğrenmemekte ısrar ettiklerinden helâk olacaklardır. Erbakan’a saldırıyorlar, Erdoğan’a saldırıyorlar ama “Adil Düzen”i eleştiremiyorlar. Çünkü onların kör gözleri “Adil Düzen”in yanlışlarını bile göremez durumdadır...

Bir parti kurarsınız. Eğer o toplulukta o partinin taraftarları varsa sizin etrafınızda toplanırlar. Siz insanları değiştiremezsiniz, sizin görüşünüzde olan insanları bir araya getirirsiniz. Peygamberler de bunu yapmışlardır.

Akevler’i veya Millî Görüş partilerini veya Nur Cemaatini oluştururken onları biz eğitip oluşturmadık. Allah onları eğitti, hazır bulundurdu. Biz sadece hedef tahtası olduk.

O halde bizim yapacağımız iş sistemde değişiklik yapma değildir, sistemi geliştirmedir. Yeni bir sistem getirecekseniz ayrı kooperatif, ayrı parti kurarsınız...

Kimileri zannediyorlar ki Allah Kâinatı var etti, yirminci yüzyıla gelindiği zaman mağlup oldu, kenara çekildi de dünyayı şimdi sermaye veya silah yönetiyor. Allah’ı ve Kur’an’ı unutup yerine doları tanrı edindiler.

Herkes hâlâ öyle inanıyor. Allah artık bize karışmıyor veya karışamıyor!

Yakında göreceksiniz, nasıl karıştığını göreceksiniz, var olup olmadığını öğreneceksiniz. Tanrı’yı mescitlere hapsedenler kendilerinin hapsolduklarını anlayacaklardır.

Her durumda Allah’ın bize bildikleriyle amel edip etmediğimizi kontrol ettiğini bilmemiz gerekir...

وَلَا أَقُولُ لَكُمْ عِنْدِي خَزَائِنُ اللَّهِ وَلَا أَعْلَمُ الْغَيْبَ وَلَا أَقُولُ إِنِّي مَلَكٌ وَلَا أَقُولُ لِلَّذِينَ تَزْدَرِي أَعْيُنُكُمْ لَنْ يُؤْتِيَهُمُ اللَّهُ خَيْرًا اللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا فِي أَنْفُسِهِمْ إِنِّي إِذًا لَمِنَ الظَّالِمِينَ (31)

قُلْ لَا أَقُولُ لَكُمْ عِنْدِي خَزَائِنُ اللَّهِ وَلَا أَعْلَمُ الْغَيْبَ وَلَا أَقُولُ لَكُمْ إِنِّي مَلَكٌ إِنْ أَتَّبِعُ إِلَّا مَا يُوحَى إِلَيَّ قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الْأَعْمَى وَالْبَصِيرُ أَفَلَا تَتَفَكَّرُونَ (50)

“Allah’ın hazineleri bendedir demiyorum de ve gaybı da bilmiyorum. Ben bir meleğim de demiyorum. Ben bana vahyolunana uyuyorum. Basir ile amâ bir olur mu de. Tefekkür etmez misiniz?”

“Böyle deniyor.

O halde biz müminlere bütün peygamberler usvedir. Hazreti Muhammed de Hazreti Nuh peygamberin aldığı emri almıştır. Bize de o emir gelmiştir. Kur’an bütün semavi kitapların getirdiklerini getirmiştir. Kur’an bütün dinlerin kitabıdır.

Hazineler bende değildir. Gaybı bilen melek de değilim. Allah o sizin hor gördüklerinize hayır vermeyecektir demiyorum. Bunları diyecek olursam zalimlerden olurum.

Bu âyette Hazreti Nuh aleyhisselâm kendisinin herkes gibi bir insan olduğunu, bir üstünlüğünün bulunmadığını, sadece görevi dolaysıyla ona beyyine ve rahmet verildiğini söylemektedir. İlk şeriat yönetimini kuran peygamber ve şeriatın tüm hükümlerini tamamlayan peygamberler aynı şeyi söylemekle yükümlü oluyorlar. Bizde hazine yoktur. Gaybı bilmiyoruz. Melek de değiliz. Kimin iman edeceğini ve hayır göreceğini de bilmiyoruz. Biz bize vahyolunanı size ve herkese anlatıyoruz.

İşte…

Adil Düzen çalışanlarının işi budur. Kur’an’dan aldıkları emirleri yerine getirecekler. Sonrasına karışmayacaklar.

Seminerlerimizi takip eden kişiler yüzlerce kişiye ulaşmıştır. Yeni hareketimizi yani kooperatifimizi destekleyeceklerini bekliyoruz, umuyoruz...

Bulundukları yerlerde kooperatifler kuracaklardır. Sıkıntılı ve masraflıdır ama bunlara katlanacağız. Sitemizde çalışmalarını duyuracaklardır...

وَلَا أَعْلَمُ الْغَيْبَ

“Ve gaybı da bilmiyorum”

“Ben olacakları söylüyorum, tufan olacak diyorum ama ne zaman olacağını bilmiyorum. Nasıl insan öleceğini bilir ama ne zaman öleceğini bilmezse, ben de tufanın olacağını biliyorum ama zamanını bilmiyorum. Bana fazla soracağınıza söylenenlere kulak verin, bu çok tanrıcılıktan vazgeçin. Bir kavim olun. Yoksa başınıza azaplar gelecektir ama ne zaman gelecektir; işte onu bilmiyorum...

Kredi çalışana verilecek. Çalışan istediği işyerine gidecek ve o krediyi kullandıracak, işveren borçlu olacak, çalışan ücretini alacak, işveren borçlu olacaktır. Böylece yeni düzende çalışan da işveren kadar saygın kimse olacaktır.

Mezopotamya’da sulama barajları yapılınca toprak sahipleri zengin oldular. Taşradan gelen çalışanlar karın tokluğuna çalışmaya başladılar. Peygamberler yeni düzenin hükümlerini anlattıkları halde asla kulak vermediler.

Hazreti Nuh Peygambere o işçilerden sömürülenlerden katılanlar olmuştur. Sonra o katılmayanlar fakirleşecek, katılanlar zengin olacaklardır.

Bugün de durum bundan farksızdır. Gelişmiş ülkelerde doğum oranı düşmekte, geri kalmış ülkelerde nüfus artmaktadır. Yoksullar zenginlerden daha çok çocuk yapmakta, zenginler ise bir veya iki çocukla yetinmektedirler. Bunun anlamı ileride fakirlerin çocukları ülkeye hâkim olacak, zenginlerin çocukları da elenip gideceklerdir...” (s.10-14)

 

SÜLEYMAN KARAGÜLLE

Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL

 

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
10.07.2015
19:06


HAYRETTİN KARAMAN'IN BUGÜNKÜ YAZISI ŞÖYLE BİTİYOR:

"Dünya yüzünde Müslümanlar var oldukça, adına İslamcılık deyin demeyin, “İslam davası ve bu davanın sahipleri” var olacaklardır. Dava ise “İslam'ın hayatın bütün alanlarında var olması, İslam din ve medeniyetinin en uygun üslup içinde dünya insanlığına sunulması, Müslümanların bir şekilde birleşmeleri ve bütün dünyada adil bir düzenin hakim olmasıdır”. "


YAZININ TAMAMI ŞÖYLE: 

İslamcılık ölmez

04:00 Temmuz 10, 2015
http://www.yenisafak.com/yazarlar/hayrettinkaraman/islamcilik-olmez-2015964
İslamcılığı ve İslamcıları belli bir dönemde yaşamış İslam alim ve münevverlerinin düşünce ve hareketlerine veya belli bir siyasi harekete tahsis edip öncesi ve sonrasını da bu çerçevede tanımlamaya itirazım var.

Osmanlı'ya batılılaşma mikrobu bulaşmaya başlayınca bazı gayretli Müslümanlar buna karşı çıkmış, kendi dinimizi ve medeniyetimizi korumamız gerektiği tezini savunmuşlardır. Bunlar İslamcıdır.

Daha sonra bilhassa İttihatçıların hataları Osmanlı'da kavmiyetçilik mikrobunu yaymaya başlamış, bazı gayretli Müslümanlar buna da karşı çıkmışlar ve birliğimizin, kardeşliğimizin, sosyal yapımızın temel dayanağı ve rabıtası olarak İslam'ın altını çizmiş, “İslam birliği” ve “ümmet yapısını” savunmuşlardır. Bunlar da İslamcıdır.

Tarih boyunca İslamın ve Müslümanların maruz kaldıkları meydan okumalara karşı Müslümanca tavır alan ve tehlikeleri savmak için fikir ve fiil cihadı yapan Müslümanlar İslamcıdır.

Eğer dindar kavramı içinde “dini, hayatımızın bütün alanlarında koruma ve yaşatma vazifesi” yoksa bu dindarlık “eksik bir Müslümanlıktır”. Bu vazife varsa dindar aynı zamanda İslamcıdır.

Fikri ve fiili ile samimi İslamcı olanlar hiçbir zaman iktidarlara yamanmaz, elde ettiği/edeceği -aslında değersiz ve fânî olan- dünya menfaati yüzünden davasından vazgeçmez, kısmen desteklediği iktidarın bütün yapıp ettiklerini onaylamaz, doğruya doğru eğriye eğri derler, iktidarlar İslam'dan yana veya karşı olduklarında onların (İslamcıların) misyonları sona ermez, davalarını amacına ulaştırmak, eksikleri gidermek için devamlı faaliyet (bir çeşit cihad) içinde olurlar.

İktidarların İslam davası ile ilişkileri tabii olarak farklıdır; laik demokrasilerde İslam'a karşı savaşan siyasi kadrolar ve oluşumlar yanında İslamlaşmaya yardımcı olmayı hedefleyen siyasi kadrolar da vardır. İslamcılar, ulusalcı-laik-demokratik sistemi kabul etmemekle beraber verili şartlar içinde bu sistemi resmen kabullenerek siyaset yapan ama İslamlaşmaya yardımcı olan siyasi kadrolara destek verebilirler. Bu destek şartlıdır ve geçicidir. Şartlı olduğu için yolundan sapan iktidarlarla aralarını açarlar, geçici olduğu için orada karargâh kurmazlar, nihai amaçlarına doğru yürümeye devam ederler.

Şartların bir İslamî düzeni ilk adımda gerçekleştirmeye müsait olmadığı zaman ve zeminlerde bazı İslamcı kadrolar, geçici olarak seküler-liberal-demokratik sistemlerden yararlanmak isteyebilirler. Buna karşı olan İslamcılar da elbette vardır. Yararlanmak isteyenler mevcut sisteme uygun parti kurarak iktidara da gelebilirler. İşte bu kadrolar asıl davalarını unutmadıkları, ondan asla vazgeçmedikleri, mevcut şartların elverdiği ölçüde davalarına hizmet ettikleri sürece “İslamcılık davasından döndükleri, davaya hiyanet ettikleri, bu manada İslamcılığın öldüğü” söylenemez; söylenirse de isabetli olmaz.

İslamcılar peygamber olmadıklarına göre düşüncelerinde yanılmaları, ahlak ve davranışlarında bazı hatalara düşmeleri her zaman mümkündür ve vakidir. Ama aynı zaman ve zeminde bütün İslamcıların bu manada kirlendiklerini iddia etmek gerçekle ve insafla bağdaşmaz. İşte bu temiz kalan İslamcılar, hataya düşen kardeşlerini, dava arkadaşlarını uyarırlar, ıslah için ellerinden geleni yaparlar, ama asla onlara karşı “İslam davasına karşı olanlar” ile işbirliği yapmazlar, oylarını ve desteklerini dava karşıtlarından yana kullanmazlar.

İkaz, tenkit, ıslah samimi, hasbi ve hikmete uygun olmalıdır. Bu sebeple kötüye kullanılma ihtimali bulunduğunda bu faaliyetin örtülü olması da gerekebilir, hatta zaruri olabilir.
Dünya yüzünde Müslümanlar var oldukça, adına İslamcılık deyin demeyin, “İslam davası ve bu davanın sahipleri” var olacaklardır. Dava ise “İslam'ın hayatın bütün alanlarında var olması, İslam din ve medeniyetinin en uygun üslup içinde dünya insanlığına sunulması, Müslümanların bir şekilde birleşmeleri ve bütün dünyada adil bir düzenin hakim olmasıdır”.





Çok Okunan Makaleler
Reşat Nuri Erol
M.Tekelioğlu; 15 Temmuz’a doğru: travmadan kurtulmak…
7.07.2017 131062 Okunma
Reşat Nuri Erol
Süleyman Karagülle - Altın Ekonomisine Geçiş
2.11.2013 33229 Okunma
2 Yorum 30.01.2016 22:15
Reşat Nuri Erol
T. C. 1921 ANAYASASI’nın Temel Maddeleri
22.02.2016 18419 Okunma
1 Yorum 22.02.2016 07:19
Reşat Nuri Erol
Şeyma Yavuz ve MAKALESİ… İbn Haldun ve “MUKADDİME”Sİ…
1.07.2015 16402 Okunma
2 Yorum 03.07.2015 00:23
Reşat Nuri Erol
FAİZ imparatorluğu ve ROTHSCHİLD ailesi
29.03.2016 16216 Okunma
1 Yorum 29.03.2016 01:12
Reşat Nuri Erol
Ekrem Dumanlı, Mümtaz’er Türköne, Ali Bulaç ve İSLÂM/cı
2.07.2015 15452 Okunma
7 Yorum 23.07.2015 19:54
Reşat Nuri Erol
AKP’yi kim kuşa çevirdi, Erdoğan mı Davutoğlu mu?
26.06.2015 14715 Okunma
6 Yorum 08.07.2015 13:24
Reşat Nuri Erol
Yüz Yıl Önce - Yüz Yıl Sonra; ne değişti?
26.07.2015 14664 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 12:51
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları
29.07.2015 14549 Okunma
4 Yorum 30.07.2015 11:51
Reşat Nuri Erol
Kahramanlarım: Erbakan, Aliya, Muhammed Ali
7.06.2016 14462 Okunma
2 Yorum 07.06.2016 02:58
Reşat Nuri Erol
Çok önemli hatalar, çok önemli uyarılar ve…
7.10.2018 14387 Okunma
11 Yorum 09.10.2018 00:22
Reşat Nuri Erol
“Asâ Rabbukum En Yerhamekum…”
16.01.2017 14116 Okunma
9 Yorum 17.01.2017 12:20
Reşat Nuri Erol
Suriyeliler “sığınmacı/mülteci” mi, “muhacir” mi?
5.09.2015 14081 Okunma
3 Yorum 05.09.2015 17:56
Reşat Nuri Erol
Tarımda faiz, icra ve iflas
26.04.2010 14072 Okunma
Reşat Nuri Erol
İslam Tarihinde Anayasa; Medine Anayasası ve ...
14.10.2011 13979 Okunma
Reşat Nuri Erol
Hayrettin Karaman; Âdil Düzen Nasıl Olmalıdır?
4.08.2015 13709 Okunma
3 Yorum 04.08.2015 21:11
Reşat Nuri Erol
Sömürü sermayesi ve kuyrukları tövbe ederse…
16.08.2015 13686 Okunma
4 Yorum 19.08.2015 00:56
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın Türkiye ve dünyadaki inkılâpları
23.02.2015 13573 Okunma
2 Yorum 25.02.2015 11:21
Reşat Nuri Erol
Harun Ö. “İslâmcılk” yazıları-10; SAİD-İ NURSÎ
13.08.2015 13383 Okunma
3 Yorum 15.08.2015 17:32
Reşat Nuri Erol
İkrazatçılık!
9.04.2010 13379 Okunma
Reşat Nuri Erol
Suruç bombası, sermaye-siyaset çatışması ve IŞİD
24.07.2015 13365 Okunma
2 Yorum 24.07.2015 07:35
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’İn İSLÂM-CILIK yazıları-2; ERBAKAN FAKTÖRÜ
29.07.2015 13315 Okunma
5 Yorum 30.07.2015 11:44
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre Adil Ekonomik Düzen’de VERGİ
14.03.2016 12848 Okunma
3 Yorum 14.03.2016 14:05
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen dışında çözüm reçetesi olan var mı?
8.09.2015 12737 Okunma
2 Yorum 08.09.2015 07:11
Reşat Nuri Erol
R. Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Abdullah Gül
25.06.2015 12615 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 13:16
Reşat Nuri Erol
Ve zekkir fe inne’z-zikrâ tenfeu’l-mü’minîne
10.08.2015 12531 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 22:44
Reşat Nuri Erol
Çözüm “Âdil Kur’an Düzeni”dir
22.02.2015 12411 Okunma
5 Yorum 23.02.2015 21:48
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları-9
10.08.2015 12334 Okunma
3 Yorum 11.08.2015 13:47
Reşat Nuri Erol
Sn. Cumhurbaşkanımıza ve ilgililere açık mektup!
1.08.2015 12175 Okunma
3 Yorum 02.08.2015 08:07
Reşat Nuri Erol
Anlatıp ve nasihat ediyoruz; dinleyip yapsalar…
3.08.2015 12163 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 14:50
Reşat Nuri Erol
Ya-pa-ma-dı-lar… YA-PA-MA-YA-CAK-LAR…
1.06.2015 12151 Okunma
5 Yorum 02.06.2015 10:49
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın “ADİL DÜZEN” Söyleminin Teorisi-1
3.03.2016 12116 Okunma
3 Yorum 06.03.2016 14:53
Reşat Nuri Erol
‘E LEYSE MİNKÜM RACULÜN REŞÎD’ (âyet)
14.09.2015 12110 Okunma
2 Yorum 14.09.2015 20:56
Reşat Nuri Erol
‘Sistem kurmak’ ve ‘hazin (vahim) durum’
9.01.2017 12025 Okunma
8 Yorum 23.01.2017 00:31
Reşat Nuri Erol
İkrazat yasal tefecilik!
9.04.2010 11998 Okunma
Reşat Nuri Erol
“Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhâmı”…
27.12.2018 11984 Okunma
9 Yorum 28.12.2018 08:15
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!
10.07.2015 11827 Okunma
2 Yorum 10.07.2015 06:06
Reşat Nuri Erol
“İSLÂM DÜZENİ” tüm insanlar içindir
5.05.2013 11557 Okunma
Reşat Nuri Erol
7 Haziran’da oyumuzu bu şuur ile kullanalım
30.05.2015 11532 Okunma
3 Yorum 30.05.2015 16:30
Reşat Nuri Erol
24. Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi
1.12.2015 11531 Okunma
1 Yorum 01.12.2015 06:41
Reşat Nuri Erol
Çağımızın Nuh’un Gemisi “ADİL KUR’AN DÜZENİ”dir
29.05.2015 11444 Okunma
4 Yorum 29.05.2015 18:44
Reşat Nuri Erol
Sermayeye ve siyasilere önerimiz var
8.08.2015 11268 Okunma
3 Yorum 10.08.2015 20:14
Reşat Nuri Erol
Seçime kadar “AYG” uyarılarına devam…
20.09.2015 11180 Okunma
4 Yorum 20.09.2015 06:16
Reşat Nuri Erol
İdam, kısas, diyet, anayasa, şeriat, hukuk…
23.11.2012 11139 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sosyal tufan ve sömürünün çözümü Adil Düzen’dir
10.11.2015 11115 Okunma
2 Yorum 16.11.2015 07:22
Reşat Nuri Erol
‘Türkiye’de Değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor?’
3.02.2016 11110 Okunma
1 Yorum 03.02.2016 22:48
Reşat Nuri Erol
Cennet karşılığı mal ve can ile cihad etmek
14.04.2013 11082 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yine “biz” kazanacağız…
15.08.2015 11069 Okunma
2 Yorum 15.08.2015 15:00
Reşat Nuri Erol
Kur’an Ayında “KUR’AN DÜZENİ” hatırlatmaları-2
5.07.2015 11031 Okunma
2 Yorum 05.07.2015 11:49
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi sonucundan alınacak dersler
9.06.2015 11024 Okunma
3 Yorum 15.06.2015 03:15
Reşat Nuri Erol
‘Sosyal Tufan’a karşı ‘Adil Düzen Gemisi’ inşa ed
27.12.2014 10998 Okunma
4 Yorum 25.05.2015 09:49
Reşat Nuri Erol
İman, ilim, amel, fıkıh, fikir, zikir ve ekonomi
30.04.2014 10986 Okunma
Reşat Nuri Erol
Başkanlık sistemi değil, “Adil Düzen” gelmelidir
20.06.2015 10978 Okunma
3 Yorum 20.06.2015 20:30
Reşat Nuri Erol
Aliya İzzetbegoviç: ‘Kur’an edebiyat değil, hayattır’-4
10.12.2015 10960 Okunma
2 Yorum 10.12.2015 22:22
Reşat Nuri Erol
VakıfBank “FAİZSİZ BANKA” olmalıdır
25.03.2015 10958 Okunma
2 Yorum 05.04.2015 18:14
Reşat Nuri Erol
ADİL DÜZEN ‘gönüllü’ mü , ‘zorla’ mı gelsin?
16.01.2016 10955 Okunma
2 Yorum 16.01.2016 22:08
Reşat Nuri Erol
AK Parti ya “gömlek giyecek” ya da silinecek
28.06.2015 10954 Okunma
3 Yorum 02.07.2015 12:56
Reşat Nuri Erol
Mustafa Deniz; Bu düzen adil değil
4.08.2015 10930 Okunma
4 Yorum 04.08.2015 21:06
Reşat Nuri Erol
Değişim devam ediyor VE LÂ GÂLİBE İLLALLAH
2.04.2016 10838 Okunma
1 Yorum 02.04.2016 12:53
Reşat Nuri Erol
Esbaba tevessül eder, sonra tevekkül ederiz...
7.09.2014 10838 Okunma
Reşat Nuri Erol
Soru-yoruma cevap ve bir aileden gelen yorum
12.08.2015 10820 Okunma
4 Yorum 14.08.2015 07:17
Reşat Nuri Erol
15 Temmuz: Teşhis ve Tedavi; KUR’AN VE İLİM ile
28.08.2016 10776 Okunma
2 Yorum 29.08.2016 20:48
Reşat Nuri Erol
İslâm hukuku, Batı hukuku ve olumsuz etkisi
9.02.2016 10656 Okunma
1 Yorum 09.02.2016 08:10
Reşat Nuri Erol
Faiz meselesi, bankalar ve çözüm önerileri-3
16.02.2015 10611 Okunma
2 Yorum 16.02.2015 08:34
Reşat Nuri Erol
HIZIRLA KIRK SAAT
30.12.2015 10509 Okunma
1 Yorum 31.12.2015 13:01
Reşat Nuri Erol
ÜSKÜDAR SOHBETLERİ-2 İSLAM MEDENİYETİ VAKFI
7.04.2016 10477 Okunma
1 Yorum 07.04.2016 23:36
Reşat Nuri Erol
MEHMET HİKMETUMUT ve KUR’AN VE İLİM 819. Hafta Seminer
4.07.2015 10448 Okunma
4 Yorum 05.07.2015 14:31
Reşat Nuri Erol
IMF’nin alternatifi nedir?
13.03.2010 10413 Okunma
Reşat Nuri Erol
“SOSYAL TUFAN” dediğimiz, İŞTE BUDUR!
23.05.2016 10408 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:09
Reşat Nuri Erol
Prof.S.Tekir: GÜÇLÜ PARA veya PARANIN GÜCÜ
1.09.2016 10391 Okunma
1 Yorum 01.09.2016 09:51
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı anlamak, yapılması gerekenleri yapmaktı
6.03.2015 10318 Okunma
1 Yorum 06.03.2015 07:26
Reşat Nuri Erol
ÇARE VE ÇÖZÜM KUR’AN’DA
31.05.2015 10299 Okunma
2 Yorum 15.07.2015 07:10
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre “Selem Senedi Karşılığı Kredi”
13.03.2016 10294 Okunma
1 Yorum 13.03.2016 08:53
Reşat Nuri Erol
Çözüm Süreci ve HDP’nin önemli hatası
10.08.2015 10234 Okunma
2 Yorum 11.08.2015 15:48
Reşat Nuri Erol
“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!”
4.09.2015 10197 Okunma
1 Yorum 04.09.2015 06:00
Reşat Nuri Erol
Seçime giderken oynanan oyunlara dikkat!
12.09.2015 10130 Okunma
3 Yorum 13.09.2015 06:45
Reşat Nuri Erol
Toprak, tarım ve ‘tarım stratejisi’
26.04.2010 10010 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kooperatif sistemi ile ‘ortaklık sistemi’ gelmekte
17.11.2018 10007 Okunma
5 Yorum 30.11.2018 11:55
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir'den Doğu Perinçek yazısı!
25.10.2015 9982 Okunma
1 Yorum 25.10.2015 20:22
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’in İSLÂMCILIK yazıları: Atatürk İslâmcılığı
18.10.2015 9915 Okunma
1 Yorum 18.10.2015 10:45
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi, sorunlar ve mucize Kur’an-1
13.06.2015 9815 Okunma
2 Yorum 14.06.2015 07:41
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 828. hafta seminer notlarından…
30.08.2015 9802 Okunma
3 Yorum 30.08.2015 11:50
Reşat Nuri Erol
Sermaye dünyayı ne hâle getirdi; ne yapmalıyız?
30.11.2012 9788 Okunma
Reşat Nuri Erol
KUR’AN ayetleri, Kadıhan, Hülagû ve HALEP!
19.12.2016 9763 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 10:27
Reşat Nuri Erol
Prof.Dr.Sabri TEKİR: TÜRKİYE VARLIK FONU
10.02.2017 9739 Okunma
3 Yorum 12.02.2017 20:52
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM bütün sorunları çözer
19.05.2015 9716 Okunma
1 Yorum 19.05.2015 11:17
Reşat Nuri Erol
Hukuk Düzeni
21.04.2013 9661 Okunma
Reşat Nuri Erol
“Millî Görüş ve Adil Düzen” olmadan bu kadar!
2.10.2015 9615 Okunma
1 Yorum 02.10.2015 07:02
Reşat Nuri Erol
MİLLÎ GAZETE için her gün bir şey yapmak
14.01.2016 9594 Okunma
4 Yorum 24.01.2016 23:20
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi ve Ortaklık Sistemi Bankaları
22.10.2018 9520 Okunma
4 Yorum 30.11.2018 08:26
Reşat Nuri Erol
Yargı sorununun çözümü hakemlik sistemidir
19.02.2014 9491 Okunma
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı Adil Düzen’den vazgeçirme raporu (tekrar)
2.12.2018 9433 Okunma
3 Yorum 02.12.2018 12:05
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!-2
11.07.2015 9393 Okunma
1 Yorum 11.07.2015 03:53
Reşat Nuri Erol
S. Karagülle; BİR İLİM ADAMININ ERBAKAN TAHLİLİ...
4.08.2015 9360 Okunma
2 Yorum 04.08.2015 21:35
Reşat Nuri Erol
Seçim sonucu ne olursa olsun, Asıl Yapılması Gereken
1.11.2015 9240 Okunma
1 Yorum 01.11.2015 06:05
Reşat Nuri Erol
Gece, saat üç; bir, iki, üç (yazı)! Ve (dördüncü yazı)
15.12.2016 9218 Okunma
1 Yorum 15.12.2016 02:49
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 738. Hafta Semineri’nden
17.11.2013 9211 Okunma
Reşat Nuri Erol
H.Özdemir yazıları; Ak Parti İslamcı mı?
1.08.2015 9209 Okunma
3 Yorum 01.08.2015 16:33
Reşat Nuri Erol
Kapitalizm/sermaye III. dünya savaşı derdinde ama
26.10.2015 9157 Okunma
1 Yorum 26.10.2015 22:44
Reşat Nuri Erol
Evet… Asrın idrâkine söyletmeliyiz İSLÂM’ı…
17.03.2018 9153 Okunma
1 Yorum 17.03.2018 07:18


© 2025 - Akevler