http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Kuran_Ayi_Ramazan_hatirlatmalarina_devam/25234#.VYewoPntmko
Kur’an Ayı Ramazan hatırlatmalarına devam…
KUR’AN AYI Ramazan’da, Kur’an merkezli hatırlatmalarımıza devam ediyoruz…
KUR’AN’ın, İslâm’ın ve tüm ilâhi kitapların ortaya koyduğu “ADİL KUR’AN DÜZENİ”ni ve “Adil Ekonomik Düzeni” dışlayıp da sömürü sermayesinin “zalim düzeni” ve karşılıksız faizli parasının peşinde koşanlar bir gün aç kalacaklar ve helâk olup gideceklerdir.
“Adil Kur’an Düzeni”ni ve “Adil Ekonomik Düzeni” benimseyip kentte buna göre çalışmada ve yaşamada bir araya gelenler, köyde ekip biçenler “köy ve semt kooperatifleri” hâlinde teşkilatlanmış olacaklardır. “Adil Kur’an Düzeni”ne karşı direnenler kendilerine zarar verecekler, kendileri kaybedeceklerdir. İftira ettikleri de onlardan kaybolup gitmemiştir.
İftira ettikleri nedir?
Başta “karşılıksız faizli para” yani “uydurma kâğıt paralar”dır.
“ADİL KUR’AN DÜZENİ” geldiğinde artık o paraların hiçbir kıymeti kalmayacaktır.
Çıkarılacak “ALTIN, TOPRAK, DEMİR VE BUĞDAY PARALARI” onları piyasadan kovacak; “YAPI SENETLERİ, SİPARİŞ SENETLERİ, MAL SENETLERİ ve İŞLETME SENETLERİ” de “çek ve bono” gibi nakit senetlerini ortadan kaldıracaktır.
Bunlardan başka onların uydurdukları nedir?
Yönetimde uyguladıkları “ekseriyet sistemi”dir.
O sistem de onları yiyip bitirecek, kendi kazdıkları kuyuya kendileri düşeceklerdir.
“ADİL KUR’AN DÜZENİ” yalnız halka rahmet değildir; sermayeye de, siyasi iktidara da rahmettir. “Adil Kur’an Düzeni”nin olduğu yerde işsiz kimse yoktur, fakirlik yoktur, açlık yoktur. Adalete dayanan bu dengeli düzende herkes çalışmakta, üretim yapmakta veya hizmet sunmakta ve var olan sermayesine mal ile birlikte para kazandırmaktadır.
Sosyalistlerde sermaye yoktur.
Kapitalistlerde sömürücü tekel sermaye vardır.
“ADİL KUR’AN DÜZENİ”nin “faizsiz ortaklık düzeni”nde ise “tekel sermaye” yoktur ama “sermaye” vardır, “faiz” yoktur ama “kâr” vardır.
“Adil Kur’an Düzeni”ni kabul etmeyenler çöküp gidecekler, iflas içinde boğulacaklar ve yok olacaklardır.
Yani uydurdukları bâtıl sistemler; faiz, ekseriyet, vize, gümrük, bürokrasi…
Bunların hepsi kaybolup gidecek, ortalıkta çıplak kalacak ve yok olacaklardır.
Bu arada Allah’a iftira ettikleri kezib yani yalan dünya düzeni de yok olacaktır.
Böylece artık o yalanlardan yararlanamıyor ve onlarla düzen kuramıyor olacaklardır.
“Adil Kur’an Düzeni”ni kabul etmeyenler bu dünyada perişan olacaklar, âhirette ise daha ağır azap görecekler veya sevaptan mahrum olacaklardır. “Adil Kur’an Düzeni”ni kabul etmeyip de onu örtmek, kapatmak, yok saymak veya yok etmek isteyen kimseler, yani “Adil Kur’an Düzeni” kâfirleri; onlar sadece dünyada değil, âhirette de cezalarını çekeceklerdir...
Batı düzeninde devlet hukukun koyucusudur.
İslâm düzeninde yönetim hukukun koyucusu değil koruyucusudur.
Hukuk Allah tarafından konmuştur.
Akrabalık, komşuluk, emek ve sözleşmeler hukukun kaynağıdır. Yönetim bunlara karışmaz, bunları korur. Meclis kanunları keşfeder, icat etmez. İlâhi kanunlar vardır. Onlar şeriattır. Meclisin görevi ilâhi kanunları ortaya çıkarmaktır.
KUR’AN AYI RAMAZAN vesilesiyle “KUR’AN VE İLİM” merkezli hatırlatmalara devam ettik; bu günlük de bu kadar, yeri ve zamanı geldikçe devam ederiz inşaallah…