http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/ONLAR_ne_yapti_BIZ_ne_yapmaliyiz/25178#.VYIJDfntmko
ONLAR ne yaptı, BİZ ne yapmalıyız?
Bu yazı, bundan önceki “Soruyorum: Bu sonuç ve akıbete değdi mi?!:” ve “Dünya hayatını ve ziynetini istediler…” başlıklı iki yazımın devamı olarak okunup anlaşılmalıdır.
13 yıldır tek başına iktidar olan AK Parti’nin yaptığı işlerin azamisi bir işe yaramayacaktır. Bir örnek ile ne demek istediğimizi anlatayım. Mesela, yapılaşma yani inşaat furyası başladı. İnsanımızı bina inşaatlarında çalıştırdılar. Dolar kazandılar ve o dolarlarla Çin’den aldıkları mallar ile rahat yaşadılar. İlk bakışta bu durum AK Parti’nin başarısı gibidir.
Ne var ki halkımız inşaat işlerinde çalışmak için köyleri boşalttı, üretim yaptığı kasaba ve şehirlerdeki atölyeleri kapattı, inşaat işçisi oldu. Yarın inşaat işleri durduğu zaman bu insanlar artık tarlaları ekemeyecek, atölyeleri çalıştıramayacak! Sermayeleri de yıkılmış olacak! Yaptıkları inşaatlar işe yaramaz hâle gelecek ve amel ettikleri bâtıl olacaktır.
İstanbul’da Kanal yapılıyor... Havaalanı yapılıyor... Yap-işlet deniyor... Bunların ihalesini Türk firmaları alsa, yabancı işçileri çalıştırsa, çok yararlı bir şeydir; bizim firmalarımız zengin olur/du, yabancı işçilerin bereketi ile halkımız da zengin olur/du... Şimdi işler tersine gelişiyor, yabancı firmalar ihaleleri alıyor, işi Türk işçilerine yaptırıyorlar! Bu firmalar Türk işçilerini çalıştırdıkları için köylerimiz boşalıyor, atölyelerimiz ve fabrikalarımız kapanıyor. Yabancı firmalar bu sayede zengin oldukları için iş hayatına onlar hâkim oluyor ve Türk firmaları bir bir iflas ediyor!.. Sonunda o yaptıkları bizde kalsa bile; artık ya biz Türkiye’de olamayız yahut biz sadece onların hizmetçisi oluruz, çünkü o zamana kadar bizim firmalarımız batmış olur. Devlet, özel sektör ve halkımız durmadan borçlanıyor... Okullar çoğalıyor... Hastaneler doluyor... Yaşlıları ve hastaları yaşatıyoruz ama gençlere iş sağlayamıyoruz, dolayısıyla gençlerimiz evlenmiyor, gittikçe nüfustaki artma oranı düşüyor...
Güya çözüm(!) sürecine girildi, PKK’ya silahı bıraktırıyoruz. Güzel de, bu PKK’lılar hâlâ işsiz güçsüz, bunlar ne yiyor ne içiyor? Üç ihtimal vardır: a) Bunlar dışarıdan yardım almaya devam ediyorlar, bu yardımlar onları bir zaman için besliyor. b) Ya da hâlâ oralardaki halkı tehdit ederek haraç alıyorlar. c) Yahut devlet onları tahsisat-ı mestureden besliyor...
SONUÇ olarak, bu örneklerden de anlaşılacağı üzere, “Millî Görüş ve Adil Kur’an Düzeni” olmaksızın yaptıkları bütün bu işler hoştur ama boştur, sonunda boşa çıkacaktır.
O halde AK Parti’nin yaptıkları iyi işler var gibidir ama hepsi boşa gider. “ONLAR” AK Parti’yi ve orada oluşan gücü cihad amacıyla değil dünya hayatı amacıyla ele aldılar.
“ONLAR” dünya malı ve ziyneti peşinde… “BİZ” “Adil Kur’an Düzeni”ni getirme durumunda olmalıyız. Aksi halde bizim yaptıklarımızın da hepsi boşa gidecektir.
O halde “BİZ” işimize bakalım; BİZ NE YAPMALIYIZ?
Okullar İslâmiyet’i öğrenmelidir... Öğrenciler çalışarak okumalıdır... Ülke imkânları borçlanarak boş şeyleri ezberletme yeri değildir ve bu yapılanlar da tedrisat değildir.
İnsanlar hasta olmamalı, hastalıkları ve hastaları azaltmalıyız. Ülkeyi hastanelerle donatıp bu binaları “hastalık hastaneleri” hâline getirmemeliyiz... İnsanlar emekli olmak için çalışmamalı, aksine sağlık için ve emekli olmamak için çalışmalı... İnsanlar sosyal sigortalara değil, çocuklarına ve torunlarına güvenmeli... Büyükanne ve büyükbabalar yaşlılar yurdunda ve huzurevlerinde değil, evlatlarının ve torunlarının yanında ölmeli... Bizim nesil böyle bir dünyayı yaşadı, bunun zevkini ve heyecanını bilmektedir. Yeni nesil için bunlar boş olmuştur. Görevsiz kalan kimse bedbindir, sıkıntıdadır... İnsan; ben evlenmeli, ben çocuklar yetiştirmeli, ben yaşlı anne babaya bakmalıyım; sonra torunlarıma yol göstermeli, onların sevgisi içinde ölmeliyim diye düşünmeli... İşte, biz böyle bir dünya düzeni kurmalıyız.
Not: 27 Nisan tarihli “ADİL DÜZEN gelmeden yaptıkları boştur” yazım da tekrar okunmalı.