http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Kurtulus_ADIL_KURAN_DUZENInde/24849#.VWK_XU_tmko
Kurtuluş “ADİL KUR’AN DÜZENİ’nde…
Uygarlıkların son günleri yaşlılık günleridir. Yeni uygarlığa karşı direnenler azab içinde yok edilirler. Nitekim geçmişteki inkârcı kavimler yok oldu... Bundan dolayı tebliğ geldikten ve Hak ayan beyan belli olduktan sonra da direnenler için uygarlığın yaşlılık zamanındaki azaptan korkulur. İşte… SOSYAL TUFANA rağmen yeni arabaya binmeyenler yani “ADİL KUR’AN DÜZENİ” gemisine binmeyenler boğulup gideceklerdir...
Önceki yazıda adı geçen “büyük bir günün azabı” işte budur.
Ama bizim de eksiklerimiz var, biz de henüz insanlığa tam olarak tebliğ edemedik.
1. Birinci ve en önemli eksiğimiz; “ADİL KUR’AN DÜZENİ”nin planını ortaya koyduk ama henüz uygulanabilecek bir projeyi sunamadık.
2. İnsanlar teorilerden anlamaz, uygulamaya bakar, gördüklerine inanır. Henüz bir örnek veremedik. Akevler uygulaması da henüz tam olarak örnek olma seviyesine çıkamadı.
3. “ADİL KUR’AN DÜZENİ” etrafında toplanacağımıza, savunma refleksi etrafında toplandık, güçlenince dağıldık, daha çok güçlenince birbirimizle kavga etmeye başladık.
4. Biz kendi kuruluşlarımızı “Adil Düzen”e göre düzenleyeceğimize, başkalarına tavsiyelerde bulunmakla yetindik, yapmadıklarımızı söylediğimiz için tam başarılı olamadık.
Şimdi “ADİL KUR’AN DÜZENİ”ni yeniden takdim etmek durumundayız...
Bizim görevimiz ikidir; biri İLÂHİ TEBLİĞİ onlara ulaştırmak, ikincisi de onların başına bir şey gelmemesi için korkup gerekli tedbirleri almalarına yardım etmektir...
Evet, Kur’an’ın demek istediği şudur; ‘eski, yaşlanmış, ömrünü doldurmuş, tutucu, gerici düzen üzerindeki ısrarınızdan dolayı size geleceklerden korkuyorum de’.
Biz de on üç senedir AK Parti yönetim kadrosuna ve Gülen Cemaati’ne bu sözleri cılız da olsa söylemekteyiz ama bugün hâlâ güçlü durumda olduklarından kulak vermiyorlar!
O halde “kör-sağır-dilsiz” olanları kendi hallerine bırakalım, biz işimize bakalım...
Kooperatifler kurulacak ve halkımız bu kooperatiflerde örgütlenecek...
Bu kooperatifler kendi içlerinde “ADİL KUR’AN DÜZENİ”ni uygulayacaklar; kanunlar çerçevesinde uygulayacaklar yani mevcut düzene sadık olarak uygulayacaklar...
Çok değil, belki on sene sonra “ADİL KUR’AN DÜZENİ” artık Türk milleti tarafından anlaşılmış ve kooperatifler seviyesinde uygulanmış olacaktır, inşaallah...
İşte o zaman yine de “ADİL KUR’AN DÜZENİ” dışı uygulamalara devam ederlerse, onların başına gelecek olanlardan korktuğumuzu onlara şimdiden ifade etmiş oluyoruz...
Her şeye rağmen yine de “kör-sağır-dilsiz” olmaya devam ederlerse, biz bir şey yapmayacağız ama Allah onları helâk edecek ve başka sebepler var edecektir. Kendi aralarında çıkan ve çıkacak kavga bunun başında gelir. Şimdiden boğuşmaya başlamışlardır. Bugün eğer “paralel devlet savaşı” varsa, bunun tek sebebi bu iki cemaatin birleşip “ADİL KUR’AN DÜZENİ”ne karşı cephe almalarıdır, işte bu sebeple aralarında çatışma vardır.
Bu çatışma küçük bir çatışma değildir, bu çatışma yalnız yurt içi çatışma değildir; bu çatışma sömürü sermayesi ile bâtıl siyaset çatışmasıdır. Bu genel çatışma, çatışmanın sadece Türkiye’deki uygulamasıdır. Kurtuluşa ermek istiyorlarsa, ancak ve ancak “ADİL KUR’AN DÜZENİ”ne gelmeleri ile kurtulabilirler.
Ama takdir böyledir, Sünnetullah böyledir; insanlardan bir kısmı yeni düzene yani “ADİL KUR’AN DÜZENİ”ne geçecek ve varlıklarını sürdürecekler, diğerleri ise helâk olup gideceklerdir. Örnek mi istiyorsunuz. Bunun için “kör-sağır-dilsiz” olmaktan vazgeçip insanlık tarihine (mesela Nuh Tufanı) bakmak yeterlidir. Ve’s-selâm mea’d-dua, dua, dua…