‘İçimizde cihad edenler; onlara rehberlik edeceğiz’-1
Haftalık KUR’AN VE İLİM çalışmalarımız devam ediyor, 1193. haftaya ulaştık…
Ankebut Suresi çalışmamızın da 63. haftasına ulaşmış olduk, elhamdülillah…
İstifade edilmesi dileklerimizle işte bu çalışmadan notlar sunuyorum…
-Seminer çalışmalarımız aynı zamanda çare ve çözüm içeriklidir…
-Bunlar halkımızın ve yöneticilerin istifadesine sunulmaktadır…
-Bu çözümler her geçen gün daha da değer kazanmaktadır…
-Çünkü hayatın her alanındaki sorunlar artmaktadır…
-Dolayısıyla çare ve çözümler de aranmaktadır…
-Çözüm üretmek bizden, başarı Allah’tan…
İlgili ayeti meali/tercümesi ile birlikte okuyarak başlayalım…
“İçimizde cihad edenler, kesinlikle onlara yollarımızda rehberlik edeceğiz ve kesinlikle Allah iyilik yapanlarla beraberdir.” (Ankebut Suresi, 69. ayet)
Müslüman olmak kolay ama “mümin” olmak zor…
Mümin olabilmek için mal ve can ile Allah yolunda cihad etmek gerekmekte…
“Mallarınız ve canlarınızla Allah yolunda cihad edin.” (Tevbe 41)
“Ey nebi, kâfirlerle ve münafıklarla cihad et.” (Tevbe 73, Tahrim 9)
“Kâfirlere itaat etme ve onunla onlarla büyük bir cihadla cihad et.” (Furkan 52)
Cihad ayetlerinin hiçbirisinde canlarınız ve mallarınız sırası gelmez. Hiçbir cihad ayetinde de mallarınız tek başına, canlarınız da tek başına gelmemektedir. Cihad her ikisiyle beraber yapılmalıdır. Cihadda hem mallar kullanılmalı hem de canlar kullanılmalıdır. Bu “tüm varlığınızla” demektir, gerektiğinde mallarınızı tümüyle feda edebileceksiniz, hatta ölümü bile göze alacaksınız demektir. Cihad kavramı da tarih boyunca manasını kaybetmiş “savaş” anlamına getirilmiştir. Oysa savaş anlamında Kur’an’da “kıtal” ve “harb” kavramları vardır.
“Sizinle savaşanlarla Allah yolunda savaşın.” (Bakara 190)
“Cihad” demek çabalamak demektir. Allah’ın yolunda mallar ve canlarla cihad Allah’ın gösterdiği yöntemlerle ve karar mekanizmalarıyla belirli bir sistematik içinde Allah’ın düzeninin (yani -bize göre- Adil Düzen’in) gerçekleşmesi için tüm varlığınla çaba göstermektir.
“Allah’a iman edin ve O’nun elçisiyle beraber cihad edin.” (Tevbe 86)
Burada da cihadın kiminle beraber yapılacağı ifade edilmiştir. Cihadın uygulamasını elçi yapmaktadır ve onunla beraber cihad edilmelidir.
“Kim cihad ederse yalnızca kendisi için cihad eder.” (Ankebut 6) “Hacıya su vermeyi ve Mescidi-l Haramı imar etmeyi Allah’a ve ahir yevme iman eden ve Allah yolunda cihad eden kimse gibi kıldınız mı? Allah’ın indinde bir olmazlar.” (Tevbe 19) İnsanlar diğer insanlar kullansın diye çeşmeler yaptırırlar, camiler yaptırırlar. Bunun daha ilerisi hacılara su vermek ve Mescidi-l Haramı imar etmedir. Bunlar sevaptır, ecirleri vardır. Ancak bunların hiçbiri Allah’a ve ahir yevme iman etme ve Allah yolunda cihad etme gibi değildir.
“Yoksa henüz Allah sizden cihad edenleri bilmeden ve sabredenleri bilmeden Cennet’e gireceğinizi mi sandınız.” (Ali İmran 142) “Yoksa henüz Allah sizden cihad edenleri ve Allah’ın ve resulünün ve müminlerin dunundan sırdaş edinmeyenleri bilmeden bırakılacağınızı mı sandınız.” (Tevbe 16) İkinci ayetteki “veliyceten” kelimesi bir topluluğun içine girip nüfuz eden kimse demektir. Cihad edenler önceden belli değildir. Allah cihad edenleri bilmek istemektedir. Cihad düz iman değildir, ciddi bir çabalama gerektirir.
“Kesinlikle iman edenler ve hicret edip Allah’ın yolunda cihad edenler, onlar Allah’ın rahmetini umarlar.” (Bakara 218)
“İman edip hicret edip Allah’ın yolunda cihad edenler ve barındırıp yardım edenler, onlar, onlar gerçek müminlerdir.” (Enfal 74)
“Müminler yalnızca Allah’a ve resulüne iman edip sonra şüphelenmeyen ve malları ve canları ile Allah yolunda cihad edenlerdir. Onlar, onlar sadıklardır.” (Hucurat 15) Bu ayetlerde değişik mümin topluluklarının tanımı yapılmaktadır. (DEVAMI VAR)