http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Gunaydin_AKP_gunaydin_Erdogan_GUNAYDIN/24384
Günaydın AKP, günaydın Erdoğan; GÜNAYDIN!
Türkiye sadece kendisi için değil, bütün bölge, bütün dünya yani bütün insanlık için çok önemli bir ülke ve bu ülkede çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Dünyada insanlığı çok yakından ilgilendiren ne gelişme oluyorsa önce bu ülkede oluyor. Dünyanın bu önemli ülkesi yüz yıl önce siyasi İstiklâl Savaşı’nı kazandı ama kavi düşmanın yani sömürü sermayesinin “karşılığı olmayan dolar”ı sayesinde ekonomik gücü devam ettiği için ekonomik istiklâl savaşımızı henüz kazanamadık. Daha önceki ve son zamanlardaki yazılarımda da vurguladığım üzere, her sene sömürü sermayesine 100 milyar FAİZ adı altında haraç vermeye devam ediyoruz! Dikkat; BORÇ ödemiyoruz, FAİZ ödüyoruz; hem de her sene 100 milyar!
İMF’ye borcu kalmadığını iddia eden AK Parti on sene sonra uyandı, bu acı gerçeği yeni yeni kavramaya başladı, ancak şimdilerde “FAİZ LOBİSİ” diyerek feryada başladı!?
Günaydın AK Parti, günaydın Erdoğan; GÜNAYDIN!
Bu arada olumlu gelişmeler de olmadı değil; oldu, hem de önemli şeyler oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran’ı günübirlik ziyaret edip İran Cumhurbaşkanı Ruhani ile görüştü ve taleplerini şöyle sıraladı: Türkiye en pahalı gazı İran’dan alıyor, gazı ucuzlat. Dost ve kardeş iki ülke olarak dayanışma içinde olmazsak, kiminle dayanışma içinde olacağız? Karşılıklı ticarette de artık iki ülkenin parası (TL ve Riyal) kullanılsın… Karşılıklı ticarette döviz kuru noktasında biz başka paraların baskısında kalmak istemiyoruz. Alışveriş noktasında iki ülkenin paraları alışverişin parası olsun, ne dolar ne euro baskısında kalalım. Bu konuda hâlâ gereken adım atılamadı... Seslendiğimizde duyabileceğimiz bir noktadayız. Aramızdaki medeniyet, inanç kadim gelenek noktasında birlikteliğimizi düşünürsek başarabileceğimiz şeyler var. Ulaşım konusunda mesela; burada bürokratik oligarşi karşımıza çıkıyor, buna takılmamamız lazım. Bürokratik oligarşi felakettir...
Bu vesileyle, Hayrettin Karaman Hoca, köşesindeki bir yazısının sonunda şunları yazdı (Erdoğan bizi dinlemiyor ama Karaman Hoca’yı belki dinler!): Bir de PARA MESELESİ var. Yine Cumhurbaşkanımız şöyle diyor: / “Döviz kuru noktasında biz başka paraların baskısı altında kalmayalım. Ekonomide İran'ın yerli parasıyla Türkiye'nin yerli parası bizim alışveriş noktasındaki aracımız olsun… Bu konuda daha önce merkez bankalarımızı da milli bankalarımızı da görüştürdük ama hala adımı atamadık.” / ABD'nin parası ne ekonomik durumuna ne de altın gibi görece bir sabit bir değere bağlı. Kararını veriyor, kâğıdı boyayıp dünyaya sürüyor. Çeşitli sebeplerle ülkeler karar almışlar, doları rezerv para yapmışlar, kendilerini kendileri esir etmişler. Söylentilere göre “dolardan çıkmak isteyenleri de ABD cezalandırıyormuş”. / Türkiye, İran, Suûdîler karar alıp birlikte hareket etseler ve bir başka para veya para politikasında karar kılsalar ABD ne yapacak? / İslâm dünyası liderini ve şuurlu halkını bekliyor, inşallah er veya geç ışık Doğu'dan gelecektir.
Bu arada biz İran ile bu görüşmeleri yapıyorken, İran ile Rusya arasında, hem bizi, hem bölgemizi, hem de bütün insanlığı yakından ilgilendiren çok önemli bir adım atıldı.
Rusya ve İran "ÜRÜN KARŞILIĞI PETROL" işlemine başladı!
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, Rusya ve İran'ın "ürün karşılığı petrol" işlemine başladığını bildirdi. Kremlin Basın Sözcüsü Dmitriy Peskov da bu bilgiyi teyit etti. "Ürün karşılığı petrol" işlemi, Rusya'nın, İran'dan alınan petrolün karşılığında bu ülkeye buğday, teknoloji ve inşaat malzemeleri vermesini öngörüyor...
Buna göre, İran petrolü takas yapılacak. Rusya, özellikle Çin ve Hindistan olmak üzere Asya-Pasifik ülkelerine petrol satacak, ancak bu ülkelere petrol taşınması daha ucuza mal olduğu İran tarafından yapılacak. Rusya ise aktarılan bu petrolün karşılığında İran'a, her ikisinin de kıyısı bulunduğu Hazar Denizi üzerinden gemilerle ürün temin edecek. Bu şekilde her iki ülke ürünün maliyetini önemli ölçüde artıran taşıma masraflarından kâr edecek...