http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Olaylarin_tahlilini_Kurana_gore_yapmaliyiz/24297#.VSySqfmsU3k
Olayların tahlilini Kur’an’a göre yapmalıyız
Biz olayların ve gelişmelerin değerlendirmesini yani tahlilini yaparken Kur’an’a göre yaparız, Kur’an’ın ne dediğine bakarız, Kur’an merkezli çözümler üretiriz. Her dikkatli ve şuurlu Kur’an okuyucusu peygamber kıssalarının hikâye olsun diye anlatılmadığını bilir, Hazreti Yusuf kıssasını da bilir; Hazreti Yusuf aleyhisselâma olayların tahlili öğretilmiştir.
31 Mart 2015 Salı günü Türkiye’nin hemen hemen her yerinde elektrikler kesildi. Aynı gün İstanbul Adalet Sarayı’nda savcımız vurularak şehit edildi. Her iki olay yalnız Türkiye’de değil, dünyada etki yaptı. Şehit savcımızın ailesine sabırlar dileriz. Dindar bir kardeşimiz olduğu anlaşılan savcımız şimdi cennettedir, dolayısıyla onun için herhangi bir üzüntümüz yoktur. Asıl sorun bizim sorunumuzdur, olayların tahlilini yapmamız gerekir.
Savcımızı koruyamazsak, yarın tüm görevliler tehdit altında kendilerini koruma imkânına sahip olmazlarsa, artık görev yapamaz hâle gelebilir. Savcılar ve devlet görevlileri mafyaların ve terörün birer uygulayıcısı hâline dönüşebilir. Dolayısıyla hepimizin oturup bu olaylar ve gelişmeler üzerinde uzun uzun düşünmemiz gerekmektedir.
En başta da yazdığım üzere; bir olay olduğu, bir gelişme gerçekleştiği zaman, bu olayın olmaması için Kur’an’a göre ne yapmalıyız diye sormalı ve ondan cevap almalıyız.
Bize göre; İslâmiyet’te savcılık müessesesi yoktur. Yargı hakemlerden oluşur. Taraflar birer hakem, hakemler de başhakemi seçerler ve yine taraflar seçtikleri hakemlerin kararlarına uyarlar. Ayrıca kamu görevi yapanlara yapılan saldırılarda af olmadığı gibi diyetleri de iki misli veya dört mislidir. Ağır diyet 100 taşıttır; 200 taşıt olacaktır. Bir taşıtı asgari 20 bin lira kabul edersek, 4 milyon Türk Lirası eder. Demek ki savcının vârislerine devlet 4 milyon TL diyet ödeyecek, sonra bunu faillerin âkilesinden yani dayanışma ortaklarından tahsil edecek.
Aynı gün meydana gelen elektrik kesintisinden dolayı da tüm halka birer yevmiye tazminat ödenecektir. Zararlara karşı da bir o kadar tazminatı devlet ödeyecek, sonra bu TEDAŞ’a fatura edilecektir. TEDAŞ’ın bu faturayı ödemesi gerekir.
Bunun dışında bu iki olayın aynı gün olması bir rastlantı mıdır? İslâmiyet’te rastlantı yoktur. Her olay cereyan ettiği zaman, eğer iki olay arasında ilişki varsa hemen iki şekilde yorumlanır. Bir; bunu birileri planlamıştır. Yani savcının şehit edilmesi ile elektriklerin kesilmesinin aynı gün olması tesadüf değildir. Bir yabancı güç bu iki olayı planlamış ve aynı gün işletmiştir. İki; herkese şu gözdağı verilmektedir. Bakınız, istesem elektrikleri keser, aylarca vermem, hepiniz ölürsünüz. Çünkü elektrikleri devreye sokan ve kesen bir örgüttür. Elektriği veren de yine o olmuştur. Şimdilik gözdağı vermiştir. Yarın yeniden istediği kadar kesebilir. ‘Bunu nerden biliyorsun’ diyeceksiniz. ‘Elektrik şu şeklide kesildi, biz bunu bu şekilde giderdik’ demeleri gerekirken; yetkililer bir açıklama yapmıyorlar! Demek ki bunlar olayı teşhis edemediler, çözümü de kendileri üretemediler. Yapanlar iki olayı aynı gün ve aynı saatte yaparak gözdağı vermişlerdir. Bu tahlil ilk tahlildir.
İkinci tahlile gelinirse... Bu iki olay ayrı ayrı örgütler tarafından yapılmıştır yahut örgüt dışı yapılmıştır. Dolayısıyla savcının şehit edilmesi ile elektriklerin kesilmesi arasında failler bakımından bir ilişki yoktur. O zaman aynı günde olmalarını tesadüfle açıklayacağız. Oysa İslâmiyet’te tesadüf yoktur, “takdir” vardır. Bu takdirde yapacağımız analiz Allah’ın bize bildirisidir; bizim bir eksiğimiz vardır ki Allah bu iki olayı bir güne rastlattı, faillere ilham etti de bir günde yaptırdı. O halde eksiğimiz nedir? İşte bunun üzerinde düşünürüz...
Elektrik dağıtımında hata vardır. TEDAŞ’a ihale yanlıştır. Bu gibi yerler kamunun güveni ile çalışan “vakıf işletmelerle” işletilmelidir deriz. Başkaları da başka bir şey söyler. Savcının kapısında silahlı jandarma hazır bulunur, ancak ondan izin alarak içeri girilebilir, zorlayanı jandarma ekibi vurur. Yahut idam cezasını yeniden getirmemiz gerekmektedir...