http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Ucuncu_binyil_medeniyeti_boyle_dogacak/23790#.VPudM_msU3k
Üçüncü binyıl medeniyeti böyle doğacak
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatanı satmak, yüksek faizle, yüksek enflasyonla, kötü yönetimle ve milletin kaynaklarını heba etmekle olur” dedi ya; bu konuda birkaç yazı yazmayı düşünüyorum... Ama önce sıradaki yani başlıktaki konu üzerinde duralım…
Bugüne kadar dediğimiz ne idiyse, bugün de mücadelemiz hâlâ aynıdır.
-HUKUK DEVLETİ olsun diyoruz...
-Hâkimler değil de “HAKEMLER” olsun diyoruz...
-Merkezi yönetim değil de “YERİNDEN YÖNETİM” olsun diyoruz...
-SERMAYE olsun ama TİCARET yapsın, tekelleşip sömürmesin, sömürü sermayesi olmasın diyoruz, karşılıksız para olmasın diyoruz, KARŞILIĞI OLAN PARA olsun diyoruz...
Daha müşahhas örnek olarak biz diyoruz ki; “YERİNDEN YÖNETİM SİSTEMİNİ” kabul edelim, “HAKEMLİK SİSTEMİNİ” kabul edelim, “KARŞILIKLI PARA SİSTEMİNİ” kabul edelim, “ASKERİ YÖNETİM” ile “SİVİL YÖNETİMİ” birbirinden ayıralım...
Peki, onların mücadelesi neydi ve ne oldu?
-Millî Görüş’ü yok edecektiniz; edemediniz...
-Risale-i Nurları unutturacaktınız; unutturamadınız...
-İslâmiyet’i ve ilâhi dinleri yok edecektiniz; edemediniz...
-Kur’an’ı nüzul sırası ve tercümelerle bozacaktınız; bozamadınız...
-Sosyalizmle bir yere varamadınız, kapitalizmle de bir yere varamayacaksınız...
O halde bu başarısızlığınız karşısında gerçekleri görüp şeriat düzenine gelmelisiniz...
Israr edip devam ederek üçüncü dünya savaşını da çıkaracaktınız ama çıkaramadınız...
Gelin, artık “dolar”ınızın Allah’tan daha güçlü olmadığını görünüz, diyebiliriz.
Kur’an’daki “qul, qul, qul / söyle, söyle, söyle” emirleri hepimizedir. Biz de şimdi bugünkü insanlığı inzar ediyoruz; gelmekte olan tufan (SOSYAL TUFAN) seviyesindeki 16 TEHLİKE ile “insanlığı, Türkiye’yi, iktidarı ve muhalefeti” yani “herkesi” uyarıyoruz...
-Çevre kirleniyor; toprak kirleniyor, hava kirleniyor, su kirleniyor, canlı kirleniyor...
-Mafyalar; uyutturucu mafyası, iş mafyası, rüşvet mafyası, terör mafyası...
-Sağlık mafyası; zina, içki, evlenme zorluğu, sigorta...
-Ekonomide; faiz, karşılıksız para, işsizlik, tekel...
16 (onaltı) “SOSYAL TUFAN” kaynağı göz göre, göre, göre gelmektedir...
Bunlardan sadece biri bile insanlığı yok eder.
İnsan ve topluluklar bir yanlış yaparlarsa, artık o yanlıştan vazgeçmez, ısrarla o yanlışı sürdürürler. Topluluklar eski geleneklerinden vazgeçmezler, direnirler. Çünkü tüm çıkarlarını ona göre ayarlamışlardır.
Türkiye’de iki-üç asırdan beri “Batılılaşma” sevdası ve eylemi içindeyiz, batmakta olan Batı dünyasının peşindeyiz, AB kapısında elli yıldır bekliyoruz!.. Bu arada kendi değerlerimizi yitirdik, Batı’nın değerlerini de alamadık. Devamlı çelişki içindeyiz...
Hazreti Nuh aleyhisselâmdan sonra da böyle olmuştur.
Ne var ki bu çelişkiler yumağı bugünkü uygarlığı doğurmuştur.
Batı ile Doğu’nun sentezi sonunda “üçüncü binyıl medeniyeti” oluşacaktır.
Bugün dünyayı varlıklı olanlar, güçlü olanlar sömürmektedirler... İşte onlar kendi sömürülerini yitirmemek için geleneklerin muhafaza edilmesini isterler… Çağımızda peygamberlerin yolunda olanlar da onlarla mücadele ederler, “yeni medeniyet” böyle doğar.
Biz şimdi insanlığı sömürü düzenine karşı hareket ettirmekteyiz; “silahla” değil, “siyasetle, hukukla, ilimle, irşatla, davetle, tebliğle” bunu sağlıyoruz. “ADİL DÜZEN” kurun ve sömürüye karşı tedbirler alın diyoruz. “Üçüncü binyıl medeniyeti” işte böyle doğacaktır.