Suriye sorunu, diğer ana sorunlar ve çözüm
Haftayı “KUR’AN VE İLİM” seminerlerinden derlediğim beş yazı ile geçirdik…
Suriye sorunu başta olmak üzere, bu köşede hep hatırlattığım “SOSYAL TUFAN” seviyesindeki sorunların “kökten çözümü” KUR’AN merkezli “bu çalışmalarda” mevcut…
Bütün mesele Kur’an’a sadece saygı, Kur’an’ı sadece okuma, Kur’an’ı sadece ezberleme ötesinde; Kur’an’ı anlama ve anladıktan sonra uygulama merhalesine geçmedir…
Hep soruyorum: Kur’an Arabistan’da indi, Mısır’da okundu, Türkiye’de yazıldıysa; peki, Kur’an -bu ülkeler de dâhil olmak üzere- hangi İslâm ülkesinde anlaşılıp uygulandı?!.
İşte…
Bu sorunun cevabını verebildiğimiz gün, “SURİYE SORUNU” başta olmak üzere, ülkemizin, İslâm âleminin ve insanlığın DİNÎ-İLMÎ-İKTİSADÎ-SİYASÎ yani “SOSYAL TUFAN” seviyesindeki bütün sorunlarını çözmenin ötesinde, bütün beşeriyetin beklemekte olduğu “III. Binyıl İslâm (barış) Medeniyetini” kurmaya başladık demektir…
***
Bu girizgâhtan sonra, Kur’an’ın rehberliğinde Suriye sorununun çözümüne bakalım...
Ama sadece Suriye sorunu değil, diğer “ana sorunlara” da aynı pencereden bakalım…
Ortadoğu dünyanın merkezindedir. Ortadoğu’yu büyük güçlerden birisinin eline geçirdiğini varsayarsak, tek kutuplu bir dünya oluşur, tüm dünya onun emrine girer, dünyada adeta tek bir devlet kurulur. Böyle bir şey KUR’AN’ın bildirdiklerine aykırıdır, müsbet ilme de aykırıdır. Kâinat denge üzerine kurulmuştur. Kaldı ki Suriye ile savaşa girdiğimizde biz yeneriz ama tüm dünya ayağa kalkar, gizli kapaklı Suriye’yi destekler ve sonuç alamayız...
Türkiye’de PKK sorunu var ve sonunda PKK’ya teslim olduk, bekl(et)iyoruz... Biz ülke olarak henüz kendi sorunumuzu bile çözmüş değilken, Suriye ve Irak gibi Türkiye’deki sorunların on misli daha karışık olan yerlerde işgalci bir ordu ile o sorunları nasıl çözeceğiz?.. Bugün bize aldıracakları kararla destekleseler bile, yarın fiilen desteklemezler... Bizi ateşe sokar, sonra geri çekilirler... Hattâ daha başka bir şey yaparlar, gizli gizli onları desteklerler...
ABD’de Obama savaş taraftarı değildir ama o da oradaki sömürü sermayesi yani derin Amerika ile anlaşmak zorundadır... Onların baskısı ile şimdi Türkiye’nin Suriye’ye girmesini ‘destekler’ görünmektedir ama yarın Suriye’ye girdiğimizde, aynı sömürü sermayesi bu sefer ‘destekleme’ diyecektir ve biz Suriye, Irak, İran ve İsrail sorunları ile ortada kalacağız!..
Bu durumda ne yapmamız gerekir?
Irak’ta başımıza çuval geçirdiler; yuttuk!.. Aynı komutan şimdi IŞİD’i kur(dur)muş!..
Açık denizde (Akdeniz’de, Mavi Marmara’da) vatandaşlarımızı öldürdüler; sustuk!..
T.C. Musul Konsolosluğu mensuplarımızı 100 gün esir ettiler; kurtardık ama sustuk!..
Onlar bu tür eylemlerden vazgeçmeyecekler, şimdilik biz de bu tür eylemlere değişik sebeplerden dolayı aldırış etmeyeceğiz, herkesin malumu sebeplerden susup bekleyeceğiz...
Durum budur!
***
Bu durumda ne yapmalıyız?
Daha önce yazdığımız üzere… TEK ÇÖZÜM KUR’AN’A BAŞVURMADIR...
TÜRKİYE, İRAN, IRAK ve SURİYE devletlerinin yetkilileri bir araya gelmeli, KÜRT temsilcilerini de yanlarına almalı ve çözüm müzakerelerini başlatmalıdırlar...
Genel olarak “Ortadoğu Sorunlarını” ve özel olarak “Suriye Sorununu” KUR’AN’IN REHBERLİĞİNDE kendileri çözmelidirler…
Süper güçlerden hiçbirisini kesinlikle çözüme karıştırmamalıdırlar...
Bizim bölge ülkeleri olarak buraya çullanan sömürgecilere ‘saldırmaya’ gücümüz yetmez ama “biz birleşirsek” bütün dünyaya karşı bile ‘savunmaya’ gücümüz yeter...
Evet…
“TEK ÇÖZÜM KUR’AN’A BAŞVURMADIR” diyoruz ve bu cümle aynı zamanda bu yazının başka bir başlığı da olabilir ve bu yazı bir kere daha bu başlık altında okunabilir…