Reşat Nuri Erol
M.Tekelioğlu; Sanayileşme serüveni; Ulusların Yükselişi
7.09.2022
1451 Okunma, 0 Yorum

Sanayileşme serüveni ve ‘Ulusların Yükselişi’

 

Mehmet Tekelioğlu

 

İhracatımız her ay artıyor. Sevinmeliyiz. Hükümetin hedefinde de ihracata dayalı büyüme var. Bu, bir tarafıyla gerçekleşiyor. Hedefte ihracatı artırarak cari açığı azaltmak da vardı ama ithalat azalmıyor ki, artıyor.  Ara malı ihtiyacı ithalatı azaltmanın önünde büyük bir engel. Dolayısıyla da cari açığımız gittikçe büyüyor. Bu durum hedeflerin gerçekleşmesini zorlaştırıyor.

Cari açığı azaltmak ihracat yapımızı elden geçirmekle mümkün. Yani ihraç mallarımızdaki ileri teknoloji ürünlerinin ağırlığını artırmak. Bunun için de büyüme stratejilerinde değişikliğe gitmek gerekiyor. Biz hala inşaat esaslı büyümeye önem veriyoruz. Belki kâğıt üzerinde değil ama uygulamada inşaattan ve onun getireceği kalıcı olmayan istihdamdan fayda umuyoruz. Elbette bu yöntemin uygulaması gereken zamanlar oldu. Faydası da oldu. Ancak artık kalıcı ve üretim esaslı stratejilere öncelik vermek zorundayız. Köprü ve otoyollara verilen garantiler sanayileşme ve üretim alanında da verilebilir miydi acaba?

İhracatımızın ithalata bağımlılık oranı %70’lerde. Bunu değiştirmeliyiz diyorum.

Bir husus daha var. İhracatımızı çeşitlendirmeliyiz elbette. Önemli olan bu ihracatta ileri teknoloji ürünlerinin ağırlığının artması. Bunun da yolu yetişmiş insan gücünden geçiyor. Katma değeri yüksek ürün, yetişmiş insan gücüyle elde edilebiliyor.

Biz bir taraftan lisans eğitiminde başarılı olmak zorundayız ama öbür taraftan daha çok lisansüstü mezununa ihtiyacımız var. Belki acilen çözülmesi gereken sorun mevcut yetişmiş elemanları elde tutmak. Hükümetimiz ‘bu çocuklar niye başka ülkelerde çalışmak için can atıyorlar’ sorusunu cevaplandırmak durumunda. Aşağıdaki tablo ihracatımızda ileri teknoloji ürünlerinin durumunu açıkça ortaya koyuyor.

Görüldüğü gibi ileri teknoloji ürünlerinin ihracatımız içindeki yoğunlukları pek az. İşin asıl düşündürücü tarafı bu oranların gittikçe azalması.

Bu durumun başka etkileri de var. Geleceğin Endüstrileri başlıklı bir yazımda da dokunduğum başka gerçekler önümüzde duruyor. Onlardan bir kısmı şöyleydi:

İhraç ettiğimiz ürünlerde bir kg başına elde ettiğimiz dövizi arttırmanın yollarını da aramamız gerekiyor. Bu konuda zorlanıyoruz. Aşağıdaki grafikte ihracatın birim fiyatında yükseliş ve düşüş dönemleri var. Bunlar bize başka şeyler de söylüyor. 2014’ten sonraki düşüşün sebepleri üzerinde düşünmek ve çok taraflı değerlendirmeler yapmak gerekiyor.

Kısaca fikir versin için söyleyelim Almanya ihraç ettiği malların birim ağırlığı başına yaklaşık dört dolar elde ederken biz bir dolardan biraz fazla elde edebiliyoruz. Bunu ister yüksek teknoloji ürünlerinin sağladığı bir konu olarak ele alalım ister katma değeri yüksek ürünlerin sağladığı bir konu olarak, sonuç değişmiyor. O halde hem bugün için hem yarınlar için üstünde dikkatle çalışmamız gereken bir hal var.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2020 yılında yurt içi hasılanın ancak %20’sini sanayi sektörü oluşturuyor, %68’ini ise hizmet sektörü oluşturuyor. Bu durumu değiştirmek zorundayız.

Yukardaki tabloda da gördüğümüz gibi hafifçe yuvarlatılmış rakamlarla, ihracatımız içinde yüksek teknoloji ürünleri %3’lük bir paya sahiptir. Orta yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatımız içindeki payı ise %35 civarındadır. Son rakam yüksek teknoloji ürünleri için bir potansiyelin varlığına işaret ediyor.

Bu tabloyu değiştirmeden zenginleşmek ve refah toplumu olmak mümkün değil. Bu sebeple geleceğin endüstrileri üzerinde kafa yormak gerekiyor.

Milli geliri dolayısıyla fert başına geliri arttırmak için yapılacak iş sanayi politikalarını adam akıllı elden geçirmektir. Aşağıdaki grafik fert başına gelirin yıllara göre değişimini veriyor. Niçin 2013’e kadar artış eğilimindeki gelir 2013’ten sonra düşmeye başlıyor? Bu soruları ciddiye alıp üzerinde derin analizler yapmadan doğru cevapları bulamayız. Öyle dış güçler, hainler söylemiyle varılacak bir yer yoktur.

Bugünlerin bir başka önemli gelişmesi 2022 yılı ikinci çeyrek büyüme oranı etrafındaki tartışmalar. %7.6’lık büyümeyi kimileri başarı olarak nitelerken kimileri de büyümenin sağlıksız olduğuna vurgu yapıyor. Finans sektörünün büyümesini halkın refahtan aldığı payın küçülmesi olarak görenler var. Toplumun en az gelirli kesiminin milli gelirden aldığı pay 2020 yılında %31 imiş; zengin sayılabilecek kesimin payı ise %49… Bugün -yani 2022 yılında- durum dar gelirli kesim için maalesef hiç parlak değil; milli gelirden onlar %21 pay alırken, zenginlerin payı %54…

 

Bu konulara el atmamın bir sebebi var. Uzun zamandır okuduğum bir kitap etrafında sanayileşme politikalarına dair yazmak istiyordum. Kitap Prof. Dr. Murat Yülek imzalı. “Ulusların Yükselişi” başlığını taşıyor. Bir de alt başlığı var: “İmalat, Ticaret, Sanayi Politikası ve Ekonomik Kalkınma”. Murat Yülek, IMF’de ekonomist olarak çalışmış. Şimdi OSTİM Teknik Üniversitesi Rektörü.

Kitap, çok önemli sorulara cevaplar arıyor. Yukarda ortaya konan Türkiye tablosunu değiştirmek için bu soruların cevaplarını bulmak lazım: Arka kapaktaki tanıtım yazısında bu sorular şöyle sıralanmış: Coğrafi keşiflerden önce ve sonra hem eski hem de yeni dünya düzeninde sanayileşme adım adım nasıl gerçekleştirildi? Sömürgeleştirme yolunda hangi stratejiler uygulandı? İleri sanayi ülkeleri nasıl bu kadar gelişebildiler? Türkiye, sanayileşmenin neresinde? Türkiye’ye uygun sanayi ve teknoloji politikaları hangileri? Yerlileşme ne işe yarar?

Prof. Murat Yülek, kitabının Önsöz’ünde çok temel bir noktayı vurgulayarak söze başlıyor. “Birçok insan sanayileşmeyi ülkesindeki fabrika sayısıyla karıştırır. Aslında sanayileşme bir ‘kapasite geliştirme’ sürecidir; bu manada sanayileşme ‘donanımdan’ ziyade ‘yazılım’ ile ilgilidir.” Kitabın ilerleyen bölümlerinde, özellikle 10 ve 11’inci bölümlerde kapasite inşası hakkında çok geniş açıklamalar var. Biz bunu sanayileşmenin alt yapısı, sanayileşme kültürü olarak da alabiliriz. Murat Hoca’ya göre “başarılı sanayileşme her zaman imalat sanayini destekleyen bir takım politikalara dayanmaktadır”.

Ulusların Yükselişi, üç ana bölümden oluşuyor.

İlk ana bölüm sanayi ve uluslararası ticaret tarihine hasredilmiş. Sömürgeci İngiltere sanayileşmeyi başardı da sömürgeci İspanya ve Portekiz niçin başaramadı? Acaba sanayi politikaları yok muydu? Sanayi politikası ne demek ve tarihi seyri nedir? Bu sorular etrafında geçmişi kavramak gayet anlamlı oluyor. Bizde batının gelişmesini sömürgeciliğe bağlamak kolaycılığı çok hakimdir. Sömürgeciliğin etkisini yok saymak olmaz ama gelişmenin tümünü buna bağlamak biraz zihinsel tembellik gibi duruyor. Dolayısıyla Murat Hocanın bu konudaki teşhislerine kulak vermek gerekiyor.

İkinci ana bölüm, üretim ve ticaret dengesi konularını ele alarak başlıyor. Bu bölümde üretim ile verimlilik ve inovasyon ile istihdam ilişkisi üzerinde de duruluyor. Sanayileşmeye ve sanayi politikalarının katma değere katkısı ele alınan bir başka ilginç husus.

Bugünlerde açıklanan Türkiye’nin orta vadeli programında ithalatın ihracattan fazla olacağı belirtiliyor. Prof. Yülek bu konuları da ele alıyor. Şu sözlerin altını çizmek lazım: “Dış ticaret fazlası, ülkede büyümeyi ve istihdamı artırır; ticaret açığı da tersine büyüme ve istihdamı düşürür.” O halde dış ticaret dengesini tutturmak için sınai üretimin arttırılması ve çeşitlendirilmesi gerekiyor.

Üçüncü ana bölümde sanayi politikaları ele alınıyor. Sanayileşme süreçleri nelerdir sorusuna cevap aranıyor. Yukarda da vurguladığımız gibi sanayileşmenin bir kapasite yaratma süreci olduğu belirtiliyor.

Üçüncü bölüm ayrıca şu ilginç sorulara cevaplar arıyor: “Sanayileşme için hangi politikalar uygulanmalı ve bu politikaları kimler yapmalıdır? Stratejik sektörler mi seçilmelidir? Bu sektörler nasıl belirlenir? Bilim, teknoloji ve yenilik politikaları ile sanayi politikaları nasıl eşgüdümlü hale getirilmelidir?”

İlk bölüm aynı zamanda batı sömürgeciliğinin de tarihi gibi. 1838 tarihli Osmanlı -İngiltere serbest ticaret anlaşmasının büyük zararları olduğuna ilişkin pek çok görüş vardır. Bu görüşler, sanayileşmiş ve kitlesel üretim kapasitesi gelişmiş bir ülkenin sanayileşme ve kalkınma politikaları olmayan Osmanlı ekonomisi üzerindeki etkilerini ortaya koyar. Bu konunun detaylarına girmeyelim. Ancak Prof. Dr. Mehmet Genç Hocanın “Osmanlı İmparatorluğu’nda Devlet ve Ekonomi” başlıklı önemli kitabını hatırlatalım. Sadece bir noktayı yazalım. Osmanlılar, ihracatı değil halkın refahı açısından iç tüketimde bolluğu öne çıkarıyorlardı. Dolayısıyla ihracat teşvik edilmiyordu.

Sanayileşmenin lokomotifi pek çok yerde tekstil olmuştur. ‘Pamuğun Hikayesi’, s.99, adlı bölüm Kitabın ilginç noktalarından birini oluşturuyor. Çünkü hemen arkasından tekstil ticareti için çeşitli ülkelerle yapılan serbest ticaret anlaşmaları geliyor. Çin ile İngiltere arasındaki afyon savaşları da İngiltere’nin sömürgeci tutumunun başka bir hikayesi.

İleri sanayi ülkelerinin nasıl sanayileştiğini anlamak pek çok bakımdan yol gösterici niteliğe sahip. 117’nci sayfadan itibaren merakla okunan bu bölümlerde önce Japonya’nın nerelere geldiğini okuyoruz. Arkasından 17’nci yüzyıl Fransa’sında Colbert’in sanayi politikalarının Fransa’yı nereden alıp nereye getirdiğini ibretle müşahede ediyoruz.

Eğitimin sanayileşmede ne kadar önemli bir faktör olduğunu bilmeyen yok. Fransa’da çıraklık okulları, teknik okullar, imalat okulları 19’uncu yüzyıldan itibaren yaygınlaşmış. 1898’de büyük EXPO sergisi için yapılan Eyfel kulesinin tasarımcısı bu okullardan mezun olan Gustave Eiffel olmuş.

Daha sonra Almanya’nın sanayileşme süreci ele alınıyor. Küçük Alman devletlerini birleştiren Bismarck dönemine gelinceye kadar Prusya’da önemli sanayileşme hamlelerinin neler olduğunu ve özellikle Alman eğitim sistemini öğreniyoruz. Daha sonra Rusya’nın sanayileşme hamleleri ve Büyük Petro’nun gayretlerini görüyoruz.

Yeni ürün ortaya çıkarmak kolay değil. Bunun getirisini tebessüm eğrisi üzerinde şöyle açıklıyor Prof. Yülek. Burada düşey eksen katma değeri gösteriyor.

                                      Tebessüm eğrisi

Ar-Ge katma değer bakımından en büyük getiriye sahip. Elbette satış da öyle. Dikkat edilmesi gereken husus imalatın katma değerinin düşüklüğü. Türkiye’deki otomobil firmalarının durumu buna örnek. Türkiye imalatçı olarak en düşük katma değeri alabiliyor. Ar-Ge, tasarım ve marka sahipleri, yani bildiğimiz otomobil markaları, mesela birisi Ford, katma değerin aslan payını alıyorlar. Bu manada Apple için dünyanın en büyük ancak fabrikası olmayan sanayi şirketi deniyor. Çünkü Apple bütün imalatı Çin’e yaptırıyor. Artık buradan bizim ne ders çıkarmamız gerektiğini düşünmeliyiz. Eğer Ar-Ge yapacak insanlarımıza gerekli iklimi sağlayamıyorsak ve onlar durmadan yurt dışına gidiyorlarsa işimiz zor demektir.

Bundan sonraki bölümde ihracat ithalat dengesi ele alınıyor ve ihracatın büyümeye olan müspet etkisi ile ithalatın menfi etkisi üzerinde duruluyor.

Bir sonraki bölümün başlığı zaten ne demek istediğini gayet güzel açıklıyor: “Katma değer ve GSYH: Ayak işine karşı akıl işi”.

Burada “toplam faktör verimliliği” diye önemli bir kavramla yüzleşiyoruz. GSYH’nın artması için bu faktör şöyle ele alınıyor: Ülkedeki firmalar ve devlet kurumları işleri daha iyi yönetmeyi öğrendikçe sağlanan verimlilik artışları: Sermaye birikimi ve istihdam artmadan üretimin yükselmesi manasına gelen toplantı toplam faktör verimliliği artışları büyümenin artmasını sağlayabilir, s. 208. Devlet kurumlarının işleri daha iyi yönetmesi evrensel kriterlere uymakla mümkün. Özgürlük, demokrasi, şeffaflık, ehliyet ve liyakate riayet ve sorumluluk bu cümleden olsa gerek.

Örneklerle açıklanan bir konu: Katma değer nasıl büyütülür: Akıl İşi. Bu başlık da kendi kendini izah ediyor.

Sanayileşmenin evrelerini de açıklıyor Murat Yülek. Bu anlamda bir ülkenin sanayileşme evrelerinin hangisine dahil edilebileceği de belirli kriterler etrafında tartışılıyor, s.230

Devlet kapasitesi olarak idari kapasite ve eğitim sistemi ele alınmış bulunuyor, s. 269 ve 271.

Daha sonra sanayi politikalarına günümüzden birkaç örnek üzerinde duruluyor. Bunlardan biri Güney Kore’nin nükleer reaktör sanayisini nasıl geliştirdiğine dair açıklamalar. İkinci örnek yine Güney Kore’den. Güney Kore yerli otomobil sanayisini nasıl geliştirdi. Üçüncü örnek İsveç’ten ve “Havacılık sektöründe İsveç’te uygulanan Sanayi politikaları: Ulusal şampiyon Saab” başlıklı. Bir başka örnek Avrupa Birliğinin Airbus uçakları üzerine.

Kitapta ele alınan son konu “Türkiye'de sanayileşme ve sanayi politikaları” başlığını taşıyor.

Murat Yülek, Daron Acemoğlu’nun Ulusların Düşüşü adlı kitabına nazire olarak mı “Ulusların Yükselişi” adlı kitabını hazırladı, bilmiyorum. Ancak isimlerdeki çağrışımlara bakınca öncelik yükselişe verilmeli diyorum. Elbette iki kitabın da bize söylediklerini iyi kavramamız gerekiyor.

Çok yararlı bulduğum bu çalışmada Avrupa Birliği’nin –Airbus uçakları bölümü hartartışılmamış olması dikkatimi çekti. AB üyelerinin hepsinin sanayileşmiş olduğunu söyleyebiliyor muyuz? Birliğin bu konuda bir stratejisi var mı? Biz AB üyesi olabilseydik sanayileşme açısından neler değişirdi?

Bir başka husus da şu: Türkiye AB üyesi olmadan gümrük birliğine dahil edildi. Bunun Türkiye’nin sanayileşmesi açısından yararı mı oldu, zararı mı? Rekabet etmeyi öğrendik derken yerli sanayiyi koruyucu tedbirleri acaba göz ardı mı ettik?

Umarım Prof. Dr. Murat Yülek bu konularda da bizi aydınlatır.

Son bir nokta: Bir kitap üzerinde çalışırken sondaki indeks bölümü çok kolaylaştırıyor işleri. Bu kitapta da öyle. Ancak daha dikkatli olmak gerekiyor. Mesela Kitabın pek çok yerinde geçtiği halde Osmanlı maddesi indekste yok.

Ben Türkiye’nin meselelerini kendisine dert edinenlerin Murat Hocayı anlamaları gerekir diye düşünüyorum.

 






Çok Okunan Makaleler
Reşat Nuri Erol
M.Tekelioğlu; 15 Temmuz’a doğru: travmadan kurtulmak…
7.07.2017 131151 Okunma
Reşat Nuri Erol
Süleyman Karagülle - Altın Ekonomisine Geçiş
2.11.2013 33268 Okunma
2 Yorum 30.01.2016 22:15
Reşat Nuri Erol
T. C. 1921 ANAYASASI’nın Temel Maddeleri
22.02.2016 18456 Okunma
1 Yorum 22.02.2016 07:19
Reşat Nuri Erol
Şeyma Yavuz ve MAKALESİ… İbn Haldun ve “MUKADDİME”Sİ…
1.07.2015 16429 Okunma
2 Yorum 03.07.2015 00:23
Reşat Nuri Erol
FAİZ imparatorluğu ve ROTHSCHİLD ailesi
29.03.2016 16245 Okunma
1 Yorum 29.03.2016 01:12
Reşat Nuri Erol
Ekrem Dumanlı, Mümtaz’er Türköne, Ali Bulaç ve İSLÂM/cı
2.07.2015 15509 Okunma
7 Yorum 23.07.2015 19:54
Reşat Nuri Erol
AKP’yi kim kuşa çevirdi, Erdoğan mı Davutoğlu mu?
26.06.2015 14743 Okunma
6 Yorum 08.07.2015 13:24
Reşat Nuri Erol
Yüz Yıl Önce - Yüz Yıl Sonra; ne değişti?
26.07.2015 14715 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 12:51
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları
29.07.2015 14589 Okunma
4 Yorum 30.07.2015 11:51
Reşat Nuri Erol
Kahramanlarım: Erbakan, Aliya, Muhammed Ali
7.06.2016 14497 Okunma
2 Yorum 07.06.2016 02:58
Reşat Nuri Erol
Çok önemli hatalar, çok önemli uyarılar ve…
7.10.2018 14410 Okunma
11 Yorum 09.10.2018 00:22
Reşat Nuri Erol
“Asâ Rabbukum En Yerhamekum…”
16.01.2017 14214 Okunma
9 Yorum 17.01.2017 12:20
Reşat Nuri Erol
Suriyeliler “sığınmacı/mülteci” mi, “muhacir” mi?
5.09.2015 14110 Okunma
3 Yorum 05.09.2015 17:56
Reşat Nuri Erol
Tarımda faiz, icra ve iflas
26.04.2010 14110 Okunma
Reşat Nuri Erol
İslam Tarihinde Anayasa; Medine Anayasası ve ...
14.10.2011 14002 Okunma
Reşat Nuri Erol
Hayrettin Karaman; Âdil Düzen Nasıl Olmalıdır?
4.08.2015 13731 Okunma
3 Yorum 04.08.2015 21:11
Reşat Nuri Erol
Sömürü sermayesi ve kuyrukları tövbe ederse…
16.08.2015 13715 Okunma
4 Yorum 19.08.2015 00:56
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın Türkiye ve dünyadaki inkılâpları
23.02.2015 13607 Okunma
2 Yorum 25.02.2015 11:21
Reşat Nuri Erol
İkrazatçılık!
9.04.2010 13457 Okunma
Reşat Nuri Erol
Harun Ö. “İslâmcılk” yazıları-10; SAİD-İ NURSÎ
13.08.2015 13408 Okunma
3 Yorum 15.08.2015 17:32
Reşat Nuri Erol
Suruç bombası, sermaye-siyaset çatışması ve IŞİD
24.07.2015 13393 Okunma
2 Yorum 24.07.2015 07:35
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’İn İSLÂM-CILIK yazıları-2; ERBAKAN FAKTÖRÜ
29.07.2015 13390 Okunma
5 Yorum 30.07.2015 11:44
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre Adil Ekonomik Düzen’de VERGİ
14.03.2016 12880 Okunma
3 Yorum 14.03.2016 14:05
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen dışında çözüm reçetesi olan var mı?
8.09.2015 12763 Okunma
2 Yorum 08.09.2015 07:11
Reşat Nuri Erol
R. Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Abdullah Gül
25.06.2015 12642 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 13:16
Reşat Nuri Erol
Ve zekkir fe inne’z-zikrâ tenfeu’l-mü’minîne
10.08.2015 12566 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 22:44
Reşat Nuri Erol
Çözüm “Âdil Kur’an Düzeni”dir
22.02.2015 12440 Okunma
5 Yorum 23.02.2015 21:48
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları-9
10.08.2015 12361 Okunma
3 Yorum 11.08.2015 13:47
Reşat Nuri Erol
Sn. Cumhurbaşkanımıza ve ilgililere açık mektup!
1.08.2015 12204 Okunma
3 Yorum 02.08.2015 08:07
Reşat Nuri Erol
Anlatıp ve nasihat ediyoruz; dinleyip yapsalar…
3.08.2015 12190 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 14:50
Reşat Nuri Erol
Ya-pa-ma-dı-lar… YA-PA-MA-YA-CAK-LAR…
1.06.2015 12179 Okunma
5 Yorum 02.06.2015 10:49
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın “ADİL DÜZEN” Söyleminin Teorisi-1
3.03.2016 12162 Okunma
3 Yorum 06.03.2016 14:53
Reşat Nuri Erol
‘E LEYSE MİNKÜM RACULÜN REŞÎD’ (âyet)
14.09.2015 12140 Okunma
2 Yorum 14.09.2015 20:56
Reşat Nuri Erol
‘Sistem kurmak’ ve ‘hazin (vahim) durum’
9.01.2017 12041 Okunma
8 Yorum 23.01.2017 00:31
Reşat Nuri Erol
İkrazat yasal tefecilik!
9.04.2010 12039 Okunma
Reşat Nuri Erol
“Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhâmı”…
27.12.2018 12008 Okunma
9 Yorum 28.12.2018 08:15
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!
10.07.2015 11855 Okunma
2 Yorum 10.07.2015 06:06
Reşat Nuri Erol
7 Haziran’da oyumuzu bu şuur ile kullanalım
30.05.2015 11592 Okunma
3 Yorum 30.05.2015 16:30
Reşat Nuri Erol
“İSLÂM DÜZENİ” tüm insanlar içindir
5.05.2013 11587 Okunma
Reşat Nuri Erol
24. Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi
1.12.2015 11554 Okunma
1 Yorum 01.12.2015 06:41
Reşat Nuri Erol
Çağımızın Nuh’un Gemisi “ADİL KUR’AN DÜZENİ”dir
29.05.2015 11469 Okunma
4 Yorum 29.05.2015 18:44
Reşat Nuri Erol
Sermayeye ve siyasilere önerimiz var
8.08.2015 11302 Okunma
3 Yorum 10.08.2015 20:14
Reşat Nuri Erol
Seçime kadar “AYG” uyarılarına devam…
20.09.2015 11216 Okunma
4 Yorum 20.09.2015 06:16
Reşat Nuri Erol
İdam, kısas, diyet, anayasa, şeriat, hukuk…
23.11.2012 11167 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Türkiye’de Değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor?’
3.02.2016 11150 Okunma
1 Yorum 03.02.2016 22:48
Reşat Nuri Erol
Sosyal tufan ve sömürünün çözümü Adil Düzen’dir
10.11.2015 11146 Okunma
2 Yorum 16.11.2015 07:22
Reşat Nuri Erol
Cennet karşılığı mal ve can ile cihad etmek
14.04.2013 11113 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yine “biz” kazanacağız…
15.08.2015 11096 Okunma
2 Yorum 15.08.2015 15:00
Reşat Nuri Erol
Kur’an Ayında “KUR’AN DÜZENİ” hatırlatmaları-2
5.07.2015 11061 Okunma
2 Yorum 05.07.2015 11:49
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi sonucundan alınacak dersler
9.06.2015 11051 Okunma
3 Yorum 15.06.2015 03:15
Reşat Nuri Erol
İman, ilim, amel, fıkıh, fikir, zikir ve ekonomi
30.04.2014 11025 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Sosyal Tufan’a karşı ‘Adil Düzen Gemisi’ inşa ed
27.12.2014 11015 Okunma
4 Yorum 25.05.2015 09:49
Reşat Nuri Erol
Başkanlık sistemi değil, “Adil Düzen” gelmelidir
20.06.2015 11012 Okunma
3 Yorum 20.06.2015 20:30
Reşat Nuri Erol
VakıfBank “FAİZSİZ BANKA” olmalıdır
25.03.2015 10995 Okunma
2 Yorum 05.04.2015 18:14
Reşat Nuri Erol
Aliya İzzetbegoviç: ‘Kur’an edebiyat değil, hayattır’-4
10.12.2015 10988 Okunma
2 Yorum 10.12.2015 22:22
Reşat Nuri Erol
Mustafa Deniz; Bu düzen adil değil
4.08.2015 10986 Okunma
4 Yorum 04.08.2015 21:06
Reşat Nuri Erol
AK Parti ya “gömlek giyecek” ya da silinecek
28.06.2015 10982 Okunma
3 Yorum 02.07.2015 12:56
Reşat Nuri Erol
ADİL DÜZEN ‘gönüllü’ mü , ‘zorla’ mı gelsin?
16.01.2016 10974 Okunma
2 Yorum 16.01.2016 22:08
Reşat Nuri Erol
Esbaba tevessül eder, sonra tevekkül ederiz...
7.09.2014 10870 Okunma
Reşat Nuri Erol
Değişim devam ediyor VE LÂ GÂLİBE İLLALLAH
2.04.2016 10868 Okunma
1 Yorum 02.04.2016 12:53
Reşat Nuri Erol
Soru-yoruma cevap ve bir aileden gelen yorum
12.08.2015 10847 Okunma
4 Yorum 14.08.2015 07:17
Reşat Nuri Erol
15 Temmuz: Teşhis ve Tedavi; KUR’AN VE İLİM ile
28.08.2016 10798 Okunma
2 Yorum 29.08.2016 20:48
Reşat Nuri Erol
İslâm hukuku, Batı hukuku ve olumsuz etkisi
9.02.2016 10678 Okunma
1 Yorum 09.02.2016 08:10
Reşat Nuri Erol
Faiz meselesi, bankalar ve çözüm önerileri-3
16.02.2015 10635 Okunma
2 Yorum 16.02.2015 08:34
Reşat Nuri Erol
HIZIRLA KIRK SAAT
30.12.2015 10551 Okunma
1 Yorum 31.12.2015 13:01
Reşat Nuri Erol
ÜSKÜDAR SOHBETLERİ-2 İSLAM MEDENİYETİ VAKFI
7.04.2016 10501 Okunma
1 Yorum 07.04.2016 23:36
Reşat Nuri Erol
MEHMET HİKMETUMUT ve KUR’AN VE İLİM 819. Hafta Seminer
4.07.2015 10476 Okunma
4 Yorum 05.07.2015 14:31
Reşat Nuri Erol
IMF’nin alternatifi nedir?
13.03.2010 10474 Okunma
Reşat Nuri Erol
“SOSYAL TUFAN” dediğimiz, İŞTE BUDUR!
23.05.2016 10440 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:09
Reşat Nuri Erol
Prof.S.Tekir: GÜÇLÜ PARA veya PARANIN GÜCÜ
1.09.2016 10420 Okunma
1 Yorum 01.09.2016 09:51
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı anlamak, yapılması gerekenleri yapmaktı
6.03.2015 10350 Okunma
1 Yorum 06.03.2015 07:26
Reşat Nuri Erol
ÇARE VE ÇÖZÜM KUR’AN’DA
31.05.2015 10326 Okunma
2 Yorum 15.07.2015 07:10
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre “Selem Senedi Karşılığı Kredi”
13.03.2016 10324 Okunma
1 Yorum 13.03.2016 08:53
Reşat Nuri Erol
Çözüm Süreci ve HDP’nin önemli hatası
10.08.2015 10265 Okunma
2 Yorum 11.08.2015 15:48
Reşat Nuri Erol
“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!”
4.09.2015 10235 Okunma
1 Yorum 04.09.2015 06:00
Reşat Nuri Erol
Seçime giderken oynanan oyunlara dikkat!
12.09.2015 10156 Okunma
3 Yorum 13.09.2015 06:45
Reşat Nuri Erol
Toprak, tarım ve ‘tarım stratejisi’
26.04.2010 10043 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kooperatif sistemi ile ‘ortaklık sistemi’ gelmekte
17.11.2018 10022 Okunma
5 Yorum 30.11.2018 11:55
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir'den Doğu Perinçek yazısı!
25.10.2015 10012 Okunma
1 Yorum 25.10.2015 20:22
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’in İSLÂMCILIK yazıları: Atatürk İslâmcılığı
18.10.2015 9935 Okunma
1 Yorum 18.10.2015 10:45
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi, sorunlar ve mucize Kur’an-1
13.06.2015 9852 Okunma
2 Yorum 14.06.2015 07:41
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 828. hafta seminer notlarından…
30.08.2015 9836 Okunma
3 Yorum 30.08.2015 11:50
Reşat Nuri Erol
Sermaye dünyayı ne hâle getirdi; ne yapmalıyız?
30.11.2012 9810 Okunma
Reşat Nuri Erol
KUR’AN ayetleri, Kadıhan, Hülagû ve HALEP!
19.12.2016 9787 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 10:27
Reşat Nuri Erol
Prof.Dr.Sabri TEKİR: TÜRKİYE VARLIK FONU
10.02.2017 9786 Okunma
3 Yorum 12.02.2017 20:52
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM bütün sorunları çözer
19.05.2015 9755 Okunma
1 Yorum 19.05.2015 11:17
Reşat Nuri Erol
Hukuk Düzeni
21.04.2013 9700 Okunma
Reşat Nuri Erol
“Millî Görüş ve Adil Düzen” olmadan bu kadar!
2.10.2015 9642 Okunma
1 Yorum 02.10.2015 07:02
Reşat Nuri Erol
MİLLÎ GAZETE için her gün bir şey yapmak
14.01.2016 9620 Okunma
4 Yorum 24.01.2016 23:20
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi ve Ortaklık Sistemi Bankaları
22.10.2018 9573 Okunma
4 Yorum 30.11.2018 08:26
Reşat Nuri Erol
Yargı sorununun çözümü hakemlik sistemidir
19.02.2014 9537 Okunma
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı Adil Düzen’den vazgeçirme raporu (tekrar)
2.12.2018 9481 Okunma
3 Yorum 02.12.2018 12:05
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!-2
11.07.2015 9429 Okunma
1 Yorum 11.07.2015 03:53
Reşat Nuri Erol
S. Karagülle; BİR İLİM ADAMININ ERBAKAN TAHLİLİ...
4.08.2015 9404 Okunma
2 Yorum 04.08.2015 21:35
Reşat Nuri Erol
Seçim sonucu ne olursa olsun, Asıl Yapılması Gereken
1.11.2015 9276 Okunma
1 Yorum 01.11.2015 06:05
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 738. Hafta Semineri’nden
17.11.2013 9245 Okunma
Reşat Nuri Erol
Gece, saat üç; bir, iki, üç (yazı)! Ve (dördüncü yazı)
15.12.2016 9239 Okunma
1 Yorum 15.12.2016 02:49
Reşat Nuri Erol
H.Özdemir yazıları; Ak Parti İslamcı mı?
1.08.2015 9238 Okunma
3 Yorum 01.08.2015 16:33
Reşat Nuri Erol
Evet… Asrın idrâkine söyletmeliyiz İSLÂM’ı…
17.03.2018 9207 Okunma
1 Yorum 17.03.2018 07:18
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 888. Hafta Seminerinden…
15.11.2016 9172 Okunma
3 Yorum 16.11.2016 12:41


© 2025 - Akevler