KUR’AN VE İLİM 777. hafta seminer notlarından-1
KUR’AN VE İLİM seminer çalışmalarımızın 777. haftasına, TEVBE Sûresi (128. yani sondan bir önceki âyet) TEFSİR çalışmamızın 55. haftasına ulaştık, elhamdülillah…
‘… Bugün sadece Tevbe Sûresi’nin son âyet yorumu yapılmamaktadır. Bugün Kur’an’ın ilk hüküm sûrelerinin de son yorumu yapılmaktadır. Kur’an ikili sûreler olmak üzere Fatiha’dan sonra 4 çift sûreyi içerir. Bunlar Kur’an’ı tanıtan sûrelerdir. Kur’an’ın üçte birini kapsar. Bundan sonraki sûreler Kur’an’ın açıklaması ve tamamlanmasıdır. / Allah’a hamd olsun ki BU SÛRELERİN TAMAMININ TEFSİRİNİ sizinle paylaştık...’ (s.3)
*
‘… Kur’an, devlet aşamasına gelmeden insanları hak yola çağıran sûrelerle başlar. Bunlar Mekkî sûrelerdir. Mekkî sûreler döneminde Sahabeler Kur’an’ı alıyor, anlıyor ve ona göre yaşıyorlardı. En’âm ve Âraf sûreleri bu devrin sûreleridir, bir İSLÂM DÜZENİNİN NASIL KURULACAĞINI anlatmaktadırlar. Diğer 6 sûre Medine sûreleridir, KUR’AN DÜZENİNİN AHKÂMINI ortaya koymaktadırlar.
Şimdi, KUR’AN’IN ANA HÜKÜMLERİNİ Kur’an’ın üçte birinde insanlığa sunduktan sonra, “İŞTE ŞİMDİ SİZE BİR RESUL GELMİŞTİR” denmektedir...
Her asrın bir hâdisinin olduğu kabul edilir. Bir de her bin yılın mehdisi yani hâdisi vardır; bu hâdi üçüncü binyılın başlarında gelecektir. Bu âyet işte o hâdinin gelmekte olduğunu haber vermektedir. Bu âyetler o hâdinin özelliklerini anlatmaktadır...
Biz, işte bu ulemanın vârisleri olarak ilim yapıyoruz...
Daha önceki âyetlerde de geçmişti... Hazreti Muhammed aleyhisselâmın halifesi görevini görecek olan üçüncü binyıl halifesinin gelmekte olduğunu Allah bildirmektedir... Şartlar tamamlanmıştır. Artık insanlık “ADİL DÜZENE GÖRE İNSANLIK ANAYASASI”nı duymak istiyor...’ (s.4)
*
‘… Bir zat çıkacak, ben varım diyecek… Bu ilmî çalışmaların yapıldığı yere taşınacağım (HİCRET edeceğim) ve; a) KUR’AN ARAPÇASINI, b) UYGULAMALI MATEMATİĞİ, c) ÇAĞIMZIN FIKHINI d) ORTAKLIK MUHASEBESİNİ -söyleneni/yazılanı anlayacak seviyede- öğreneceğim diyecek... Her gün günde en az bir veya iki saat nebilerin vârisi olan “ilim heyeti” yani Adil Düzen âlimleri ile istişare edecek ve önce aşireti/ocağı, sonra semti, sonra da bucağı kooperatif olarak kuracak...
Örnek “SİTE” oluşturuncaya kadar kimseyi davet etmeyecek... Ondan sonra nebilik vârisliği görevi yüklenen âlimlerle birlikte üçüncü binyılın Medine devletini oluşturacak...
İşte, “Üçüncü Binyılın Hâdisi” bu kimse olacaktır...’ (s.5)
*
‘… İnsanlar bir kimsenin sözünü niçin dinlerler?
SEVGİ sebebiyle... Onu severler, sevdikleri için o ne derse onu yapmaya çalışırlar. Ehl-i tarikin şeyhleri böyle kimselerdir. Silahları yok, sopaları yok, sadece sevgileri var...
ÇIKAR sebebiyle başkasının sözü dinlenir... İşçiler patronları dinlerler, çünkü onlar hak ettikleri ücretlerini verecektir... Bugünkü kapitalizm sistemi buna dayanmaktadır.
KORKU sebebiyle söz dinlerler... Bu da sosyalizmin yönetim usulüdür.
HÂDİ başkanın da sözü dinlenir… Hâdi başkan silah gücü ile çevresini yönetmez... İstişare eder... Çevresindeki insanları ikna eder... Bilgisiyle çevresindeki insanlara kendisini dinletir... Başkan olduğu için bazen cemaatini acıtır... Bazen sevdirir ve saydırır, bazen çıkar sağlar ama onun asıl sözü bilgiye dayanır...
O başkan bizim en âlimimiz olmayacaktır, o başkan en zenginimiz olmayacaktır, o başkan en güçlümüz olmayacaktır, o başkan keramet sahibi olmayacaktır ama bütün âlimlere, şeyhlere, iş adamlarına ve siyasi liderlere sözünü geçirecektir... Bütün ilimler onda tecelli edecektir... Bütün saygılar onda tecelli edecektir... Bütün güç onda toplanacaktır...
Onun özel koruması olmayacaktır. O kendi bucağında kendi halkı ile beraber yaşayacaktır. Onun muhafızları ve paralı korumaları olmayacaktır...’ (s.6) Devamı var…