776. seminer notlarından (2) “Tevbe etmiyorlar…”
KUR’AN VE İLİM seminer çalışmalarımızın 776. haftasına, TEVBE Sûresi çalışmamızın 54. haftasına ulaştık, elhamdülillah…
“Tevbe etme” yanlışı bırakıp doğruya gelme anlamındadır.
Bir fitne ile karşılaştığınızda, fitnenin Allah’tan geldiğini bilmeniz ve hatanızı arayıp bulmanız gerekmekte, o hatadan vazgeçmeniz gerekmektedir.
O hata nedir?
Askerleri hapse doldurmaktır... Düşmanın keyfine uyup gereksiz kanunları ülkemize getirmektir... İdamı kaldırmaktır... Askerleri sivil mahkemelerde muhakeme etmektir...
İnsanların içinde barışçılar vardır. Onlarla dost olduğunuz zaman sizinle dost olur ihanet etmezler. Ama şunu bilmeniz gerekir, insanlık dostlardan ibaret değildir. Her zaman düşman da olacaktır. Bu sebepledir ki dünyada kimse ordusunu terhis etmiyor.
Demek ki biz, bize söylenenleri daima akıl süzgecinden geçirmeliyiz. İsteneni şeriata uygunsa yapacağız. Avrupalılar istedi diye idam kalkmaz, Allah istiyorsa kalkar.
AK Parti o kanunları bu ülkeye getirirken şeriata uygun olup olmadığını tartıştı mı, ülkemize ve ulusumuza uygun olup olmadığını tartıştı mı?
İşte, gelen fitneler bunlardır. Belki de başka bir şeydir. AK Parti’nin bunu bulup tevbe etmesi gerekir... [Ama bugüne kadar tevbe etmedikleri gibi bugün de tevbe etmiyorlar…] (s.7)
*
Biz 1960’larda sosyalizmin yıkılıp liberalizm olacağını ve kapitalizmin sosyalizme dönüşeceğini yazdık. Geçen tarım dönemi içinde aslında ikisi de oldu. Sosyalizm dağıldı, bugün o ülkeler liberalizmle yönetiliyor. ABD’de kamu payı %50’yi aştı, para devlet tekeline geçti, devlet desteği uygulanmaya ve üretici patronlar ekonomiye hâkim olmaya başladı. Bu sosyalizmdir. Kapitalizm, faizci ve finansçı bankerlerin hâkim olduğu sistemdir...
Allah insanlara kesin bilgiye sahip olmaları için iki imkân vermiştir. Müsbet ilim bu demektir. İcma ile sabit olanlara göre yapmamız gerekenler hakkında karar veririz. Topluca hepimiz onlara uymak zorundayız. Ondan sonra da müşahedelerle de olayları tesbit etmemiz gerekir. Gerçekleri görüp hakka teslim olmalıyız.
Gerçekler ortaya çıkınca Sovyetler çökerse… ABD’de reel sermaye, faizci ve sömürücü finans sermayesini yenerse… Onlar şaşkına döner ve birbirlerine bakarlar; ‘Sizi gören yok mu?’ derler... / Buradaki “görmek” acaba bunlara saldırıp hesapları görecek yok mu derler demektir. Bu takdirde onların gerçekleri görüp; siz haklı imişsiniz, Kur’an doğru haber veriyormuş, Sovyetler çöktü, ABD sosyalizme kaydı demeleri gerekirken, sizin mağlubiyetinizi isteyerek aynı şeyleri yapmaya devam ediyorlar... / Gerçekleri görüp teslim olmaları (tevbe etmeleri) gerekirken, bu olmadı diyor, yeni fitne projeleri içine giriyorlar... (s.8)
*
İsrail oğulları -daha önce yaptıkları gibi- Kur’an nâzil olduktan sonra da insanları bölüp aralarına nifak sokarak çatıştırmak ve sonunda bu çatışma/lar/dan yararlanarak kendi hükümranlıklarını sağlama usulünü uygularlar. Bu sebeple Medine’den ve Arabistan’dan kovulmuşlardır... / 1897’de İsviçre’nin Basel kentinde yaptıkları toplantıda “dinler arası savaşın” dengeyi sağlayamıyor, bunu “rejimler arası dengeye” dönüştürelim demişler ve 1960’a kadar ateist bir dünya devleti kurmak istemişlerdir. Yüz milyona varan insan bu uğurda can vermiştir. / Sonunda insanların dinsizleştirilmesinin mümkün olmadığını görünce “şeriat dışı bir dini/düzeni” kabul edip sömürü düzenlerini sürdürmeyi denediler. Bunun da başarısız olduğunu görünce şimdi yeniden değişime gitme durumundadırlar. / Bundan önce dine karşı olmayan bir dünya devleti kurma çabasında idiler. Yetmedi, şimdi dindar bir dünya devleti kurmak istiyorlar. Türkiye’de CHP ve MHP’nin birleştirilipEkmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi buna delalet ediyor. / Evet, “Adil Düzen”i kabul edecekler ama bir şartları vardır, sömürü düzenleri de devam etmelidir!.. AK Parti’nin “Adil Düzen”e karşı olması hep bu insirafın tezahürüdür... (s.9; “KUR’AN VE İLİM” 776. hafta TEFSİR [Tevbe Sûresi, 54. hafta] seminerimizden aktarı-YORUM…) Devamı var…