KUR’AN VE İLİM 776. seminer notlarından (1)
KUR’AN VE İLİM seminer çalışmalarımızın 776. haftasına ulaştık, elhamdülillah…
‘Kur’an’ın cümleleri (âyetleri, sûreleri) sıradan cümleler değildir...
Kur’an’ın günümüzde anlaşılıp yorumlanması, “Adil Düzen”in, “Adil Ekonomik Düzen”in ortaya çıkmasıdır, insanlığa inkâr edemeyecekleri gerçekleri göstermesidir.
Yirminci yüzyılın ikinci yarısında öyle gelişmeler olmuştur ki dünya yepyeni ilmî sonuçlara varmıştır. Önce dünyanın genişlemekte olduğu ispatlanmış ve ömrü hesaplanmış, 13,7 milyar yıl yaşında olduğu tesbit edilmiştir. Böylece kıdem nazariyesi tarihi hatıra olarak kalmıştır. Bunun dışında canlılarda DNA’lar keşfedilmiş ve hayat dili okunmuştur. Kendiliğinden verimin de savunulacak tarafı kalmamıştır. Çok daha önemli gelişmeler de olmuştur. İhtimaliyat hesabı bulunmuş, bu sayede birçok şeyler tanımlanır olmuş ve tarihlenmiştir. Dolayısıyla -örnek olarak- Kur’an’ın ilâhi söz olup olmadığını çok basit usullerle test etmek mümkün olmuştur. Tevrat ve Kur’an’da anlatılan kıssaların tarihi kaynakları ortaya çıkmıştır. Böylece sonuçlar peş peşe gelmiş, insanlık ilimde aydınlanmıştır.
Bununla beraber insanlığın bu açık ispatlar ve deliller karşısında teslim olması ve çözümleri Kur’an’da araması gerekmez mi?
Hayır!.. Öyle olmamış, tüm açıklamalara ve aydınlatmalara rağmen insanlık karanlık uygulamalara devam etmektedir. İnsanlık bir taraftan açık sûrelerle karşılaşmakta, diğer taraftan sıkıntılar ve krizler de sürüp gitmektedir. Gerek insanlıkta gerekse Türkiye’de olan olaylar insanlığı hep sıkıntıya sokmaktadır...
… AK Parti’nin tek başına iktidar olması ve Cemaat’in başarıları onları gururlandırmış, “Adil Düzen”i yani İslâm düzenini unutur olmuşlardır. Onlar mevcut düzende başarı elde etmişler, zalim düzeni değiştirmelerine gerek kalmamıştır!..
2000’li yıllarda dünyada neler oldu, Türkiye’de neler oldu?
Kur’an bunu haber veriyor, senede bir veya iki defa fitne olunduğunu bildiriyor.
On iki sene içinde Türkiye’de nice fitneler olmadı mı? Kaç fitne oldu?
İşte Kur’an bu fitnenin üzerine dikkatimizi çekmektedir...
… AK Parti ve Cemaat’in hak yolda olmadıklarını kanıtlayacak en önemli husus; on iki yıllık iktidarda fitne/ler oldu mu, olmadı mı?..
Bugün dünyada fitne/ler var mıdır?.. İnsanlık bunun üzerinde durmalı, bu durumu değerlendirip sorunları çözmelidir. Aksi halde fitne/ler var olmaya devam edecektir. Her sene bir veya iki defa fitne ile karşı karşıya olacağız...
Türkiye’de de durum budur. Durum değerlendirilmeli ve günümüzün sorunlarına cevap aranmalıdır. Durum değerlendirilmezse fitne de devam eder. Türkiye’nin başı dertten kurtulamaz. Şimdi AK Parti ikiye ayrılma dönemine girmiştir. Erdoğan’ın yiyiciler ekibi ile Gül’ün yiyiciler ekibi birbirleri ile çatışma kampına girmek üzeredir. Erdoğan gider de Gül gelirse kendileri artık ülkeyi soymaya devam edemeyecekler, karşı takım ganimete konacaktır... Her iki kadro içinde çöreklenmiş yiyiciler şimdi birbirleri ile savaş açmak üzeredirler. / Her iki tarafın günahı nedir?
Başarıya ulaştıktan sonra “Adil Düzen”i unutup mevcut “zalim düzen” ile birleşerek keyif çatanlara yataklık etmektedirler. Kendileri çalmıyor ama çalanlara da ses çıkarmıyorlar. Rüşvetle, yolsuzlukla, bürokratik zulümle mücadeleyi bırakmışlardır... Yarın iki taraf da perişan olacağını anlayacak, yine anlaşacak ve ülkeyi yağmalamaya devam edeceklerdir. Bu da her sene içinde bir veya iki defa fitneye uğramamıza sebep olacaktır...
Şimdi AK Parti iki kampa ayrılmak üzeredir. Her iki taraf da senin sömürenlerin mi yesin, onun sömürenleri mi yesin davası içindedirler...
Krizler doğunca halk çözümleri arayacak ve bunları yalnız Kur’an’da bulacağı için fevc fevc Allah’ın düzenine duhul edeceklerdir. Hak gelecek, bâtıl zail olacaktır. Bugün buna inananlar birkaç elin parmak sayısı kadar az olabilir ama Kur’an bunları haber vermektedir...’ (s.3-5; “KUR’AN VE İLİM” 776. hafta TEFSİR [Tevbe Sûresi, 54. hafta] seminerimizden aktarı-YORUM…)