Sermaye-siyaset savaşını kim kazanacak?
Bundan önceki yazıda “siyaset” ile “sermaye” arasında cereyan etmekte olan “ekonomik savaş”tan söz ettim…
Daha önceki yazılarımda ise “bu savaşın ‘meydan muharebesinin’ Türkiye’de cereyan etmekte olduğunu” hatırlatmıştım…
Dengesini yani eski gücünü kaybetmiş olan sömürü sermayesi, Türkiye’yi siyasi ve ekonomik olarak güçsüzleştirdikten sonra, bilahare diğer düşmanlarına karşı yine Türkiye’yi kullanarak eski gücünü elde edeceğini sanıyor...
Sermayenin böyle bir hesabı ve planı var…
Ama avucunu yalar, çünkü bu hesap/plan piyasaya uymayacaktır...
Beşeriyetin tarihi akışını âlemlerin Rabbi belirler ve artık sömürünün sonu gelmiştir...
***
Sömürü sermayesinin bir taktiği vardır. Cepheyi ikiye böler ve tarafları birbirlerine saldırtır. Bunu yaparken her iki tarafı değişik kanallarla finanse eder. Savaşın sonunda, her iki taraf da nesi var nesi yoksa kaybetmiş, harap ve bitap hale düşmüştür. Özellikle biri karşı tarafın gücü ile değil de, kendi yokluğu ve yorgunluğu ile harap ve bitap düşmüştür...
Sermaye tam da bu merhalede gelir ve mağlup olana can suyu verir...
Baygın cephe ayılır, karşı tarafa saldırır ve yener...
Sermaye bundan sonra tarafları masa başına çağırır. Taraflardan biri sömürü sermayesinin aleni yardımıyla galip gelmiştir, bundan dolayı sermayenin emrindedir. Diğer taraf ise zaten mağlup olmuştur, ses çıkarmaz/çıkaramaz. Yeni proje ve harita çizilir!..
Sömürü sermayesi bu oyunu beş asırdan beri Batı dünyasında oynuyor…
Son bir asırdır da, -Osmanlı Devleti’nin sona ermesi/erdirilmesi merhalesi de dâhil olmak üzere,- aynı oyunu Türkiye’de oynuyor...
Bu konudaki tarihî detayları biliyorsunuz…
***
Millî Görüş Hareketi sayesinde yani Necmettin Erbakan’ın dünyayı uyarması sonucunda, şimdi “sermaye” ile “siyaset” savaşmaktadır...
Bu savaşın belirli bir galibi olmayacaktır, çünkü tarafların savaşma alanı farklıdır.
Taraflardan birisi “dolar” mermileriyle kendisini savunmakta…
Diğer taraf “kurşundan” mermilerle kendisini savunmaktadır...
Dolar kurşuna bir şey yapamaz...
Kurşun doları parçalayabilir ama verdiği zarar kendinedir...
Sömürü sermayesi yeniden yani istediği kadar karşılıksız dolar basar da basar...
Dolayısıyla bu savaşın bu şekliyle sona ermesi mümkün değildir...
Savaş ne kadar uzarsa uzasın, sermayenin taraf olduğu bu savaş sonunda bir galibiyet elde edemez. Siyaset de galip gelemez. O halde bu savaşın bir galibi olamayacaktır...
Savaşın belli bir merhalesinde harap ve bitap hâle düşen siyaset ve sermayeye “ADİL DÜZEN” ve “Adil Ekonomik Düzen” müdahale edecek... Sermayeye “ekonomik baygınlığı” için; siyasilere de “yönetim baygınlığı” için devayı, ilacı, çareyi, çözümü verecektir...
Kooperatiflerin “emek karşılığı” çıkaracakları “emek bonoları” ile sermayeyi; yine kooperatiflerde uygulanacak “hicret demokrasisi” siyaseti yani yönetimleri, dolayısıyla her iki baygın tarafı uyandırıp faaliyete geçirecektir...
***
SONUÇ olarak, “sömürü sermayesi” bin senedir insanlığı ezdiği “zalim düzen” yani böl, parçala, küçük parçalara ayır ve yönet taktiğinin cenderesine kendisi düşmüştür...
Tamamen hareketsiz hâle gelmesi için az bir zaman kalmıştır...
“Adil Düzen” çalışanları laboratuarlarda ayılma ilaçlarını hazırlıyorlar...
Halkın kuracağı kooperatiflerde “genel hizmet yönetimi” (25 hizmet) gelecek ve insanlık III. binyılda “Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen” içinde yaşayacaktır... İnşaallah…