Devletin yapısı, paralel devlet ve devlet yönetimi
Bizi kim yönetiyor sorusu ve sorunu ile başladık…
Bundan önceki yazımızda bu konu üzerinde durduktan sonra, konu buraya gelmişken, gelecek yazıda “devletin yapısı” üzerinde duralım dedik; bugün de bunu yapalım…
Devletin yapısı ve devlet yönetimi meselesi üzerinde durulduğunda, özellikle bugünlerde “paralel devlet”ten bahsediliyor; önce bu mesele üzerinde duralım…
Bunlar kimlerdir, bu gücü nereden alıyorlar ve nasıl önlenebilirler?..
Merkezi yönetimleri daima bir “derin güç” oluşturur. Demokrasi veya saltanat yani hanedanlık sistemi hep o derin gücün bir kalkanıdır. Aslında devleti hanedanlar yönetmez, doğal olarak oluşmuş paralel yapı yönetir...
Devleti seçilenler yönetmez, doğal olarak oluşmuş paralel yapı yönetir. O güç silahlı güçleri ve sermayeyi arkadan kullanır. Zamanla ikinci bir paralel güç daha ortaya çıkar ama bunlar çatışmayı göze alamazlar, yer altında yani perde arkasında uzlaşırlar...
Sermaye paralel devlet oluşturmuştu, Cemaat da paralel devlet oluşturmaya başladı...
Şimdi bunlar uzlaştılar ve devlet içinde birlikte hareket ediyorlar ama deşifre oldular...
Meselenin daha kolay anlaşılması için bir örnek verelim. Sovyetler (SSCB) döneminde Komünist Partisi vardı, derin güç oydu. Sovyetler yıkılınca resmi paralel devlet gitti, kimse karşı çıkmadı, özellikle Rusya’da yeniden “derin güç” oluştu, ülkeyi o yönetiyor...
Komünist Parti içinde “derin savaş” vardı; Leninciler ile Stalinciler arasında savaş vardı... Leninciler Yahudilerin, Stalinciler ise yöneticilerin yanında idiler. Bu çatışma hâlâ devam etmektedir. Eski Sovyetlerde Yahudiler hâlâ devletin her kademesinde etkindirler...
Etkin kişiler bir araya gelir, görüşlerini açıklar ve yöneticiler de uygun gördükleri zaman onlara uyarlar. Genel olarak o ülke için bu uygulama yararlı olur. Ama ülkemizde yani Türkiye’de sömürü sermayesi kendi çıkarları içinde bu danışmanlığı yaptı; hâlâ yapıyor... Örnek mi istiyorsunuz: 54. Hükümet Başbakanı Necmettin Erbakan 11 ayda iktidardan uzaklaştırılmışken, R. Tayyip Erdoğan ve arkadaşları 12 yıldır nasıl iktidar olabildiler; son olarak da Ekmeleddin İhsanoğlu kimin adayı, CHP ve MHP’yi tek çatıda kim birleştirdi?!.
Sömürü sermayesi devletleri yönetmek için istemediği kimseleri “gerici” veya “ırkçı” damgası ile damgalıyor ve devlet adamlarının onlarla görüşmesini önlüyordu... Gericilerin gazetelerini hiçbir bürokrat veya siyasetçi okuyamazdı... Bu durum bugün de devam etmektedir... Böylece o ülkede istedikleri yöntemi ve yönetimi uyguluyorlardı...
Türkiye’de olan neydi, problem neydi, sorun neydi ve nasıl çözülebilir?
Türkiye’de ordu sermaye ile birlikte derin devleti oluşturmuştu...
2002 seçiminde ordu siyasiler ile birlikte derin güç oluşturmaya başladı...
Henüz tam olarak yönetime hâkim değiller ama oraya doğru gidilmektedir...
Bu durum karşısında, sermaye şimdi siyaset ile derin devlet oluşturma sevdasında...
ABD’de Cumhuriyetçiler “sermaye” ile, Demokratlar ise “yönetim” ile paralel güç oluşturuyorlar... Mücadele devam ediyor… Türkiye’de de ordu Ak Parti ile, sermaye ise CHP-MHP ile paralel güç oluşturuyor... Türkiye’de de mücadele devam ediyor…
***
Paralel devletlerin tasfiye edilmesi için yapılması gerekenler nelerdir?
- Ekseriyet sistemi bırakılıp “nisbi sisteme” geçilmelidir...
- Hâkimlerden değil “hakemlerden” oluşan yargı üstünlüğü1 kabul edilmeli, “tarafsız, bağımsız, etkin ve saygın yargı” oluşturulmalıdır...
- Hukuk düzeninde başkan da yargının denetiminde olmalı, merkezi yönetim yerine hukuk düzeninde “yerinden yönetim” esas olmalıdır...
- “İlmi, meslekî, ahlâkî ve siyasî ortaklıklar ve partiler” oluşturulmalı, bunlar devlet bütçesi ile desteklenmeli, seçim barajları kaldırılmalıdır...
Yani; “ADİL DÜZEN, ADİL EKONOMİK DÜZEN” kurulmalıdır...
Şairin dediğini biz de hatırlatalım; yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol…