Çağımızda muhacir ve ensar olmak
Çağımızda muhacir ve ensar olmak ne olabilir, nasıl olabilir; hiç düşündünüz mü?.. Geçen haftaki Kur’an tefsiri semineri çalışmamızda “Ve Muhacirler ve Ensar” ifadesi geçti… İlgili bölümleri istifadenize sunuyorum…
‘… Mekkelilerin adı “MUHACİRLER”dir. Medinelilerin adı “ENSAR”dır. Allah başka isimlerle bunları zikrederdi ama bu adlarla zikretmektedir. Çünkü temel nokta budur. Bunlar hicret etmekle Allah’a tevbe ettiler. Medineliler de bunları yerleştirdikleri için Allah’a tevbe ettiler. / Demek ki Allah’a tevbe etmek demek, hicret etmek veya muhacirlerin yerleşmesine yardım etmedir, yani ensar olmaktır. Kur’an’da “Ve’l-Muhacirîne ve’l-Ensâri” yanında “Ellezîne Hacerû” ifadesi de geçmektedir. Burada önemli olan husus birbirine hicret edenlerdir. Bu anlamda Medineliler de muhacirdirler. Bu anlamda Mekke’den hicret eden muhacirler de ensar olmaktadırlar.
Bugünkü yani çağımızdaki muhaceret aynı sitede toplanmadır.
Müminler bir yer seçecekler ve herkes evlerini bırakıp oraya hicret edecek, sonra orada birbirlerine yardım edeceklerdir.
Örnek olarak zenginler ve fakirler kardeş olarak hicret ederler. Toplanılacak yerde zenginler evler alır, yoksullara kiraya verirler, bu işte ensar olurlar. Kendisi gidemese bile evleri alıp normal kira ile oraya yerleşecek müminlere kiraya verse yine de nusret etmiş olur.
Biz şimdi Akevler olarak bu hususu tamamen planlamış bulunuyoruz...
Ahşap evler yapıyoruz... Dinlenme evleri ve siteleri kuracağız... Devremülk olarak satacağız... Böylece insanlar kendilerine uygun sitelerde dinlenme imkânlarını bulacaklardır... Ayrıca devremülk olarak dünyaya da satacağız... İsteyenler istedikleri yerlerde dinlenme amaçlı olarak yaz tatilini yapacaklar, böylece insanlar tanışacak ve anlaşacaklardır...
Yüz daireli lojmanlı işyerleri kuracak ve her katta on daire olacak, işyerlerini ve evlerini böylece birleştireceklerdir... Buradan hisse senedi alıp kiradan yararlananlar “ensar”, buraya gelip oturan ve alt kattaki işyerinde çalışanlar “muhacir” olacaklardır...
Bu işin müteşebbisi olacaktır... Bir yüz dairelik projeyi hazırlayacağız... Bu proje her yerde uygulanacaktır... İşyeri ile lojman aynı yerde olduğu için her yerde yapılabilir... Üretimin beşte biri arsa sahibine, beşte biri altyapı getirene, beşte biri malzeme verene, beşte biri işçilere, beşte biri de kooperatife kalacaktır...
“Yüz Dairelik Araştırmacı Müçtehit Ortaklığını” kuruyoruz... İstanbullular buna iştirak ediyor... Dört milyon TL işçilik maliyetimiz olacaktır... Dört milyonluk da malzeme gider... Bunu da çıkaracağımız “hisse senetleri” ile sağlayacağız...
Demek ki iki senede bu inşaatı yapmış olacağız...
Türkiye’nin yeniden yapılaşması için 100 bin apartmana ihtiyacımız vardır. İki senede tamamlandığını kabul ediyoruz. 16 sene sonra tüm Türkiye yeni apartmanlara geçmiş olur.
Kur’an “MUHACİR ve ENSAR” diyerek bunlardan bahsetmektedir. Yani yüz daireli lojmanla apartmanları inşa edenler ve orada çalışanlar. Nebiye vâris olanlar da bu hususta kooperatif kurup çalışma yapanlardır.’ (s.10)
‘… Akevler mensupları yarım asırdır hem hicret etmişlerdir hem de dayanışma içinde olmuşlardır. Yani başkalarının toprağına hicret etmediler. Toprağı kendi paraları ile almış ve orada evler yapıp yerleşmişlerdir. Bu sebepledir ki onlar muhacir ve ensardır.
Tâbi olma; biri bir iş yaptığı zaman diğeri de onun yaptığı işi yapmaya katılırsa, tâbi olmuş olur demektir. Biz şimdi yeni bir kooperatif kuruyoruz; Medhal Grubu da yeni bir kooperatif kuruyor... Bu kooperatiflerin temel görevi “Genel Hizmetler”dir... 500 sayfalık “25 Genel Hizmeti” anlatan kitabımızı Medhal Grubu yayımlamıştır...
Bir işte uygulama yapmalıyız. Dinlenme evleri ile lojmanlı işyeri apartmanı bizim uygulama alanımız olmalıdır. Biz kendi ürettiklerimizde kendimiz oturacağız, kendi ürettiğimiz malları tüccarlara satacağız. Tüccarların hicret eden ve nusret eden olması gerekmez. Hicret ve nusret kelimeleri bizi çok iyi tanımlamaktadır. Nusret hicrete karşı getirilmiştir, mâlen ortak olmaktır...’.(s.11)