AKP ve Cemaat, artık az gülüp çok ağlasın…-2
“Artık kazanmakta olduklarından dolayı az gülsünler, çok ağlasınlar.” (Tevbe, 9/82)
‘Şimdi bu eski yol arkadaşlarımız bu âyeti okusunlar...
Büyük hizmetler yaptılar... / Ne var ki geri kalanlardan oldular, İslâm düzenini bırakarak seferden geri kaldılar, dolayısıyla sevapları az oldu, bu sebeple az gülsünler deniyor. Allah bire on vereceği için âhirette cennette olacağınızı ümit ediyoruz ama bu dünyadaki başarınız seferdedir... / Bu seferleri başarıya ulaşamamıştır…
Bu kardeşlerimiz akıllarını başlarına toplamalıdırlar. Aralarındaki ihtilafta hakemlik sistemini kabul edip sorunları çözmelidirler. Her iki taraf tevbe istiğfar edip şeriata gelmelidir. İslâm düzenini yani “Adil (Ekonomik) Düzen”i kabul etmelidirler. Nerde bulurlarsa oradan almalıdırlar. Akevler’de ise oradan almalıdırlar. Allah israf yapmaz. İslâm düzenini uygulayarak yaşama denemesini yapan Akevler’den başkası yoktur. Bildiğimiz kadarıyla, Kur’an’ı yeniden bugünkü müsbet ilimlerle anlamaya çalışan Akevler’den başkası yoktur. Varsa bildirin; var ve bizden ileride iseler biz de onlara katılalım...
SONRA NE OLDU? YOLLARIMIZ NASIL AYRILDI?
Biz baktık ki siyasetsiz yaşama imkânı yok... Kooperatif içinde bile rahatça yaşama imkânı yok... Biz Akevler olarak siyaseti desteklemeye karar verdik... Necmettin Erbakan ile siyaset yapmaya başladık… İşte bu merhalede Cemaat/Camia hemen cephe aldı, S. Demirel ile bir olup bize muhalefet etti... Takdir böyle imiş, bu bizim aleyhimize olmadı ama bu yaptıkları büyük günahtı; onun için Cemaat’in çokça ağlaması gerekirdi, çünkü Hak tasdik edilecekti, kendi çıkarımız için Hakk’ın karşısında olamazdık...
Cemaat/Camia tarafından dışlandık...
R. T. Erdoğan da “Adil (Ekonomik) Düzen” karşıtlığı için akademisyenlerden (14 akademisyenden) heyet oluşturdu, Erbakan’ı “Adil (Ekonomik) Düzen”den vazgeçirmek için gizli gizli çalışmalar yaptılar, hazırladıkları “raporları” bizden ve halktan gizlediler! Bunu yapmakla büyük günah işliyorlardı, bundan dolayı çok ağlamaları gerekir...
Necmettin Erbakan siyaset yapmasaydı şimdi yarımız hapishanelerde olurduk. Kenan Evren, Cemaat’i/Camia’yı ibra etti, meşruluk kazandırdı. Bu Millî Görüş sayesinde olmuştur.
Sömürü sermayesi önceleri dinleri tamamen yok etmek istedi. 1960’larda askerler İslâmiyet’i kökten sileceklerdi. Tam tersini yaptılar. İslâmiyet’e de solculuğa da özgürlük tanıdılar. Bunun üzerine sermaye dinleri de ortadan kaldırmak istedi. Akevler’in desteklediği N. Erbakan’a karşı S. Demirel’i çıkardı. Herkes namaz kılacaktı, hacca gidecekti ama buna karşılık birkaç hüküm yani ahkâm âyetinden vazgeçecekti! Necmettin Erbakan ise şeriat düzenini savunuyordu, faizsiz düzeni savunuyordu...
Necmettin Erbakan’ı devre dışı etmek için Turgut Özal’ı görevlendirdiler, görünüşte faizsiz olan ama gerçekte faizli olan finans bankalarını Türkiye’ye getirdiler. O da olmayınca, şimdi İslâm şeriatını da bozarak “ılımlı İslâm” diye bir şeyi benimse(t)mek istiyorlar...
İşte, AK Parti ve Cemaat/Camia bize karşı cephe almış, “Adil (Ekonomik) Düzen”i reddetmiştir. Cemaat/Camia ilgilenmemiş ve desteklememiş, AK Parti ise alenen cephe almıştır. İşte bunlar çok büyük günahtır, bundan dolayı çok ağlamaları gerekmektedir.
İlk bakışta bu anlattıklarımız basit gibi görünür ama bunlar meselenin temelini teşkil eder.
Âyette “ceza olarak” denmektedir. Yani yaptıklarına karşı kefaret olsun diye.
“Ceza” karşılık demektir. İyiliğin karşılığı iyiliktir, kötülüğün karşılığı kötülüktür. Cezanızı çektikten sonra ibra edersiniz. Az güler çok ağlarsanız cezanızı çekmiş olur beraat edersiniz. Evet, beraat etmek istiyorsanız yolunuz aydınlıktır... Önce hakemlere gidecek ve hakemlerin verecekleri kararlara uyacaksınız...’ (s.13-14; “KUR’AN VE İLİM” çalışmalarımızdaki “tevafuk/lar” devam ediyor… 758. hafta seminerimizden aktarı-YORUM... Elbette çok yönlü [ilmî-ahlâkî-iktisadî-siyasî-sosyal] olarak yani “SOSYAL TUFAN”a karşı gereğini yapmak üzere ibretle takip etmenizi tavsiye ederim… Devamı var… Reşad/RNE)