Operasyon, bürokrasi sorunu ve çözümü-2
[Hüküm cümlesini en başta yazalım: Onlar “OPERASYON” ile oyalanadursunlar; biz “ADİL DÜZEN”in “teşhis ve tedavilerini” yazalım, “çare ve çözümler” üzerinde duralım…]
Bir önceki yazıda kaldığımız yerden devam ediyoruz…
Bugünkü düzen zulüm ve işkence düzenidir. SENET mafyası, İŞ mafyası, RÜŞVET mafyası, SİLAHLI mafya sizi yönetmektedir. BÜROKRASİ ile MAFYALAR paralel çalışırlar. Bürokratların görevi mafyaları yok etmektir ama mafya yok olursa bürokratların görevi biter. Şuur altında bürokratla mafya anlaşmış, birbirlerini yaşatma yarışındadırlar.
İNSANLIĞIN EN BÜYÜK SORUNU “BÜROKRASİ SORUNU”DUR.
Bakınız, “Bürokrat Sorunu” demiyoruz. Bu kötülük bürokratların kötülüğünden gelmiyor; hâkimlerin ve savcıların zalim olmasından ileri gelmiyor, memurun bilgisizliğinden gelmiyor. Bu sorun “BÜROKRASİ SORUNU”dur, “SİSTEM SORUNU”dur.
İnsanlık bugün bu sorunu çözmek zorundadır.
Bir zamanlar “kölelik” benzer şekilde hayata hâkim olmuş, ancak savaşlarla sona erdirilmiştir. Bugün de “BÜROKRASİ DÜZENİ” her şeye hâkimdir.
Savaşsız bunu nasıl sona erdirebiliriz, onun üzerinde çalışmalıyız.
“ADİL DÜZEN” işte bunu yani sorunun çözümünü hedeflemektedir.
BÜROKRASİ SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ için başlangıç olarak yapacağımız ilk iş; en alt seviyedeki bürokrata tam yetkiyi vermeliyiz.
O bürokrat hiçbir yere sormadan, beklemeden, zaman kaybetmeden karar vermelidir.
Verdiği karardan zarar görülürse onu devlet ödemelidir.
Ama karar vermediğinden dolayı vatandaş zarar görürse o zararı kendisi ödemelidir.
Üst yöneticilerde ilk görevliye müdahale etme yetkisi olmalıdır. Kararları denetlerler, yanlış yapmışsa yargıya giderler. HAKEMLERDEN OLUŞAN YARGI gerekli hükmü verir. Kişi ile ilk bürokrat arasında niza çıkarsa, hemen hakemlere gidilir ve hakem kararları uygulanır. Hakemler de yine hakemlerle denetlenir.
Bu yöntemle bürokrasi varlığını koruduğu halde halka zulmetme imkânı bulamaz.
Sonra bürokrasi yerine kurulan kooperatiflerin genel hizmetleri yer alacak, bir asırdan kısa zamanda “bürokrasi sistemi”, “bürokrasi sorunu” yani “bürokrasi zulmü” sona erecektir.
FAİZLİ SİSTEMDE halk artırdığı paraları bankaya yatırır ve faizinden yararlanmak ister. Banka da halkın bankaya yatırdığı bu paraları birleştirip tüccarlara ve müteahhitlere kredi olarak açar ve onlara daha fazla FAİZLE KREDİ verir. İşletmeler tüccarlara mal siparişi verirler, malları alıp satarlar, kâr ederler, faizlerini bankaya öderler. Müteahhitler de binalar yaparlar, kiraya verirler veya satarlar, kiralarla faizlerini kapatırlar. Böylece fazla üretim ve yeni yatırımlarla ekonomi büyümeye başlar ve bütün işçiler iş bulur.
Tam istihdama ulaşıncaya kadar bu sistem çok yararlıdır ve gelişmeyi sağlar.
Tam istihdama ulaşınca bankalar eldeki mevduatı kredilendirecek yer bulamazlar.
Tıkanma meydana gelir. Bankalar iflas eder... İşletmeler iflas eder... Halk işsiz kalır...
KRİZLER DÖNEMİ gelir; krizlere çare aranmaya başlanır...
Çağımızdaki KRİZLERİN ana kaynağı işte budur.
“Zalim Düzen”de kriz dönemlerindeki çarelerden biri “bürokrasi”dir. Devlet bu sefer vergileri artırır. Memurları yani bürokratları çoğaltır. Onlara iş icat eder! Vatandaşa zorluk çıkarana iş verir! Vatandaş iş yapamaz hâle gelir, bürokratlarla didişmelerle gününü geçirir! Ayrıca bürokratlar iş arama derdinden kurtulmuş olurlar. Böylece istihdam edilecek yeni bürokratlar aranmaya başlanır, işsizliğe çare bulunmuş olur! Yani “bürokrasi” demek zalim düzende istihdamı artırmak demektir. Bunu şu şekilde sağlamaktadır. Devlet birilerine “bürokrat” diye iş verince piyasada işçi kalmamaktadır. Ayrıca bu alınan bürokratların işi halka zorluk çıkarmak olduğu için halk zamanlarının çoğunu bu bürokratik işlere harcamaktadır. Dolayısıyla istihdam azaldığı için işsizlik ortaya çıkacaktır. İşsizlere iş bulmak için yeni yatırımlara gerek olacak, böylece “faizli düzene” yeni imkân sağlanacaktır.