İnsan, aile, evlilik ve ekonomi - 2
Çocuk 15 yaşına kadar anne babasının himayesindedir, anne babası onun ihtiyaçlarından ve korunmasından sorumludur. 15 yaşını doldurduktan sonra çocuk anne babanın sorumluluğundan çıkar, topluluğun sorumluluğuna girer.
Kendi başına yaşayamayacak olanlar bir yakınının yanında kalırlar. Topluluk onlara destek olur. Hiçbir kimse aile dışında yaşamaya terk edilmez. Huzurevleri ve hastahaneler yoktur; olsa bile bunlar ailelerin hizmetindedir. Okullar da böyledir.
Evlenecek yaşa gelen kız ve oğlanlar eşlerini kendileri seçerler, serbest akitle eş olurlar. Anne babaları, akrabaları ve dayanışma ortaklıkları onların evlenmelerine aracı ve yardımcı olurlar. Evlenecek gençlere mesken ve işyeri bulma yükümlülüğü topluluğa aittir, anne babaya ait değildir veya sadece anne baba ile yakın akrabalarına ait değildir.
Bütün mesele toplum düzeninin buna köre kurulması ve kurumsallaşması yani “ADİL (EKONOMİK) DÜZEN”e göre yeniden yapılandırılmasıdır…
Aile müessesesinin davam edebilmesi için evlilik dışı cinsi ilişkiler yasaklanmıştır. Bir kadın bir doğurma devresinde birden fazla erkekle ilişki kuramaz. Yakınlar arası cinsi ilişkiler yasaktır. Evlenme akdini bozarak erkek kadını boşarsa, erkeğin kadına bir tazminat verme zorunluluğu vardır. Bundan yani bu tazminattan kadın razı olsa da vazgeçemezler. Kadın tazminatı peşin olarak alabilir. Boşanma olmazsa kadın bu mihri mirastaki payı ile öder; altıda bir olan eş payı dörtte bire iner, erkek için iki misline çıkar.
Kız kendisine bir siyasi veli seçer ve o kişi velisi olduğu sürece onun korumasıdır. Bu velisini her zaman değiştirebilir. Yabancıları da kendisine veli yapabilir. Böyle bir veli seçmeyen kız topluluktan destek ve yardım alamaz. Evleneceği eşini seçerken bu velinin danışmanlığında seçer. Velisinin izni olmadan evlenmez. Velisi izin vermezse, izin verecek veliyi bulur ve onu veli yapar. Hattâ evleneceği erkeği de veli yapabilir. Veli onun korunmasından sorumludur.
Veli evlilik çağındaki kıza koca bulmakla yükümlüdür. Kızın seçtiği velinin hayat tarzı bilinmektedir. Kızın aradığı erkek de o tarzda yaşayacak bir erkek olmalıdır. Evlenecek erkek ile kız velilerine bakarlar, tanışırlar ve ona göre talip olurlar. Kızın velisi uygun bulursa kız ile erkeği görüştürür. Herkese açık yerde ama konuşmaları duyulmayacak şekilde oturur ve konuşurlar. Uygun görürlerse nişanlanmaya karar verirler.
Nişanlılar birlikte olmaya başlarlar. Birbirlerini daha iyi tanımak ve anlamak için cinsi ilişki kurmadan birlikte olurlar. Bu arada anlaşmayacaklarını anlarlarsa ayrılırlar. Erkek belirlenmiş mihrin yarısını ayrılma tazminatı olarak verir. Nişanlılar karı koca olmaya karar verirlerse, örflerine uygun bir merasimle veya düğünle bunu ilan ederler.
Karı koca bir “karar defteri” bulundurur, aileyi alacakları kararlarla yürütürler. Yakınlarına da danışırlar. Ailedeki sorumluluk konularına göre; erkek istişare eder ve kararı kendisi verir, kadın istişare eder ve kararı kendisi verir veya istişare ederler ve kararı birlikte ittifakla verirler. Birinin muhalefeti kararın alınmasına mani olur.
Nizalarda yani anlaşamadıkları meselelerde hakemlere giderler. Kızın hakemini velisi seçer. Kocası velisi ise o zaman kendisi seçer. İki hakem başhakemi seçer. Taraflar hakemlerin kararlarına uyarlar. Bu hakemler ayrılmalarına da karar verebilirler.
Kadının velisi hangi siyasi dayanışma ortaklığında ise kadının da siyasi dayanışması o ortaklıktır. Kadın o ortaklığı değiştirmek istiyorsa velisini değiştirir.
Bunun dışında kızların erkeklerle tanışmaları için; a) Aynı mabette ibadet ederler. b) Birlikte üniversitelerde okurlar. c) Birlikte yarışmalar tertip edilir, bu yarışmaları erkekler ve kadınlar birlikte izlerler. d) Kadınlar grup olarak geziler tertip eder, gittikleri yerlerde sohbetler eder, tanışırlar ve oralarda da eş seçerler.
Gündemdeki konular vesilesiyle, aslında bir an önce uyulası ve uygulanası bu meseleleri hatırlatmış olduk.
Bunlara uyanlar var olur ve varlıklarını sürdürür, uymayanlar yok olur giderler.