Uygarlık Kur’an’ın mucizesidir
‘Bugünkü uygarlık Kur’an’ın mucizesidir.
İki yönüyle mucizedir.
Biri; bugünkü gelişme seviyesi Kur’an’ın öğretisi olan içtihatla ortaya çıkmıştır.
İkincisi ise; Kur’an’ın koyduğu hükümler ancak bugün uygulanabilir. Kur’an nâzil olduğu zaman Kur’an hükümlerinin uygulanması mümkün değildi. Bugünkü ulaşım ve haberleşme imkânları olmasa Kur’an nasıl bütün insanlığın kitabı olacaktır?’ (s.4)
*
‘İlimde dereceler ümmi, sail, amil, zakir, fakih ve rasih olarak derecelenirler.
Meslekte dereceleme bir meslekte geçirilen zamanla veya yaşla derecelenir.
Dinde derece toplantılara katılma ile derecelendirilir.
Siyasette ise biat ile derecelenir, kime daha çok kimse biat etmiş ise onun derecesi yüksek olur.
Demek ki dereceler ilme, yaşa, devama ve sayıya bağlı olarak derecelenmiş olur.
İyiler ikiye ayrılmaktadırlar. Müslimler cihada mâlen katılanlardır. Müminler ise cihada bedenen katılanlardır. Bedenen katılanların derecesi malen katılanların derecesinden üstündür yani askerler sivillerden daha üstün derece sahibidirler…
…
Yani iman etmiş, hicret etmiş ve Allah yolunda malları ile canları ile hicret etmiş kimselerin dereceleri yüksektir...’ (s.9)
*
‘Bir işyeri kurarsınız, orada iş verirsiniz. Kalacak yerler, yiyecekler ve dinlenecek yerler yaparsınız. İnsanlar orada refah içinde hayat sürerler.
Bunlar sosyal haklar olarak ifade edilmektedir.
Ayrıca ücret verirsiniz. Bu biriktirme dışarıda başka işlerde kullanma anlamındadır. Yani sadece geçinecek imkânları sağlamak değil, ayrıca ücreti de istihkak etmedir.
Mesela, yüz dairelik lojmanlı apartmanın lojmanında oturanlara orada yaşamaları için imkânlar sağlıyorsunuz. Onun dışında fazla imkân da sağlıyorsunuz. Onunla yani o imkânla yeni yapılan apartmanlarda hisse senedi almakta, böylece elde edilen yeni işyerine büyüyen çocukları yerleşmektedir...’ (s.12)
*
‘Zelzele olduğu zaman önce herkesi bir çadırda toplarsın. Orası geçicidir. Sonra herkese ayrı çadır verirsin, orası da geçicidir. Sonra barakalara yerleştirirsin, orası da geçicidir. Sonra normal evler inşa eder ve onlara temlik edersin. Bu artık geçici değildir, orada devamlı oturulacaktır.
Allah bu dünyayı geçici olarak var etmiş ve bizi yerleştirmiştir. Burada bizi yetiştirdikten sonra cennete götürecek ve orada devamlı olarak kalacağız.
İnsan bu dünyada devamlı değişmektedir. Yılı yılına uymaz. Bedeni değişmekte, yaşlanmaktadır. Beyni değişmekte, yeni bilgiler ve kabiliyetler kazanmaktadır. Sonunda ayrılıp gitmektedir. Nereye gitmektedir? İşte, ‘kararlı yurda’ gitmektedir.
Bugün bedenimizde mevcut olan atomlar kendilerini yenilemektedir. Bedenimiz aynı kalsa bile onu oluşturan taşlar sürekli yenilenmektedir. Akar göl gibidir.
Âhirette de canlılığın gereği olarak hücrelerimiz yenilenecektir, dokularımız yenilenecektir. Ne var ki nasıl elbise giyer ve çıkarır ama hiçbir acı duymazsak, aynı şekilde saçımızı keseriz, tırnaklarımızı keseriz ama hiçbir acı duymayız. Onun gibi âhirette de gerekli yerler hep değişecek ama asla acı duymayacağız. Halidlik (Kur’an’ın ifade ettiği halidlik) böyle gerçekleşecektir...’ (s.13; KUR’AN VE İLİM 734. Hafta Seminer Çalışmamızdan aktardım.)
*
Bu hafta da önemli konular gündeme geldi, önemli konular işledik…
Allah, Kur’an ile muhatap olan bizlere, onu anlama ve uygulama şuuru nasip eylesin...