İŞSİZLİK ve KİRACILIK sorunlarının çözümü
Biz ne yapıyoruz?
Biz insanlardan küçük tasarruflarını topluyoruz. 1967 yılından İzmir Akevler’de (S. S. Akevler Kredi ve Yardımlaşma Kooperatifi’nde) bunu yaptık, Akevler Sitesi’ni inşa ettik...
İşte… Şimdi de bu 47 yıllık tecrübelerimiz ile 700 haftadan fazla zamandan beri hiç aksatmadan sürdürmekte olduğumuz “KUR’AN VE İLİM” günlük (her gün) ve haftalık seminer çalışmalarımıza istinaden şimdi yazıyor ve bütün insanlığa öneriler sunuyoruz…
***
Bu küçük tasarruflarla şehrin kenarından tarla fiyatı ile arsa alınır ve inşaat yapılır...
Altta işyerleri inşa edilir, işçi aranıyor ilânı yapılır, işyerinin lojmanı var denir...
Bulunamazsa ve gerekirse yurtdışından işçi getirilir ve işletme faaliyete geçer...
Buraya hissedar olarak iştirak edenlere yapılan işten/cirodan kira ödenir...
Kur’an’da isticâre sadece Hazreti Musa peygamberin Medyen’deki kıssasında vardır. Fıkıhçılar da olmayan bir şeyin satılamayacağını esas alarak kira sistemi üzerinde birçok teoriler geliştirmişlerdir. (Konunun bazı detayları önceki yazılarımızda yazıldı.)
“III. Binyıl Uygarlığı”nda belki de kimse kendi evinde oturmayacaktır. Her işyerinin lojmanları olacaktır. O işyerinde çalışmak isteyenler oranın lojmanlarında ikamet edecek, lojmanlardaki kiralar işyerindeki paydan/cirodan ödenecektir. Bununla beraber lojmanlı işyerlerine ortak olabilecekler, gelen kiralardan pay alacaklardır. Sosyalizmin aksine kişiler tasarrufta bulunacaklar, “altın lirası” alarak bankaya verip kredileşmeden yararlanabilecekler yahut “toprak parası” ile taşınmazlara ortak olup kiralarından yararlanacaklardır.
Yani…
Üretici olma bakımından tekelsiz kapitalizmin bütün kuralları uygulanacak…
Tüketici olma bakımından ise sosyalizmin kuralları uygulanmış olacak…
İnsanlar sabit kirasız olarak buralarda oturacak ve çalışacaklardır.
Demek ki;
Çağımızın “SOSYAL TUFAN” seviyesindeki baş belası…
“İŞSİZLİK SORUNU” ve “KİRACILIK SORUNU”…
İşte bu şekilde kökünden çözülmüş olacaktır...
Bu çözüm yani bu sistem Kur’an’daki META (yararlanma) mülkiyeti ve KIYAM (işletme) mülkiyeti ile sağlanacaktır.
Yani lojmanda oturanlar “yararlanma mülkiyetine” sahip olamayacaklar ama “işletme mülkiyetine” sahip olacaklardır. Daha doğrusu, onlar yeterli kirayı sağladıkları takdirde, kimse onları işyerlerinden ve dolayısıyla evlerinden çıkaramayacaktır.
***
İşte bu “100 LOJMANLI İŞYERLERİ”nin ucuz olarak inşası sistemi geliştirilmelidir.
Bunun için;
a) Arsa maliyeti tarla fiyatına indirilebilir.
b) Altyapı maliyeti de dörtte birlere indirilebilir. Önce kaba yol yapılır. Elektrik getirilir. En az on apartman için bir yer yapılır. Dolayısıyla maliyet dörtte bire düşer.
c) İnşaat malzemesi standart parçalara indirilirse, gelişmiş makinelerle ve vergisiz yapılırsa bu da dörtte bire iner.
d) İşçilik ise daha da ucuza getirilebilir, bu da standartlaşma ve makineleşme ile sağlanabilir.
İnşaatlar artan emekle yapılacağı ve bu emeğe kiradan pay verileceği için pahalılık söz konusu olmayacaktır.
Sorun, artan emeği çoğaltama ve artan emeği bu tarafa yöneltmedir.
Bunun için “100 LOJMANLI İŞYERLERİ” projemiz imdada yetişecektir.
Sadece taşımacılıktan sağlanan kazançlarla birkaç senede yeni düzene geçilebilir.
Canlının çoğalması gibi “LOJMANLI İŞYERLERİ” çoğalacak, sorunlar çözülecektir.