Neden Kur’an Arapçası?
KUR’AN VE İLİM seminerleri yapıyoruz, 700 haftadan beri… Her hafta on sayfa tefsir yazıyoruz… Bu arada her hafta iki konuda güncel yorum/değerlendirme yapıyoruz… Bu çalışmalarımızın bir kısmını bu köşede sizlerle paylaşmaya gayret ediyorum…
Geçtiğimiz haftalarda, “Müçtehit Yetişme Merkezi” çalışmalarımız kapsamında “Neden Arapça, Neden Fıkıh, Neden Matematik, Neden Muhasebe” konularını işledik…
Geçtiğimiz aybaşında (03.02.2013) bu köşede “Neden Kur’an, neden Kur’an Arapçası?” başlıklı çalışmamız yayımlandı; böylece bu önemli meseleye giriş yaptık…
Bu arada “KUR’AN’I ANLAMA METODU” kitap çalışmamız, Medhal İlmî Araştırma Derneği Yayınları arasında yayımlandı… (İlgilenenlere Not: Derneğin ilmî çalışmalarına www.medhal.org / www.medhaldergi.com sitelerinden ulaşabilirsiniz.) Kitabın 131’inci sayfasında “Kur’an Arapçası” başlıklı bir bölüm var… Bugün, sizi o bölümle baş başa bırakıyorum…
“KUR'ÂN ARAPÇASI
Anlattıklarımızdan da görüleceği gibi; bütün ilimler Kur'ân'ın bir tefsirinden ibarettir. Kur'ân, sadece değişik kavimler arasında değil, değişik çağlar arasında da birliği sağlamaktadır. Bunun bir sonucu olarak, bize göre, şunlar yapılmalıdır:
1. Bütün ilimler “Kur'ân Arapçası” ile tedris edilebilir; edilmelidir.
2. Istılahlar (kavramlar) “Kur'ân Arapçası” ile geliştirilebilir; geliştirilmelidir.
3. Her dilden “Kur'ân Arapçası”na tercüme edilmeli ve her dille “Kur'ân Arapçası”ndan tercüme yapılmalıdır.
4. “Kur'ân Arapçası” yayın merkezleri kurulmalı ve neşriyat yapılmalıdır.
5. Dergi ve gazeteler “Kur'ân Arapçası” ile çıktıktan sonra mahalli katkılarla mahalli dillere çevrilmelidir.
6. Sonuç olarak diyebiliriz ki; Kur'ân dili medeniyetlerin dili olmalı ve Kur'ân medeniyetlerin kalbi hâline gelmelidir.
Artık insanlık bu dağınıklıktan ve parça parça olmaktan kurtarılmalıdır. Bu uygulama ve gelişme, siyasî baskılarla değil, bu alanda tatbik edilecek üstün hizmetlerle yapılmalıdır.
Eğer bizim “Kur'ân Arapçası” ile yazılmış olan tıp kitaplarımız kanser hastalarını kurtarıyorsa, herkes “Kur'ân Arapçası”nı öğrenecektir. Çünkü ona muhtaçtır. Böylece Kur'ân'ı öğrenecektir. Bizim yaptıklarımız, bizim ürettiklerimiz, bizim uçağımız daha verimli ise, herkes bizim getirdiğimiz medeniyeti benimseyecektir. Şunu burada açık bir şekilde ifade etmeliyiz ki; biz bunu bugün yapmasak dahi, ileride Kur'ân üzerinde bu çalışmalar yapılacak ve Kur'ân'ın Allah sözü olduğunu herkes çok açık bir şekilde anlayacaktır.
Kitabın SONUÇ bölümünde yazılanlar şöyle: Görülüyor ki, bilinen medeniyetler tarihi boyunca bir gündüz ve bir gece medeniyeti peş peşe gelmiştir. Böylece bugünkü çağda biz, dört çift medeniyetin sonuncusunun son zamanlarını yaşamaktayız. Asıl anlatmak istediğimiz budur. Elbette bunun arkasından gelecek olan, yine “Ma'şerî Hak Sistemi”ne dayalı yeni bir gündüz medeniyeti olacaktır. Bu yeni medeniyet, ekseriyet sistemine değil; nisbî sisteme dayalı olacaktır; “Faizli İşçilik Sistemi”ne değil; “Faizsiz Ortaklık Sistemi”ne dayalı olacaktır. Bu medeniyet, yeni peygamberlere değil, “yeni içtihatlara ve icmalara” dayanacaktır. Bu medeniyete, “Beşinci İslâm Medeniyeti” adını verebiliriz.
Açıkça görülüyor ki, makrodaki olaylara bizim bir etkimiz bulunmamaktadır. Kur'ân'ın tesbit ettiği esaslar içinde kendiliğinden cereyan etmektedir. Biz istesek de istemesek de, gelecek dünya, geleceğin dünyası, Kur'ân'ın merkez olduğu, “Ma'şerî Hak Sistemi”ne dayalı, “FAİZSİZ ORTAKLIK SİSTEMİ” esasları içinde bir medeniyet olacaktır.
Bütün bunlar Kur'ân'ın mucizesidir.”
SONUÇ olarak; geçtiğimiz aybaşında “Neden Kur’an, neden Kur’an Arapçası?” dedik, bugün konuyu biraz daha detaylandırdık. Konu üzerinde daha fazla derinleşmek isteyenler, bu konudaki kitaplarımıza ve genel çalışmalarımıza müracaat etmelidirler...
‘Neden FIKIH?’, ‘Neden MATEMATİK?’, ‘Neden MUHASEBE?’ gelecek yazılarda…