Reşat Nuri Erol
M.Tekelioğlu; A.Gül, Şehir Üniversitesi, Tayyip Erdoğan
13.12.2019
5090 Okunma, 7 Yorum

 

Abdullah Gül Şehir Üniversitesi için Tayyip Erdoğan’a ne dedi?

Mehmet Tekelioğlu

mtekeli35@gmail.com

 

Şehir Üniversitesi ile ilgili olarak düşüncelerimi burada Şehir Üniversitesi yaşamalı…” başlığı altında yazmıştım. Bir daha da bu konuya girmeyi düşünmüyordum. Olan biten ortadaydı. Birileri Şehir Üniversitesinin mevcut yapısını değiştirmeye karar vermişti ve adım adım onu uygulamaya doğru gidiyorlardı. İçimden sadece şunlar geçiyordu: Bugünlerin yarınları da var. Tarih dede herkes için bir kayıt düşecek. Hakikatleri gizleyip üstüne örtü çekenlere acısam mı, üzülsem mi, ne yapsam, bilemiyorum.

Tekel’in, Şehir Üniversitesine önce tahsis edilen daha sonra devredilen arazisine benzer bir yer İzmir’de de vardı. Tekel Çiğli Balatçık Yaprak Tütün İşletmesi.

Burada 720 dönümlük koskoca bir arazi, içinde âtıl hale gelmiş makinaların olduğu devasa hangarlar, yeni binalar yapmaya müsait arsalar vardı. Biz de yeni kurulan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi için kampüs alanı arıyorduk.

İzmir’den bazı arkadaşlarım bana burayı gezdirdiler. Ben de Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e ilettim talebimizi. Mehmet Şimşek bürokratlarına bir hesap yaptırdı. “Burayı özelleştirme idaresi olarak satarsak bize ne gelir, biz bu üniversiteye kampüs alanı için ne kadar tahsisat ayırmak durumundayız, bana bir hesap çıkartın” dedi. Hesap neredeyse başabaş çıktı ve o zamanki İzmir Valisi Cahit Kıraç’ın da bulunduğu bir toplantıda Tekel’in bu arazisinin Üniversiteye eğitim amaçlı olarak kullanılmak üzere süresiz tahsisi kararlaştırıldı.

Daha sonra Üniversite bu kampüs alanı içinde çok sayıda bina yaptı. 70 bin metrekarelik eski binalar yenilendi. İlave binalarla bugün 140 bin metrekare kapalı alana sahip…  Üniversite ayrıca burada bir cami ve teknopark yapmak istedi, fakat teknopark tahsisteki amaca uygun bulunmayarak reddedildi. Ancak Üniversite bu konuda ısrarlı ve temaslarını sürdürüyor, cami için de bir hayırsever arıyor. Bütün bu güzelliklere imza atan dönemin Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü, bugün maalesef imzasız ihbar mektuplarıyla mahkeme kapılarında hak aramak zorunda kalıyor. O içi bomboş iddianameyi mahkemenin kabul edişi, Türkiye’de hukuk alanında ne kadar derin sorunlar olduğunu apaçık ortaya koyuyor.

Şehir Üniversitesine Tekelin Kartal Dragos’taki arazisinin tahsisi de Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla gerçekleşmişti. Bunu zaten İstanbul’daki konuşmasında kendisi de söylüyor. Bu tahsis iptal ediliyor. O sırada TOKİ ve Emlak Konut bu araziyle ilgili imar planı değişiklikleri çalışması yürütmüş. Bunu haber alan Özelleştirme İdaresi oradaki doğal yapıyı korumak ve AVM ve çok katlı konut inşaatlarına engel olmak içgüdüsüyle Üniversiteye arazinin devrini teklif etmiş. Nitekim bazı açıklamalarda bunun tahsisin iptaline karşı bürokratik bir çözüm olarak nitelendirildiğini görüyoruz. Eğitim şerhi düşüldükten sonra tahsis ile devir arasında bir fark olmadığını da söyleyebiliriz. Tek fark tahsiste bir nevi kira olan işgaliye bedeli yani ecri misil ödeniyor. Hatta üniversitenin beyanına göre ilk tahsisin yapıldığı 2009 ile tahsisin Danıştay 13. Daire tarafından iptal edildiği 2013 arasında bugünün parasıyla 6.5 milyon Dolar ecri misil ödenmiş.

 

Şehir Üniversitesi tartışmasına bu sefer kamuoyu önünde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da dâhil oldu. Doğrusu meseleyi ele alış tarzına ve üslubuna kendisi adına üzüldüm. Bu konuyu Parti içinde ele aldıklarını söyledi. İki ihtimal var. Ya kendisine doğru bilgi verilmedi, Şehir Üniversitesinin yaptığı açıklamaları görmedi, Mütevelli Heyet Başkanı Ömer Dinçer’in söyledikleri kendisine aktarılmadı, ya da baştan verilmiş bir karar dolayısıyla bunların hiçbirini dinlemeye gerek duymadı, sadece Halk Bankasının açıklamalarıyla yetindi. Aynı tavrı daha önce Parti Sözcüsü Ömer Çelik’te de görmüştük. Bankanın açıklamasındaki en tuhaf nokta, Üniversiteye devredilen ancak üzerine dava ikame edilmemiş alan ile üniversitenin teminat olarak verdiği diğer onca arazi ve binanın teminat değerinin olmadığının iddia edilmesi değil mi? Bir nokta daha: Mahkemenin iptal kararları, TMMOB’nin sanayi mirası korunsun iddiasına değil Vakıf Üniversitelerine tahsiste kamu yararının bulunmadığı tezine dayanıyor. Bunun nasıl tehlikeli bir sürece işaret ettiğini izaha sanırım gerek yoktur. Devlet ya da Vakıf Üniversitesi, eğitimi hangisi yaparsa yapsın kamu yararı yok denilebilir mi?

Tayyip Erdoğan konuşmasında Abdullah Gül’ün Şehir Üniversitesi ile ilgili olarak kendisini aradığını söylerken şu ifadeleri kullandı:

Tabii bizi halef selef olduğumuz Cumhurbaşkanı aradı. Dedi işte 'Siz bu işi arzu ederseniz halledersiniz.' Kendisine dedim ki 'Temenni ederdim ki siz benim yerimde olun. Biz geçmişte bankaların nasıl iflas ettiğini biliyoruz. Hamdolsun 17 yıldır bizim dönemimizde, bizim bankalarımızın hiçbirisi kasaları boşaltmadı. Biz de kasayı boşaltamayız.'

Kasıtlı veya değil bu sözlerden Abdullah Gül’ün kendisinden hukuk dışı bir talepte bulunduğu iması ortaya çıkıyor. Abdullah Beyin böyle bir talepte bulunmayacağını onu tanıyanlar bilir. Ben yine de Abdullah Gül’e konuşmanın detaylarını anlatmasını rica ettim. Şunları anlattı:

Ben tartışmaya dâhil olmayı çok istemedim ancak ortada güzel bir Üniversite var, saygınlığı yüksek, kontenjanlarındaki doluluk oranı vakıf üniversitelerinin ortalamasının üstünde… Ülkemizin en seçkin Hocaları burada görev yapıyor. Açılışını Tayyip Beyle beraber yaptığımız, Mütevelli Heyet Başkanı olarak hepimizin yakından tanıdığı Ömer Dinçer’in görev yaptığı güzide bir Üniversite… Vakıf Üniversitelerini denetleyen YÖK’ün raporlarında en ufak bir sıkıntı yok.

Bana sürekli olarak bu konuda bir şeyler söylemem için ısrar edenler oldu. Onlara ben telefonla gerekli teması yaptım demek zorunda kaldım, basının bu şekilde haberi oldu, yoksa bu telefon irtibatını duyurmak bile istememiştim.

Düşüncelerimi başka bir mecrada açıklayabilirdim ama maksat üzüm yemek olsun dedim ve Tayyip Beyi aradım. Kendisine de “siz bir çözüm yolu bulabilirsiniz, devir işlemini yanlış bulmakta haklı olabilirsiniz, ama hukuk içinde bir çözüm üretilebilir, mesela şartları olgunlaştırılmış yeniden tahsis düşünülebilir” dedim. Sonra da: “Üniversite kendi gelirleriyle borcunu ödeyebileceğini söylüyor, bunu Ömer Dinçer de teyit ediyor, Halk Bankasıyla üniversite daha önce anlaşmıştı, kaldı ki teminatlar da yeterli, bu kolaylık başka işletmelere gösteriliyorsa bir üniversite bunu haydi haydi hak eder, bu çerçevede bir çözüm bulunabilir” diye ilave ettim. Hukuk dışı bir yol önermek aklımdan bile geçmez.

Burada ikinci bir husus daha var. Tayyip Bey konuşmasında devir işlemi dolayısıyla Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Mehmet Şimşek ve Feridun Bilgin’i, dolaylı olarak da Ömer Dinçer’i ve Üniversite yöneticilerini dolandırıcılıkla itham etti. Kaldı ki ilk dört kişinin sadece devir işleminde imzası var, Halk Bankla kredi ilişkisinde yerleri yok. Bu elbette Tayyip Bey açısından bir talihsizlik… Çünkü ortada yasal olmayan hiçbir şey yok. Vakıflara tahsis ya da devir konuşulacak olursa sanırım Bilim Sanat Vakfı son sırada gelir.

Kartal’daki arazinin devir işlemi Erdoğan’ın bilgisi haricinde olabilir mi? Böyle olmadığına dair en kuvvetli delil, diğer üyelerle birlikte kararda imzası olan İdris Güllüce’nin Özelleştirme Yüksek Kurulunda bulunması. Yıllarca Tuzla Belediye Başkanlığı yapmış olan Güllüce, devredilen arazinin değerini çok iyi biliyor olmalı. O halde bu konuyu Tayyip Beye aktarmış ve imza için müsaadesini almış olmalı diyenler haksız sayılmazlar…

Tayyip Beyin öyle bir muradı olmadığı iddia edilebilirse de medyada kendini bilmez bir grup Abdullah Gül’ü de dolandırıcılardan biri diye saymakta çok pervasız. Ancak kavrayamadıkları bir şeyler var: Tayyip Beyle geçmişte bir arada olmuş ya da bundan sonra bir arada olacak ve beraber iş yapacaklara “dikkat edin, bir gün benzeri ithamlar sizin de başınıza gelebilir” yollu takılmalarının doğrudan Tayyip Beyi ilzam ediyor oluşu…

Sizce Tayyip Bey de bunu murat ediyor olabilir mi yoksa bunlar bazı akılsızların işi mi?

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
13.12.2019
05:50


Abdurrahman Dilipak
Abdurrahman Dilipak


13 Aralık 2019

Şehir Üniversitesi hakkında   

Yazmayacaktım, ama mecbur kaldım. Herkes “Ne oluyor” diye soruyor.

Bazı şeylerin şüyuu vukuundan beterdir. Bu tartışmanın kimseye faydası yok. Bu noktaya kadar da gelmemeli idi. İş sadece bir üniversite ile banka arasındaki ihtilaftan ibaret değil. İşin içine girince tartışmanın bir tarafından “Ülker” var, öbür tarafında “Ahmet Davutoğlu”.

Bir kredi borcu tartışması bir anda çok başka noktalara taşındı.

Önce Ülker’in bu konudaki yeri. Ülker “Bilim Sanat Vakfı”nın ana sponsoru. Vakfın baş ideoloğu da Davutoğlu. Bu vakıf uzun yıllar önemli hizmetler gördü ve birçok insan yetiştirdi. SETA’nın kuruluşunda öne çıkan isimlerin çoğu da bu çevreden gelen isimlerdi. Davutoğlu’nu Başbakanlığa götüren süreç de bu vakıfla başlar.. Şehir Üniversitesi’ni kuran vakıf, kadro da bu vakıf ve bu kadro.

Erdoğan da aslında Ülker’le birlikteydi bir dönem.

Ülker’le ilk kriz FETÖ hesaplaşması sürecinde yaşandı. Ülker’in Şehir Üniversitesi ile yollarını ayırması 2015’de Ali Atıf Bir’in rektör olarak atanması ile başlayan sürecin ardından geldi. 15 Temmuz, ardından Ülker’in United Bitcuists’i satın alması ile Ülker önemli miktarda bankalara borçlandı. Bu arada; bir de 80 yıl önce Brüksel’de ünlü çikolata ustası Joseph Draps tarafından, efsanevi lider Lady Godiva’nın onuruna kurulan Godiva’yı satın aldı. Bu olay aslında Tata’nın Jaguar’ı, Range Rower’i alması gibi bir şeydi. Ülker farklı bir isim altında bir anda dünya markası oldu. Bana göre, yeni merkezini Londra’ya taşıması süreci, bunun PR ve Lobi’si iyi yapılmadı. Ülker borç yapılanmasına giderken aslında bu durumu da değerlendirerek Şehir’le yollarını ayırdı. Şansı yaver gitti, Godiva Japonya’yı Japonlara satarak da mali darboğazdan çıktı.

Ama Şehir Üniversitesi’ni bugünlere taşıyan süreç de başlamış oldu.

Şehir yeni kampüsüne taşınırken kamu kaynaklı fonlar, hibeler kullanıldı, tahsisler yapıldı. Bunlar ilk kez sadece Şehir’e yapılan “iyilikler” değildi. Yatırım sebebi ile oluşan mali açıklar kamu bankalarından sağlanan kredilerle kapatıldı. Bu işi ilk ve tek yapan da Şehir değildi.

Son mali krize kadar bu konuda bir sorun yaşanmadı. Mali krizin ardından borç yapılanmasına gidildi. Buraya kadar her şey normal. Ancak daha sonra banka yapılandırılan borçların ödenmesinde sorun yaşandığını ve protokol şartlarına uyulmadığını söyleyerek, kredisini geri çağırdı ve Şehir’in teminat olarak gösterdiği gayrimenkullere tedbir konulması kararı aldı.

Halkbank, Şehir’in bütün gelir gider işlemlerinin Halk Bankası üzerinden yapılması şartı olduğunu buna uyulmadığını, dolayısı ile üniversitenin cari harcamaları dışındaki gelirlerin bankanın alacağına mahsup edilemediğini söylüyor. Şehir ise öğrenci öğrenim taksitlerinin kredi kartı ile farklı bankalar üzerinden tahsil edildiğini, bir takım işlemlerin bu sebeple farklı bankalardaki hesaplara aktarıldığını söylüyor. Sonunda bir banka kredi vermiş ve vadesi gelen alacağını tahsil etmek istiyor ve bunda bir takım sorunlar yaşanıyor. Bu rutin bir işlem. Eğer bir hukuksuzluk varsa bunun çözüm adresi yargı olmalıdır. İdari bir sorun varsa idari yoldan, bu işlemlerde bir kamu bankası söz konusu olduğu için, siyasi bir irade gerekiyorsa, bu işin çözüm adresinin siyasi irade olması gerekir.

Ama böyle olmuyor. Mesela Şehir’dekiler, başka örnekler göstererek, bir takım şirketler, hatta spor kulübü şirketlerinin borçlarının ertelendiği, vergi borçlarının affedildiğini, ama kendilerine borçlarını ödemeleri konusunda bir tolerans gösterilmediğini söylüyorlar.

Bu arada; siyaset tarafı da, zaten sizin teminat gösterdiğiniz gayrimenkullerin tahsisinde de usulsüzlük var iddiası ortaya atılıyor. İş tarafların kurumsal değil, kişisel mal varlıklarının iktisabının sorgulanmasına kadar gidiyor ve benzer işlemler için bazı kişi ve kurumların adı öne sürülüyor.

Bakın bu kriz böyle giderse yeni bir 17/25 vakasına dönüşebilir..

Bu işlemlerde bir usulsüzlük varsa niye gündeme getirilmedi? Bu sorunun cevabı yok. İddia edildiği gibi bir usulsüzlük varsa ve bu tek bir örnek değilse ötekilerin de üzerine gidilecek mi? Şehir’ciler, herkes yapıyor, biz niye yapmayalım, onlara dokunulmuyorsa bize de dokunulmaz diye mi düşündüler. Yani bu işlerde bir “Dehşet dengesi” mi oluştu?

Bir banka ile bir vakıf arasındaki ihtilaf siyasi bir hesaplaşmaya dönmemeli idi.

Tam da böyle bir tartışmanın yaşandığı bir zamanda Aydın Doğan için olumlu cümleler kullanılırken, Davutoğlu için söylenenlerin birlikte düşünülmesi durumunda insanlar bunları telif etmekte zorlanacaklardır. Şehir Üniversitesi’nin tüm yönetim kadrosu ve öğrencilerinin beşte dördü AK Parti çevresindeki insanlardan oluşmaktadır. Bu işlerin bu noktaya gelmesine bir anlam veremiyorlar. İçerideki Davutoğlu karşıtları ise, Reis’in bu işe bu şekilde müdahil olması ile Şehir Üniversitesi üzerinden Davutoğlu’nun mağduriyetine ilişkin bir kamuoyu oluşturulmaya çalışıldığını ve bu krizin Erdoğan’ın çevresindeki eski Davutoğlu ekibinin yönlendirmesi ile örgütlendiği gibi bir “ters köşe” mantıkla konuyu yorumlamaya çalışıyorlar.

Daha önce 2016’da 3 yıl ödemesiz 10 yıl vadeli onaylanan kredi, 2017 Şubat’ında yatırımların başlamasının ardından geri ödemelerin başlaması 2019 Şubat’ında gerekirken, 2018’de Halk Bank Şehir’e bir kredi daha veriyor. Yani bankanın vakfa karşı bir husumeti yok. O zaman ne oldu da işler bu noktaya geldi. Bu siyasi bir kavga ise neden milli bir bankanın adı bu tür tartışmalara alet edilir.

Sonuçta gelinen nokta berbat bir nokta. Halk Bankası gibi milli, yakın geçmişte Zarrap krizinden sonra böyle bir olayı yaşaması da büyük bir talihsizlik. Sonunda bir kredi anlaşmazlığı söz konusu. İhtilaf varsa ya da birilerinin bir iddiası varsa bunun yolu yargıya gitmektir. “Aba altında sopa göstermek”le ya da “onlara göz yumuyorsun beni de idare et” mantığı ile bu iş çözülmez..

Bu “Ben yaptım oldu” mantığı, FETÖ’den bize sirayet eden bir hastalık. Bu işler böyle devam edemez ve bir gün patlar. Herkes bu “pis işten” zarar görür. Devlet de zarar görür. Kamu kaynakları kimsenin “babasının malı” değil, mahkeme “Kadıya mülk olmadığı” gibi.

Halk Bankası’na ve üniversiteye daha fazla zarar verilmemeli. Orada okuyan binlerce genç var. Onlar gelecek endişesine kapılmamalı. Bu kriz bir an önce çözülmeli. Bu tartışmanın devamında, bu iş siyasi bir intikam savaşına dönerse birçok vakıf üniversitesi ile ilgili çok daha vahim tablolar gündeme gelebilir. Bu kavgadan kimse kârlı çıkmaz. Ya da en kârlı çıkan CHP olur.

Hadi hakeme gidin, ombudsmanlık adil bir şekilde çözsün. Bir takım yanlışlar varsa o yanlışların da üzerine gidilsin. Bir topluluğa olan öfkemiz bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmesin..

Tefrikanızı husumete dönüştürürseniz rüzgârınız kesilir. Sulhetmek daha iyidir. Selam ve dua ile. 

https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/abdurrahman-dilipak/sehir-universitesi-hakkinda-30655.html

Reşat Nuri Erol
13.12.2019
07:00

...

Değerli okurlarım,

Erdoğan Şehir Üniversitesini gündeme getirerek aslında en büyük zararı kendisine verdi.

Davutoğlu ve arkadaşlarını Erdoğan şu sözlerle eleştirdi:

"İstanbul'da bir Şehir Üniversitesi meselesi ortaya çıkardılar. Bu üniversitesinin bir ayağında bizim olduğumuzu, diğer ayağında malum zatın olduğu söyleniyor... Şehir Üniversitesi'nin tahsisini başbakanlığım döneminde ben yaptım.

Bunlar dürüstlüğü hiç kimseye bırakmıyorlar. Hani bunlar dürüstü. Bunlar Halk Bankası'nı da dolandırmaya çalışıyorlar. Halk Bankası'ndan kredi talebinde bulunuyorlar.

Halk Bankası ciddi bir kredi veriyor. Maalesef bunlar, ödeme planında Halk Bankası'na ödemeleri yapmıyorlar. Halk Bankası da kendilerini sürekli uyarıyor. Şu anda borçları 417 milyon noktasında…"

Değerli okurlarım,

Erdoğan'ın bu açıklamasındaki, "Hani bunlar dürüstü. Bunlar Halk Bankası'nı da dolandırmaya çalışıyorlar…" sözü var ya şimdi bakalım bu krediyi kim verdi?

Şehir Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göz atalım:

"Ana bağışçımızın, Haziran 2016'dan itibaren bağışları beklenmedik bir şekilde kesmesi üzerine Dragos kampüsünde inşaatların tamamlanabilmesi için Halkbank'la Eylül 2016'da yatırım kredisi çerçeve sözleşmesi imzalanmıştır.

Kredi anlaşmasının imzalandığı bu tarihte Sayın Binali Yıldırım başbakanlığındaki 65. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti işbaşındadır.

Bu dönemde kampüs inşaatı için 300 milyon TL yatırım kredisi alınarak Mart 2019'a kadar 55.068.781 TL (Elli beş milyon altmış sekiz bin yedi yüz seksen bir TL) geri ödeme herhangi bir aksama olmadan Halkbank'a yapılmıştır…"

Kaynak Yeniçağ: "Gizli Kırmızı" dosyalar açılacak - Orhan UĞUROĞLU

Reşat Nuri Erol
13.12.2019
07:07

FATMA BARBAROSOĞLU'NUN BUGÜN YAZISI

ŞÖYLE BAŞLIYOR:


I-

21. yüzyıl pek çok kurumun muktedirliğini kaybettiği bir yüzyıl. İttifakların, koalisyonların çöktüğü bir yüzyıl aynı zamanda. İçinde yaşadığımız dönemi en çok Roma İmparatorluğunun debdebeli ve aynı zamanda ahlâkî çöküşe hızla yaklaşılan zamanına benzetiyorum.Tıpkı Romalı komutanların meselâ Güney İngiltere’ye vali olarak gönderilen Agricola’nın anlattığı gibi günümüzde de kitleler lüks içinde “uyutuluyor”.

Agricola, Britan’lara tapınaklar, pazaryerleri, konaklar, hamamlar yaptırır.

Romalı tarihçi Tacitus o günleri şöyle anlatır:

“Böylece bizim giyinme biçimimiz bile moda oldu.(...) Britan’lar yavaş yavaş kötü alışkanlıklarımızın büyüsüne de kapıldılar. Revnaklardan, hamamlardan, süslü şölen salonlarından çıkmaz oldular. Bu, onların tutsaklığını sürdürmek için düşünülmüş bir eylemdi. Okuması yazması olmayanlar, olana ‘uygarlık’ adını veriyorlardı” (Salah Birsel, Kurutulmuş Felsefe Bahçesi s.17-18).

Lüks, israf ve şatafat her zaman bozulmanın ve çöküşün ön habercisidir.

Dünyada milyonlarca insan açlık sınırında yersiz yurtsuz yaşarken, iç savaşlar ve küresel iklim değişikliği nedeniyle binlerce insanın yerinden yurdudan olduğu ve daha da olacağı bir dönemde; artan yoksulluk ile artan israf ve gösterişin birbirine paralel gitmesi ne kadar ürkütücü.

Allah her kulunu nasibi ile yaratıyor ne ki bir avuç insan milyarlarca insanın gününün ve geleceğinin nasibini kendi zevki için imha ediyor.

Lüks en çok insanların ölümlü olduklarını unuttuklarında serpilip gelişiyor.

...

https://www.yenisafak.com//yazarlar/fatmabarbarosoglu/olumun-seyir-paydasinda-esitlenmek-2053645?utm_source=gazeteoku&utm_medium=referral





Reşat Nuri Erol
13.12.2019
07:11


HAYRETTİN KARAMAN'IN DÜNKÜ YAZISINDAN BİR BÖLÜM:

...

Derken bize bi haller oldu, halkın ümit bağladığı, bağrına bastığı, toz kondurmadığı önder insanlarımız ve iktidar kadrosu arasında bir çözülme, birbirine düşme, acımasızca birbirini harcama, sen-ben davası, nasihat yerine alenî olarak doğru-yalan ithamlar… felâket bulutları gibi üzerimize çökmeye başladı. Pazara kadar değil, mezara kadar yol arkadaşlığına ant içmiş olanlar kendilerince haklı sebeplerle yoldaşlığı terk edip karşılıklı olarak yıkıcı söylem ve faaliyetleri tercih eder oldular…

https://www.yenisafak.com/yazarlar/hayrettinkaraman/umitler-suya-dusmesin-2053632


Reşat Nuri Erol
13.12.2019
09:54
milliyet.com.tr/siyaset/agir-abiler-devreye-girdi-davutoglu-ve-babacan-icin-son-hamle-6099903

'Ağır abiler' devreye girdi! Davutoğlu ve Babacan için son hamle

Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ın parti çalışmaları devam ederken eski AK Partili 14 kişilik bir heyetin başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere Abdullah Gül, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'yla görüştüğü ortaya çıktı.

'Ağır abiler' devreye girdi! Davutoğlu ve Babacan için son hamle

Hürriyet yazarları Hande Fırat ve Abdulkadir Selvi bugünkü köşelerinde Cumhurbaşkanı ErdoğanAbdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan ile ayrı ayrı görüşmeler yapan 'Mahallenin ağır abileri'ni yazdı. “Parçalanmanın önüne geçmek için ne yapılabilir?” sorusuna yanıt arayan ve  "Birliğimizi koruyamazsak, kendi ellerimizle ülkenin yönetimini sola teslim ederiz” görüşünü savunan heyetin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sunduğu raporda çarpıcı tespitler yer aldı.

İŞTE O YAZILAR

14 AK PARTİLİ, ZİYARETLERİ VE ÖNERİLERİ

Bir süredir, özellikle sosyal medyada haklarında çok şey yazılıyor. Yedi kişi oldukları, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan izin alarak AK Parti’den ayrılanlarla “ikna görüşmeleri” yaptıkları... İşin doğrusunu merak ettim, kulisleri dolandım. Öğrendiklerimi sizlerle paylaşayım.

- 7 değil, 14 kişiler. Ekrem Erdem, Ahmet Albayrak, Feyzullah Kıyıklık, Harun Karaca, Hasan Basri Yıldız, İdris Güllüce, İsmail Erdem, İsrafil Kışla, Kemal Çiftçioğlu, Mehmet Müezzinoğlu, Nuri Albayrak, Osman Develioğlu, Osman Kaan, Ünal Kacır.

- İlk tur görüşmelerini tamamladılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan ile ayrı ayrı görüşmeler yaptılar.

- Kendi aralarında bir değerlendirme yapacaklar, o değerlendirmeye göre yeni bir görüşme yapıp yapmayacaklarına karar verecekler.

NEDEN BİR ARAYA GELDİLER?

Bu 14 isim neden bir araya geldi? Neden bu ziyaretleri gerçekleştirdiler? Bazı isimlerle yaptığım görüşmelere göre aktarayım:

- AK Parti iktidarının önemli, güzel hizmetleri oldu. Bu hizmetlerde herkesin emeği var. Ancak hataları konuşup düzeltmeye ihtiyaç var.

- Neticede “yol arkadaşlığı” ve ortak bir geçmiş var. “Parçalanmanın önüne geçmek için ne yapılabilir?” sorusuna yanıt arandı.

- Tarafların görüşleri dinlendi.

ERDOĞAN’A SUNULAN ÖNERİLER 

Tüm görüşmeler uzun sürdü. İlk görüşme, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapıldı. 14 AK Partili isim o görüşmeye “önerilerini” sıraladıkları bir raporla gittiler. Görüşmede metni içlerinden bir isim okudu. Giriş bölümünde seçim sonuçlarının doğru analiz edilip parti tüzüğündeki ilkelere sadık kalınması istenen raporda; teşkilatlar, belediyeler, hükümet ve bürokrasi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, seçmenin genel eleştirileri ve talepleri, FETÖ ile mücadele, ittifaklar, ekonomi, değişen seçmen profili başlıklarında eleştiriler ve öneriler yer alıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yaptıkları sunumda, “yeni oluşumların ‘millet ittifakı’nı güçlendireceği” tespitlerini paylaştılar. “Bunun için özel bir çalışma yapılmalı” dediler. Konu raporun “İttifaklar” başlığında yer aldı. 14 ismin bu konuda tespiti özetle şöyle:

- MHP’den beklenen oy alınamadı. Aksine, AK Parti’den oylar MHP’ye kaydı. Saadet Partisi başta olmak üzere muhafazakâr seçmene hitap eden partilerle ilişkiler geliştirilmelidir.

YEREL SEÇİM DEĞERLENDİRMESİ

14 isim hazırladıkları metinde yerel seçimler ve değişen seçmen profiline de değindi. Seçmenin eleştirileri, talepleri de şöyle sıralandı: 

- Teşkilatların yenilenmesinde ehliyet ve liyakat kalktı, gruplaşma ve adam kayırma kalitede kayıplara neden oldu.

- Belediye başkanlarımızın istifa ettirilerek görevden uzaklaştırılmaları aleyhimize gelişmiştir.

- Lüks ve israf iddiaları seçimlerde aleyhimize olmuştur.

- Belediye başkanları, meclis üyeleri ve kamu görevlileri halktan kopuk olmamalıdır.

- Medyadaki tekelleşme ve taraflı yayınlar aleyhimizde gelişmektedir.

- Sosyal medyada AK Parti taraftarı görünerek saldırgan yayınlar yapan eylemlerden kaçınılmalı.

- Siyaset dilinin yumuşatılması lehimize olacaktır.

- Parti yeni dönemde “ötekileştirmeyen, yumuşak ve kuşatıcı bir dil” kullanmalı.

14 AK Partili ismin ortak metninde, Öcalan’ın mektubu ve kardeşinin TRT’ye çıkarılması gibi tutumlardan kaçınılması gerektiği de vurgulanıyor.

CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ

Gelelim Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ilişkin önerilerine... Muhalefetin, Cumhurbaşkanı’nın bütün yetkileri kendinde topladığı ve tek adam olduğu algısına oynadığına dikkat çekilerek, “Bu algıyı güçlendirecek uygulamalardan kaçınılması gerekiyor” mesajı verildi. Önerileri arasında Cumhurbaşkanı yardımcıları sayısının arttırılması da var.

SEÇMEN PROFİLİ DEĞİŞİYOR

14 ismin sunum metninde yer alan dikkat çekici ifade, “Eğitim seviyesi yükseldikçe oy oranlarımızın düşmesinin mutlaka bir sebebi olmalı” şeklinde. Bu durumun sebeplerinin bulunması isteniyor. Diğer öneri ise genç seçmen profilinin mutlaka analiz edilmesi gerektiği...

PEKİ NE OLDU?

Bahsettiğim öneriler, eleştiriler Cumhurbaşkanı’na sunuldu. Ardından Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan ile yine uzun görüşmeler yapıldı. Görüşler dinlendi. Ancak “yeni parti oluşumları” durmadı. Ahmet Davutoğlu’nun ardından 15-20 gün içinde Ali Babacan da parti kuracak. Politika ekibi çalışıyor, metinler hazır, ortak dil oluşturuldu. Bir kaynağım, “Önemli olan kurulacak partinin bir süre sonra rotasından sapmaması ve AK Parti’nin hatalarına düşmemesi. Bunun için tüzüğe ve programa özel mekanizmalar koyuyoruz” dedi.

MAHALLENİN AĞIR ABİLERİ 

Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan partilerinin kurulacağı ortaya çıkınca, muhafazakâr kesimin önde gelen isimleri bir çaba içine girdi.

Eski milletvekilleri Feyzullah Kıyıklık, Ekrem Erdem, Harun Karaca, Ahmet Albayrak, İsmail Erdem, Nuri Albayrak, Hasan Basri Yıldız ve Ünal Kaçır’ın da yer aldığı, 13-14 kişiden oluşan heyet ilk görüşmesini Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptı. Bu grubun içinde yer alan bazı isimler AK Parti’nin kuruluş sürecinde de Erbakan’ı ziyaret ederek partinin başına Erdoğan’ın geçmesini, böylece “ümmetin bölünmesinin önüne geçilmesini” önermişti. Gelişmeler karşısında kendilerini sorumlu hisseden heyet, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaret ederek birlik ve bütünlüğün sağlanması yönünde adım atmasını talep etti. Heyet, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’la da bir araya geldi. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le ise heyeti temsilen Feyzullah Kıyıklık ile Ekrem Erdem görüştü.

“Birlikte başardık, başaracağız” ilkesinden hareket eden heyet, görüşmeler sırasında anlaşmazlıkların diyalog yoluyla çözülebileceğini savundu. “Birliğimizi koruyamazsak, kendi ellerimizle ülkenin yönetimini sola teslim ederiz” görüşünü savunan heyet temaslarını tamamladı ama Davutoğlu ve Babacan’ın yeni parti kurmalarının önüne geçmek mümkün olmadı. Heyette yer alan isimlerle konuştum. Kapıların tamamen kapanmadığı görüşündeler. “Tayyip Bey’den adım atmasını bekliyorlar” diyorlar. Mahallenin abileri umutlu ama görünen o ki köprülerin altından çok sular akmış ve iş geri dönülemez bir sürece girmiş.

Reşat Nuri Erol
13.12.2019
10:05

Yukarıdaki haberde...

Bir şey dikkat çekici...

14 KİŞİ !
14'LER !
*
NEDENSE...
NECMETTİN ERBAKAN'I...

ADİL DÜZEN'DEN VAZGEÇİRME 14'LERİ...

HATIRIMA GELDİ, NEDENSE; ACEP NEDENDİR?!.

Not:

Malum...

Recep Tayyip Erdoğan... 

İstanbul Refah Partisi İl Başkanlığı döneminde... 

14 "akademisyenden müteşekkil bir heyet" oluşturarak... 

Erbakan'ı ADİL DÜZEN'den vazgeçirme raporları hazırlamıştı!!!

Reşat Nuri Erol
13.12.2019
10:09


http://www.akevler.org/AkevlerMakaleler/1823/CokOk/10087/Resat-Nuri-Erol/Erbakani-Adil-Duzenden-vazgecirme-raporlari


http://www.akevler.org/AkevlerMakaleler/10740/SonEk/0/Resat-Nuri-Erol/Erbakani-Adil-Duzenden-vazgecirme-raporu-tekrar


 





Çok Okunan Makaleler
Reşat Nuri Erol
M.Tekelioğlu; 15 Temmuz’a doğru: travmadan kurtulmak…
7.07.2017 131089 Okunma
Reşat Nuri Erol
Süleyman Karagülle - Altın Ekonomisine Geçiş
2.11.2013 33240 Okunma
2 Yorum 30.01.2016 22:15
Reşat Nuri Erol
T. C. 1921 ANAYASASI’nın Temel Maddeleri
22.02.2016 18432 Okunma
1 Yorum 22.02.2016 07:19
Reşat Nuri Erol
Şeyma Yavuz ve MAKALESİ… İbn Haldun ve “MUKADDİME”Sİ…
1.07.2015 16413 Okunma
2 Yorum 03.07.2015 00:23
Reşat Nuri Erol
FAİZ imparatorluğu ve ROTHSCHİLD ailesi
29.03.2016 16228 Okunma
1 Yorum 29.03.2016 01:12
Reşat Nuri Erol
Ekrem Dumanlı, Mümtaz’er Türköne, Ali Bulaç ve İSLÂM/cı
2.07.2015 15489 Okunma
7 Yorum 23.07.2015 19:54
Reşat Nuri Erol
AKP’yi kim kuşa çevirdi, Erdoğan mı Davutoğlu mu?
26.06.2015 14723 Okunma
6 Yorum 08.07.2015 13:24
Reşat Nuri Erol
Yüz Yıl Önce - Yüz Yıl Sonra; ne değişti?
26.07.2015 14682 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 12:51
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları
29.07.2015 14571 Okunma
4 Yorum 30.07.2015 11:51
Reşat Nuri Erol
Kahramanlarım: Erbakan, Aliya, Muhammed Ali
7.06.2016 14472 Okunma
2 Yorum 07.06.2016 02:58
Reşat Nuri Erol
Çok önemli hatalar, çok önemli uyarılar ve…
7.10.2018 14397 Okunma
11 Yorum 09.10.2018 00:22
Reşat Nuri Erol
“Asâ Rabbukum En Yerhamekum…”
16.01.2017 14178 Okunma
9 Yorum 17.01.2017 12:20
Reşat Nuri Erol
Suriyeliler “sığınmacı/mülteci” mi, “muhacir” mi?
5.09.2015 14093 Okunma
3 Yorum 05.09.2015 17:56
Reşat Nuri Erol
Tarımda faiz, icra ve iflas
26.04.2010 14080 Okunma
Reşat Nuri Erol
İslam Tarihinde Anayasa; Medine Anayasası ve ...
14.10.2011 13989 Okunma
Reşat Nuri Erol
Hayrettin Karaman; Âdil Düzen Nasıl Olmalıdır?
4.08.2015 13716 Okunma
3 Yorum 04.08.2015 21:11
Reşat Nuri Erol
Sömürü sermayesi ve kuyrukları tövbe ederse…
16.08.2015 13699 Okunma
4 Yorum 19.08.2015 00:56
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın Türkiye ve dünyadaki inkılâpları
23.02.2015 13585 Okunma
2 Yorum 25.02.2015 11:21
Reşat Nuri Erol
İkrazatçılık!
9.04.2010 13395 Okunma
Reşat Nuri Erol
Harun Ö. “İslâmcılk” yazıları-10; SAİD-İ NURSÎ
13.08.2015 13390 Okunma
3 Yorum 15.08.2015 17:32
Reşat Nuri Erol
Suruç bombası, sermaye-siyaset çatışması ve IŞİD
24.07.2015 13373 Okunma
2 Yorum 24.07.2015 07:35
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’İn İSLÂM-CILIK yazıları-2; ERBAKAN FAKTÖRÜ
29.07.2015 13361 Okunma
5 Yorum 30.07.2015 11:44
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre Adil Ekonomik Düzen’de VERGİ
14.03.2016 12859 Okunma
3 Yorum 14.03.2016 14:05
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen dışında çözüm reçetesi olan var mı?
8.09.2015 12745 Okunma
2 Yorum 08.09.2015 07:11
Reşat Nuri Erol
R. Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Abdullah Gül
25.06.2015 12623 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 13:16
Reşat Nuri Erol
Ve zekkir fe inne’z-zikrâ tenfeu’l-mü’minîne
10.08.2015 12545 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 22:44
Reşat Nuri Erol
Çözüm “Âdil Kur’an Düzeni”dir
22.02.2015 12422 Okunma
5 Yorum 23.02.2015 21:48
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları-9
10.08.2015 12344 Okunma
3 Yorum 11.08.2015 13:47
Reşat Nuri Erol
Sn. Cumhurbaşkanımıza ve ilgililere açık mektup!
1.08.2015 12188 Okunma
3 Yorum 02.08.2015 08:07
Reşat Nuri Erol
Anlatıp ve nasihat ediyoruz; dinleyip yapsalar…
3.08.2015 12173 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 14:50
Reşat Nuri Erol
Ya-pa-ma-dı-lar… YA-PA-MA-YA-CAK-LAR…
1.06.2015 12160 Okunma
5 Yorum 02.06.2015 10:49
Reşat Nuri Erol
‘E LEYSE MİNKÜM RACULÜN REŞÎD’ (âyet)
14.09.2015 12124 Okunma
2 Yorum 14.09.2015 20:56
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın “ADİL DÜZEN” Söyleminin Teorisi-1
3.03.2016 12121 Okunma
3 Yorum 06.03.2016 14:53
Reşat Nuri Erol
‘Sistem kurmak’ ve ‘hazin (vahim) durum’
9.01.2017 12036 Okunma
8 Yorum 23.01.2017 00:31
Reşat Nuri Erol
İkrazat yasal tefecilik!
9.04.2010 12009 Okunma
Reşat Nuri Erol
“Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhâmı”…
27.12.2018 11994 Okunma
9 Yorum 28.12.2018 08:15
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!
10.07.2015 11836 Okunma
2 Yorum 10.07.2015 06:06
Reşat Nuri Erol
7 Haziran’da oyumuzu bu şuur ile kullanalım
30.05.2015 11574 Okunma
3 Yorum 30.05.2015 16:30
Reşat Nuri Erol
“İSLÂM DÜZENİ” tüm insanlar içindir
5.05.2013 11569 Okunma
Reşat Nuri Erol
24. Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi
1.12.2015 11538 Okunma
1 Yorum 01.12.2015 06:41
Reşat Nuri Erol
Çağımızın Nuh’un Gemisi “ADİL KUR’AN DÜZENİ”dir
29.05.2015 11450 Okunma
4 Yorum 29.05.2015 18:44
Reşat Nuri Erol
Sermayeye ve siyasilere önerimiz var
8.08.2015 11286 Okunma
3 Yorum 10.08.2015 20:14
Reşat Nuri Erol
Seçime kadar “AYG” uyarılarına devam…
20.09.2015 11195 Okunma
4 Yorum 20.09.2015 06:16
Reşat Nuri Erol
İdam, kısas, diyet, anayasa, şeriat, hukuk…
23.11.2012 11149 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sosyal tufan ve sömürünün çözümü Adil Düzen’dir
10.11.2015 11124 Okunma
2 Yorum 16.11.2015 07:22
Reşat Nuri Erol
‘Türkiye’de Değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor?’
3.02.2016 11119 Okunma
1 Yorum 03.02.2016 22:48
Reşat Nuri Erol
Cennet karşılığı mal ve can ile cihad etmek
14.04.2013 11093 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yine “biz” kazanacağız…
15.08.2015 11080 Okunma
2 Yorum 15.08.2015 15:00
Reşat Nuri Erol
Kur’an Ayında “KUR’AN DÜZENİ” hatırlatmaları-2
5.07.2015 11041 Okunma
2 Yorum 05.07.2015 11:49
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi sonucundan alınacak dersler
9.06.2015 11034 Okunma
3 Yorum 15.06.2015 03:15
Reşat Nuri Erol
‘Sosyal Tufan’a karşı ‘Adil Düzen Gemisi’ inşa ed
27.12.2014 11007 Okunma
4 Yorum 25.05.2015 09:49
Reşat Nuri Erol
İman, ilim, amel, fıkıh, fikir, zikir ve ekonomi
30.04.2014 11001 Okunma
Reşat Nuri Erol
Başkanlık sistemi değil, “Adil Düzen” gelmelidir
20.06.2015 10992 Okunma
3 Yorum 20.06.2015 20:30
Reşat Nuri Erol
VakıfBank “FAİZSİZ BANKA” olmalıdır
25.03.2015 10973 Okunma
2 Yorum 05.04.2015 18:14
Reşat Nuri Erol
Aliya İzzetbegoviç: ‘Kur’an edebiyat değil, hayattır’-4
10.12.2015 10965 Okunma
2 Yorum 10.12.2015 22:22
Reşat Nuri Erol
AK Parti ya “gömlek giyecek” ya da silinecek
28.06.2015 10964 Okunma
3 Yorum 02.07.2015 12:56
Reşat Nuri Erol
ADİL DÜZEN ‘gönüllü’ mü , ‘zorla’ mı gelsin?
16.01.2016 10963 Okunma
2 Yorum 16.01.2016 22:08
Reşat Nuri Erol
Mustafa Deniz; Bu düzen adil değil
4.08.2015 10962 Okunma
4 Yorum 04.08.2015 21:06
Reşat Nuri Erol
Esbaba tevessül eder, sonra tevekkül ederiz...
7.09.2014 10849 Okunma
Reşat Nuri Erol
Değişim devam ediyor VE LÂ GÂLİBE İLLALLAH
2.04.2016 10848 Okunma
1 Yorum 02.04.2016 12:53
Reşat Nuri Erol
Soru-yoruma cevap ve bir aileden gelen yorum
12.08.2015 10828 Okunma
4 Yorum 14.08.2015 07:17
Reşat Nuri Erol
15 Temmuz: Teşhis ve Tedavi; KUR’AN VE İLİM ile
28.08.2016 10788 Okunma
2 Yorum 29.08.2016 20:48
Reşat Nuri Erol
İslâm hukuku, Batı hukuku ve olumsuz etkisi
9.02.2016 10664 Okunma
1 Yorum 09.02.2016 08:10
Reşat Nuri Erol
Faiz meselesi, bankalar ve çözüm önerileri-3
16.02.2015 10622 Okunma
2 Yorum 16.02.2015 08:34
Reşat Nuri Erol
HIZIRLA KIRK SAAT
30.12.2015 10519 Okunma
1 Yorum 31.12.2015 13:01
Reşat Nuri Erol
ÜSKÜDAR SOHBETLERİ-2 İSLAM MEDENİYETİ VAKFI
7.04.2016 10484 Okunma
1 Yorum 07.04.2016 23:36
Reşat Nuri Erol
MEHMET HİKMETUMUT ve KUR’AN VE İLİM 819. Hafta Seminer
4.07.2015 10458 Okunma
4 Yorum 05.07.2015 14:31
Reşat Nuri Erol
IMF’nin alternatifi nedir?
13.03.2010 10456 Okunma
Reşat Nuri Erol
“SOSYAL TUFAN” dediğimiz, İŞTE BUDUR!
23.05.2016 10414 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:09
Reşat Nuri Erol
Prof.S.Tekir: GÜÇLÜ PARA veya PARANIN GÜCÜ
1.09.2016 10404 Okunma
1 Yorum 01.09.2016 09:51
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı anlamak, yapılması gerekenleri yapmaktı
6.03.2015 10331 Okunma
1 Yorum 06.03.2015 07:26
Reşat Nuri Erol
ÇARE VE ÇÖZÜM KUR’AN’DA
31.05.2015 10309 Okunma
2 Yorum 15.07.2015 07:10
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre “Selem Senedi Karşılığı Kredi”
13.03.2016 10304 Okunma
1 Yorum 13.03.2016 08:53
Reşat Nuri Erol
Çözüm Süreci ve HDP’nin önemli hatası
10.08.2015 10246 Okunma
2 Yorum 11.08.2015 15:48
Reşat Nuri Erol
“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!”
4.09.2015 10207 Okunma
1 Yorum 04.09.2015 06:00
Reşat Nuri Erol
Seçime giderken oynanan oyunlara dikkat!
12.09.2015 10142 Okunma
3 Yorum 13.09.2015 06:45
Reşat Nuri Erol
Toprak, tarım ve ‘tarım stratejisi’
26.04.2010 10020 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kooperatif sistemi ile ‘ortaklık sistemi’ gelmekte
17.11.2018 10016 Okunma
5 Yorum 30.11.2018 11:55
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir'den Doğu Perinçek yazısı!
25.10.2015 9992 Okunma
1 Yorum 25.10.2015 20:22
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’in İSLÂMCILIK yazıları: Atatürk İslâmcılığı
18.10.2015 9923 Okunma
1 Yorum 18.10.2015 10:45
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi, sorunlar ve mucize Kur’an-1
13.06.2015 9832 Okunma
2 Yorum 14.06.2015 07:41
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 828. hafta seminer notlarından…
30.08.2015 9818 Okunma
3 Yorum 30.08.2015 11:50
Reşat Nuri Erol
Sermaye dünyayı ne hâle getirdi; ne yapmalıyız?
30.11.2012 9796 Okunma
Reşat Nuri Erol
Prof.Dr.Sabri TEKİR: TÜRKİYE VARLIK FONU
10.02.2017 9776 Okunma
3 Yorum 12.02.2017 20:52
Reşat Nuri Erol
KUR’AN ayetleri, Kadıhan, Hülagû ve HALEP!
19.12.2016 9773 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 10:27
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM bütün sorunları çözer
19.05.2015 9733 Okunma
1 Yorum 19.05.2015 11:17
Reşat Nuri Erol
Hukuk Düzeni
21.04.2013 9680 Okunma
Reşat Nuri Erol
“Millî Görüş ve Adil Düzen” olmadan bu kadar!
2.10.2015 9626 Okunma
1 Yorum 02.10.2015 07:02
Reşat Nuri Erol
MİLLÎ GAZETE için her gün bir şey yapmak
14.01.2016 9606 Okunma
4 Yorum 24.01.2016 23:20
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi ve Ortaklık Sistemi Bankaları
22.10.2018 9546 Okunma
4 Yorum 30.11.2018 08:26
Reşat Nuri Erol
Yargı sorununun çözümü hakemlik sistemidir
19.02.2014 9505 Okunma
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı Adil Düzen’den vazgeçirme raporu (tekrar)
2.12.2018 9473 Okunma
3 Yorum 02.12.2018 12:05
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!-2
11.07.2015 9407 Okunma
1 Yorum 11.07.2015 03:53
Reşat Nuri Erol
S. Karagülle; BİR İLİM ADAMININ ERBAKAN TAHLİLİ...
4.08.2015 9373 Okunma
2 Yorum 04.08.2015 21:35
Reşat Nuri Erol
Seçim sonucu ne olursa olsun, Asıl Yapılması Gereken
1.11.2015 9261 Okunma
1 Yorum 01.11.2015 06:05
Reşat Nuri Erol
Gece, saat üç; bir, iki, üç (yazı)! Ve (dördüncü yazı)
15.12.2016 9227 Okunma
1 Yorum 15.12.2016 02:49
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 738. Hafta Semineri’nden
17.11.2013 9221 Okunma
Reşat Nuri Erol
H.Özdemir yazıları; Ak Parti İslamcı mı?
1.08.2015 9219 Okunma
3 Yorum 01.08.2015 16:33
Reşat Nuri Erol
Evet… Asrın idrâkine söyletmeliyiz İSLÂM’ı…
17.03.2018 9174 Okunma
1 Yorum 17.03.2018 07:18
Reşat Nuri Erol
Kapitalizm/sermaye III. dünya savaşı derdinde ama
26.10.2015 9163 Okunma
1 Yorum 26.10.2015 22:44


© 2025 - Akevler