Kürt sorununu çözmek mi dediniz?!.-1
Aslında sırada yazmayı planladığım bize göre önemli konular var ama yazılanlara bakıyorum da, neredeyse iki yazardan biri Kürt sorununu yazmış! Kimi yazarlar yazılarının başlığında bile “çözüm” kelimesini kullanmış! Siyasiler de yıllardan beri “çözüm” diyor!..
Peki, “KÜRT SORUNU” başta olmak üzere ana sorunlarımız neden çözülemiyor?!.
Herkesin dilinde ve kaleminde artık yalama olan “ÇÖZÜM” nerelerde?!.
Hiçbir ana sorunumuzu acaba neden çözemiyoruz; NEDEN?!.
***
“Çözüm” başlıklı yazısında (05.01.2013) Mahir Kaynak diyor ki: “Öcalan dernek kurarken dış ilişkileri yoktu, gayesi Kürtleri kimlikleri içinde Türkiye’ye entegre etmek idi. Biz yanlış anladık…” Bize göre ise o yıllarda sömürü sermayesi PKK’yı Öcalan’ın şahsında MİT’e kurdurdu ama MİT Mahir Kaynak’ın dediği amaçla kurdu. Sermaye ise Türkiye’yi bölmek amacıyla kurdurdu. Sonra parası olan düdüğü çaldı, parası olanın düdüğü çalındı...
Burada minik ama önemli bir hatırlatma yapalım: Toplulukların kültürleri ve yönetimleri vardır. İnsanlık tek millettir. Alt gruplar kültür olarak başka, yönetim olarak başka merkezlere tâbi olabilirler. Bu sayede alt gruplar kişiliklerini koruyarak yönetimleriyle entegre olabilirler. “İslâm” bu demektir, “barış” bu demektir, “ADİL DÜZEN” bu demektir.
ABD yani sermaye Öcalan’ı ülke ülke dolaştırdı, isteseydi daha da dolaştırabilirdi. Sağ kalması şartı ile Türkiye’ye teslim etti. ABD Ortadoğu’yu AB’ye kaptırmak istemiyordu. Sömürü sermayesi Öcalan’ı Türkiye’ye gönderip “bölücübaşı” yaptı, Türkiye de buna uydu ve onun oyuncağı olmaya devam ediyor... Türkiye’de idam kaldırıldı, hapishaneler otele çevrildi... CHP de Kürt sorununa sermayenin istediği gibi yaklaştı... Türkiye sermayenin istediklerini yapınca Öcalan’ın Avrupa’daki rakibi de öldürüldü, Öcalan güçlendirildi...
Mahir Kaynak diyor ki; “PKK, Kürt sorunu değildir, yeniden şekillenen Ortadoğu sorunudur. PKK sorunu ABD-AB sorunudur. ABD kazanacak. AK Parti doğru yoldadır. Muhalefet AB’yi destekliyor.” Bize göre ise PKKsorunu, sermayenin Ortadoğu’ya hâkim olma sorunudur. Sömürü sermayesi Kürtler ile Türkleri çatıştırmakta... Kürtleri galip getirdikten sonra masa başında uzlaştırarak Kürt dengesi ile Türkiye’yi sermayenin tetikçisi olarak kullanmak istemekte... Sorun “ABD-AB sorunu” değildir, sorun “SERMAYE-İNSANLIK SORUNU”dur ve sermaye kaybedecektir; Mahir Kaynak yanlış atlara oynuyor...
***
Bu giriş bölümünden sonra sorunun daha da derinliklerine inelim. Çok hücreli canlılarda dokular var, organlar vardır. Kemikler, kaslar, sinirler bir ‘doku’, kol, ayak, parmak ise birer ‘organ’dır. Bir organ değişik dokuların birleşmesinden oluşur. Parmağımızda bütün dokular vardır, bu sayede parmağımız vücudumuzun organı olur. Parmaktaki kan damarı kalbe giden damarla birleşir, böylece bütün vücutta dolaşan kan parmaklara da uğrar. Dolayısıyla parmağınızdaki her hücre vücudun bütün imkânlarından yararlanır.
Türkiye Cumhuriyeti insanlığın bir organıdır. Yeryüzünde gerçek anlamda yüzden fazla devlet vardır. Bu coğrafi bir yapıdır. Türkiye’de bulunan ırklar ve dinler ise insanlığın dokularıdır. Türkler, Kürtler, Gürcüler, Arnavutlar, Boşnaklar, Ermeniler, Rumlar, Şiiler, Sünniler, Hanefiler, Şafiiler, Hıristiyanlar ve Yahudiler dokunun parçalarıdır.
Nasıl parmağımızda bütün dokular varsa insanlıkta da her ülkede, ilde, bucakta her türlü kültür mensubu bulunacaktır. Böylece bu bölgeler yani organlar birbirleri ile ilişki kuracak, bu sayede insanlık tek topluluk olacaktır. Nitekim olmaktadır. Tarihte bunu başaran topluluklar uygarlık kurmuşlardır. O halde Türkiye’de yaşayan her halk kendi kültürlerini koruyacak, dinlerini ve ırki yapılarını yaşatacaklardır; Türkiye’de olduklarından dolayı da Türkiye’yi yaşatacak ve geliştireceklerdir. Bedenimizdeki bir parmağımız yaralandığı zaman o parmaktaki bütün dokular da yaralanmış olur. Dolayısıyla dokular bir taraftan mensup oldukları dokuların sağlığını korumakla yükümlü oldukları gibi, dokular bulundukları organın sağlığı ile de ilgilenebilmek zorundadırlar. (Devamı var)