Reşat Nuri Erol
01.02.2019 Cuma - RNE'dan SEÇME 2 YAZI
1.02.2019
3748 Okunma, 3 Yorum

 

01.02.2019 Cuma - RNE'dan SEÇME 2 YAZI

 

MİLLÎ GAZETE

Makale Yazısı-Bugün 00:30 TSİ

Daha Ne İstiyorsunuz?

Doç. Dr. Necmettin Çalışkan

-+

İslam adına yola çıkanlar geçmişte hayal ettikleri ne varsa hepsini elde ettiler.   Tek başına iktidar olma, Mecliste istediği yasayı çıkarma gücü, yargının kontrolü, KHK yetkisi, bürokratik güç, devlet bütçesi, uzun yıllar iktidarda kalma, medya desteği, , ne istiyorlarsa 17 yıldır hepsini elde ettiler. Hatta Devlet Bahçeli de gelsin bizi desteklesin dediler. Devlet Bahçeli bile “Reis ne derse o olur” dedi. Büyük Birlik geldi teslim oldu. Soylu ve Kurtulmuş geldi, teslim oldu. Peki, bütün bunları elde ettiler de ne oldu? Her yaptıklarında bir hikmet aranarak alkışlandı.

Elbette güzel gelişmelerden örnek verebileceğimiz mesela başörtüsü sorunu çözüldü. Okul müdürleri “bizden/yandaş” kişiler oldu. Banka müdürleri cumaya gidenlerden seçildi. Yol, köprü, tüneller, stadyumlar, müzeler, hastaneler, adalet sarayları yapıldı.

Konuşmaya gelince güzel hamaset nutukları, OneMinuteler, Eyy! diye başlayan çıkışlar, okunan Kur’an-ı Kerimler hoşumuza gitti.

Bütün elde edilen yetkilere rağmen milli ve manevi değerlerimizi tahrip edecek ne varsa hayatımıza girdi. Aile kurum perişan oldu. Evlilikler bitmeye, boşanma oranları önüne geçilmez bir hale geldi. Dindarlar faize alıştırıldı. Faiz dünya gerçeği oldu. Borç kat kat arttı. Kredi kartı kullanımı arttı. Milyonlarca insan hacizle karşı karşıya kaldı. Yandaşlar ihaleleri paylaşarak zenginleşti. Mücahitler müteahhit oldu.

Eğitimde kadrolaşma ile her şeyi çözeceklerini zannettiler ama iş çığırından çıktı ve eğitim yap-boza döndü.  Ahlaksızlıklar kitaplarda yer almaya devam etti. Okullar filim sahnelerine döndü.

Avrupa Birliği uğruna ne taviz varsa verildi. İslam birliği gündeme dahi alınmadı. Birlik yapacak İslam ülkesi kalmadı, hepsiyle bozuşuldu.

Dış politika da sorun yaşamadığımız ülke kalmadı.

ABD ile iş tuttular. İslam ülkeleri Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) çerçevesinde parçalandı. Projeye destek olarak eş başkanı oldular. İncirlikle ve daha birçok üsten, limandan destek verdiler.

İsrail ile her türlü anlaşmalar yapıldı, Kudüs bölündü, ŞimonPerez TBMM’de alkışlandı. Papa Saray’a davet edip karşısında el pençe divan duruldu. “Her konuda aynı düşünüyoruz” denildi.

Mavi Marmara davası 20 milyon dolara anlaşıldı.

Ülkede ne kadar fabrika varsa satıldı. Varlık fonu kurulup IMF borcumuz yok yalanı herkese yutturuldu.

Domatesten zeytine bilumum ürünlerde enflasyon yüzde 60’a dayandı. Ama memura zırnık koklatılmadı. Elektrik, doğalgaz faturaları kabardı.

Üretimden çok tüketim politikaları esas alındı. Ülke açık pazar haline getirildi. Kapitülasyonlardan beter oldu. İğneden ipliğe her şey ithal edilir duruma geldi.

Cari açık rekor seviyede arttı. Bununla ilgili açıklama yapan istatistik kurumu başkanı görevden alındı.

Yem, yakıt gibi girdiler ithal edildiği için fiyatlar fahiş oranda arttı. Çiftçi ürününü ekemez duruma geldi.

Ülkede ne adalet kaldı ne kalkınma. Adalet endeksinde dibe vuruldu.

Korku imparatorluğu hâkim oldu, kimse eleştiremez oldu. Eleştirenler susturuldu.

İşsizlik her geçen gün arttı.

Yolsuzluklar, adam kayırmacılığı, ihaleye fesat karıştırma gündemden düşmedi.

Haklı haksız bir birine karıştı.

Cinnetler, cinayetler, fuhuşlar, madde bağımlılıkları rekor kırdı.

Milli piyango başta olmak üzere iddia, kumar teşvik edildi, çeşitlendirildi. Kısa yoldan zengin olma hayalleri insanları tembelleştirdi.

İsraf olabildiğine arttı. Makam araçları şatafatlar aldı başını gitti. Milyonlarca ton gıda çöplere atılır oldu.

  Ülkede eş cinselliğin önü açıldı. Konu uzmanlar tarafından tartışılacağına siyasi malzeme haline getirildi.

TV dizileri tahrip eden yayınlar ile genç nesli bozdu. Sabah kuşakları, bilmem ne adası yarışmaları reyting rekorları kırdı. Gizli ve yasak cinsellik aşk diye pazarlandı.

Tek doğru bizim doğrumuz deyip medya susturuldu ve tekelleşti. Dava bilinciyle değil “şahıs” bilinciyle hareket edildi. Kişinin kaderi, ülkenin kaderiyle aynileştirildi.

Dün söylediklerinin bugün tam tersini söylediler. (Ergenekon Suriye Barış Süreci, FETÖ)  Bütün bunlara rağmen kendilerini desteklemeyenleri hain ilan ettiler. İnsanları kutuplaştırdılar, böldüler, parçaladılar,  kardeşliği zedelediler. Şimdi de seçim kaybetme ihtimalini beka sorununa çevirdiler.

 

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

YazarDoç. Dr. Necmettin Çalışkan- Mesaj GönderYazdır

01 Şubat 2019

 

 

***

 

Yaşlılar yaşlandı, gençler bu kaostan nasıl kurtulacak?

01 Şub 2019, Cuma

   

  • 0}" style="box-sizing: border-box; vertical-align: top; display: flex; flex-flow: column wrap; -webkit-box-orient: vertical; -webkit-box-direction: normal; -webkit-box-align: center; align-items: center; cursor: pointer; position: relative; max-width: 3.2rem; margin-right: 1.2rem;">11
  • 0}" style="box-sizing: border-box; vertical-align: top; display: flex; flex-flow: column wrap; -webkit-box-orient: vertical; -webkit-box-direction: normal; -webkit-box-align: center; align-items: center; cursor: pointer; position: relative; max-width: 3.2rem; margin-right: 1.2rem;">
  • 0}" style="box-sizing: border-box; vertical-align: top; display: flex; flex-flow: column wrap; -webkit-box-orient: vertical; -webkit-box-direction: normal; -webkit-box-align: center; align-items: center; cursor: pointer; position: relative; max-width: 3.2rem; margin-right: 1.2rem;">
  • 0}" style="box-sizing: border-box; vertical-align: top; display: flex; flex-flow: column wrap; -webkit-box-orient: vertical; -webkit-box-direction: normal; -webkit-box-align: center; align-items: center; cursor: pointer; position: relative; max-width: 3.2rem; margin-right: 1.2rem;">4
  • 0}" style="box-sizing: border-box; vertical-align: top; display: flex; flex-flow: column wrap; -webkit-box-orient: vertical; -webkit-box-direction: normal; -webkit-box-align: center; align-items: center; cursor: pointer; position: relative; max-width: 3.2rem; margin-right: 1.2rem;">
  • 0}" style="box-sizing: border-box; vertical-align: top; display: flex; flex-flow: column wrap; -webkit-box-orient: vertical; -webkit-box-direction: normal; -webkit-box-align: center; align-items: center; cursor: pointer; position: relative; max-width: 3.2rem;">1

Tarihimizin en karmaşık din anlayışının yaşandığı bir kesitinde bulunuyoruz. Çünkü düşüncelerimizin doğru olup olmadığını test edebileceğimiz ne sağlam bir İslam toplumu, ne her yerde görebileceğimiz yeter sayıda örnek âlimler ve örnek yaşayışlar, ne de sağlam bir geleneğimiz var. Bu sonucu öncelikle Müslümanlar hatalarıyla kendileri hazırladılar. Sonra da geriye kalan bütün bağlar devrimlerle birlikte koparılıp atıldı. Her şey gittikten sonra biz de her şeyi yeniden aramaya başladık. Koca bir İslam medeniyetinin enkazında bize ait olan ve olmayan parçaları bulup ayıklamaya çalışıyoruz. Herkes bu enkazdan eline geçirdiği parçayı İslam budur diyerek diğerlerini reddediyor. Sadece reddetmiyor, onlara düşman kesiliyor, enerjisini onları imha etmek için tüketiyor.

Çok net gördüğüm bir hususu sürekli tekrarlarım; Müslümanlar tarihte hep parçalanıp birbirlerine düştükleri için mağlup olmuşlardır. Şimdi kurtulmaya çalıştığımız bu dönemde bile daha enkazın altından çıkmadan kavga etmeye başladık. Bu durum elbette hayra alamet değil.

Tesellimiz şudur; büyük açılımları sağlayacak büyük mütefekkirler hep böyle bunalımlı ortamların ardından çıkmıştır. Yunan felsefesinin ve bizim Mutezilemizin Müslümanların konforunu sarsıp kafalarını karıştırmasından sonra ortaya çıkan, Eşarî, Matüridi ve arkasından Maverdi, İbn Hazm, Cüveyni ve Gazali gibi cins kafalar. Haçlı Seferlerinin İslam dünyasına mağlubiyeti tattırmasından sonra ortaya çıkan Razi, Salahattin Eyyubi gibi ulaşılması zor zirveler, Moğol istilasından sonra ortaya çıkan İbn Teymiye, İbn Kayyim, İbn Haldun, Şatıbî gibi mütefekkir âlimler hep böyle sarsıntılı zamanların ürünüdürler. Bugünkü bu karmaşanın da ürünlerini vereceği muhakkaktır. Tarihten ders almamız ve aklımızı başımıza toplamamız bunu hızlandırabilir.

Görebildiğim kadarıyla bugün Müslüman ‘aydının’ ötekini eleştirebilecek yeterli donanımı henüz yok. Bu sebeple öteki haline getirip vurabileceği kesim yine Müslümanlar kalıyor. Bu konuda o kadar çok malzeme var ki, başka bir öteki aramaya gerek bile kalmıyor. Her gün yeni fikirler, yeni İslam anlayışları, ideoloji anlamında yeni mezhepler ortaya çıkıyor. Bunların benzerleri tarihte

fırak-ı dâllenin en aşırısı sayılıp, artık tekrar dirilmez diye çöpe atılmış, ama bunlar onlardan daha da aşırı.

Şimdi böyle bir vasatta, medyanın da körüklemesiyle bu fitne büyüyor ve yaygınlaşıyor. En uç ya da en zararlı diyebileceğiniz düşünceler ve bu düşünceleri üretenler iki şekilde reklam ediliyor. Birincisi, Müslümanlar arasındaki bu cebelleşmenin onları kendi içlerinde bitireceğini keşfeden ‘ötekilerin’ körüklemesi, Müslümanları horoz dövüştürür gibi birbirilerine karşı kışkırtması. İkincisi de, öyle ya da böyle ortaya çıkan bozuk görüşlere karşı dindarlar tarafından gösterilen cılız, yetersiz, düşünceden ve ilmîlikten uzak, daha çok hakarete, suçlamaya ve karalamaya dayalı tepkiler. Böyle tepkiler yanlış yolda olduğu düşünülen kişi ya da görüşün yanlışlığını ortaya koymaktan çok, onu reklam edip büyütüyor ve daha büyük kitleler tarafından kabulünü sağlıyor. Çünkü insanlar bu kavgaları kendilerindeki bir bilgiye dayalı olarak, akıl terazisi ile değil, maç izler gibi izliyor ve bazen nedenini bile fark edemediği psikolojik dürtülerle bir tarafı tutup diğerini atıyor. ‘Öldürmeyen her darbe güçlendirir’ sözü unutulmamalı.

Bu arbededen daha çok yara almamanın, daha çok zarar etmemenin yollarını akıllıca düşünmeliyiz ve kendimizden başlayarak bu kan kaybına engel olmalıyız. Dindar gençliği ümitsizliğe, boş vermişliğe, nihilizme ve arkasından deizme götüren sebeplerden biri ve belki de en önemlisi bu. Gençlerin hiç biri bu horoz dövüşüne kendi bilgi ve aklıyla hakemlik yapabilecek, sonuçta da sağlam bir karar verebilecek durumda değil. Böyle bir kargaşada tek yapabileceği şey oyuncuların kıvraklığına, defansına, performansına bakarak bir tarafı körü körüne tutmak, ya da boş verip hepsini bırakıp bir kenara çekilmek.

O halde oturup meselenin neresinde olduğumuzu, konumumuz itibariyle bize düşenin ne olduğunu tespit etmemiz ve boş verip yok olmaktansa bir şeyler yapmamız gerekiyor. Yapabileceğimiz işlerin başında sanırım ideolojik olmayan sağlam bilgi elde etmek gelir. İdeolojik bilgiden kastım şudur. Belli fırkaların kendi anlayışlarına göre seçip asabiyetle savundukları ve başka doğrunun bulunmadığını sandıkları bilgilerdir.

Sözünü ettiğimiz sağlam bilgiye iki yolla ulaşabiliriz. Birincisi ve öncelikli olanı İslam’ı bir bütün olarak anlayıp yaşayan ahlakı güzel örnek âlimlerin rahle-i tedrisi. İkincisi yine böyle insanların seçip tavsiye edecekleri kitapları bolca okumak. Bu konuda kendimize şöyle bir kota koyabiliriz. Seçme iki üç yüz kitap okumadan karar vermeyeceğim ve başkalarıyla tartışmayacağım diyebiliriz. Hadi Bismillah diyelim.

YENİ ŞAFAK

Faruk Beşer

1952’de Trabzon'da doğdu. İmam Hatip okulundan sonra Erzurum İslamî İlimler Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı fakültede İslam Hukuku dalında "İslam’da Sosyal  Güvenlik" adlı teziyle doktor unvanı aldı. Bu arada Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olarak 8 yıl muhtelif görevlerde bulundu. Malezya Milletlerarası İslam Üniversitesine öğretim üyesi olarak gitti ve orada 1993-1994 ders

devamı

 

 

 

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
01.02.2019
09:48


Yaşlılar yaşlandı, gençler bu kaostan nasıl kurtulacak?

FARUK BEŞER, 01 Şubat 2019, Cuma, YENİ ŞAFAK

Tarihimizin en karmaşık din anlayışının yaşandığı bir kesitinde bulunuyoruz. Çünkü düşüncelerimizin doğru olup olmadığını test edebileceğimiz ne sağlam bir İslam toplumu, ne her yerde görebileceğimiz yeter sayıda örnek âlimler ve örnek yaşayışlar, ne de sağlam bir geleneğimiz var. Bu sonucu öncelikle Müslümanlar hatalarıyla kendileri hazırladılar. Sonra da geriye kalan bütün bağlar devrimlerle birlikte koparılıp atıldı. Her şey gittikten sonra biz de her şeyi yeniden aramaya başladık. Koca bir İslam medeniyetinin enkazında bize ait olan ve olmayan parçaları bulup ayıklamaya çalışıyoruz. Herkes bu enkazdan eline geçirdiği parçayı İslam budur diyerek diğerlerini reddediyor. Sadece reddetmiyor, onlara düşman kesiliyor, enerjisini onları imha etmek için tüketiyor.

Çok net gördüğüm bir hususu sürekli tekrarlarım; Müslümanlar tarihte hep parçalanıp birbirlerine düştükleri için mağlup olmuşlardır. Şimdi kurtulmaya çalıştığımız bu dönemde bile daha enkazın altından çıkmadan kavga etmeye başladık. Bu durum elbette hayra alamet değil.

Tesellimiz şudur; büyük açılımları sağlayacak büyük mütefekkirler hep böyle bunalımlı ortamların ardından çıkmıştır. Yunan felsefesinin ve bizim Mutezilemizin Müslümanların konforunu sarsıp kafalarını karıştırmasından sonra ortaya çıkan, Eşarî, Matüridi ve arkasından Maverdi, İbn Hazm, Cüveyni ve Gazali gibi cins kafalar. Haçlı Seferlerinin İslam dünyasına mağlubiyeti tattırmasından sonra ortaya çıkan Razi, Salahattin Eyyubi gibi ulaşılması zor zirveler, Moğol istilasından sonra ortaya çıkan İbn Teymiye, İbn Kayyim, İbn Haldun, Şatıbî gibi mütefekkir âlimler hep böyle sarsıntılı zamanların ürünüdürler. Bugünkü bu karmaşanın da ürünlerini vereceği muhakkaktır. Tarihten ders almamız ve aklımızı başımıza toplamamız bunu hızlandırabilir.

Görebildiğim kadarıyla bugün Müslüman ‘aydının’ ötekini eleştirebilecek yeterli donanımı henüz yok. Bu sebeple öteki haline getirip vurabileceği kesim yine Müslümanlar kalıyor. Bu konuda o kadar çok malzeme var ki, başka bir öteki aramaya gerek bile kalmıyor. Her gün yeni fikirler, yeni İslam anlayışları, ideoloji anlamında yeni mezhepler ortaya çıkıyor. Bunların benzerleri tarihte

fırak-ı dâllenin en aşırısı sayılıp, artık tekrar dirilmez diye çöpe atılmış, ama bunlar onlardan daha da aşırı.

Şimdi böyle bir vasatta, medyanın da körüklemesiyle bu fitne büyüyor ve yaygınlaşıyor. En uç ya da en zararlı diyebileceğiniz düşünceler ve bu düşünceleri üretenler iki şekilde reklam ediliyor. Birincisi, Müslümanlar arasındaki bu cebelleşmenin onları kendi içlerinde bitireceğini keşfeden ‘ötekilerin’ körüklemesi, Müslümanları horoz dövüştürür gibi birbirilerine karşı kışkırtması. İkincisi de, öyle ya da böyle ortaya çıkan bozuk görüşlere karşı dindarlar tarafından gösterilen cılız, yetersiz, düşünceden ve ilmîlikten uzak, daha çok hakarete, suçlamaya ve karalamaya dayalı tepkiler. Böyle tepkiler yanlış yolda olduğu düşünülen kişi ya da görüşün yanlışlığını ortaya koymaktan çok, onu reklam edip büyütüyor ve daha büyük kitleler tarafından kabulünü sağlıyor. Çünkü insanlar bu kavgaları kendilerindeki bir bilgiye dayalı olarak, akıl terazisi ile değil, maç izler gibi izliyor ve bazen nedenini bile fark edemediği psikolojik dürtülerle bir tarafı tutup diğerini atıyor. ‘Öldürmeyen her darbe güçlendirir’ sözü unutulmamalı.

Bu arbededen daha çok yara almamanın, daha çok zarar etmemenin yollarını akıllıca düşünmeliyiz ve kendimizden başlayarak bu kan kaybına engel olmalıyız. Dindar gençliği ümitsizliğe, boş vermişliğe, nihilizme ve arkasından deizme götüren sebeplerden biri ve belki de en önemlisi bu. Gençlerin hiç biri bu horoz dövüşüne kendi bilgi ve aklıyla hakemlik yapabilecek, sonuçta da sağlam bir karar verebilecek durumda değil. Böyle bir kargaşada tek yapabileceği şey oyuncuların kıvraklığına, defansına, performansına bakarak bir tarafı körü körüne tutmak, ya da boş verip hepsini bırakıp bir kenara çekilmek.

O halde oturup meselenin neresinde olduğumuzu, konumumuz itibariyle bize düşenin ne olduğunu tespit etmemiz ve boş verip yok olmaktansa bir şeyler yapmamız gerekiyor. Yapabileceğimiz işlerin başında sanırım ideolojik olmayan sağlam bilgi elde etmek gelir. İdeolojik bilgiden kastım şudur. Belli fırkaların kendi anlayışlarına göre seçip asabiyetle savundukları ve başka doğrunun bulunmadığını sandıkları bilgilerdir.

Sözünü ettiğimiz sağlam bilgiye iki yolla ulaşabiliriz. Birincisi ve öncelikli olanı İslam’ı bir bütün olarak anlayıp yaşayan ahlakı güzel örnek âlimlerin rahle-i tedrisi. İkincisi yine böyle insanların seçip tavsiye edecekleri kitapları bolca okumak. Bu konuda kendimize şöyle bir kota koyabiliriz. Seçme iki üç yüz kitap okumadan karar vermeyeceğim ve başkalarıyla tartışmayacağım diyebiliriz. Hadi Bismillah diyelim.

 

Reşat Nuri Erol
02.02.2019
18:51


https://youtu.be/822_iPV-m18

Reşat Nuri Erol
03.02.2019
09:53

1967...1968...1969...AKEVLER 53 YILDIR ÇALIŞIYOR...2017...2018...2019

BİZLER ÇALIŞIYOR VE YENİ İSLÂM MEDENİYETİ’Nİ KURUYORUZ...

SİZLERİ DE ÇALIŞMALARIMIZA DÂVET EDİYORUZ; BUYURUN, BİRLİKTE ÇALIŞALIM...

ADİL DÜZEN 999

“ADİL DÜZEN” III. BİNYIL MEDENİYETİ PROJESİDİR

“VE BİZE DÜŞEN SADECE MÜBÎN/AÇIK TEBLİĞDİR.” (KUR’AN; Yâsin Sûresi, 36/17)

Haftalık Seminer Dergisi; 999. Hafta - 02 ŞUBAT 2019 - Fiyatı: www.akevler.orga tıklamak!

BU DERGİYİ HER HAFTA OKUTABİLİR.. ÇOĞALTABİLİR.. DAĞITABİLİRSİNİZ...

“ADİL DÜZEN” UYGULAMALARI YAPMAK İÇİN BİZLERE DANIŞABİLİRSİNİZ...

 

*KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ; 999. SEMİNER

“HİÇ BİLENLER İLE BİLMEYENLER BİR OLUR MU?”      (KUR’AN; Zümer Sûresi, 39/9)

İ L İ M  TALEP ETMEK HER MÜSLÜMANIN ÜZERİNE FARZDIR.”      (Hadis)

Adres: AKEVLER İSTANBUL KOOPERATİFLERİ MERKEZİ,  Zafer Mah. Coşarsu Sk. No: 29 YENİBOSNA / İSTANBUL    Tel: (0212) 452 76 51

Tefsir Seminer Notları Yenibosna’da Cumartesi akşamları okunup tartışılmaktadır.

GAYEMİZ: Bu “SEMİNER NOTLARI”nın İstanbul, Türkiye ve bütün dünyada “OKUNMASIANLAŞILMASI VE UYGULANMASI”DIR. - ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARI

 

***

 

*“ADİL DÜZEN” DERSLERİ/YORUMLARI

SURIYE ANAYASASI NASIL HAZIRLANIR?

İLGİLENMESİ GEREKENLERİN İLGİLENMESİ DİLEKLERİMİZLE

***

ANAYASANIN UYGULANMASI

SURIYE ANAYASASI NASIL UYGULANIR?

Süleyman KARAGÜLLE

 

***

 

*SEBÎLU’R-REŞÂD” / MAKALELER

Yılmaz Bayat aday… Ekrem Şama yazıyor…

Yılmaz Bayat aday; Millî Görüş belediyeciliği…

Reşat Nuri EROL

 

***

 

HAC SÛRESİ - 1. Hafta

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

يَاأَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمْ إِنَّ زَلْزَلَةَ السَّاعَةِ شَيْءٌ عَظِيمٌ (1) يَوْمَ تَرَوْنَهَا تَذْهَلُ كُلُّ مُرْضِعَةٍ عَمَّا أَرْضَعَتْ وَتَضَعُ كُلُّ ذَاتِ حَمْلٍ حَمْلَهَا وَتَرَى النَّاسَ سُكَارَى وَمَا هُمْ بِسُكَارَى وَلَكِنَّ عَذَابَ اللَّهِ شَدِيدٌ (2) وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يُجَادِلُ فِي اللَّهِ بِغَيْرِ عِلْمٍ وَيَتَّبِعُ كُلَّ شَيْطَانٍ مَرِيدٍ (3) كُتِبَ عَلَيْهِ أَنَّهُ مَنْ تَوَلَّاهُ فَأَنَّهُ يُضِلُّهُ وَيَهْدِيهِ إِلَى عَذَابِ السَّعِيرِ (4)

 

***

 

يَاأَيُّهَا النَّاسُ

YAv EayYuHa elNAvSu (YAv EayYuHav eL FuGAvLu)

“Ey nâs”

Kur’an’ın sureleri:

1+(2*4+3*4)+(1+1+1+1)+3+4*(3+4)+10+32+16=1+(20+4+3+28+10)+32+16=1+64+32+16=1+16*7+1=1+112+1 =19*6=114

Kur’an 6 adet 19'lu bölümden oluşur. 19 yirmiden 1 eksik olan sayıdır. En büyük aşiret sayısıdır. Normal bir aşiret/ocak en çok 19 aileden oluşur. Bunlardan biri Kur’an’ın fihristidir. Bir de Besmelesiz sure vardır (Tevbe). Fatiha dışındaki Kur’an Besmeleli 112 sureden oluşur. İlk grupta 4 adet ikili grup var. Sonra 4 tane üçlü grup vardır. Sonra 10'lu grup gelir. İki medeni, iki mekki olmak üzere 4 sure vardır. Bir de üçlü sure vardır. 65 sure vardır, besmelesiz 64 sure mevcuttur. Sonrasında 32 ve 16’lık grupla birlikte 7 tane 16’lık grup olur.

Bu sure 4 ara surenin birincisidir. İlk 8 (7 Besmeleli) sure İslamiyet’i anlatmaktadır. Musa’nın şeriatını, İsa’nın tarikatını içermektedir. Sonraki 12 sure İslamiyet’in tarihi evrimini anlatarak içtihat dönemine geçilmesini bildirmektedir.

Başında “Ey nâs” gelen 2 sure vardır, Nisa ve Hac sureleri. Her iki sure de Kur’an düzenini anlatmaktadır. Kur’an’a kadar kitaplar ve peygamberler kendi kavimlerini uyardıkları halde Kur’an tüm insanlara hitap etmektedir. Mescidi Haram tüm dinlerin merkezidir.

Bundan önceki sureler tarihi gelişmeyi anlatmıştı, şimdi de tüm insanlara hitap etmektedir, böylece düzenin ne derece uygun bir yerde yerleştiği görülür.


...






Çok Okunan Makaleler
Reşat Nuri Erol
M.Tekelioğlu; 15 Temmuz’a doğru: travmadan kurtulmak…
7.07.2017 131096 Okunma
Reşat Nuri Erol
Süleyman Karagülle - Altın Ekonomisine Geçiş
2.11.2013 33243 Okunma
2 Yorum 30.01.2016 22:15
Reşat Nuri Erol
T. C. 1921 ANAYASASI’nın Temel Maddeleri
22.02.2016 18442 Okunma
1 Yorum 22.02.2016 07:19
Reşat Nuri Erol
Şeyma Yavuz ve MAKALESİ… İbn Haldun ve “MUKADDİME”Sİ…
1.07.2015 16417 Okunma
2 Yorum 03.07.2015 00:23
Reşat Nuri Erol
FAİZ imparatorluğu ve ROTHSCHİLD ailesi
29.03.2016 16230 Okunma
1 Yorum 29.03.2016 01:12
Reşat Nuri Erol
Ekrem Dumanlı, Mümtaz’er Türköne, Ali Bulaç ve İSLÂM/cı
2.07.2015 15492 Okunma
7 Yorum 23.07.2015 19:54
Reşat Nuri Erol
AKP’yi kim kuşa çevirdi, Erdoğan mı Davutoğlu mu?
26.06.2015 14728 Okunma
6 Yorum 08.07.2015 13:24
Reşat Nuri Erol
Yüz Yıl Önce - Yüz Yıl Sonra; ne değişti?
26.07.2015 14683 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 12:51
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları
29.07.2015 14574 Okunma
4 Yorum 30.07.2015 11:51
Reşat Nuri Erol
Kahramanlarım: Erbakan, Aliya, Muhammed Ali
7.06.2016 14474 Okunma
2 Yorum 07.06.2016 02:58
Reşat Nuri Erol
Çok önemli hatalar, çok önemli uyarılar ve…
7.10.2018 14401 Okunma
11 Yorum 09.10.2018 00:22
Reşat Nuri Erol
“Asâ Rabbukum En Yerhamekum…”
16.01.2017 14181 Okunma
9 Yorum 17.01.2017 12:20
Reşat Nuri Erol
Suriyeliler “sığınmacı/mülteci” mi, “muhacir” mi?
5.09.2015 14099 Okunma
3 Yorum 05.09.2015 17:56
Reşat Nuri Erol
Tarımda faiz, icra ve iflas
26.04.2010 14082 Okunma
Reşat Nuri Erol
İslam Tarihinde Anayasa; Medine Anayasası ve ...
14.10.2011 13990 Okunma
Reşat Nuri Erol
Hayrettin Karaman; Âdil Düzen Nasıl Olmalıdır?
4.08.2015 13719 Okunma
3 Yorum 04.08.2015 21:11
Reşat Nuri Erol
Sömürü sermayesi ve kuyrukları tövbe ederse…
16.08.2015 13703 Okunma
4 Yorum 19.08.2015 00:56
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın Türkiye ve dünyadaki inkılâpları
23.02.2015 13586 Okunma
2 Yorum 25.02.2015 11:21
Reşat Nuri Erol
İkrazatçılık!
9.04.2010 13406 Okunma
Reşat Nuri Erol
Harun Ö. “İslâmcılk” yazıları-10; SAİD-İ NURSÎ
13.08.2015 13392 Okunma
3 Yorum 15.08.2015 17:32
Reşat Nuri Erol
Suruç bombası, sermaye-siyaset çatışması ve IŞİD
24.07.2015 13378 Okunma
2 Yorum 24.07.2015 07:35
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’İn İSLÂM-CILIK yazıları-2; ERBAKAN FAKTÖRÜ
29.07.2015 13367 Okunma
5 Yorum 30.07.2015 11:44
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre Adil Ekonomik Düzen’de VERGİ
14.03.2016 12859 Okunma
3 Yorum 14.03.2016 14:05
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen dışında çözüm reçetesi olan var mı?
8.09.2015 12751 Okunma
2 Yorum 08.09.2015 07:11
Reşat Nuri Erol
R. Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Abdullah Gül
25.06.2015 12624 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 13:16
Reşat Nuri Erol
Ve zekkir fe inne’z-zikrâ tenfeu’l-mü’minîne
10.08.2015 12550 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 22:44
Reşat Nuri Erol
Çözüm “Âdil Kur’an Düzeni”dir
22.02.2015 12423 Okunma
5 Yorum 23.02.2015 21:48
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları-9
10.08.2015 12345 Okunma
3 Yorum 11.08.2015 13:47
Reşat Nuri Erol
Sn. Cumhurbaşkanımıza ve ilgililere açık mektup!
1.08.2015 12193 Okunma
3 Yorum 02.08.2015 08:07
Reşat Nuri Erol
Anlatıp ve nasihat ediyoruz; dinleyip yapsalar…
3.08.2015 12175 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 14:50
Reşat Nuri Erol
Ya-pa-ma-dı-lar… YA-PA-MA-YA-CAK-LAR…
1.06.2015 12161 Okunma
5 Yorum 02.06.2015 10:49
Reşat Nuri Erol
‘E LEYSE MİNKÜM RACULÜN REŞÎD’ (âyet)
14.09.2015 12128 Okunma
2 Yorum 14.09.2015 20:56
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın “ADİL DÜZEN” Söyleminin Teorisi-1
3.03.2016 12123 Okunma
3 Yorum 06.03.2016 14:53
Reşat Nuri Erol
‘Sistem kurmak’ ve ‘hazin (vahim) durum’
9.01.2017 12037 Okunma
8 Yorum 23.01.2017 00:31
Reşat Nuri Erol
İkrazat yasal tefecilik!
9.04.2010 12009 Okunma
Reşat Nuri Erol
“Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhâmı”…
27.12.2018 11997 Okunma
9 Yorum 28.12.2018 08:15
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!
10.07.2015 11838 Okunma
2 Yorum 10.07.2015 06:06
Reşat Nuri Erol
7 Haziran’da oyumuzu bu şuur ile kullanalım
30.05.2015 11577 Okunma
3 Yorum 30.05.2015 16:30
Reşat Nuri Erol
“İSLÂM DÜZENİ” tüm insanlar içindir
5.05.2013 11571 Okunma
Reşat Nuri Erol
24. Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi
1.12.2015 11542 Okunma
1 Yorum 01.12.2015 06:41
Reşat Nuri Erol
Çağımızın Nuh’un Gemisi “ADİL KUR’AN DÜZENİ”dir
29.05.2015 11452 Okunma
4 Yorum 29.05.2015 18:44
Reşat Nuri Erol
Sermayeye ve siyasilere önerimiz var
8.08.2015 11288 Okunma
3 Yorum 10.08.2015 20:14
Reşat Nuri Erol
Seçime kadar “AYG” uyarılarına devam…
20.09.2015 11199 Okunma
4 Yorum 20.09.2015 06:16
Reşat Nuri Erol
İdam, kısas, diyet, anayasa, şeriat, hukuk…
23.11.2012 11151 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sosyal tufan ve sömürünün çözümü Adil Düzen’dir
10.11.2015 11130 Okunma
2 Yorum 16.11.2015 07:22
Reşat Nuri Erol
‘Türkiye’de Değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor?’
3.02.2016 11121 Okunma
1 Yorum 03.02.2016 22:48
Reşat Nuri Erol
Cennet karşılığı mal ve can ile cihad etmek
14.04.2013 11095 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yine “biz” kazanacağız…
15.08.2015 11084 Okunma
2 Yorum 15.08.2015 15:00
Reşat Nuri Erol
Kur’an Ayında “KUR’AN DÜZENİ” hatırlatmaları-2
5.07.2015 11042 Okunma
2 Yorum 05.07.2015 11:49
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi sonucundan alınacak dersler
9.06.2015 11037 Okunma
3 Yorum 15.06.2015 03:15
Reşat Nuri Erol
‘Sosyal Tufan’a karşı ‘Adil Düzen Gemisi’ inşa ed
27.12.2014 11009 Okunma
4 Yorum 25.05.2015 09:49
Reşat Nuri Erol
İman, ilim, amel, fıkıh, fikir, zikir ve ekonomi
30.04.2014 11004 Okunma
Reşat Nuri Erol
Başkanlık sistemi değil, “Adil Düzen” gelmelidir
20.06.2015 10994 Okunma
3 Yorum 20.06.2015 20:30
Reşat Nuri Erol
VakıfBank “FAİZSİZ BANKA” olmalıdır
25.03.2015 10977 Okunma
2 Yorum 05.04.2015 18:14
Reşat Nuri Erol
Aliya İzzetbegoviç: ‘Kur’an edebiyat değil, hayattır’-4
10.12.2015 10972 Okunma
2 Yorum 10.12.2015 22:22
Reşat Nuri Erol
ADİL DÜZEN ‘gönüllü’ mü , ‘zorla’ mı gelsin?
16.01.2016 10969 Okunma
2 Yorum 16.01.2016 22:08
Reşat Nuri Erol
AK Parti ya “gömlek giyecek” ya da silinecek
28.06.2015 10965 Okunma
3 Yorum 02.07.2015 12:56
Reşat Nuri Erol
Mustafa Deniz; Bu düzen adil değil
4.08.2015 10964 Okunma
4 Yorum 04.08.2015 21:06
Reşat Nuri Erol
Esbaba tevessül eder, sonra tevekkül ederiz...
7.09.2014 10852 Okunma
Reşat Nuri Erol
Değişim devam ediyor VE LÂ GÂLİBE İLLALLAH
2.04.2016 10849 Okunma
1 Yorum 02.04.2016 12:53
Reşat Nuri Erol
Soru-yoruma cevap ve bir aileden gelen yorum
12.08.2015 10834 Okunma
4 Yorum 14.08.2015 07:17
Reşat Nuri Erol
15 Temmuz: Teşhis ve Tedavi; KUR’AN VE İLİM ile
28.08.2016 10791 Okunma
2 Yorum 29.08.2016 20:48
Reşat Nuri Erol
İslâm hukuku, Batı hukuku ve olumsuz etkisi
9.02.2016 10665 Okunma
1 Yorum 09.02.2016 08:10
Reşat Nuri Erol
Faiz meselesi, bankalar ve çözüm önerileri-3
16.02.2015 10623 Okunma
2 Yorum 16.02.2015 08:34
Reşat Nuri Erol
HIZIRLA KIRK SAAT
30.12.2015 10521 Okunma
1 Yorum 31.12.2015 13:01
Reşat Nuri Erol
ÜSKÜDAR SOHBETLERİ-2 İSLAM MEDENİYETİ VAKFI
7.04.2016 10484 Okunma
1 Yorum 07.04.2016 23:36
Reşat Nuri Erol
MEHMET HİKMETUMUT ve KUR’AN VE İLİM 819. Hafta Seminer
4.07.2015 10461 Okunma
4 Yorum 05.07.2015 14:31
Reşat Nuri Erol
IMF’nin alternatifi nedir?
13.03.2010 10456 Okunma
Reşat Nuri Erol
“SOSYAL TUFAN” dediğimiz, İŞTE BUDUR!
23.05.2016 10416 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:09
Reşat Nuri Erol
Prof.S.Tekir: GÜÇLÜ PARA veya PARANIN GÜCÜ
1.09.2016 10407 Okunma
1 Yorum 01.09.2016 09:51
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı anlamak, yapılması gerekenleri yapmaktı
6.03.2015 10334 Okunma
1 Yorum 06.03.2015 07:26
Reşat Nuri Erol
ÇARE VE ÇÖZÜM KUR’AN’DA
31.05.2015 10310 Okunma
2 Yorum 15.07.2015 07:10
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre “Selem Senedi Karşılığı Kredi”
13.03.2016 10305 Okunma
1 Yorum 13.03.2016 08:53
Reşat Nuri Erol
Çözüm Süreci ve HDP’nin önemli hatası
10.08.2015 10253 Okunma
2 Yorum 11.08.2015 15:48
Reşat Nuri Erol
“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!”
4.09.2015 10208 Okunma
1 Yorum 04.09.2015 06:00
Reşat Nuri Erol
Seçime giderken oynanan oyunlara dikkat!
12.09.2015 10145 Okunma
3 Yorum 13.09.2015 06:45
Reşat Nuri Erol
Toprak, tarım ve ‘tarım stratejisi’
26.04.2010 10021 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kooperatif sistemi ile ‘ortaklık sistemi’ gelmekte
17.11.2018 10016 Okunma
5 Yorum 30.11.2018 11:55
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir'den Doğu Perinçek yazısı!
25.10.2015 9996 Okunma
1 Yorum 25.10.2015 20:22
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’in İSLÂMCILIK yazıları: Atatürk İslâmcılığı
18.10.2015 9925 Okunma
1 Yorum 18.10.2015 10:45
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi, sorunlar ve mucize Kur’an-1
13.06.2015 9836 Okunma
2 Yorum 14.06.2015 07:41
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 828. hafta seminer notlarından…
30.08.2015 9824 Okunma
3 Yorum 30.08.2015 11:50
Reşat Nuri Erol
Sermaye dünyayı ne hâle getirdi; ne yapmalıyız?
30.11.2012 9799 Okunma
Reşat Nuri Erol
Prof.Dr.Sabri TEKİR: TÜRKİYE VARLIK FONU
10.02.2017 9776 Okunma
3 Yorum 12.02.2017 20:52
Reşat Nuri Erol
KUR’AN ayetleri, Kadıhan, Hülagû ve HALEP!
19.12.2016 9775 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 10:27
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM bütün sorunları çözer
19.05.2015 9735 Okunma
1 Yorum 19.05.2015 11:17
Reşat Nuri Erol
Hukuk Düzeni
21.04.2013 9681 Okunma
Reşat Nuri Erol
“Millî Görüş ve Adil Düzen” olmadan bu kadar!
2.10.2015 9630 Okunma
1 Yorum 02.10.2015 07:02
Reşat Nuri Erol
MİLLÎ GAZETE için her gün bir şey yapmak
14.01.2016 9606 Okunma
4 Yorum 24.01.2016 23:20
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi ve Ortaklık Sistemi Bankaları
22.10.2018 9547 Okunma
4 Yorum 30.11.2018 08:26
Reşat Nuri Erol
Yargı sorununun çözümü hakemlik sistemidir
19.02.2014 9507 Okunma
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı Adil Düzen’den vazgeçirme raporu (tekrar)
2.12.2018 9474 Okunma
3 Yorum 02.12.2018 12:05
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!-2
11.07.2015 9408 Okunma
1 Yorum 11.07.2015 03:53
Reşat Nuri Erol
S. Karagülle; BİR İLİM ADAMININ ERBAKAN TAHLİLİ...
4.08.2015 9377 Okunma
2 Yorum 04.08.2015 21:35
Reşat Nuri Erol
Seçim sonucu ne olursa olsun, Asıl Yapılması Gereken
1.11.2015 9266 Okunma
1 Yorum 01.11.2015 06:05
Reşat Nuri Erol
Gece, saat üç; bir, iki, üç (yazı)! Ve (dördüncü yazı)
15.12.2016 9231 Okunma
1 Yorum 15.12.2016 02:49
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 738. Hafta Semineri’nden
17.11.2013 9222 Okunma
Reşat Nuri Erol
H.Özdemir yazıları; Ak Parti İslamcı mı?
1.08.2015 9221 Okunma
3 Yorum 01.08.2015 16:33
Reşat Nuri Erol
Evet… Asrın idrâkine söyletmeliyiz İSLÂM’ı…
17.03.2018 9180 Okunma
1 Yorum 17.03.2018 07:18
Reşat Nuri Erol
Kapitalizm/sermaye III. dünya savaşı derdinde ama
26.10.2015 9168 Okunma
1 Yorum 26.10.2015 22:44


© 2025 - Akevler