“Efsane Millî Görüş Belediye Hizmetleri iki dönem uygulayıcılarından Üsküdar Belediye Başkanı Yılmaz Bayat yeniden Üsküdar’dan Saadet Partisi adayı oldu…”
Önceki yazıya böyle başladık… Bugün okuyacaklarınızdan daha fazla yararlanmak için okumaya o yazımızdan başlamanızda fayda var; öyle yapmanız tavsiye olunur...
Ne diyorduk?
Genel olarak diyeceklerimizi deyip yazacaklarımızı yazdıktan sonra, özel olarak Ekrem Şama ve Yılmaz Bayat bahsine geçtik ve bizce önemli öz hatırlatmalar yaptık…
Devamı neydi?
“Yılmaz Bayat, geçenlerde TV5’te Çağlar Cilara’nın programına konuk oldu ve son derece çarpıcı açıklamalarda bulundu. Neler anlattı Yılmaz Bayat:”
Kaldığımız yerden devam...
* “Belediye başkanlığı bir emanettir. Parti belediyesi olmamalıdır.”
* “Hizmette adalet şarttır. Seçimden sonra hangi sandıklardan bana oy çıktı diye bakarsanız yanlış olur. Bunun için de plan gerekli. Önemli işleri önem sırasına koymaktır. Ben plancı olduğum için Üsküdar’da benim dönemimde bir mahalleye gittik, o mahalle de CHP ağırlıklı. Bize dediler ki, “Başkan bundan sonra bizim oyumuz size…” Ama biz partiden dolayı değil, ihtiyaçtan kaynaklı hizmetler yaptık.”
* “Ehliyet çok önemli. Personelinize işi verirken zihniyetine, siyasi düşüncesine bakmayıp, işi yapabilir mi yapamaz mı buna bakmanız lazım. Benim dönemimde 10 yıl boyunca müdürlerimiz hiç değişmedi.”
* “İstişareye önem vermek lazım. Bunlar Millî Görüş belediyeciliğinin önemli esasları. Personelle, idarecilerle, muhtarlarla, halkla istişare etmek şart. Meclis zaten var. Her şeyi bilmeniz mümkün değil. Eskiden yoktu ama şimdi var.”
* “Maslahat da deniyor. Maksimum faydayı esas almak gerekiyor.”
* “Hak ve hukuku esas almak lazım. İnsanın hakkını kamuya, kamu hakkını da insana kullandırtmamak lazım. İnsanlarda benim hakkım yenmez duygusu olmalı…”
* “Şeffaf bir yönetim şart. Halkın suizannını önlemek lazım. Biz imar planlarını kahvede gittik halka anlattık. Halkla istişare ettik. Şimdi bürokrasiye, adalete güven kalmadı.”
HESAP VEREBİLİR BİR YÖNETİM!
Yılmaz Bayat, iyi bir belediyeciliğin olmazsa olmazlarından birinin de “hesap verebilir olmak” olduğunu dile getirdi;
* “Hesap verebilir bir belediye olması lazım. Biz her hafta bir mahallede halk meclisi yaptık. İdareciler de oluyordu. Dolayısıyla her şey ortada. Bu toplantılar vatandaşın başkana olan güvenini artırıyor. Orada insanlar, halk bedava müşavirlik yapıyor.”
* “Belediyenin tüm gelir giderlerinin halka açık olması lazım.”
* “Her Çarşamba Üsküdar’da halk günü düzenliyorduk. Personel de böylelikle halka kötü davranamıyordu. Halk gelip başkanın odasında oturuyordu. Gelsin çayını içsin. ‘Aman efendim makam odası çamur olur!’ Olsun, temizleriz…”
* “Statükocu değil yenilikçi olmak lazım. Ramazan çadırını ilk biz başlattık. Belediyenin dijital arşivini ilk biz yaptık. Vergileri tek sicil haline getirdik. Belediyeyi yeniden yapılandırdık. Tapu kayıtları ile belediyeyi birleştirdik.”
* “AK Parti halka tepeden baktı gibi söylemleri kullanıyor ama geriye dönüp bir şey yapmıyor. AKP’nin 1994 ruhuna dönme şansı yok.”
* “AK Parti’nin gençlik üzerinde bir eğitimi de olmadı, bu noktada.”
* “Bir AK Partili, bir konuşma sırasında, ‘Kardeşim Allah rızası için çalışacaksan git Saadet Partisi’ne…’ demiş.”
* “AK Parti tabanında epey bir rahatsızlık var… Kendilerinden yüzde 10-15’lik kısım gelirse ne olur? AK Parti’nin tek alternatifi var, o da Saadet Partisi. Şimdi bize gelecek oyların önünü keserek MHP’ye gitmesini istiyorlar.” (Kaldığımız yerden devam edebiliriz; etmeliyiz…)