Reşat Nuri Erol
Krizler bir yana, ‘SOSYAL TUFAN’ geliyor…
16.11.2018
7862 Okunma, 9 Yorum

 

Krizler bir yana, ‘Sosyal Tufan’ geliyor…

Cumhurbaşkanımız “FAİZLERİ İNDİRİN” diyor; ilgililer tam tersini yapıyor!!!

Minik bir son haber ile başlayayım: “Hazine bugün iki borçlanma ihalesi gerçekleştirdi. 13 ay vadeli 11 Aralık 2019 vadeli ilk ihalede 1 milyar 560 milyon liralık teklife karşılık, net satış 82.4 milyon TL oldu. İhalede faiz ise yüzde 19.73 olarak gerçekleşti.”

Bu yılki bizzat devlet ihaleleri, tarihleri ve faiz oranlarına (%) bakalım:

22 Ocak 2018 yüze 12.61 / 12 Şubat 2018 yüzde 12.47 / 13 Mart 2018 yüzde 13.30 / 17 Nisan 2018 yüzde 13.60 / 15 Mayıs 2018 yüzde 16.61 / 18 Haziran 2018 yüzde 17.24 / 9 Temmuz 2018 yüzde 18.08 / 7 Ağustos 2018 yüzde 22.10 / 23 Ekim 2018 yüzde 21.42 / 12 Kasım 2018 yüzde 17.67!!! Piyasadaki faizler ise yüzde 30-40’larda!!!

Bugünkü bir yazıda rastladığım/okuduğum ara başlıklar şöyle:

*Enflasyonda rekor … Ekim ayı itibariyle enflasyon yüzde 25'e tırmandı...

*10 günde dolar fırladı … 1 dolar 7 lirayı gördü...

*Düşüreceğiz diyenlerden rekor faiz … Merkez Bankası faizi yüzde 25'e çıkarırken, reel piyasalarda faizler yüzde 30-40'ları buldu…

*Konkordato ve işsizlikte rekor Resmî olarak yüzde 11-12 gösterilen işsizlik yüzde 20'yi aştı. Altı milyondan fazla işsiz var. İşsizlik nedeniyle intiharlarda artış var...

*İşsizlik Fonu yağmalandı … kamu bankalarına Fon'dan 11 milyar lira aktarıldı...

*Yoksulluk ve işsizlik intiharları Geçinemediği için intihar eden sayısı hızla artıyor...

*Yurttaş borç batağında … Halkın yüzde 69'u borçlu...

*Emekli ikinci iş peşinde … Geçinemeyen emekliler ikinci işte çalışmak zorunda...

*Garantiler için ödenen paralar bütçede kara delik … Dolar garantisiyle yapılan köprü, otoyol ve hastane giderleri için bütçede şimdiden 44,5 milyarlık bir kara delik oluştu...

*Özelleştirmenin bedeli: Kağıt krizi; SEKA'yı yok pahasına satmanın bedelini ödüyoruz...

*Kriz ameliyathaneye girdi … ameliyatlar yapılamaz hale geldi... ilaçlar getirilememekte...

*Yurt dışına kaçış var … yetişmiş gençler çareyi yurt dışına göç etmekte arıyor...

Ülkemizdeki ağırlıklı olarak “genel ekonomik durum” böyle…

Hep hatırlatıyoruz; “ekonomik krizler” bir yana, “Sosyal Tufan” geliyor…

Bir de bizi de ilgilendiren “özel bir bölüm” var; MEDYA!

Konu ile ilgili bir haber başlığı aynen şöyle: “Mehmet Soysal: Demirören Medya’nın tepe ismi uyardı; Sektör (MEDYA) darağacına doğru yürüyor…

Evet, Mehmet Soysal, Demirören Medya Holding İcra Kurulu Başkanı, o kişi bugünkü (13.11.2018) yazısında böyle feryat ediyor!!!

KARAR’ın “Kamuoyuna ve okurlarımıza zaruri bir açıklama… / KARAR gazetesi yayın hayatına başladığı 7 Mart 2016 tarihinden bu yana yoğun, sistematik ve arkası kesilmeyen çeşitli baskılarla karşı karşıya bulunuyor...” diyerek başlayan uzunca feryadı, şöyle sone ermiş: “Maruz bırakıldığımız ambargonun ve baskıların bir an önce sona erdirileceğini umarak, bu haksızlığı okurlarımıza ve kamuoyuna saygıyla duyururuz.”

Bu vesileyle bu bahsi, Üstadımızın bugün, www.akevler.org sitemizde, “Medya Ortaklığı” başlığı altındaki kısa yorumun en sonunda yazdıkları ile noktalayalım: “Hâsılı, basın ve yayın organları “işçilik sistemi” ile değil, “ortaklık sistemi” ile varlıklarını devam ettireceklerdir. Bu da “basın kooperatifleri” ile sağlanacaktır. Yazarlar yönetici, okuyanlar ise ortak olacaklardır. / Zamanla işçilik işletmeleri iflas edecek ve ortaklık işletmeleri doğacaktır.”

Evet… Genel ve özel durum, tespit, teşhis buysa…

ÇERE, ÇÖZÜM, TEDAVİ NEDİR?

Biz son üç gün yani son üç yazıdır ne diyoruz, “özel” olarak ne öneriyoruz?

Kooperatİf yöntemİyle kalkınma mümkündür…

Bizim birkaç on yıldır “Genel Çözüm Önerimizi” bilmeyen/duymayan var mı?!.

Millî Görüş Hareketi Önderi ve Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan ne demişti:

-         “TEK ÇARE VE ÇÖZÜM ADİL DÜZEN, ADİL EKONOMİK DÜZEN…”

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
16.11.2018
05:50

MİLLÎ GAZETE


Krizler bir yana, ‘Sosyal Tufan’ geliyor...

Cumhurbaşkanımız “FAİZLERİ İNDİRİN” diyor; ilgililer tam tersini yapıyor!

Minik bir son haber ile başlayayım: “Hazine bugün iki borçlanma ihalesi gerçekleştirdi. 13 ay vadeli 11 Aralık 2019 vadeli ilk ihalede 1 milyar 560 milyon liralık teklife karşılık, net satış 82.4 milyon TL oldu. İhalede faiz ise yüzde 19.73 olarak gerçekleşti.”

Bu yılki bizzat devlet ihaleleri, tarihleri ve faiz oranlarına (%) bakalım:

22 Ocak 2018 yüze 12.61 / 12 Şubat 2018 yüzde 12.47 / 13 Mart 2018 yüzde 13.30 / 17 Nisan 2018 yüzde 13.60 / 15 Mayıs 2018 yüzde 16.61 / 18 Haziran 2018 yüzde 17.24 / 9 Temmuz 2018 yüzde 18.08 / 7 Ağustos 2018 yüzde 22.10 / 23 Ekim 2018 yüzde 21.42 / 12 Kasım 2018 yüzde 17.67! Piyasadaki faizler ise yüzde 30-40’larda!!!

Bugünkü bir yazıda rastladığım/okuduğum ara başlıklar şöyle:

* Enflasyonda rekor … Ekim ayı itibariyle enflasyon yüzde 25’e tırmandı...

* 10 günde dolar fırladı … 1 dolar 7 lirayı gördü...

* Düşüreceğiz diyenlerden rekor faiz … Merkez Bankası faizi yüzde 25’e çıkarırken, reel piyasalarda faizler yüzde 30-40’ları buldu…

* Konkordato ve işsizlikte rekor… Resmî olarak yüzde 11-12 gösterilen işsizlik yüzde 20’yi aştı. Altı milyondan fazla işsiz var. İşsizlik nedeniyle intiharlarda artış var...

* İşsizlik Fonu yağmalandı …kamu bankalarına Fon’dan 11 milyar lira aktarıldı...

* Yoksulluk ve işsizlik intiharları Geçinemediği için intihar eden sayısı hızla artıyor...

* Yurttaş borç batağında … Halkın yüzde 69’u borçlu...

* Emekli ikinci iş peşinde … Geçinemeyen emekliler ikinci işte çalışmak zorunda...

* Garantiler için ödenen paralar bütçede kara delik … Dolar garantisiyle yapılan köprü, otoyol ve hastane giderleri için bütçede şimdiden 44,5 milyarlık bir kara delik oluştu...

* Özelleştirmenin bedeli: Kağıt krizi; SEKA’yı yok pahasına satmanın bedelini ödüyoruz...

* Kriz ameliyathaneye girdi …ameliyatlar yapılamaz hale geldi... ilaçlar getirilememekte...

* Yurt dışına kaçış var …yetişmiş gençler çareyi yurt dışına göç etmekte arıyor...

Ülkemizdeki ağırlıklı olarak “genel ekonomik durum” böyle…

Hep hatırlatıyoruz; “ekonomik krizler” bir yana, “Sosyal Tufan” geliyor…

Bir de bizi de ilgilendiren “özel bir bölüm” var; MEDYA!

Konu ile ilgili bir haber başlığı aynen şöyle: “Mehmet Soysal: Demirören Medya’nın tepe ismi uyardı; Sektör (MEDYA) darağacına doğru yürüyor…”

Evet, Mehmet Soysal, Demirören Medya Holding İcra Kurulu Başkanı, o kişi bugünkü (13.11.2018) yazısında böyle feryat ediyor!

KARAR’ın “Kamuoyuna ve okurlarımıza zaruri bir açıklama… / KARAR gazetesi yayın hayatına başladığı 7 Mart 2016 tarihinden bu yana yoğun, sistematik ve arkası kesilmeyen çeşitli baskılarla karşı karşıya bulunuyor...” diyerek başlayan uzunca feryadı, şöyle sone ermiş: “Maruz bırakıldığımız ambargonun ve baskıların bir an önce sona erdirileceğini umarak, bu haksızlığı okurlarımıza ve kamuoyuna saygıyla duyururuz.”

Bu vesileyle bu bahsi, Üstadımızın bugün, www.akevler.org sitemizde, “Medya Ortaklığı” başlığı altındaki kısa yorumun en sonunda yazdıkları ile noktalayalım: “Hâsılı, basın ve yayın organları “işçilik sistemi” ile değil, “ortaklık sistemi” ile varlıklarını devam ettireceklerdir. Bu da “basın kooperatifleri” ile sağlanacaktır. Yazarlar yönetici, okuyanlar ise ortak olacaklardır. / Zamanla işçilik işletmeleri iflas edecek ve ortaklık işletmeleri doğacaktır.”

Evet… Genel ve özel durum, tespit, teşhis buysa…

ÇERE, ÇÖZÜM, TEDAVİ NEDİR?

Biz son üç gün yani son üç yazıdır ne diyoruz, “özel” olarak ne öneriyoruz?

“Kooperatif yöntemiyle kalkınma mümkündür…”

Bizim birkaç on yıldır “Genel Çözüm Önerimizi” bilmeyen/duymayan var mı?!

Millî Görüş Hareketi Önderi ve Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan ne demişti:

“TEK ÇARE VE ÇÖZÜM ADİL DÜZEN, ADİL EKONOMİK DÜZEN…”

# DİĞER MAKALELERİ

YazarReşat Nuri Erol- Mesaj Gönder

16 Kasım 2018
Reşat Nuri Erol
16.11.2018
08:13


DİKKAT ÇEKİCİ BİR "FUTBOL" YAZISI;

SİZ "FUTBOL" YERİNE "EKONOMİ" YA DA

"SİYASET" VE/YA BAŞKA BİR ALAN OLARAK

DA OKUYABİLİR, YETERİNCE İBRET ALABİLİRSİNİZ...


Ali Sami ALKIŞ

asalkis@stargazete.com

Lağım suyuyla banyo yapılmaz

16 Kasım 2018 Cuma

  • paylaş

  • tweetle

  • paylaş

Bu sezon da ligimizde tuhaf şeyler oluyor. Soyunma orasında pilav yiyen futbolcular... Turp gibi sağlam olduğu halde; “Hastayım, ağrılarım var” diye idmana çıkmayanlar... Hatta aynı nedenle deplasmana gitmeyenler... Kadrosunda bulunduğu kulübünü “Paramı vermiyorlar” diye federasyona şikayet edenler... Kendi hocası için “Futbolu bilmiyor” anlamında tweet atanlar.. Emri altında çalıştıkları teknik direktörü, halıya sarıp postalamaya hazırlananlar... 

Maç sonu basın toplantısında “Takımı sabote eden” futbolcuların varlığından sözeden hocalar... Oyundan alınırken hem taraftarına hem hocasına küfür eden futbolcular... 6 ya da 8 maçlık ceza alanların yanında; derbideki olayların patlak vermesine neden olan baş tahrikçinin sıfır cezayla sıyrılması... Dört büyüklerin dördünün birden, Mali Fair-Play çerçevesi içindeki UEFA kıskacıyla inim inim inlemesi... Bu sürece neden olan hataların aynı hızla sürdürülmesi... Borçlanmanın bitmemesi, bütçe dengesinin bir türlü sağlanamaması... FIFA ve UEFA’da kulüplerimizle ile ilgili şikayet dosyalarının, dünya rekoru seviyesine ulaşması.. Her sezon bitiminde kulüplerimizin “Gelecek sene Avrupa’ya gider miyiz, gidemez miyiz!” endişeleri..

***

Futbolcu transferlerindeki imza parası, menajer ödemesi ya da futbolcuya yönelik gerçek dışı abartılı ödeme manüpilasyonları. Aradaki farkların kimler tarafından paylaşıldığının anlaşılamayan gizli-saklı dolapları.. Bilinen A klas dışındaki hocaların, çalıştırdıkları takımlardan bir an evvel kovulmak için fırsat kollamaları ve yeni bir kulüple anlaşma fırsatı için her koşulda zemin yoklamaları...Ligin yarısı bile gelmeden, takımların yarısının hoca değiştirmesi...

Bütün bu fiyaskoların ilk 12 haftaya sığdırılıp, yeni rezaletlere gebe kalınması; can çekişen Türk futbolunun ayıplı envanterini oluşturuyor. 

Bunca pisliğin içinde debelenmenin, asla bir çıkış yolu yoktur. Devrim olmadan evrim de olmayacaktır. 

Reşat Nuri Erol
16.11.2018
08:15

OKUNMALI...

İBRETLE...

SLM...

Karamsar K Kuşağı
Yıldız RAMAANOĞLU
Tarih: 15.11.2018 18:25:01

 

İki oda bakla sofa evlerde toplanılır farklı kaynaklardan karşılaştırmalı olarak tefsir okunurdu. Öncelik sıralamasının en başında toplumsal ve bireysel inancın temelini oluşturan Kur´an´ı, gönderenin muradına en uygun biçimde anlayıp yaşamın rehberi yapmak vardı. Lüks eşyalar pahalı kıyafetler özenilen değil, uzak durulmak istenen, övülen değil yerilen nesnelerdi. Başörtüsü de sadeliğin tevazunun, başkasını kendine tercih edebilmenin, fani dünyayla ahiret ve hesap günü arasında sağlıklı bir denge kurma çabasının dışavurumuydu. “Ben sana doktor mühendis bakan yazar olamazsın demedim ki, adam olamazsın dedim sadece” sözü avami görünür fakat içinde çok hayati imalar barındırır. Günümüzde makus talih kırıldı ve on binlerce kişi daha önce dindarlardan esirgenen önemli yerlere geldi. Fakat kendi aramızda birçoğuyla en küçük bir sistem tartışması yapabilmek, bir meseleyi kökten ele alabilmek, farklı yaklaşımları nezaketi muhafaza ederek, ufkumuzu genişleterek, birbirimizden olgunluk içinde öğrenerek ilerletmek mümkün değil. Artık küçücük bile olsa dünyevi kayba tahammül yok ve geçmişte verilen onurlu ilkeli mücadeleler kayıp yıllar olarak görülüyor.

***

Ülkedeki takiye sistemi elli yıldır derinden derine işliyor, bunun üzerine yeterince konuşulamadığından, hastalıklı kişilikler halka ateş açtı, dört bir yanı sarıp tehdit oluşturabildi, ülkeyi ateşe verdi. Dindar olduğumuz belli olursa hiçbir yere gelemeyiz diyerek on yıllarca inançlarını gizlemek için olmadık yollara sapmakta beis görmeyenlerin neler yapabileceklerine şahit olduk. Şimdi de kapalı kapılar arkasında iktidara ağır eleştiriler yöneltip fakat aynı “bir yere gelemeyiz” zihniyetiyle her yanlışa eyvallah diyen insanlar var ve bu takiye hastalığının bir sistem meselesi olarak devam ettiğinin göstergesi. Doğruya doğru yanlışa yanlış demekten aciz bırakılmış, her kesimden siyasi edebi akademik sosyal ortamlar, gençleri içten içe çürütüyor. Sadece nefret ya da teslimiyet penceresinden bakabilen başka türlüsünün mümkün olduğu unutturulmuş olan gençler karamsarlık batağında.

İktidar elbette netameli iştir, bir süre sonra çürüttür gözü kör eder ama toplumu arkasına alan güç bir fırsattır da aynı zamanda. Geçmişteki eşitlik adalet ve hakça paylaşma ütopyasını kamuoyu desteğiyle hayata geçirme imkanı. Oysa dünyevi kazanımlar uğruna bütün ilkeleri değerleri inanç birikimini gözünü kırpmadan çiğneyebilen, buna dini kılıf uydurma gereği bile duymayan, konuşunca yalan söyleyen, vaadettiklerini yerine getirmeyen, ahiret inancı olmayan ama camiye de giden yeni bir insan çıktı ortaya. Bu insanlara göre itibarlı mevkilere gelemeyenler, servetlerine ne yolla olursa olsun servet katamayanlar, hala ülkesini halkını dünyayla ortaklaşılacak değerleri, emeği önceleyenler birer çöp, hiçbir yere gelememiş zavallı meczuplar. Gençler cv lerine, dürüstlüklerine, çalışkanlıklarına yaslanarak değil, ilişkilerle bir yerlere gelinebildiğini bizzat deneyimledikçe kasvet çöküyor içlerine. Deizmi değil umutsuzluğu, muhteris yetişkinlerin bir pula bütün ideallerini terk etmesinin yarattığı hayal kırıklığını konuşmak gerekiyor bu yüzden.    

Hepsi bu değil elbette. Dünyanın gidişatı da karamsarlığı desteklemekte. Bir yanda akıl almaz teknolojik gelişmelere bakıp “sizi artık kim tutar” diyerek uçmalarını beklediğimiz yeni nesiller, öt e yandan bu gelişmeler sayesinde en ücra köydeki haneye bile ışık hızıyla ulaşan karamsarlık. Dünyayı varoluşsal bir tehdit olarak algılayan karamsar K Kuşağı. İşsizlik, hakkaniyetsizlik, terör, savaş, iç ve dış göç, ekonomik çöküşler ve insanın insana yaptıklarıyla internet ve sosyal medya sayesinde çok küçük yaşlarda yüzleşmek. Dünyanın dört bir yanındaki acıları kendi başına gelmişçesine psikolojik olarak deneyimlemek. Büyük imkansızlıklar içinde “dünya fırsatlarla dolu, biz her şeyi yapabiliriz” diyen bir önceki kuşağın aksine, hayal kuramıyorum, kendim için ileriyi göremiyorum diyen gençler hiç de az değil.    

***

Canımızı yakacak biliyorum ama “çevremde saygı duyduğum tek bir Müslüman yok ne yazık ki diyen kimi gençlere “o sen ol” demek yeterli olsaydı keşke. Dine mesafeli bir ailede yetişmiş, kendisi de fazla ilgi duymayan iyi eğitimli bir genç kadından şunu işittim mesela. “Kanaat önderi bir din kişisini izliyordum bir şey öğrenebilir miyim diye. Çalışma masasından konuşuyor, arkasında büyük bir kütüphane, ciltli kalın kitaplar olan ağırbaşlı bir adam. Bu kitaplarda ne yazdığını bilmiyorum ama insanlık için önemli şeyler olduğunu düşünüyorum. Birden kadınların nerelerinden ne kadar dövülmesi gerektiğini anlatmaya başladı, o an bu mu deyip düğmeye bastım ve sönüp gitti kalın kitaplar.”

Benim gözlemim Allahın yaratıcı sıfatı olan ulûhiyetini kabul edip, aydınlatıcı sıfatı olan rubûbiyeti reddetmekle ilgisi yok birçok gencin yaşadığı bunalımın. Din adına ortaya konan cehaletten, nezaketsizlikten, merhametsizlikten, haksızlıklardan berî olmak istiyorlar. İdeallerinden vazgeçmiş ana babalarının kişisel çıkarları ve kariyeri önceleme telkinlerinin aksine.







   

Kaynak: Karar
Reşat Nuri Erol
16.11.2018
08:20
SABRİ KAYA'YA HOŞGELDİN YAZISI NİYETİNE...
YA DA ONA İTHAFEN...
SELAM VE DUA İLE...

Fatma Barbarosoğlu
1962 yılında Afyon’da doğdu. Ortaöğrenimine İstanbul'da devam etti, 1980 yılında Afyon Lisesi'nden, 1984 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nden mezun oldu. Yüksek lisans eğitimini, aynı bölümde "Türk-İslam Felsefesinde Tasavvufî Eğitimin Değerlendirilmesi" başlıklı bir tez hazırlayarak 1987 yılında tamamladı. İ.Ü. İktisat Fakültesi Sosyal Yapı-Sosyal Değişme Anabilim Dalı'nda "Modernleşme Sürecinde Moda-Zihniyet
devamı
İLETİŞİME GEÇİN
  • 14 Kas 2018, Çarşamba
    Değişende değişmeyeni bulabilecek miyiz?
  • 09 Kas 2018, Cuma
    İçimizin kapılarını kapatan kim?
  • 07 Kas 2018, Çarşamba
    Mesuliyet alanını terk edip kalbur ile su taşımaya kalkmak diye buna denir işte!
TÜM YAZILARI
SONRAKİ YAZI
‘Enflasyon kadar faiz’ ve recim cezası
Hayrettin KaramanGazete Yazarı

‘Enflasyon kadar faiz’ ve recim cezası

16 Kasım 2018, Cuma
Kitabıma bakmıyor, siteme göz atmıyor, dedikoduya kulak vererek benim “enflasyon kadar faize cevaz verdiğimi” yazıyor, evet bu dünyadan sonra bir de âhiret ve hesap var!Bakın ben Helâller Haramlar kitabımda ne diyorum (sitemde de var):Sualinize cevaba geçmeden önce Cenâb-ı Mevlâ’dan şu imtihan dünyasında mal, evlât, şöhret ve servetle imtihanlarda muvaffak olabilmemiz için inâyetini esirgememesini niyaz ediyorum. Bir Müslüman bir akit ve anlaşma yaparken gelir ve giderinde, akdin sonucunda faizi...
Sonraki yazıya gitmek için tıklayın.
 

Aylaklığın saltanatı: Kafe medeniyeti

16 Kas 2018, Cuma
  • 0}" style="box-sizing: border-box; vertical-align: top; display: flex; flex-flow: column wrap; -webkit-box-orient: vertical; -webkit-box-direction: normal; -webkit-box-align: center; align-items: center; cursor: pointer; position: relative; max-width: 3.2rem; margin-right: 1.2rem;">14
  • 0}" style="box-sizing: border-box; vertical-align: top; display: flex; flex-flow: column wrap; -webkit-box-orient: vertical; -webkit-box-direction: normal; -webkit-box-align: center; align-items: center; cursor: pointer; position: relative; max-width: 3.2rem; margin-right: 1.2rem;">
  • 0}" style="box-sizing: border-box; vertical-align: top; display: flex; flex-flow: column wrap; -webkit-box-orient: vertical; -webkit-box-direction: normal; -webkit-box-align: center; align-items: center; cursor: pointer; position: relative; max-width: 3.2rem; margin-right: 1.2rem;">
  • 0}" style="box-sizing: border-box; vertical-align: top; display: flex; flex-flow: column wrap; -webkit-box-orient: vertical; -webkit-box-direction: normal; -webkit-box-align: center; align-items: center; cursor: pointer; position: relative; max-width: 3.2rem; margin-right: 1.2rem;">4
  • 0}" style="box-sizing: border-box; vertical-align: top; display: flex; flex-flow: column wrap; -webkit-box-orient: vertical; -webkit-box-direction: normal; -webkit-box-align: center; align-items: center; cursor: pointer; position: relative; max-width: 3.2rem; margin-right: 1.2rem;">1
  • 0}" style="box-sizing: border-box; vertical-align: top; display: flex; flex-flow: column wrap; -webkit-box-orient: vertical; -webkit-box-direction: normal; -webkit-box-align: center; align-items: center; cursor: pointer; position: relative; max-width: 3.2rem;">

14 Kasım Dünya Diyabet Günü idi. Algı alanımıza diyabetliler ve diyabet hastalığı ne kadar giriyor?

Paketlenmiş gıdanın hayatımıza girmesi ile doğru orantılı olarak diyabet hastalarının sayısı artıyor. Ne ki çoğu hasta henüz diyabet hastası olduğunu bilmiyor.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile Dünya Diyabet Federasyonu’nu (IDF) tarafından, 1921 yılında insülini bularak, diyabet hastası milyonlarca hastanın tedavisini mümkün kılan Fredrick Bantig’in doğum yıl dönümü anısına 14 Kasım tarihi Dünya Diyabet Günü olarak kutlanıyor. Hiç olmaz ise bir günde medyanın sosyal sorumluluk projesi olarak diyabet konusuna dikkat çekmesiyle, henüz diyabet hastası olmayanların diyabet hastaları, özelikle çocuk diyabetlilerle empati kurmaları; kendilerini de diyabet hastası olma ihtimali içinde görmeleri mümkün mü dersiniz?

Bendeniz pek umutlu değilim. Yemek için evlerimizde pişenleri tercih etmediğimiz, yaşamak için değil, yemek için yaşamaktan başka bir şey düşünmediğimiz sürece diyabet ve obezite giderek artacak.

Hürriyet’ten Cengiz Semercioğlu sinemaya giderken beslenme çantası hazırlamak gerekiyor diye yazdı birkaç gün önce. O, sinemalardaki pahalılık ile başa çıkmak için bu öneriyi getiriyor. Bendeniz yıllardır her yere beslenme çantası hazırlayarak gidiyorum. Tavsiye ederim. Beslenme çantası hem ekonomik hem daha sağlıklı. Beslenme çantamın içinde yulaf kepeğinden yapılmış krep, badem ve kuru meyve bulunuyor genellikle.

Yaşlılar ve çocuklar için beslenme çantası olabilir elbet diyerek bu satırları istihza ile okumakta olduğunuzun farkındayım. Ama ben beslenme çantasını Viyana’da, gençlerden öğrenip hayatıma dâhil ettim.

Wonder’in misafiri olarak gittiğimiz Viyana’da, üniversite kütüphanesini dolaştıktan sonra, bizi gezdiren gençler, “biliyor musunuz Viyanalılar pek dışardan yemek yemiyor, beslenme çantalarında pratik yemekler taşıyorlar”, dediler.

Benim çocukluğumda da sefer tası âdeti vardı. Minik üç ya da iki kap üst üste yerleştirilir, insanlar evden iş yerine yemek götürürdü. Sadece çalışanlar değil öğrencilerin de sefer tası olurdu.

Cumhuriyetin Dindar Kadınları’nı çalışırken İsmet İnönü, Kazım Karabekir’in kızlarıyla aynı lisede, Ankara Kız Lisesi’nde okuyan Fakihe Güleç Hanım (doğ.1929), yemekhanede herkes kendi sefer tasını açar, ocaklarda ısıtır yerdi diye anlattı. Kimse kimseyi özendirecek yiyecek getirmezdi, farklı yemek getiren diğerlerine ikram ederdi diye anlattığında bendeniz hiç şaşırmamıştım. Ama kitabı okuyan gençler o satırları anlamakta bir hayli zorlandılar. Neden okulda kantin yoktu diye sormaktan bir türlü vazgeçmediler.

Obezite ve diyabet ile başa çıkmak için evlerde ve dışarda sağlıklı bir şekilde karın doyurmamız gerektiğini idrak etmemiz gerekiyor.

Edebilir miyiz?

Mevcut durum pek iç açıcı değil. Her yer kafe ve kafeler öğlen saatlerine kadar özellikle çok dolu. Her yeni açılan kafe “ekonomik kahvaltı vaadi” ile ev kadınlarını mekânına sabitliyor. Evet, en çok ev kadınları dışarda kahvaltı yapıyor. Uzun uzun. Eskiden sabah okula giderken çocuğuna fırından poğaça, börek alıp yediren anneler dikkatimi çekerdi, son bir yıldır çocuğunu okula bıraktıktan sonra uzun uzun kahvaltı eden kadınlar dikkatimi çekiyor.

İnsan niye evinde kahvaltı etmez? Benim için dışarda kahvaltı etmek ancak sıcak yaz günlerinde esintili bir ağaç altı vaat eden bir mekân için söz konusu olabilir, ya da erken çıkılmış bir yolculukta bir mola olarak... Oysa tanık olduğum mekânlar minibüs caddesinin kenarında, beton zemin üzerindeki plastik sandalyeli, plastik masalı mekânlar. İnsan niye burada kahvaltı eder? Özellikle hafta sonları iş iyice çığırından çıkıyor.

İnsanların neden dışarda kahvaltı yaptığını anlamakta hakikaten zorlanıyorum.

Kahvaltı sofrasına konan bütün malzeme zaten buzdolabında ve dolaplarda hazır duran bir malzeme. Bir çay demlemek kaç dakikasını alır insanın? Üstelik her evde su ısıtıcıları var. Su, ısıtıcıda kaynarken bir omlet yapmak kaç dakikalık iştir?

Aile fertlerine, arkadaşlara, akrabalara hizmet etmek insanın ömrüne ömür katar. Ama öncelikler sıralamasını iyi belirlemek şartıyla. Aslolan muhabbettir. Ancak güzel bir muhabbet ile sofralar sofra olur. Lakin sofralar, ikram edilen, doyulan, şükre vesile olan değil de, sunulan ve fotoğraflanan bir kareye dönüşünce, kabın içindeki nimet değil kabın dışındaki önemli oldu. Kabın dışı önemli olunca fotoğrafa girecek o farklı konseptler için kafelere gidiliyor elbet.

Sofralar sofra olmayınca hiçbir şeyin bereketi ve lezzeti kalmıyor.

II-

Geçtiğimiz hafta sonu Ertuğrul Özkök o her şeye pek uzak haliyle, Nevmekân Sahil’i yazmış. Her şeye uzak haliyle dememin sebebi şu: Mekânı bir kütüphane olarak değerlendirmek yerine siyaset üzerinden bir şeyler devşirmeye kalkmış olması. Yıllardır tekrarlamaktan usanmadığı klişelerini bir merak yine sıralamış: Başörtülü kadınlar mekânda çoğunluktaymış da bu çoğunluk sokağın oranı ile pek de uyumlu değilmiş de, esasında Üsküdar’da CHP ile AK Parti’nin oy oranı birbirine yakınmış da...

Bu mudur? Millet Kıraathanesinin ilk örneklerinden birini görmek için davet edildiğinizi söylediğiniz mekânda, gördüğünüz bu mudur? Mekânın daha işlevsel, günün şartları için daha uygun hale gelmesi noktasında hiçbir teklif sunmadan niye orada başı açıkların sayısı azdı diye sormak mıdır?

Mekânlardaki başı açık başı örtülü oranı bendenizi hiç ilgilendirmiyor. Hiçbir zaman ilgilendirmedi. İlgilendiğim tek şey insanların istedikleri mekâna girebilme hürriyeti ve girilen mekâna uygun davranma âdâbına sahip olmaları.

Nevmekan Sahil’in her köşesinde fotoğraf çeken, kahvaltı keyfi yaşayanlara itirazım var. İnsanların bir şey yiyip içmesi değil bendenizi rahatsız eden. Önceliğin çalışma, sohbet değil de yeme içme olmasına itiraz ediyorum. Önceliğin fotoğraf çekimi olmasına itiraz ediyorum. Kubbenin altındaki mekânda sadece çay ve kahve servisinin yapılmasını talep ediyorum. Kahvaltı için gelenler dış mekânı kullanabilir. Ama daha da güzeli, bu mekânı yiyip içme yeri olarak görenlerin bu bakış açısını terk etmeleri.

Üsküdar’ın her tarafı yemeli içmeli kitap-kafe kaynıyor. Oralarda kitaplar birer fon. Mekânlar instagram paylaşımına teşvik ediyor, mekânı paylaş kahveni bedava iç diyor meselâ. Ama Nevmekan Sahil sadece okumak, yazmak, ders çalışmak için gelenlerin olsun. Her mekân da insanları yemeğe içmeye özendirmesin. Lütfen…

Reşat Nuri Erol
16.11.2018
08:31

ERGÜN DİLER'İN BUGÜNKÜ YAZISINDAN BİR BÖLÜM:

...

Finans dünyasındaki bu gerginliğin sonucu da 2019'daki büyük ekonomik kriz öngörülerini ortaya çıkartıyor. Eğer büyük bir anlaşma olmazsa, büyük bir ekonomik kriz yaşanır. İşte buna da III. Dünya Savaşı denilecek.
Sonuçları çok ama çok ağır olacak!.

...


Reşat Nuri Erol
16.11.2018
09:10


‘Ekonomik kriz’ yerel seçimleri ne kadar etkiler?


BİR YAZAR BUGÜNKÜ YAZISININ BAŞLIĞINDA BU SORUYU SORUYOR...

BEN DE BENZER SORUYU DAHA DA GENİŞLETEREK SORUYORUM: 

‘Sosyal Tufan’ ülkemizdeki sistemi ne kadar etkiler?

***

YAZARIN YAZISI ŞÖYLE BİTİYOR:

EKONOMİK KRİZ VE PARTİLER

Yakın tarihimizdeki ekonomik krizlere ve partilerin durumuna bakınca karşımıza çıkan manzara şöyle:

1991 krizi ANAP’ı,

1994 krizi DYP-SHP’yi,

2001 krizi DSP-ANAP-MHP’yi çökertti.

Bakalım bu kriz AKP’yi nasıl etkileyecek?

İşaretler AKP açısından iyi gözükmüyor.

Erdoğan’ın ilçesi Üsküdar’da bile sıkıntı olduğu konuşuluyor.

AKP’lilere göre tek şansları muhalefet!


https://www.aydinlik.com.tr/ekonomik-kriz-yerel-secimleri-ne-kadar-etkiler-ismet-ozcelik-kose-yazilari-kasim-2018?utm_source=partners&utm_medium=gazeteoku.com&utm_campaign=feed

Reşat Nuri Erol
16.11.2018
09:17

,,,

Ve AKP, cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından yaşanan sosyo-ekonomik bunalımın iktidarda büyük yara açtığını çok iyi biliyor...

,,,

Kaynak Yeniçağ: Mart seçimini kim mi kazanacak?.. - Mehmet FARAÇ

Reşat Nuri Erol
16.11.2018
10:37


http://www.haberdurus.com/haber/krizler-bir-yana-sosyal-tufan-geliyor-24325.html


Krizler Bir Yana, ‘Sosyal Tufan´ Geliyor...
Reşat Nuri EROL
Tarih: 16.11.2018 11:17:19

 

Cumhurbaşkanımız “FAİZLERİ İNDİRİN” diyor; ilgililer tam tersini yapıyor!

Minik bir son haber ile başlayayım: “Hazine bugün iki borçlanma ihalesi gerçekleştirdi. 13 ay vadeli 11 Aralık 2019 vadeli ilk ihalede 1 milyar 560 milyon liralık teklife karşılık, net satış 82.4 milyon TL oldu. İhalede faiz ise yüzde 19.73 olarak gerçekleşti.”

Bu yılki bizzat devlet ihaleleri, tarihleri ve faiz oranlarına (%) bakalım:

22 Ocak 2018 yüze 12.61 / 12 Şubat 2018 yüzde 12.47 / 13 Mart 2018 yüzde 13.30 / 17 Nisan 2018 yüzde 13.60 / 15 Mayıs 2018 yüzde 16.61 / 18 Haziran 2018 yüzde 17.24 / 9 Temmuz 2018 yüzde 18.08 / 7 Ağustos 2018 yüzde 22.10 / 23 Ekim 2018 yüzde 21.42 / 12 Kasım 2018 yüzde 17.67! Piyasadaki faizler ise yüzde 30-40´larda!!!

Bugünkü bir yazıda rastladığım/okuduğum ara başlıklar şöyle:

* Enflasyonda rekor … Ekim ayı itibariyle enflasyon yüzde 25´e tırmandı...

 

* 10 günde dolar fırladı … 1 dolar 7 lirayı gördü...

* Düşüreceğiz diyenlerden rekor faiz … Merkez Bankası faizi yüzde 25´e çıkarırken, reel piyasalarda faizler yüzde 30-40´ları buldu…

* Konkordato ve işsizlikte rekor… Resmî olarak yüzde 11-12 gösterilen işsizlik yüzde 20´yi aştı. Altı milyondan fazla işsiz var. İşsizlik nedeniyle intiharlarda artış var...

* İşsizlik Fonu yağmalandı …kamu bankalarına Fon´dan 11 milyar lira aktarıldı...

* Yoksulluk ve işsizlik intiharları Geçinemediği için intihar eden sayısı hızla artıyor...

* Yurttaş borç batağında … Halkın yüzde 69´u borçlu...

* Emekli ikinci iş peşinde … Geçinemeyen emekliler ikinci işte çalışmak zorunda...

* Garantiler için ödenen paralar bütçede kara delik … Dolar garantisiyle yapılan köprü, otoyol ve hastane giderleri için bütçede şimdiden 44,5 milyarlık bir kara delik oluştu...

* Özelleştirmenin bedeli: Kağıt krizi; SEKA´yı yok pahasına satmanın bedelini ödüyoruz...

* Kriz ameliyathaneye girdi …ameliyatlar yapılamaz hale geldi... ilaçlar getirilememekte...

 

* Yurt dışına kaçış var …yetişmiş gençler çareyi yurt dışına göç etmekte arıyor...

Ülkemizdeki ağırlıklı olarak “genel ekonomik durum” böyle…

Hep hatırlatıyoruz; “ekonomik krizler” bir yana, “Sosyal Tufan” geliyor…

Bir de bizi de ilgilendiren “özel bir bölüm” var; MEDYA!

Konu ile ilgili bir haber başlığı aynen şöyle: “Mehmet Soysal: Demirören Medya´nın tepe ismi uyardı; Sektör (MEDYA) darağacına doğru yürüyor…”

Evet, Mehmet Soysal, Demirören Medya Holding İcra Kurulu Başkanı, o kişi bugünkü (13.11.2018) yazısında böyle feryat ediyor!

KARAR´ın “Kamuoyuna ve okurlarımıza zaruri bir açıklama… / KARAR gazetesi yayın hayatına başladığı 7 Mart 2016 tarihinden bu yana yoğun, sistematik ve arkası kesilmeyen çeşitli baskılarla karşı karşıya bulunuyor...” diyerek başlayan uzunca feryadı, şöyle sone ermiş: “Maruz bırakıldığımız ambargonun ve baskıların bir an önce sona erdirileceğini umarak, bu haksızlığı okurlarımıza ve kamuoyuna saygıyla duyururuz.”

Bu vesileyle bu bahsi, Üstadımızın bugün, www.akevler.org sitemizde, “Medya Ortaklığı” başlığı altındaki kısa yorumun en sonunda yazdıkları ile noktalayalım: “Hâsılı, basın ve yayın organları “işçilik sistemi” ile değil, “ortaklık sistemi” ile varlıklarını devam ettireceklerdir. Bu da “basın kooperatifleri” ile sağlanacaktır. Yazarlar yönetici, okuyanlar ise ortak olacaklardır. / Zamanla işçilik işletmeleri iflas edecek ve ortaklık işletmeleri doğacaktır.”

Evet… Genel ve özel durum, tespit, teşhis buysa…

ÇERE, ÇÖZÜM, TEDAVİ NEDİR?

Biz son üç gün yani son üç yazıdır ne diyoruz, “özel” olarak ne öneriyoruz?

“Kooperatif yöntemiyle kalkınma mümkündür…”

Bizim birkaç on yıldır “Genel Çözüm Önerimizi” bilmeyen/duymayan var mı?!

Millî Görüş Hareketi Önderi ve Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan ne demişti:

“TEK ÇARE VE ÇÖZÜM ADİL DÜZEN, ADİL EKONOMİK DÜZEN…”







   

Kaynak: Milli Gazete
Reşat Nuri Erol
16.11.2018
10:39



https://koseyazari.xyz/kose-yazari/resat-nuri-erol/



 





Çok Okunan Makaleler
Reşat Nuri Erol
M.Tekelioğlu; 15 Temmuz’a doğru: travmadan kurtulmak…
7.07.2017 131333 Okunma
Reşat Nuri Erol
Süleyman Karagülle - Altın Ekonomisine Geçiş
2.11.2013 33328 Okunma
2 Yorum 30.01.2016 22:15
Reşat Nuri Erol
T. C. 1921 ANAYASASI’nın Temel Maddeleri
22.02.2016 18560 Okunma
1 Yorum 22.02.2016 07:19
Reşat Nuri Erol
Şeyma Yavuz ve MAKALESİ… İbn Haldun ve “MUKADDİME”Sİ…
1.07.2015 16511 Okunma
2 Yorum 03.07.2015 00:23
Reşat Nuri Erol
FAİZ imparatorluğu ve ROTHSCHİLD ailesi
29.03.2016 16426 Okunma
1 Yorum 29.03.2016 01:12
Reşat Nuri Erol
Ekrem Dumanlı, Mümtaz’er Türköne, Ali Bulaç ve İSLÂM/cı
2.07.2015 15549 Okunma
7 Yorum 23.07.2015 19:54
Reşat Nuri Erol
Yüz Yıl Önce - Yüz Yıl Sonra; ne değişti?
26.07.2015 14798 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 12:51
Reşat Nuri Erol
AKP’yi kim kuşa çevirdi, Erdoğan mı Davutoğlu mu?
26.06.2015 14786 Okunma
6 Yorum 08.07.2015 13:24
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları
29.07.2015 14653 Okunma
4 Yorum 30.07.2015 11:51
Reşat Nuri Erol
Kahramanlarım: Erbakan, Aliya, Muhammed Ali
7.06.2016 14545 Okunma
2 Yorum 07.06.2016 02:58
Reşat Nuri Erol
Çok önemli hatalar, çok önemli uyarılar ve…
7.10.2018 14465 Okunma
11 Yorum 09.10.2018 00:22
Reşat Nuri Erol
“Asâ Rabbukum En Yerhamekum…”
16.01.2017 14310 Okunma
9 Yorum 17.01.2017 12:20
Reşat Nuri Erol
Tarımda faiz, icra ve iflas
26.04.2010 14216 Okunma
Reşat Nuri Erol
Suriyeliler “sığınmacı/mülteci” mi, “muhacir” mi?
5.09.2015 14179 Okunma
3 Yorum 05.09.2015 17:56
Reşat Nuri Erol
İslam Tarihinde Anayasa; Medine Anayasası ve ...
14.10.2011 14061 Okunma
Reşat Nuri Erol
Hayrettin Karaman; Âdil Düzen Nasıl Olmalıdır?
4.08.2015 13810 Okunma
3 Yorum 04.08.2015 21:11
Reşat Nuri Erol
Sömürü sermayesi ve kuyrukları tövbe ederse…
16.08.2015 13781 Okunma
4 Yorum 19.08.2015 00:56
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın Türkiye ve dünyadaki inkılâpları
23.02.2015 13665 Okunma
2 Yorum 25.02.2015 11:21
Reşat Nuri Erol
İkrazatçılık!
9.04.2010 13545 Okunma
Reşat Nuri Erol
Harun Ö. “İslâmcılk” yazıları-10; SAİD-İ NURSÎ
13.08.2015 13475 Okunma
3 Yorum 15.08.2015 17:32
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’İn İSLÂM-CILIK yazıları-2; ERBAKAN FAKTÖRÜ
29.07.2015 13461 Okunma
5 Yorum 30.07.2015 11:44
Reşat Nuri Erol
Suruç bombası, sermaye-siyaset çatışması ve IŞİD
24.07.2015 13448 Okunma
2 Yorum 24.07.2015 07:35
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre Adil Ekonomik Düzen’de VERGİ
14.03.2016 12936 Okunma
3 Yorum 14.03.2016 14:05
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen dışında çözüm reçetesi olan var mı?
8.09.2015 12864 Okunma
2 Yorum 08.09.2015 07:11
Reşat Nuri Erol
R. Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Abdullah Gül
25.06.2015 12677 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 13:16
Reşat Nuri Erol
Ve zekkir fe inne’z-zikrâ tenfeu’l-mü’minîne
10.08.2015 12663 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 22:44
Reşat Nuri Erol
Çözüm “Âdil Kur’an Düzeni”dir
22.02.2015 12528 Okunma
5 Yorum 23.02.2015 21:48
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları-9
10.08.2015 12408 Okunma
3 Yorum 11.08.2015 13:47
Reşat Nuri Erol
Sn. Cumhurbaşkanımıza ve ilgililere açık mektup!
1.08.2015 12280 Okunma
3 Yorum 02.08.2015 08:07
Reşat Nuri Erol
Ya-pa-ma-dı-lar… YA-PA-MA-YA-CAK-LAR…
1.06.2015 12263 Okunma
5 Yorum 02.06.2015 10:49
Reşat Nuri Erol
Anlatıp ve nasihat ediyoruz; dinleyip yapsalar…
3.08.2015 12238 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 14:50
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın “ADİL DÜZEN” Söyleminin Teorisi-1
3.03.2016 12234 Okunma
3 Yorum 06.03.2016 14:53
Reşat Nuri Erol
‘E LEYSE MİNKÜM RACULÜN REŞÎD’ (âyet)
14.09.2015 12219 Okunma
2 Yorum 14.09.2015 20:56
Reşat Nuri Erol
İkrazat yasal tefecilik!
9.04.2010 12178 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Sistem kurmak’ ve ‘hazin (vahim) durum’
9.01.2017 12131 Okunma
8 Yorum 23.01.2017 00:31
Reşat Nuri Erol
“Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhâmı”…
27.12.2018 12109 Okunma
9 Yorum 28.12.2018 08:15
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!
10.07.2015 11900 Okunma
2 Yorum 10.07.2015 06:06
Reşat Nuri Erol
“İSLÂM DÜZENİ” tüm insanlar içindir
5.05.2013 11697 Okunma
Reşat Nuri Erol
7 Haziran’da oyumuzu bu şuur ile kullanalım
30.05.2015 11643 Okunma
3 Yorum 30.05.2015 16:30
Reşat Nuri Erol
24. Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi
1.12.2015 11620 Okunma
1 Yorum 01.12.2015 06:41
Reşat Nuri Erol
Çağımızın Nuh’un Gemisi “ADİL KUR’AN DÜZENİ”dir
29.05.2015 11505 Okunma
4 Yorum 29.05.2015 18:44
Reşat Nuri Erol
Sermayeye ve siyasilere önerimiz var
8.08.2015 11387 Okunma
3 Yorum 10.08.2015 20:14
Reşat Nuri Erol
Seçime kadar “AYG” uyarılarına devam…
20.09.2015 11301 Okunma
4 Yorum 20.09.2015 06:16
Reşat Nuri Erol
İdam, kısas, diyet, anayasa, şeriat, hukuk…
23.11.2012 11259 Okunma
Reşat Nuri Erol
Cennet karşılığı mal ve can ile cihad etmek
14.04.2013 11255 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Türkiye’de Değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor?’
3.02.2016 11214 Okunma
1 Yorum 03.02.2016 22:48
Reşat Nuri Erol
Sosyal tufan ve sömürünün çözümü Adil Düzen’dir
10.11.2015 11209 Okunma
2 Yorum 16.11.2015 07:22
Reşat Nuri Erol
Yine “biz” kazanacağız…
15.08.2015 11139 Okunma
2 Yorum 15.08.2015 15:00
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi sonucundan alınacak dersler
9.06.2015 11128 Okunma
3 Yorum 15.06.2015 03:15
Reşat Nuri Erol
Kur’an Ayında “KUR’AN DÜZENİ” hatırlatmaları-2
5.07.2015 11127 Okunma
2 Yorum 05.07.2015 11:49
Reşat Nuri Erol
İman, ilim, amel, fıkıh, fikir, zikir ve ekonomi
30.04.2014 11116 Okunma
Reşat Nuri Erol
Başkanlık sistemi değil, “Adil Düzen” gelmelidir
20.06.2015 11072 Okunma
3 Yorum 20.06.2015 20:30
Reşat Nuri Erol
‘Sosyal Tufan’a karşı ‘Adil Düzen Gemisi’ inşa ed
27.12.2014 11051 Okunma
4 Yorum 25.05.2015 09:49
Reşat Nuri Erol
VakıfBank “FAİZSİZ BANKA” olmalıdır
25.03.2015 11047 Okunma
2 Yorum 05.04.2015 18:14
Reşat Nuri Erol
Mustafa Deniz; Bu düzen adil değil
4.08.2015 11046 Okunma
4 Yorum 04.08.2015 21:06
Reşat Nuri Erol
ADİL DÜZEN ‘gönüllü’ mü , ‘zorla’ mı gelsin?
16.01.2016 11046 Okunma
2 Yorum 16.01.2016 22:08
Reşat Nuri Erol
Aliya İzzetbegoviç: ‘Kur’an edebiyat değil, hayattır’-4
10.12.2015 11040 Okunma
2 Yorum 10.12.2015 22:22
Reşat Nuri Erol
AK Parti ya “gömlek giyecek” ya da silinecek
28.06.2015 11022 Okunma
3 Yorum 02.07.2015 12:56
Reşat Nuri Erol
Esbaba tevessül eder, sonra tevekkül ederiz...
7.09.2014 10945 Okunma
Reşat Nuri Erol
Soru-yoruma cevap ve bir aileden gelen yorum
12.08.2015 10933 Okunma
4 Yorum 14.08.2015 07:17
Reşat Nuri Erol
Değişim devam ediyor VE LÂ GÂLİBE İLLALLAH
2.04.2016 10906 Okunma
1 Yorum 02.04.2016 12:53
Reşat Nuri Erol
15 Temmuz: Teşhis ve Tedavi; KUR’AN VE İLİM ile
28.08.2016 10853 Okunma
2 Yorum 29.08.2016 20:48
Reşat Nuri Erol
Faiz meselesi, bankalar ve çözüm önerileri-3
16.02.2015 10800 Okunma
2 Yorum 16.02.2015 08:34
Reşat Nuri Erol
İslâm hukuku, Batı hukuku ve olumsuz etkisi
9.02.2016 10714 Okunma
1 Yorum 09.02.2016 08:10
Reşat Nuri Erol
HIZIRLA KIRK SAAT
30.12.2015 10617 Okunma
1 Yorum 31.12.2015 13:01
Reşat Nuri Erol
MEHMET HİKMETUMUT ve KUR’AN VE İLİM 819. Hafta Seminer
4.07.2015 10576 Okunma
4 Yorum 05.07.2015 14:31
Reşat Nuri Erol
IMF’nin alternatifi nedir?
13.03.2010 10563 Okunma
Reşat Nuri Erol
ÜSKÜDAR SOHBETLERİ-2 İSLAM MEDENİYETİ VAKFI
7.04.2016 10561 Okunma
1 Yorum 07.04.2016 23:36
Reşat Nuri Erol
“SOSYAL TUFAN” dediğimiz, İŞTE BUDUR!
23.05.2016 10482 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:09
Reşat Nuri Erol
Prof.S.Tekir: GÜÇLÜ PARA veya PARANIN GÜCÜ
1.09.2016 10474 Okunma
1 Yorum 01.09.2016 09:51
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı anlamak, yapılması gerekenleri yapmaktı
6.03.2015 10470 Okunma
1 Yorum 06.03.2015 07:26
Reşat Nuri Erol
ÇARE VE ÇÖZÜM KUR’AN’DA
31.05.2015 10427 Okunma
2 Yorum 15.07.2015 07:10
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre “Selem Senedi Karşılığı Kredi”
13.03.2016 10391 Okunma
1 Yorum 13.03.2016 08:53
Reşat Nuri Erol
Çözüm Süreci ve HDP’nin önemli hatası
10.08.2015 10334 Okunma
2 Yorum 11.08.2015 15:48
Reşat Nuri Erol
“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!”
4.09.2015 10322 Okunma
1 Yorum 04.09.2015 06:00
Reşat Nuri Erol
Seçime giderken oynanan oyunlara dikkat!
12.09.2015 10196 Okunma
3 Yorum 13.09.2015 06:45
Reşat Nuri Erol
Toprak, tarım ve ‘tarım stratejisi’
26.04.2010 10134 Okunma
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir'den Doğu Perinçek yazısı!
25.10.2015 10097 Okunma
1 Yorum 25.10.2015 20:22
Reşat Nuri Erol
Kooperatif sistemi ile ‘ortaklık sistemi’ gelmekte
17.11.2018 10080 Okunma
5 Yorum 30.11.2018 11:55
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’in İSLÂMCILIK yazıları: Atatürk İslâmcılığı
18.10.2015 10007 Okunma
1 Yorum 18.10.2015 10:45
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 828. hafta seminer notlarından…
30.08.2015 9927 Okunma
3 Yorum 30.08.2015 11:50
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi, sorunlar ve mucize Kur’an-1
13.06.2015 9914 Okunma
2 Yorum 14.06.2015 07:41
Reşat Nuri Erol
KUR’AN ayetleri, Kadıhan, Hülagû ve HALEP!
19.12.2016 9887 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 10:27
Reşat Nuri Erol
Sermaye dünyayı ne hâle getirdi; ne yapmalıyız?
30.11.2012 9880 Okunma
Reşat Nuri Erol
Prof.Dr.Sabri TEKİR: TÜRKİYE VARLIK FONU
10.02.2017 9861 Okunma
3 Yorum 12.02.2017 20:52
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM bütün sorunları çözer
19.05.2015 9819 Okunma
1 Yorum 19.05.2015 11:17
Reşat Nuri Erol
Hukuk Düzeni
21.04.2013 9805 Okunma
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi ve Ortaklık Sistemi Bankaları
22.10.2018 9696 Okunma
4 Yorum 30.11.2018 08:26
Reşat Nuri Erol
“Millî Görüş ve Adil Düzen” olmadan bu kadar!
2.10.2015 9693 Okunma
1 Yorum 02.10.2015 07:02
Reşat Nuri Erol
MİLLÎ GAZETE için her gün bir şey yapmak
14.01.2016 9652 Okunma
4 Yorum 24.01.2016 23:20
Reşat Nuri Erol
Yargı sorununun çözümü hakemlik sistemidir
19.02.2014 9594 Okunma
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı Adil Düzen’den vazgeçirme raporu (tekrar)
2.12.2018 9538 Okunma
3 Yorum 02.12.2018 12:05
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!-2
11.07.2015 9511 Okunma
1 Yorum 11.07.2015 03:53
Reşat Nuri Erol
S. Karagülle; BİR İLİM ADAMININ ERBAKAN TAHLİLİ...
4.08.2015 9471 Okunma
2 Yorum 04.08.2015 21:35
Reşat Nuri Erol
Seçim sonucu ne olursa olsun, Asıl Yapılması Gereken
1.11.2015 9333 Okunma
1 Yorum 01.11.2015 06:05
Reşat Nuri Erol
H.Özdemir yazıları; Ak Parti İslamcı mı?
1.08.2015 9323 Okunma
3 Yorum 01.08.2015 16:33
Reşat Nuri Erol
Gece, saat üç; bir, iki, üç (yazı)! Ve (dördüncü yazı)
15.12.2016 9323 Okunma
1 Yorum 15.12.2016 02:49
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 738. Hafta Semineri’nden
17.11.2013 9316 Okunma
Reşat Nuri Erol
Evet… Asrın idrâkine söyletmeliyiz İSLÂM’ı…
17.03.2018 9307 Okunma
1 Yorum 17.03.2018 07:18
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 888. Hafta Seminerinden…
15.11.2016 9237 Okunma
3 Yorum 16.11.2016 12:41


© 2025 - Akevler