Mısır’da nutuk… Gazze’de katliam…
Mısır’da karşılıklı nutuklar çekilirken, Gazze’de/Filistin’de bebekler bile vahşice katlediliyor… İslâm âlemi, D-8’ler ve insanlık yani bütün dünya ise sadece seyrediyor!.. “Zalim Dünya Düzeni”, “Gizli Dünya Devleti” böyle kurulmuş, böyle devam ediyor…
Bakalım nereye ve ne zamana kadar?!.
Bu duruma nasıl gelindiğine bakmamız gerekiyor. Osmanlı Devleti “adalet” ve hükümranlığının bölgede ve dünyada sona erdiği 20. Yüzyıl’ın başına gelindiğinde, Allah’a inananlar şaşkına dönmüşlerdi. Dünyayı ateistler işgal etmiş, insanları zorla dinsizleştiriyordu, her yerde dinsizlik ve ahlâksızlık moda olmuştu. Kim dinsiz ise o zafer kazanıyor, zengin oluyor, iktidar oluyordu. Osmanlı Devleti sonrasında Türkiye’nin ilk kurucu yöneticileri bir yana, arkadan gelen Celal Bayar bile bu dinsizliğin önderleri idiler. Sadece Türkiye değil, Mısır ve İran da dinsizliğin ve ahlâksızlığın diyarları olmuşlardı. Mısır’da bununla mücadele eden, Türkiye’de bununla mücadele eden birçok dindar insan bu uğurda canını verdi...
Sonunda ne oldu?
Türkiye’de AK Parti iktidarda… Mısır’da İhvan-ı Müslimin iktidarda, Şehit Seyyid Kutub’un arkadaşları iktidarda... Bu mücadeleye biz de kırk yıldan beri karınca kararınca katıldık, bizzat yaşadık... İşte; en onunda Türkiye’de ve Mısır’da tek başımıza iktidardayız...
Ne değişti, ne değişiyor?.. Zina artıyor, evlenmeler azalıyor, boşanmalar çoğalıyor... Faiz ve yolsuzluklar, rüşvet ve kayırmalar mı azalıyor?.. Türkiye’de daha mı az insanlar dağlarda, şehirlerde ve daha başka yerlerde can veriyor, teröre kurban ediliyor?..
Peki, bugünkü durum buysa, bugüne kadar ne için mücadele edildi?.. Bu mücadelede şehit olanlar niçin şehit oldular?!. Biz bütün bu mücadeleyi bir zamanlar MİLLÎ GÖRÜŞ gömleği giyen ama on sene öncesinde onu çıkaran, “ADİL (Ekonomik) DÜZEN” ceketini ise hiç giymeyen birilerinin saltanat postuna yani iktidar koltuğuna oturması için mi yaptık?!.
(Tam da burada; Ekrem Şama arkadaşımızın, geçmişte birlikte yaşanan ve günümüzde ulaşılan durumu tahlil eden, son haftalardaki yazılarını topluca okumanızı tavsiye ederim...)
Osmanlı Devleti sonrasındaki İki Cihan Savaşı’nda, insanlık milyonlarca insanın canına neden kıydı; yüz yıldan beri devam eden bu vahşi “Zalim Dünya Düzeni” için mi?!.
Türkiye Başbakanı Mısır’a gitti, nutuk çekti, nutuk dinledi…
Ne değişti?.. Gazze, Filistin, Türkiye ve bölgedeki katliamlar mı bitti?..
Bu nutukların amacı neydi?.. İhvan-ı Müslimin Cumhurbaşkanı neler söyledi?..
İnsanlar coşuyor, insanlar alkışlıyor ama acaba neyi alkışladıklarının farkındalar mı?!.
OLAY şudur, OLAN şudur, DURUM şudur, SONUÇ şudur.
Sömürü sermayesi insanlara önce ölümü gösterdi, şimdi insanlar sakatlıktan ve felçten memnun! Müslümanlar cihadı bıraktılar, birbirlerine nutuk çekiyor, birbirlerini alkışlıyorlar!..
Asıl BÜYÜK SORUN şudur: Küçük cihadı kazandık ama büyük cihadı kaybettik...
Köprüyü geçtik ama küçücük bir suda boğulduk, Allah’ı ve Kur’an’ı unuttuk...
Şimdi ortak tarihimizle, ortak coğrafyamızla, ortak inançlarımızla, ortak müttefiklerimizle öğünerek ve nutuklar çekerek kendimizi avutuyoruz, kendi kendimize ninniler yani nutuklar söyleyerek uyumaya çalışıyoruz; Gazze’de bebeler katledilirken…
Suriye’de olanlara karşıyız; ha saldırdık, ha saldıracağız ama İsrail’in yaptıklarına adam gibi kınama imkânına bile sahip değiliz... Gemimiz uluslararası sularda vuruluyor, vatandaşlarımız şehit ediliyor, askerimizin başına çuval geçiriliyor; biz “nutuk” çekiyoruz!..
Oysa asıl yapılması gereken nedir? Askerimize çuval mı geçirildi? Ertesi gün İncirlik Havaalanı’nı kapatırız. Ondan sonrasında ABD çuval geçiremez, askerlerimize halı sererdi…
İsrail gemimizi mi işgal etti, İsrail vatandaşlarımızı mı şehit etti?..
Elbette yaptıkları savaş sebebidir, şimdilik savaşma gücümüz yoktur ama Boğazlardan geçen İsrail gemilerine el koyardık, gücü varsa o gelsin bizimle savaşsın derdik. Türkiye’nin ülke dışına gidip savaşma gücü yoktur ama ülkesini savunmada dünyanın bütün orduları birleşse bile Türkiye’yi yenemez.
(Bu durumda yapılması gerekenler gelecek yazıda.)