Dolar’la helak olmamak için; TEDAVİ reçetesi
Dolar-TL savaşından ya da Dolar’ın TL’ye saldırısından söz ediyorduk, konumuz buydu. On gün önce 479 sayılı ve 19.08.2018 tarihli haftalık Adil Düzen Dergisi’nde, Dolar dalgalanmaları vesilesiyle yazılanlara bakıyorduk.
Önce TEŞHİS ile başlamıştık.
Bugün de TEDAVİ reçeteleri ile devam edelim.
a) Türkiye önce enflasyonu etkisiz hale getirmeli.
b) Türkiye Dolar borçlarını bir an önce tasfiye etmeli.
c) Yeterli faizsiz kredilerle tam verimli istihdamı sağlamalı.
d) Türkiye acilen ithalatı ihracata eşitlemeli, cari açığı sona erdirmeli.
Bunlar arasında en zor olan dış borçtur; defalarca belirttik, dış borç, Dolar borcudur.
a) Türkiye, defalarca yazdığımız üzere, dış borcunu iç borca çevirecek.
b) Para borcunu mal borcuna çevirecek.
c) Borcu iştirake çevirecek.
d) Faiz borcunu kredileşme borcuna çevirecek.
TEDAVİ reçeteleri böyledir, Türkiye bunları yapacak güçtedir; dolayısıyla AK Parti’nin inadından ya da intiharından başka Türkiye’nin ekonomik sorunu yoktur.
Devam edelim…
Türkiye 3,5 milyar Dolar’ı Çin’den, 15 milyar Dolar’ı da Katar’dan alıyor.
Türkiye bu imkânı nasıl değerlendirmelidir?
1- Dış Ticaret: İstanbul’da bir ilçe açık pazar haline getirilmelidir. Bu Dolar’lar Türk tüccarlarına mudarebe ikraz usulü borç verilmelidir. Türkiye bu sayede dünya ticaret merkezi haline gelir. Bu paralar böylece Türkiye’de kalır.
2- Dış Emek: Türkiye vizeleri kaldırmalı. Bu sayede tüm dünya işçileri Türkiye’ye gelir ve üretim yaparlar. Böylece Türkiye dış emeğin getirilmesi ile zengin olur. Yabancı işçi çalıştırana bu krediyi verir.
3- Dış Yatırım: Dışarıda iş yapan Türk girişimcilere kredi verir, onlar dışarıda iş yaparlar, zamanla kazançlarını Türkiye’ye transfer ederler.
4- Dış Turizm: Türkiye yüz lojmanlı dinlenme siteleri kurar, devremülk olarak dünyaya pazarlar. Ucuz pazarlar, Türkiye dünyanın turizm merkezi olur.
Türkiye böyle yapmazsa:
1- Faizli Borçlar: Faizi borçla kapatırsa, Türkiye 20 milyardan fazla faiz ödeyecektir. Bu paralarla yıllık faizini öder. Borcunu artırmış olur. Borcu değil, faizi faizli borçla kapatır ve sonunda Osmanlı’nın akıbetine doğru yol alır.
2- Üretim Meselesi: Türkiye üretimi durdurur. Tüccarlar Dolar ile ithalat yapar, TL ile satarlar. TL piyasadan çekilmiş olur. Dolar ucuzlamış olur. Dolar ile TL satın alırlar, yeni ithalat başlar. İhracat durur. Böylece ülke gittikçe borçlanır ve fakirleşir.
3- Ülkeyi Satma: Dolar karşılığı Sermaye Türkiye’de topraklar satın almaya başlar. Görünürde Türkler satın alır ama gerçekte Rothshildler almış olur. Filistin benzeri bir yerleşme politikası, yıkılış ve işgal.
4- Enflasyonu Körükleme: Üretim yapmadan halkın eline geçen Dolar karşılığı TL ile israf artar, bu da ülkede faizsiz olsa da enflasyona sebep olur. Ayrıca ekonomide faiz=enflasyon demektir.
Biz, faizler 8’den 12’ye çıkarılınca yazdık, ‘gelecekte faizler yükselecek’ dedik; şimdi 28’e çıktı.
Varsa bir eksiğimiz veya yanlışımız, biri karşımıza çıksın da itiraz etsin bakalım.
Kimse itiraz edemez; nitekim yarım yüzyıldan beri itiraz edebilen olmadı; olamaz.
Çünkü bunları herkes zaten bilmekte ve birileri de ihanet seviyesinde ihmal içindedir.
Siz bilirsiniz! Biz görevimizi yapmaya devam ediyoruz, açık tebliğ devam ediyor…
“Sosyal Tufan” bütün azameti ile geldiğinde, son pişmanlık fayda etmeyecektir.