AB, AKP, sermaye ve insanlık
1897 Basel Konferansı’na (I. Siyonist Yahudi Kongresi’ne) kadar, tekel sömürü sermayesi dünyadaki dengeyi Müslümanlarla Hıristiyanları savaştırmak suretiyle sağlıyordu...
Hıristiyanların Müslümanlara karşı denge sağlayamadıklarını anladılar…
Biz desteklesek de sağlayamazlar diye düşündüler ve bu yönde karar kıldılar...
-Dinler artık tarih olmuştur; dünyayı dinsizleştirelim, dengeyi rejimler arası kuralım...
-Kapitalist Hıristiyan toplulukların dinsizleştirilmesi “ahlâksızlık, zenginlik ve müspet ilim vs.” yoluyla zorlanmadan mümkün olacaktır...
-Sovyet ülkeleri “enternasyonal sosyalizmle” dinsizleştirilmeli…
-Dünyadaki diğer ülkeler “nasyonal sosyalizmle” dinsizleştirilmelidir...
-Türkiye Cumhuriyeti’nde bu alandaki uygulama “Kemalizm” ile başlamıştır...
***
İkinci Cihan Savaşı bittiği zaman Yalta Konferansı’nda Türkiye’yi Sovyetlere bırakmadılar ama Türkiye’nin dinsiz kalması gerekiyordu...
Şemsettin Günaltay ile Celal Bayar anlaştı; inkılâplara sadık kalınacaktı...
Güçlü parti olarak sadece CHP ile DP olacak, ikisi de Türkiye’yi dinsizleştirmeye devam edecek, başka partilerin kurulup yaşamasına imkân verilmeyecekti...
Mareşal Fevzi Çakmak’ın Millet Partisi (MP) bunun için sebepsiz yere kapatılmıştır...
Bu arada Adnan Menderes ortaya çıktı. Halk Celal Bayar’dan çok Adnan Menderes’in yanında yer aldı. Adnan Menderes dindar değildi ama Celal Bayar gibi satılmış bir dinsiz de değildi. Menderes Müslümanlara yüz vermekle kalmamış, Türkiye’yi tarım döneminden sanayi dönemine geçirmiştir...
Oysa sömürü sermayesi dünyayı uygarlık bakımından da ikiye ayırmış, kimilerini geri sınıfta kimilerini de ileri sınıf içinde yerleştirmişti. Türkiye’yi geri sınıf içinde kalacak şekilde sınıflandırdı...
Türkiye Başbakanı Adnan Menderes işte bu planı bozdu, bu sebeple onu astılar...
***
Avrupa Birliği (AB) tekel sömürü sermayesine rağmen oluşmuş bir birliktir. Sermaye İngiltere’yi de AB’ye sokarak oradaki hâkimiyetini sürdürmek istemiştir. Fransız General De Gaulle ve Alman Helmut Kohl’un siyasetleri ile Almanlar ile Fransızlar anlaşınca, Kara Avrupa’sı AB’ye hâkim olmuştur. İngiltere’yi hâkim kılmak için sömürü sermayesi Türkiye’yi AB’ye sokarak dengeyi kurmak istedi...
AK Parti AB’nin aşkı değildi. Sadece tekel sömürü sermayesinin baskısından kurtulmak için AB aşkını sergilemek istemiştir. Askerler de işte bu sebeple AB taraftarı olmuşlardır. Çünkü tekel sömürü sermayesinin en büyük engeli Türk ordusudur. Türk ordusu yalnız iyi savaşçı değil, aynı zamanda işgal ettiği ülkeleri adil bir şekilde yönetme iktidarına da sahip olan bir ordudur…
Tekel sömürü sermayesi ABD üzerindeki hâkimiyetini kaybetmiştir...
Dolayısıyla ABD ile AB arasında artık çatışma yoktur...
Çin ile Rusya’nın da araları düzelmiştir...
AK Parti henüz bu değişikliği idrak edemediği için şaşkınlık içindedir...
AK Parti Suriye konusunda da büyük hatalar içindedir...
Diğer önemli hataları günlerdir yazdık…
“İhvan-ı Müslimin”i kolayca kullanacağını sanan sömürü sermayesi yanılıyor...
***
Velhasıl-ı kelâm…
İnsanlık seri bir şekilde “BARIŞ DÜZENİ”ne doğru ilerlemektedir...
Yani…
İNSANLIK “ADİL (EKONOMİK) DÜZEN”e DOĞRU İLERLEMEKTEDİR…
DARISI İKTİDARDAKİ GAFİLLERİMİZİN BAŞINA…