Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1185
Ankebut Suresi Tefsiri 60. Ayet
1.10.2022
806 Okunma, 0 Yorum

ANKEBÛT SÛRESİ - 55. Hafta

 

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

وَكَأَيِّنْ مِنْ دَابَّةٍ لَا تَحْمِلُ رِزْقَهَا اللَّهُ يَرْزُقُهَا وَإِيَّاكُمْ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ (60)

Nice rızkını taşımayan dabbe, onu ve sizi yalnızca Allah rızıklandırır. O işiticidir, bilicidir. (60)

 

وَكَأَيِّنْ مِنْ دَابَّةٍ لَا تَحْمِلُ رِزْقَهَا اللَّهُ يَرْزُقُهَا وَإِيَّاكُمْ

Nice rızkını taşımayan dabbe, onu ve sizi yalnızca Allah rızıklandırır.

وَ: İsti’nafiyye edatıdır.

Cümle yapısı (nahiv analizi) şu şekildedir:

İsim cümlesi

Haber
İsim cümlesi

Mübteda

Haber
Fiil cümlesi

Mübteda

Temyiz

Mümeyyez

يَرْزُقُهَا وَإِيَّاكُمْ

اللَّهُ

مِنْ دَابَّةٍ لَا تَحْمِلُ رِزْقَهَا

كَأَيِّنْ

كَأَيِّنْ: “Nice, ne kadar çok, pek çok” demektir. Çokluktan kinayede kullanılır. Kinaye ismi de denilir. Cümlede mümeyyezdir. Her mümeyyezi açıklayan bir temyiz vardır. كَأَيِّنْ in temyizi de kendisinden sonra gelen مِنْ harf-i ceri ve bunun mecruru olan nekre ve tekil kelimedir. Keeyyin temyizi ile beraber cümlede mef’ûlü mutlak, mef’ûlün bih, mef’ûlün fih, nevâsıhın haberi, harf-i cerin mecruru, muzafun ileyh, mübteda, haber görevlerinde olabilir. Burada da mübteda görevindedir. Anlamsal olarak çokluğu ifade etmesine rağmen gramersel olarak tekildir. Bu nedenle cümlede kendisinden sonra ona dönen zamir مِنْ harf-i cerinin mecruruna bağlıdır. Bu mecrur erilse eril tekil, dişilse dişil tekil zamir döner. Soru edatı olmamasına rağmen soru edatı gibi her zaman cümlenin başında gelir.

مِنْ: “-den” demektir. Harf-i cerdir. Kendisinden sonra gelen nekre mecruru ile beraber كَأَيِّنْ in temyizi olur.

دَابَّةٍ: “Dabbe” demektir. دبب kökünden gelmiştir. İkinci bâbdan دَبٌّ mastarı yer üzerinde kolaylıkla yürümek, ilerlemek manasındadır. Bu mastar manasından yer üzerinde ilerleyen anlamında دَابَّةٌ ıstılahi olarak yer üzerinde hareket eden hayvan olarak “dabbe” anlamında isimdir. Sonundaki ة harfi nedeniyle lafzen dişildir. Çoğulu دَوَابُّ dur.

لَا: “Değil” demektir. Olumsuzluk edatıdır.

تَحْمِلُ: “Yüklenir, taşır” demektir. حمل kökünden ikinci bâbdan üçüncü şahıs dişil merfu muzari malum fiildir. Fâili müstetir هِيَ dir. دَابَّةٍ lafzen dişil olduğu için ona racidir. Yüklenen dabbedir.

رِزْقَ: “Rızık” demektir. Yiyecek ve içeceklerden oluşur. Canlıların biyolojik olarak ihtiyacının olduğu maddelerdir. Giyecekler buna dahil değildir. Bu nedenle hayvanlar ve insanlar için rızık aynı anlamdadır.

وَعَلَى الْمَوْلُودِ لَهُ رِزْقُهُنَّ وَكِسْوَتُهُنَّ بِالْمَعْرُوفِ

Onun için veled olunan üzerinedir onların rızkı ve giyeceği marufla. (Bakara 233)

Bu ayette rızık ve giyeceğin ayrı olduğu anlaşılmaktadır.

هَا: “O” demektir. Mecrur muttasıl zamirdir. دَابَّةٍ e racidir.

رِزْقَهَا: “Onun rızkı” demektir. Dabbenin rızkıdır.

لَا تَحْمِلُ رِزْقَهَا: “Rızkını taşımaz” demektir.

دَابَّةٍ لَا تَحْمِلُ رِزْقَهَا: “Rızkını taşımayan dabbe” demektir.

مِنْ دَابَّةٍ لَا تَحْمِلُ رِزْقَهَا: “Rızkını taşımayan dabbeden” demektir.

كَأَيِّنْ مِنْ دَابَّةٍ لَا تَحْمِلُ رِزْقَهَا: “Nice rızkını taşımayan dabbe” demektir. Mübtedadır. Haberi yeniden isim cümlesidir.

اللَّهُ: “Allah” demektir. Alemlerin rabbinin özel ismidir. Mübtedadır.

يَرْزُقُ: “Rızıklandırır” demektir. رزق kökünden birinci bâbdan üçüncü şahıs tekil merfu muzari malum fiildir. Faili müstetir هُوَ dir. Allah’a racidir.

هَا: “O” demektir. Mensub muttasıl zamirdir. Dişildir. دَابَّةٍ e racidir.

وَ: “Ve” demektir. Atıf harfidir. هَا mensub muttasıl zamirine إِيَّاكُمْ ü atfetmektedir.

إِيَّاكُمْ: “Sizi” demektir. Mensub munfasıl zamiridir. هَا zamirine كُمْ (siz) zamiri doğrudan atfolunamayacağı için إِيَّاكُمْ şeklinde mensub munfasıl zamir olarak gelir.

هَا وَإِيَّاكُمْ: “Onu ve sizi” demektir.

يَرْزُقُهَا وَإِيَّاكُمْ: “Onu ve sizi rızıklandırır” demektir.

اللَّهُ يَرْزُقُهَا وَإِيَّاكُمْ: “Allah onu ve sizi rızıklandırır” demektir.

كَأَيِّنْ مِنْ دَابَّةٍ لَا تَحْمِلُ رِزْقَهَا اللَّهُ يَرْزُقُهَا وَإِيَّاكُمْ: “Nice rızkını taşımayan dabbe, onu ve sizi yalnızca Allah rızıklandırır” demektir.

Buna göre dabbelerden rızkını taşıyan ve taşımayanlar vardır. Dabbelerin çoğunluğu rızkını taşımayandır anlamına gelmez. Taşımayan çok sayıda vardır anlamına gelir. Kış için yiyecekleri yuvalarına taşıyan ve kışı yuvada geçiren hayvanlar vardır. Bunlar rızıklarını taşıyanlardır. Yaz kış rızıklarını taşımayıp sürekli avlanan veya otlanan hayvanlar vardır. Ayılar gibi bazıları da yazın bol miktarda yiyerek yağ depolarlar ve kışın uykuda bu yağı harcarlar. Bu ayette إِيَّاكُمْ (sizi) zamirinin muhatabı biyolojik yapı olarak insanlardır. Dabbeye atfedilmiş ve rızık taşımadan sonra gelmiştir.

وَاللَّهُ خَلَقَ كُلَّ دَابَّةٍ مِنْ مَاءٍ فَمِنْهُمْ مَنْ يَمْشِي عَلَى بَطْنِهِ وَمِنْهُمْ مَنْ يَمْشِي عَلَى رِجْلَيْنِ وَمِنْهُمْ مَنْ يَمْشِي عَلَى أَرْبَعٍ

Allah her dabbeyi sudan yarattı. Onlardan karnı üzerinde yürüyen ve onlardan iki ayağı üzerinde yürüyen ve onlardan dört üzerinde yürüyen vardır. (Nur 45)

Bu ayete göre dabbenin kriteri yürümektir ve insanlar da dabbedir. Karnı üzerinde yürüme ifadesine biz sürünme demekteyiz. Sürüngenler de dabbedir.

وَمِنَ النَّاسِ وَالدَّوَابِّ وَالْأَنْعَامِ مُخْتَلِفٌ أَلْوَانُهُ

İnsanlar ve dabbeler ve çiftlik hayvanlarından renkleri çeşitli olanlar vardır. (Fatır 28)

Bu ayette insanlar dabbeler ve çiftlik hayvanlarına atfedilmiştir. Buradan insanların dabbe olmadığı sonucu çıkabilecek gibi durmaktadır. Aynı zamanda çiftlik hayvanları da dabbe olduğu halde o da dabbelere atfedilmiştir. Ancak atfedilen dabbeler çoğuldur ve harf-i tarifle marifedir. Bu da belli bir grup dabbeyi ifade etmektedir ki insanlar ve çiftlik hayvanları dışındaki dabbelerdir.

إِنَّ شَرَّ الدَّوَابِّ عِنْدَ اللَّهِ الَّذِينَ كَفَرُوا فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ

Kesinlikle dabbelerin en şerlisi Allah’a göre küfredenlerdir. Onlar iman etmezler. (Enfal 55)

Bu ayette küfredenlerin Allah’a göre dabbelerin en şerlisi olduğu söylenmiştir. Bu da insanların da dabbe olduğunu göstermektedir.

Ankebut suresindeki bu ayette insan rızıklandırma yönünden farklı olduğundan dabbe olduğu halde dabbeye “siz” (إِيَّاكُمْ) kelimesi atfedilmiştir.

وَمَا مِنْ دَابَّةٍ فِي الْأَرْضِ وَلَا طَائِرٍ يَطِيرُ بِجَنَاحَيْهِ إِلَّا أُمَمٌ أَمْثَالُكُمْ

Yerde ne bir dabbe ne de iki kanadıyla uçan kuş yoktur ki sizin emsaliniz ümmetler olmasın. (Enam 38)

Kuşlar da karada iki ayakları üzerinde yürümektedirler. Onları dabbeden sayacak mıyız? Bu ayete göre uçan canlılar dabbe değildir.

Canlıları Allah rızıklandırmaktadır. Tüm doğa denge halindedir. Bazı canlılar yalnız et bazı canlılar yalnız ot yerler, bazı canlılar da hem et hem ot yerler. Bir besin piramidi vardır ve canlılar bu piramide göre beslenirler. Bakteriler vardır, parazitler vardır. Hepsi başka canlılardan beslenmektedirler. Bitkiler ise elementleri topraktan almakta, güneş ışığı ile şeker üretmektedirler. Hayvanlar da bunlardan beslenmekte ve hepsi rızıklanmaktadırlar. Allah bizi rızıklandırmakta ve temiz rızık vermekte iken insanoğlu açgözlülüğü ile daha çok besin elde edeceğini sanarak besinleri bozmaktadır. Tarım ilaçları ile tüm insanlar zehirlenmektedir. Çiftlik hayvanları hapsedilmekte, yem verilmekte ve şişirilmektedirler. Bunları yiyen insanların tüm vücudunda kronik iltihap meydana gelmekte ve kanser dahil pek çok kronik hastalığa zemin hazırlamaktadır. Tavuklar ayakta duramayacak kadar genetikleri bozulmuş halde yaşayan ölü olarak et ve yumurta üretmektedirler. Daha çok olsun daha çok olsun denilerek genetiği bozulmuş buğdayın gluteni bağırsakları hasarlamakta ve otoimmün hastalıklara sebebiyet vermektedir. Artık insanlar yiyerek hastalanmaktadırlar. Devasa hastaneler açarak Sermaye beslenmekte, bununla gurur duyulmaktadır. Hastanelerde hastalıklar tedavi edilmemekte, sadece idare edilmektedir. Hastalığın sebebi ile kimse ilgilenmemekte, hastalığın semptomlarına yönelik ilaçlar milyonlarca kutu satılmaktadır. Tarım ve hayvancılığın düzelmesi ile zaten hastalıklar onda birine düşeceğinden bu kadar hastaneye gerek olmayacaktır. Hastanelere harcanan milyarlar tarım ve hayvancılık için harcanırsa zaten insanlar sağlıklı bir şekilde yaşayacaklardır. Çobanlığın yeniden başlaması, besiciliğin ortadan kalkması, tavukların köylerde dolaşması, tarım ilacı kullanmadan tarım yapılması ile insanlar rızıklanacaklardır. Hem de yetmez sanılan miktarlarla insanlar doyacak ve sağlıklı bir şekilde yaşayacaklardır. Miktarı çoğaltılmış ama insanlarda yağ ve hastalık olarak kendini gösteren yiyecekler yerine miktarı azalmış ama insanlarda sağlık, yaşam enerjisi ve psikolojik mutluluk olarak kendini gösteren besinlerle hastaneler boş kalacak, insanlar huzur içinde yaşayacaklardır. Allah bizi rızıklandırmaktadır. Rızık yetmez diyerek yiyecekleri bozarak çoğaltmak en büyük hatadır. Bunu tetikleyen Sermaye’dir. Sermaye bunu bilerek yapmakta ve ekini ve nesli helak etmektedir.

وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يُعْجِبُكَ قَوْلُهُ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيُشْهِدُ اللَّهَ عَلَى مَا فِي قَلْبِهِ وَهُوَ أَلَدُّ الْخِصَامِ (204) وَإِذَا تَوَلَّى سَعَى فِي الْأَرْضِ لِيُفْسِدَ فِيهَا وَيُهْلِكَ الْحَرْثَ وَالنَّسْلَ وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْفَسَادَ (205)

İnsanlardan dünya hayatı hakkında sözü seni hayran bırakan ve hasımların en azılısı olduğu halde kalbindekine Allah’ı şahit tutan vardır. Döndüğü zaman yerde onun içinde fesat çıkarmak ve ekini ve nesli helak etmek için çabalar. Allah fesadı sevmez. (Bakara 204-205)

İşte bu ayetteki insanlar bugün tüm dünyayı fesada boğmakta, ekini ve nesli helak etmektedir. Helak ölme değildir, bozulmadır. Ekin bozulmuş ve nesil de bozulmuştur. Herkes hastadır. Hastaneler yetmemektedir. Hastalıkların kökünü kurutmak yerine hastaneler açılmakta, hastalıklar daha da artmaktadır. Pratik çözüm arayanların yapacağı bundan öte değildir.

Allah rızkını taşımayan dabbelere bile rızkını vermektedir. Sermaye rızık korkusu ile insanları korkutarak gönüllü köle haline getirmektedir. Bu korku boşunadır. Allah’ın düzenini uyguladığınız anda kimse aç kalmaz, kimse sıkıntı yaşamaz. Çoğunluk demokrasisi denilen Allah’ın düzeninin tam tersi olan düzen içinde insanlar rızık korkusu içinde yaşarlar.

İbrahim Peygamber 17. Ayette vesenlerin rızık vermeyeceğini (لَا يَمْلِكُونَ لَكُمْ رِزْقًا) söylemektedir. Bu ayetin başındaki vav-ı isti’nafiyye o ayete bu ayeti manasal olarak bağlamaktadır. Başka bir konudan aniden rızık konusuna geçmiş gibi görünmektedir. Kuran üslup olarak bunu yapmakta, çok öncesindeki ayetlere bağlamaktadır. Aradaki ayetler bir nevi açılmış parantez içindedir. Bize rızkı yalnızca Allah vermektedir, vesenler vermemektedir. Zaten bu ayette isim cümlesi ile gelmesi bu sebepledir. يَرْزُقُهَا اللَّهُ وَإِيَّاكُمْ  (onları ve sizi Allah rızıklandırır) şeklinde gelmeyip اللَّهُ يَرْزُقُهَا وَإِيَّاكُمْ (onları ve sizi yalnızca Allah rızıklandırır) şeklinde gelmiştir. Evet, vesenler rızkı yönetmemektedir, rızıklandıran yalnızca Allah’tır. Siyasi partiler iyiliklerin sebebi değildir. Bizde hastalık vardır. Siyasi partilerin hayrı vereceğini sanmaktadırlar. Öyle bir şey yoktur. Rızık verme mülkiyeti de onlarda değildir. Rızkı veren Allah’tır. Bu nedenle 17. ayetle bu ayet vâv-ı istinafiyye ile bağlanmıştır. Aradaki ayetler bu durumun örnekleri vermekte ve açıklamalarını yapmaktadır. Günümüzün en büyük sorunu vesenler ve vesenlerin iktidar yarışıdır. Çoğunluk ülkemizde yabancıları istememektedir. Yöneticiler ise onlar olmadan ekonominin çökeceğinin farkındadır. Sanayi sektörü, inşaat sektörü onların uzaklaştırılması ile durgunlaşmıştır. Eleman bulamamaktadırlar. Ancak yöneticiler ne yapmak zorundadır: çoğunluğa uymak. Eğer uymazlarsa oy alamazlar ve seçilemezler. Bile bile yanlış olanı yapmaktadırlar. Kuran’da bu durum gayet açıkça anlatılmaktadır.

وَإِنْ تُطِعْ أَكْثَرَ مَنْ فِي الْأَرْضِ يُضِلُّوكَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ إِنْ يَتَّبِعُونَ إِلَّا الظَّنَّ وَإِنْ هُمْ إِلَّا يَخْرُصُونَ

Eğer yerdekilerin çoğunluğuna uyarsan seni Allah’ın yolunda saptırırlar. Onlar yalnızca zanna uyarlar. Onlar yalnızca kafadan atarlar. (Enam 116)

İşte vesenlerin çoğunluk demokrasisi içindeki durumu budur. Hakkı uygulamak değildir dertleri. Hakkı uygulamak isteseler bile çoğunluğa uymak zorundadırlar. Bir siyasi çıkar, mültecileri ülkelerine göndermekten bahseder, insanların çoğunluğu gaza gelir, gönderin onları der. Sosyal medya bununla çalkalanır. Onların gönderilmesinin ne kadar yanlış olduğunu bile bile mevcut yöneticiler onları göndermeye başlarlar. Ekonomiye ağır bir darbe vurdukları halde çoğunluğa uymak zorundadırlar. Vesenlerin başka seçeneği yoktur. Vesenlerde kurtuluş arayanlar bilsinler ki vesenlerin rızık verme mülkiyeti yoktur, rızkı yalnızca Allah vermektedir. Vesenlerin peşinde koşmanın buna göre ne ifade ettiğini burada yazmama gerek yok, çok açık değil mi?

 

وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ

O işiticidir, bilicidir.

وَ: Vâv-u isti’nâfiyedir.

هُوَ: “O” demektir. Merfu munfasıl zamirdir. Allah’a racidir.

السَّمِيعُ: “İşitici” demektir. Mübalağalı ism-i fâildir. İşitmenin mübalağalı olduğunu gösterir. Mübalağasız olsaydı سَامِع (işiten) şeklinde ism-i fâil olurdu.

الْعَلِيمُ: “Bilici” demektir. Bu da mübalağalı ism-i fâildir. Bilmenin mübalağalı olduğunu gösterir. Mübalağasız olsaydı عَالِم (bilen) şeklinde ism-i fâil olurdu.

هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ: “O işiticidir, bilicidir” demektir. Kuran’da السَّمِيعُ الْعَلِيمُ yalnızca Allah için kullanılır. Sıra her zaman işitici, bilici şekildedir. Bilici, işitici (الْعَلِيمُ السَّمِيعُ) şeklinde gelmez. Bu nedenle Allah’a özel bir ifadedir. Bizim bildiğimiz işitme ve bizim bildiğimiz bilme değildir, ikisi bir arada Allah’a özel işitme ve bilme şeklindedir. Aslında ikisi bir arada tek anlam ifade etmektedir. Burada görme fiili yoktur. Kuran’da السَّمِيعُ الْبَصِيرُ (işitici, görücü) şeklinde de gelmektedir. Ancak görücü, bilici şeklinde gelmemektedir.

Allah her şeyi değişik bir biçimde bilmektedir. Yaptığımız her faaliyeti bilmektedir. Allah bizim rızıklarla ilgili yaptığımız her şeyi bilmektedir. Besinlerin nasıl berbat hale getirildiğini, rızık verenin kendisi değil vesenler zannedildiğini bilmektedir. Ekinin ve neslin nasıl helak edildiğini bilmektedir. Dünyanın nasıl bir fesat içinde olduğunu bilmektedir. Çözümlerin Allah’ın kitabı olan Kuran’ın rehberliği içinde değil, zır-cahiliye dönemi içindeki çoğunluk demokrasisinde rızık mülkiyeti olmayan vesenlerde arandığını da bilmektedir.

 

 

Yalova, Teşvikiye

01 Ekim 2022

M. Lütfi Hocaoğlu

 






Tüm Seminerler
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1271
Secde Suresi Tefsiri 5. Ayet
18.01.2025 35 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1270
Secde Suresi Tefsiri 4. Ayet
28.12.2024 89 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1269
Secde Suresi Tefsiri 3. Ayet
14.12.2024 95 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1268
Secde Suresi Tefsiri 1-2. Ayetler
7.12.2024 119 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1267
Lokman Suresi Tefsiri 34. Ayet
30.11.2024 122 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1266
Lokman Suresi Tefsiri 33. Ayet
16.11.2024 161 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1265
Lokman Suresi Tefsiri 32. Ayet
9.11.2024 155 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1264
Lokman Suresi Tefsiri 31. Ayet
26.10.2024 183 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1263
Lokman Suresi Tefsiri 30. Ayet
12.10.2024 208 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1262
Lokman Suresi Tefsiri 29. Ayet
5.10.2024 255 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1261
Lokman Suresi Tefsiri 28. Ayet
7.09.2024 251 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1260
Lokman Suresi Tefsiri 27. Ayet
31.08.2024 239 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1259
Lokman Suresi Tefsiri 25-26. Ayetler
24.08.2024 266 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1258
Lokman Suresi Tefsiri 24. Ayet
17.08.2024 234 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1257
Lokman Suresi Tefsiri 23. Ayet
3.08.2024 265 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1256
Lokman Suresi Tefsiri 22. Ayet
27.07.2024 258 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1255
Lokman Suresi Tefsiri 21. Ayet
20.07.2024 258 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1254
Lokman Suresi Tefsiri 20. Ayet
13.07.2024 282 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1253
Lokman Suresi Tefsiri 19. Ayet
29.06.2024 267 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1252
Lokman Suresi Tefsiri 18. Ayet
22.06.2024 276 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1251
Lokman Suresi Tefsiri 17. Ayet
25.05.2024 336 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1250
Lokman Suresi Tefsiri 16. Ayet
18.05.2024 342 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1249
Lokman Suresi Tefsiri 15. Ayet
11.05.2024 325 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1248
Lokman Suresi Tefsiri 14. Ayet
20.04.2024 435 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1247
Lokman Suresi Tefsiri 13. Ayet
13.04.2024 464 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1246
Lokman Suresi Tefsiri 12. Ayet
6.04.2024 399 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1245
Lokman Suresi Tefsiri 11. Ayet
30.03.2024 452 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1244
Lokman Suresi Tefsiri 10. Ayet
16.03.2024 396 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1243
Lokman Suresi Tefsiri 8-9. Ayetler
9.03.2024 383 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1242
Lokman Suresi Tefsiri 7. Ayet
24.02.2024 400 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1241
Lokman Suresi Tefsiri 6. Ayet
17.02.2024 351 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1240
Lokman Suresi Tefsiri 1-5. Ayetler
10.02.2024 530 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1239
Rum Suresi Tefsiri 60. Ayet
27.01.2024 435 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1238
Rum Suresi Tefsiri 59. Ayet
20.01.2024 411 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1237
Rum Suresi Tefsiri 58. Ayet
6.01.2024 454 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1236
Rum Suresi Tefsiri 57. Ayet
30.12.2023 450 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1235
Rum Suresi Tefsiri 56. Ayet
16.12.2023 528 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1234
Rum Suresi Tefsiri 55. Ayet
25.11.2023 526 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1233
Rum Suresi Tefsiri 54. Ayet
11.11.2023 545 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1232
Rum Suresi Tefsiri 53. Ayet
4.11.2023 467 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1231
Rum Suresi Tefsiri 51-52. Ayetler
21.10.2023 542 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1230
Rum Suresi Tefsiri 50. Ayet
14.10.2023 512 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1229
Rum Suresi Tefsiri 48-49. Ayetler
30.09.2023 512 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1228
Rum Suresi Tefsiri 47. Ayet
16.09.2023 528 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1227
Rum Suresi Tefsiri 46. Ayet
9.09.2023 649 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1226
Rum Suresi Tefsiri 44-45. Ayetler
2.09.2023 488 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1225
Rum Suresi Tefsiri 43. Ayet
19.08.2023 517 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1224
Rum Suresi Tefsiri 42. Ayet
12.08.2023 544 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1223
Rum Suresi Tefsiri 41. Ayet
5.08.2023 579 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1222
Rum Suresi Tefsiri 40. Ayet
29.07.2023 497 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1221
Rum Suresi Tefsiri 39. Ayet
22.07.2023 518 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1220
Rum Suresi Tefsiri 38. Ayet
15.07.2023 460 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1219
Rum Suresi Tefsiri 37. Ayet
17.06.2023 465 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1218
Rum Suresi Tefsiri 36. Ayet
3.06.2023 510 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1217
Rum Suresi Tefsiri 35. Ayet
27.05.2023 512 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1216
Rum Suresi Tefsiri 33-34. Ayetler
20.05.2023 506 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1215
Rum Suresi Tefsiri 31-32. Ayetler
13.05.2023 552 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1214
Rum Suresi Tefsiri 30. Ayet
6.05.2023 643 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1213
Rum Suresi Tefsiri 29. Ayet
29.04.2023 499 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1212
Rum Suresi Tefsiri 28. Ayet
15.04.2023 556 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1211
Rum Suresi Tefsiri 27. Ayet
8.04.2023 566 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1210
Rum Suresi Tefsiri 26. Ayet
1.04.2023 500 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1209
Rum Suresi Tefsiri 25. Ayet
25.03.2023 519 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1208
Rum Suresi Tefsiri 24. Ayet
18.03.2023 675 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1207
Rum Suresi Tefsiri 23. Ayet
11.03.2023 525 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1206
Rum Suresi Tefsiri 22. Ayet
4.03.2023 658 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1205
Rum Suresi Tefsiri 21. Ayet
25.02.2023 927 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1204
Rum Suresi Tefsiri 20. Ayet
18.02.2023 761 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1203
Rum Suresi Tefsiri 19. Ayet
11.02.2023 497 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1202
Rum Suresi Tefsiri 17-18. Ayetler
4.02.2023 686 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1201
Rum Suresi Tefsiri 14-16. Ayetler
28.01.2023 526 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1200
Rum Suresi Tefsiri 12-13. Ayetler
21.01.2023 481 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1199
Rum Suresi Tefsiri 11. Ayet
14.01.2023 504 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1198
Rum Suresi Tefsiri 10. Ayet
7.01.2023 551 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1197
Rum Suresi Tefsiri 9. Ayet
31.12.2022 1155 Okunma
2 Yorum 01.01.2023 00:23
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1196
Rum Suresi Tefsiri 8. Ayet
17.12.2022 528 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1195
Rum Suresi Tefsiri 6-7. Ayetler
10.12.2022 620 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1194
Rum Suresi Tefsiri 1-5. Ayetler
3.12.2022 617 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1193
Ankebut Suresi Tefsiri 69. Ayet
26.11.2022 556 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1192
Ankebut Suresi Tefsiri 68. Ayet
19.11.2022 601 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1191
Ankebut Suresi Tefsiri 67. Ayet
12.11.2022 592 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1190
Ankebut Suresi Tefsiri 65-66. Ayetler
5.11.2022 542 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1189
Ankebut Suresi Tefsiri 64. Ayet
29.10.2022 565 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1188
Ankebut Suresi Tefsiri 63. Ayet
22.10.2022 944 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1187
Ankebut Suresi Tefsiri 62. Ayet
15.10.2022 939 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1186
Ankebut Suresi Tefsiri 61. Ayet
8.10.2022 850 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1185
Ankebut Suresi Tefsiri 60. Ayet
1.10.2022 806 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1184
Ankebut Suresi Tefsiri 58-59. Ayetler
24.09.2022 863 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1183
Ankebut Suresi Tefsiri 57. Ayet
17.09.2022 1163 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1182
Ankebut Suresi Tefsiri 56. Ayet
10.09.2022 1259 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1181
Ankebut Suresi Tefsiri 54-55. Ayetler
3.09.2022 2143 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1180
Ankebut Suresi Tefsiri 53. Ayet
27.08.2022 2248 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1179
Ankebut Suresi Tefsiri 52. Ayet
20.08.2022 2698 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1178
Ankebut Suresi Tefsiri 51. Ayet
13.08.2022 1836 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1177
Ankebut Suresi Tefsiri 50. Ayet
6.08.2022 2319 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1176
Ankebut Suresi Tefsiri 48-49. Ayetler
30.07.2022 2816 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1175
Ankebut Suresi Tefsiri 47. Ayet
23.07.2022 2489 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1174
Ankebut Suresi Tefsiri 46. Ayet
16.07.2022 2955 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1173
Ankebut Suresi Tefsiri 45. Ayet
2.07.2022 3223 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1172
Ankebut Suresi Tefsiri 44. Ayet
25.06.2022 8236 Okunma


© 2025 - Akevler