Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1297
Cin Suresi Tefsiri 6. Ayet
20.09.2025
1016 Okunma, 0 Yorum

CİN SÛRESİ - 5. Hafta

 

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

وَأَنَّهُ كَانَ رِجَالٌ مِنَ الْإِنْسِ يَعُوذُونَ بِرِجَالٍ مِنَ الْجِنِّ فَزَادُوهُمْ رَهَقًا (6)

Ve insanlardan adamların cinlerden adamlara sığınıp da onları bulaşıklık olarak artırıyor olmaları … (6)

 

Ma'tûf

Atıf
harfi

Haberi

İsmi

Enne

Ma'tûf
Fiil cümlesi

Atıf
harfi

Ma'tûfun aleyh
Mensuh isim cümlesi

Mefûlun bih

Fâil

Fiil

Haberi
Fiil cümlesi

İsmi

Kâne

Temyiz

Mümey-yez

Mefûlün
bih GS

Fâil

Fiil

Mecrur

Cârr

رَهَقًا

هُمْ

و

زَادُوا

فَ

رِجَالٍ مِنَ الْجِنِّ

بِ

و

يَعُوذُونَ

رِجَالٌ مِنَ الْإِنْسِ

كَانَ

هُ

أَنَّ

وَ

 

وَ: “Ve” demektir. Atıf harfidir. Önceki ayetteki أَنَّا ظَنَنَّا أَنْ لَنْ تَقُولَ الْإِنْسُ وَالْجِنُّ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا mastarına أَنَّهُ كَانَ رِجَالٌ مِنَ الْإِنْسِ يَعُوذُونَ بِرِجَالٍ مِنَ الْجِنِّ فَزَادُوهُمْ رَهَقًا mastarını atfetmektedir.

أَنَّ: “Kesinlikle -mek, -mak” demektir. Huruf-u müşebbehe bi-l fiildendir. أَنَّ harfi إِنَّ gibi te’kîd bildirir. Farkı أَنَّ nin mastar olmasıdır.

هُ: “O” demektir. Üçüncü şahıs eril tekil mensub muttasıl zamirdir. Şan zamiridir. Raci olmayan zamirdir. (الضمير غير الراجع). Zamirin öncesinde yerini tuttuğu bir isim yoktur yani raci olduğu bir isim yoktur. Bu nedenle zamir görevinde değildir. Kendisinden öncesindeki bir isme değil kendisinden sonra anlatılacak olana işaret etmektedir ve “şöyle ki” anlamındadır. Bu tür zamirler için üçüncü şahıs tekil zamirler (هُوَ/هُ ve هِيَ/هَا) kullanılır. Eril olana şan zamiri (zamiru’ş-şan) (ضمير الشأن), dişil olana kıssa zamiri (zamiru’l-kıssa) (ضمير القصة) denir. Cümlenin başında yer alarak, bahsedilen konunun önemli olduğunu ifade eder. Önemli olan konuyu ifade eden kelime eril ise eril zamir (şan zamiri) gelir, önemli olan konuyu ifade eden kelime dişil olursa dişil zamir (kıssa zamiri) gelir.

كَانَ: “İdi” demektir. Nakıs fiildir. Burada mazi fiil olarak gelmiştir. Bu fiilin mastarının asıl anlamı “olmak” iken nakıs fiil olduğunda kendisinden sonra bir isim ve haber gelir. Asıl anlamıyla kullanıldığında tam fiil, bir isim ve haberden önce kullanıldığında nakıs (eksik) fiil denir. Burada kânenin ismi رِجَالٌ مِنَ الْإِنْسِ dir. Haberi ise يَعُوذُونَ بِرِجَالٍ مِنَ الْجِنِّ فَزَادُوهُمْ رَهَقًا dır.

رِجَالٌ: “Adamlar” demektir. Erişkin erkeklerdir. Tekili رَجُل dür. رجل kökünden gelmiştir. Aynı kökten gelen رِجْل ayak anlamına gelmektedir. Çoğulu أَرْجُل dur. Dördüncü bâbdan رَجَل mastarı ayağı üzerinde, yayan olarak gitmek manasındadır. Bu mastar manasından رَجِل yayan olarak giden manasındadır. Istılahi olarak yayan olarak savaşan askeri topluluk olan “piyade” anlamına da gelir.

مِنَ: “-den” demektir. Harf-i cerdir. Cinsin beyanı için gelmiştir.

الْإِنْسِ: “İnsan” demektir. ءنس kökünden ism-i cem-i cinstir. أَنَس mastarı birisini sosyal, yakın, arkadaşça hissetmek, tanıdık ve alışık olmak manasındadır. Bu mastar manasından sosyal, yakın, arkadaş olarak hissedilen, tanıdık olan manasında إِنْس ıstılahi olarak “insan” anlamında isimdir. Kuran’da ءنس kökü ile geçen ve ‘insan’ olarak çevrilen kelimelerin aralarında farklar vardır. إِنْس ism-i cem-i cins kelimesinin sonuna يّ gelerek müfredleşir. Bu şekliyle إِنْسِيّ ins cinsinden bir varlığın adı olur ve nekre çoğulu da أُنَاس dır. Marife çoğulu aslında الْأُنَاس dır ancak çok kullanılınca hemze düşmüş ve النَّاس şekline dönüşmüştür.

 

Camid isim müfred

Camid isim cem

İsm-i cem-i cins

İsm-i cem-i cinsten müfred

İsm-i cem-i cins müfredden cem

Nekre

إِنْسَان

أَنَاسِيّ

إِنْس

إِنْسِيّ

أُنَاس

Marife

الْإِنْسَان

-

الْإِنْس

-

النَّاس

إِنْس kelimesi وَحْش kelimesinin zıttı olarak kullanılır. Okun okçuya yakın olan ucuna إِنْس, sivri ucuna ise وَحْش denir. إِنْس insana yakınlıkla ilişkilendirildiği için sosyal insanı ifade eder.

إِنْسَان kelimesi ise insanın türsel özellikleri, yaratılışsal özellikleriyle ilgilidir. Biyolojik insanı ifade eder. Eğer kastedilen Homo Sapiens ise الْإِنْسَان şeklinde gelir. Eğer kastedilen başka bir insan türü ise nekre olarak إِنْسَان şeklinde gelir. Nekre gelişin çoğulu olan أَنَاسِيّ ise biyolojik insan türlerini ifade eder.

İnsan türünün davranışları türsel özelliği, yaratılışı gereği ise Kuran’da الْإِنْسَان şeklinde gelir.

مِنَ الْإِنْسِ: “İnsandan” demektir.

رِجَالٌ مِنَ الْإِنْسِ: “İnsanlardan adamlar” demektir. الْإِنْسِ burada cinsi belirtmektedir. Ancak Türkçede “insandan adamlar” denemeyeceği için “insanlardan adamlar” denmesi uygundur.

يَعُوذُونَ: “Sığınırlar” demektir. عوذ kökünden birinci bâbdan üçüncü şahıs merfu muzari malum fiildir. Bu fiil iki şekilde kullanılır. Birincisinde بِ ve مِنْ harf-i cerleri ile kullanılır. بِ den sonra gelene sığınılır, مِنْ den sonra gelen ise kendisine karşı korunulandır. İkincisinde بِ harf-i ceri ve أَنْ mastarı müevveliyle kullanılır. بِ den sonra gelene sığınılır, mastardaki durum kendisinden sığınılandır. عوذ kökünün ifade ettiği sığınma maddi bir sığınmadan çok manevi bir sığınmadır. İstenilmeyen durumlarla ve istenilmeyen şeylerle bağların kesilmesini birisinden istemektir.

وَإِذْ قَالَ مُوسَى لِقَوْمِهِ إِنَّ اللَّهَ يَأْمُرُكُمْ أَنْ تَذْبَحُوا بَقَرَةً قَالُوا أَتَتَّخِذُنَا هُزُوًا قَالَ أَعُوذُ بِاللَّهِ أَنْ أَكُونَ مِنَ الْجَاهِلِينَ

Hani Musa kavmine “Kesinlikle Allah size bir inek kesmenizi emrediyor.” demişti. Onlar “Sen bizimle alay mı ediyorsun?” dediler. “Cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım.” dedi. (Bakara 67)

Bu ayette Musa cahillerden olma ile olan bağını kesmeyi Allah’tan istemektedir. Burada istenilmeyen durum أَنْ mastarı ile getirilmiştir.

وَقُلْ رَبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ (97) وَأَعُوذُ بِكَ رَبِّ أَنْ يَحْضُرُونِ (98)

“Rabbim şeytanların dürtmelerinden sana sığınırım ve Rabbim huzurumda olmalarından sana sığınırım.” de. (Müminun 97-98)

İlk cümlede istenilmeyen durum şeytanların dürtmeleridir ve مِنْ ile gelmiştir. İkinci cümlede istenilmeyen durum şeytanların huzurda olmasıdır ve أَنْ ile mastar olarak gelmiştir.

وَإِمَّا يَنْزَغَنَّكَ مِنَ الشَّيْطَانِ نَزْغٌ فَاسْتَعِذْ بِاللَّهِ إِنَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ

Eğer şeytandan bir kışkırtma seni kışkırtırsa Allah’a sığınma iste. Kesinlikle O işiticidir, bilicidir. (Araf 200)

Bu ayette istenilmeyen durum şeytandan bir kışkırtmanın kışkırtmasıdır ve bu durumla bağın kesilmesi Allah’tan istenmektedir. Burada عوذ kökü istif’âl bâbı ile gelmiştir. Sığınma istemek anlamındadır.

قَالَ رَبِّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ أَنْ أَسْأَلَكَ مَا لَيْسَ لِي بِهِ عِلْمٌ

“Kesinlikle ben bana ait hiçbir bilgim olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım.” dedi. (Hud 47)

Nuh Allah’tan hiçbir bilgisi olmayan bir şeyi isteme durumuyla bağının kesilmesini yine Allah’tan istemektedir. Bu da أَنْ ile mastar olarak gelmiştir.

فَإِذَا قَرَأْتَ الْقُرْآنَ فَاسْتَعِذْ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

Kuran’ı kıraat ettiğinde taşlanmış şeytandan Allah’a sığınma iste. (Nahl 98)

Kuran’ı incelediğimiz zamanlarda Kuran’ı yanlış yorumlamaya sebep olmaması, Allah’la aldatmaması için şeytanla bağlantının kesilmesi istenmelidir.

بِ: “-e, -a” demektir. يَعُوذُونَ fiiliyle kendisine sığınılan, istenilmeyen durum veya kimselerle bağlantıları kesmesi istenen bu harf-i cerden sonra gelir.

رِجَالٍ: “Adamlar” demektir.

مِنَ: “-den” demektir. Harf-i cerdir. Cinsin beyanı için gelmiştir.

الْجِنِّ: “Cin” demektir. جنن kökünden gelmiştir. Birinci bâbdan جَنّ mastarı birisini veya bir şeyi görünemeyecek bir yerde saklayıp gizlemek manasındadır. Bu mastar manasından saklanılıp gizlenilen manasında جِنّ ıstılahi olarak “cin” anlamında ism-i cem-i cinstir. Bu yönüyle إِنْس kelimesi gibidir. جِنّ ism-i cem-i cins kelimesinin sonuna يّ gelerek müfredleşir. Bu şekliyle جِنِّيّ cin cinsinden bir varlığın adı olur جِنَّة ıstılahi olarak “cin topluluğu” anlamında ism-i cemdir. جَانّ “cin türü, bir yılan türü” demektir. Kendini saklayıp gizleyen manasında جَانّ ıstılahi olarak görünmediği için “cin türü”, iyi saklanıp gizlendiği için bir “yılan türü” anlamında isimdir. Cinlerde de yaratılışlarıyla ilgili olan ifadelerde جَانّ kullanılır. Sosyal yönleriyle ilgili olarak جِنّ kullanılır.

مِنَ الْجِنِّ: “Cinden” demektir.

رِجَالٍ مِنَ الْجِنِّ: “Cinlerden adamlar” demektir. الْجِنِّ burada cinsi belirtmektedir. Ancak “insandan adamlar” ifadesi gibi Türkçede “cinden adamlar” denemeyeceği için “cinlerden adamlar” denmesi uygundur.

بِرِجَالٍ مِنَ الْجِنِّ: “Cinlerden adamlara” demektir.

يَعُوذُونَ بِرِجَالٍ مِنَ الْجِنِّ: “Cinlerden adamlara sığınırlar” demektir.

كَانَ رِجَالٌ مِنَ الْإِنْسِ يَعُوذُونَ بِرِجَالٍ مِنَ الْجِنِّ: “İnsanlardan adamlar cinlerden adamlara sığınıyorlardı” demektir.

فَ: Atıf harfidir. كَانَ رِجَالٌ مِنَ الْإِنْسِ يَعُوذُونَ بِرِجَالٍ مِنَ الْجِنِّ mensuh isim cümlesine زَادُوهُمْ رَهَقًا cümlesini atfetmektedir.

زَادُوا: “Artırdılar” demektir. زيد kökünden ikinci bâbdan üçüncü şahıs eril çoğul mazi malum fiildir. Bir şeye, birisine kendi cinsinden ve aslından bir miktar ekleyip miktarını veya sayısını artırmaktır. Fâili cem vâvıdır (زَادُوا). رِجَالٌ مِنَ الْإِنْسِ ye racidir.

هُمْ: “Onlar” demektir. Üçüncü şahıs eril çoğul mensub muttasıl zamirdir. رِجَالٍ مِنَ الْجِنِّ ye racidir.

رَهَقًا: “Üstüne gelip yaklaşmak ve sarıp kaplamak, bulaşmak” demektir. رهق kökünden dördüncü bâbdan mastardır.

لِلَّذِينَ أَحْسَنُوا الْحُسْنَى وَزِيَادَةٌ وَلَا يَرْهَقُ وُجُوهَهُمْ قَتَرٌ وَلَا ذِلَّةٌ أُولَئِكَ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ

İyi davrananlar için iyilik ve artış vardır ve yüzlerini ne siyah toz ne de zillet kaplar. Onlar cennet arkadaşlarıdır, onlar orada kalıcılardır. (Yunus 26)

وَالَّذِينَ كَسَبُوا السَّيِّئَاتِ جَزَاءُ سَيِّئَةٍ بِمِثْلِهَا وَتَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌ

Kötülükleri kazananlar, bir kötülüğün cezası misliyledir ve onları zillet kaplamıştır. (Yunus 27)

Bu ayetlerde iyiler için siyah tozun ve zilletin yüzü kaplamaması ve kötülük yapanlar için zilletin kaplaması durumu vardır. Bulaşma ve kaplama ifade edilmektedir.

وَأَمَّا الْغُلَامُ فَكَانَ أَبَوَاهُ مُؤْمِنَيْنِ فَخَشِينَا أَنْ يُرْهِقَهُمَا طُغْيَانًا وَكُفْرًا

Ergene gelince anne-babası iki mümindir de ikisine taşkınlık ve küfrü bulaştırmasından çekindik. (Kehf 80)

Musa ile beraber gezen ledünden ilmi olan kimse karşılaştıkları ergeni öldürüyor. Daha sonra ergeni öldürme gerekçesini bu ayette açıklıyor.

هُمْ رَهَقًا: “Onlar bulaşma olarak” demektir.

زَادُوهُمْ رَهَقًا: “Onları bulaşıklık olarak artırdı” demektir.

كَانَ رِجَالٌ مِنَ الْإِنْسِ يَعُوذُونَ بِرِجَالٍ مِنَ الْجِنِّ فَزَادُوهُمْ رَهَقًا: “İnsanlardan adamlar cinlerden adamlara sığınıyorlardı da onları bulaşıklık olarak artırıyorlardı” demektir.

أَنَّهُ كَانَ رِجَالٌ مِنَ الْإِنْسِ يَعُوذُونَ بِرِجَالٍ مِنَ الْجِنِّ فَزَادُوهُمْ رَهَقًا: “İnsanlardan adamların cinlerden adamlara sığınıp da onları bulaşıklık olarak artırıyor olmaları” demektir.

Bu ayette زَادُوهُمْ رَهَقًا temyizle gelmiştir. Bu şekilde gelince anlamı “onları bulaşıklık olarak artırıyorlardı” şeklindedir. Temyiz olmadan izafetle de gelebilirdi. O zaman زَادُوا رَهَقَهُمْ şeklinde olurdu. Anlamı da “onların bulaşıklığını artırıyorlardı” şeklinde olurdu. Ancak bu iki durum arasında fark vardır. İzafetle gelince muzaf muzafun ileyhten dolayı marife olur, temyizle gelince ise temyiz marife olmadan muzaf manasına gelir. Yani temyiz marife bir muzafun ileyhe izafe edilmiş nekre muzaf gibidir. Bu nedenle “onların bir tür bulaşıklığını artırıyorlardı” anlamına gelir. Bu bulaşıklık cinlerin insanlara olan bulaşıklığıdır ve nekredir. Çünkü her cin her tür insana başka başka şekillerde bulaşır.

Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta da insanlardan adamların cinlerden adamlara sığınmalarıdır. رَجُل erişkin erkek demektir. رِجَال bunun çoğulu olarak erişkin erkekler demektir. Erişkin kadınları ifade eden kelime نِسَاءِ dır. Topluluktaki erişkinlerin tamamı الرِّجَال وَالنِّسَاء dır. Çocukları ifade eden kelime ise الْوِلْدَان dır.

İfade كَانَ بَعْضُ الْإِنْسِ يَعُوذُونَ بِبَعْضِ الْجِنِّ şeklinde gelseydi anlamı “insanların bazısı cinlerin bazısına sığınıyordu” şeklinde olurdu. Böyle gelmediğine göre mefhumu muhalefetle mi düşüneceğiz?

Sığınan insanlar

Sığınılan cinler

Mefhumu muhalefet

Kıyas

Adamlar

Adamlar

Adamlar

Kadınlar

Kadınlar

Adamlar

Kadınlar

Kadınlar

Mefhumu muhalefetle hareket edersek insanlardan adamlar cinlerden kadınlara, insanlardan kadınlar cinlerden adamlara, insanlardan kadınlar cinlerden kadınlara sığınmıyor demektir. Kıyasla hareket edince hepsi hepsine sığınıyor demektir. Ancak Kuran gereksiz yere cümleyi uzatmaz. Bu durum geçerli olsaydı kıyasla düşünmemize gerek kalmadan cümle كَانَ بَعْضُ الْإِنْسِ يَعُوذُونَ بِبَعْضِ الْجِنِّ şeklinde gelirdi. Bu nedenle sadece adamlar adamlara sığınıyorlardı şeklinde mana verilmesi daha doğrudur. Bunun sebebi muhtemelen cinlerden de insanlardan da güçlü ve savaşçı olanların erkekler olmalarıdır. Burada sığınan ve sığınılan adamların her ikisi de nekredir. Her dönemde başka kimseler olduğu için nekre gelmiştir.

Bu ayette kimden veya hangi durumdan sığınılacağı ifade edilmemiştir. Cinler insanların hangi durumla veya kimlerle bağlantısını kesebilir? Bunu sağlayabildiklerinden sığındırabilirler. Bir insanı başka bir insandan koruyabilirler mi?

وَقَالَ الشَّيْطَانُ لَمَّا قُضِيَ الْأَمْرُ إِنَّ اللَّهَ وَعَدَكُمْ وَعْدَ الْحَقِّ وَوَعَدْتُكُمْ فَأَخْلَفْتُكُمْ وَمَا كَانَ لِيَ عَلَيْكُمْ مِنْ سُلْطَانٍ إِلَّا أَنْ دَعَوْتُكُمْ فَاسْتَجَبْتُمْ لِي فَلَا تَلُومُونِي وَلُومُوا أَنْفُسَكُمْ مَا أَنَا بِمُصْرِخِكُمْ وَمَا أَنْتُمْ بِمُصْرِخِيَّ إِنِّي كَفَرْتُ بِمَا أَشْرَكْتُمُونِ مِنْ قَبْلُ إِنَّ الظَّالِمِينَ لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ

Şeytan iş bitirilince “Kesinlikle Allah size hakkın vaadini vadetti ve ben size vadettim de sizden caydım ve benim sizin üzerinize sizi davet etmekten başka hiçbir gücüm yoktu. Siz bana icabet ettiniz. Öyleyse beni kınamayın ve kendinizi kınayın. Ben sizi kurtaran değilim ve siz de beni kurtaran değilsiniz. Kesinlikle ben önceden beni ortak etmenizi (şirkinizi) görmezden geldim. Kesinlikle zalimler, onlar için elim azap vardır.” dedi. (İbrahim 22)

Bu ayette görüldüğü gibi cinlerin en güçlüsü İblis’in bile davet etmekten başka bir gücü yoktur. Cinler insanlar üzerinde fiziksel bir etki oluşturamazlar. Bu durumda insanlardan cinlere sığınanlar da başka cinlere karşı sığınıyorlar demektir. Cinler onlara fiziksel etki yapmadığı halde niçin sığınmaktadırlar? Cinler vesvese verebilirler. İnsanları psikolojik olarak etkileyebilirler. Ancak bütün insanları etkileyemezler. Allah’tan sığınma isteyenlere bir etkileri yoktur ancak bu sığınmanın gerçekten bilerek istenmesi gerekmektedir. Bu nedenle Kuran’ın son suresi olan Nas Suresi bunu ifade eden ayetlerden oluşmaktadır. Cinler ve insanların vesveselerinden sığınma istenmektedir. İnsanların vesvesesi sözlerle olurken cinlerin vesvesesi düşünce şeklinde olur. İnsan kendi düşüncesi sanabilir.

Diğer bir sığınma şekli insanların kendilerini kötü durumlardan koruması için cinlere sığınmalarıdır. Kendilerini hoca diye tanıtan ve cinlerle bağlantısı olan insanlar vasıtasıyla da cinlere sığınırlar.

وَيَوْمَ يَحْشُرُهُمْ جَمِيعًا يَامَعْشَرَ الْجِنِّ قَدِ اسْتَكْثَرْتُمْ مِنَ الْإِنْسِ وَقَالَ أَوْلِيَاؤُهُمْ مِنَ الْإِنْسِ رَبَّنَا اسْتَمْتَعَ بَعْضُنَا بِبَعْضٍ وَبَلَغْنَا أَجَلَنَا الَّذِي أَجَّلْتَ لَنَا قَالَ النَّارُ مَثْوَاكُمْ خَالِدِينَ فِيهَا إِلَّا مَا شَاءَ اللَّهُ إِنَّ رَبَّكَ حَكِيمٌ عَلِيمٌ

Onları topluca haşrettiği gün, ey cin topluluğu, insanlardan kendinize çok fazla aldınız ve insanlardan onların velileri “rabbimiz, bazımız bazımızdan metalandı ve bize te’cil ettiğin ecelimize ulaştık” dedi. “Ateş onun içinde Allah’ın istemesi dışında kalıcılar olarak sizin ikametgahınızdır” dedi. Kesinlikle rabbiniz hakîmdir, alîmdir. (En’am 128)

Bu ayette cinlerin insanlardan çok fazlasını kendilerine aldıkları ifade edilmektedir. Burada karşılıklı çıkar ilişkisi vardır. İnsanlardan onların velileri vardır, onlardan da insanların velileri vardır. Birbirleri ile dayanıştıkları için iki tarafta birbirlerinin velileridir. Cinler insanları etkilemekten zevk almaktadırlar. İnsanlar da cinlerden insanların bilemeyeceği bilgileri almakta, diğer insanları etkilettirmektedirler. Bu bilgileri kullanarak falcılık adı altında maddi çıkarlar elde etmektedirler. Başka amaçlarla da cinleri kullanmaktadırlar.

İnsanlar başka cinlerden korunmak için veya istenmeyen durumlardan korunmak için cinlere sığındıklarında cinlerin bulaşıklığı artmaktadır. İnsanlar onlara sığındıkça daha çok insana bulaşmaktadırlar. Cinler bulaştıklarında artık insanı kaplarlar. Kendileri dört boyutlu varlık oldukları için üç boyutlu varlık olan insanlara bulaşırlar, onları kaplarlar, sararlar. Cinlerin sardığı insan artık doğru işler yapamaz hale gelir. Sürekli vesvese altındadır. Onu Allah’la aldatır. Bir nevi parmağına takar, oynatır. Bunu fark etmeyen insan kendisini Allah yolunda sanıp kendisini kaplayan cinin emrinde hareket eder. Bu kimse son derece inançlı, kendince bütün vecibeleri yerine getiren, namaz kılan, oruç tutan, hacca giden birisi bile olabilir. Böyle kimseler için en etkili yöntem Allah’la aldatmadır.

وَيَوْمَ يَحْشُرُهُمْ جَمِيعًا ثُمَّ يَقُولُ لِلْمَلَائِكَةِ أَهَؤُلَاءِ إِيَّاكُمْ كَانُوا يَعْبُدُونَ (40) قَالُوا سُبْحَانَكَ أَنْتَ وَلِيُّنَا مِنْ دُونِهِمْ بَلْ كَانُوا يَعْبُدُونَ الْجِنَّ أَكْثَرُهُمْ بِهِمْ مُؤْمِنُونَ (41)

Onları topluca haşrettiği sonra meleklere “Bunlar mı size ibadet ediyorlardı?” dediği gün. “Sen sübhansın, sen onların dûnundan bizin velimizsin. Aksine onlar cinlere ibadet ediyorlardı. Onların çoğunluğu onlara müminlerdir.” dediler. (Sebe 40-41)

Allah kimin kime ibadet ettiğini zaten bilmektedir. Meleklere bunu niçin sormaktadır? Cinlere ibadet edenler de bu konuşmayı duymaktadırlar. Onlara melekler vasıtasıyla kimlere ibadet ettikleri, kimlere iman ettikleri gösterilmektedir. Birisine ibadet etmek demek onun için çalışmak demektir. Bu kimseler melekler için çalıştıklarını sanmaktadırlar. Cinler onları kendilerine almış, bulaşmış ve sarmıştır ve onlar meleklere çalıştıklarını sanırken cinlere çalışmaktadırlar. Daha da kötü durumdadırlar cinlere iman etmişler, onların mümini olmuşlardır. Yani cinlere güvenmektedirler. Cinlerin oyuncağı haline gelmişlerdir.

يَابَنِي آدَمَ لَا يَفْتِنَنَّكُمُ الشَّيْطَانُ كَمَا أَخْرَجَ أَبَوَيْكُمْ مِنَ الْجَنَّةِ يَنْزِعُ عَنْهُمَا لِبَاسَهُمَا لِيُرِيَهُمَا سَوْءَاتِهِمَا إِنَّهُ يَرَاكُمْ هُوَ وَقَبِيلُهُ مِنْ حَيْثُ لَا تَرَوْنَهُمْ إِنَّا جَعَلْنَا الشَّيَاطِينَ أَوْلِيَاءَ لِلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ

Ey Âdem Oğulları, şeytan anne-babanızı cennetten çıkardığı gibi sizi fitnelemesin. İkisinden ikisinin elbisesini ikisine sevetlerini göstermek için söktü. Kesinlikle o ve kabilesi sizin onları görmediğiniz yerden sizi görür. Kesinlikle biz şeytanları iman etmeyenlerin velileri kıldık. (Araf 27)

İblis cinlerdendir ve şeytandır. Bu ayette dikkat edilmesi gereken nokta bizim onu ve kabilesini göremediğimizin söylenmemesidir. Onların bulunduğu yeri görememekteyiz. Göremediğimiz yerden bizi görmektedirler. Hem aynı yerlerde yaşıyoruz hem de onların bulunduğu yeri göremiyoruz. Bunun sebebi onların dört boyutlu varlıklar olmasıdır. Biz üç boyutlu varlıklarız. Üç boyutun dışında hayal bile edemeyiz. Beynimiz üç boyuta göre yaratılmıştır. Dördüncü boyut bizim göremediğimiz yerdir.

Ayetlerden anladığımız insanlarla cinlerin sürekli bir ilişki içinde olduklarıdır. İnsanların çok büyük bir çoğunluğu bunun farkında değildir. Farkında olanlar üç türlüdür. Birisi Kuran ile bunun farkında olanlardır. Cinlerle konuşmazlar, direk bir bağ kurmazlar. Cinlerden şeytan olanlar onları yolundan saptırmak için sürekli onlara yaklaşmak ve etkilemek ister. İkincisi cinlerle direk konuşanlar, irtibat halinde olanlar ve onların cin olduğunu bilenlerdir. Cinlere sığınmışlardır ve cinler de onlara bulaşmış, onları sarmıştır. Cinler şeytanlar olarak artık onlardan ayrılmazlar. Üçüncüsü cinleri melek yani Allah’ın görevlisi sananlardır. Kerametler gösterdiğini sanıp cinler tarafından diğer insanların bilemeyeceği bilgileri alıp insanları etkilerler. Kendileri Allah’a iman ediyor sanıp cinlere iman edenlerdir. Bu duruma düşmemenin yolu Allah’ın kitabıdır. İçinize ister bir düşünce gelsin ister bir insan söylesin, bunun şeytandan geldiğini anlamınızı sağlayan rehber olan Allah’ın kitabıdır. Allah’ın kitabına uygun olmayan her tür fikir, her tür düşünce, her tür uygulama şeytandandır.

Günümüz zır-cahiliye dönemi şeytanların dönemidir. Tüm dünyada cahillik artık bir norm haline gelmiştir. Şeytanlar insanların pek çoğunu parmağına takmış oynatmaktadırlar. Bu dönemden çıkmanın tek yolu içinde hiçbir bulanıklık olmayan Allah’ın kitabını rehber edinmektir. Aksi takdirde şeytanların oyuncağı olmak o kadar kolaydır ki.

 

 

Teşvikiye, Yalova

20 Eylül 2025

M. Lütfi Hocaoğlu

 






Tüm Seminerler
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1298
Cin Suresi Tefsiri 7. Ayet
27.09.2025 644 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1297
Cin Suresi Tefsiri 6. Ayet
20.09.2025 1016 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1296
Cin Suresi Tefsiri 5. Ayet
13.09.2025 992 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1295
Cin Suresi Tefsiri 4. Ayet
6.09.2025 962 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1294
Cin Suresi Tefsiri 3. Ayet
30.08.2025 760 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1293
Cin Suresi Tefsiri 1-2. Ayetler
23.08.2025 583 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1292
Secde Suresi Tefsiri 30. Ayet
9.08.2025 510 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1291
Secde Suresi Tefsiri 28-29. Ayetler
2.08.2025 402 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1290
Secde Suresi Tefsiri 27. Ayet
26.07.2025 318 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1289
Secde Suresi Tefsiri 26. Ayet
19.07.2025 199 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1288
Secde Suresi Tefsiri 25. Ayet
12.07.2025 195 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1287
Secde Suresi Tefsiri 24. Ayet
28.06.2025 240 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1286
Secde Suresi Tefsiri 23. Ayet
14.06.2025 324 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1285
Secde Suresi Tefsiri 22. Ayet
31.05.2025 323 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1284
Secde Suresi Tefsiri 21. Ayet
24.05.2025 301 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1283
Secde Suresi Tefsiri 20. Ayet
10.05.2025 384 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1282
Secde Suresi Tefsiri 19. Ayet
3.05.2025 342 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1281
Secde Suresi Tefsiri 18. Ayet
26.04.2025 365 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1280
Secde Suresi Tefsiri 17. Ayet
19.04.2025 379 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1279
Secde Suresi Tefsiri 16. Ayet
12.04.2025 404 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1278
Secde Suresi Tefsiri 15. Ayet
5.04.2025 398 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1277
Secde Suresi Tefsiri 14. Ayet
22.03.2025 405 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1276
Secde Suresi Tefsiri 13. Ayet
8.03.2025 450 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1275
Secde Suresi Tefsiri 12. Ayet
1.03.2025 431 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1274
Secde Suresi Tefsiri 11. Ayet
22.02.2025 470 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1273
Secde Suresi Tefsiri 10. Ayet
8.02.2025 508 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1272
Secde Suresi Tefsiri 6-9. Ayetler
1.02.2025 706 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1271
Secde Suresi Tefsiri 5. Ayet
18.01.2025 536 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1270
Secde Suresi Tefsiri 4. Ayet
28.12.2024 743 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1269
Secde Suresi Tefsiri 3. Ayet
14.12.2024 499 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1268
Secde Suresi Tefsiri 1-2. Ayetler
7.12.2024 552 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1267
Lokman Suresi Tefsiri 34. Ayet
30.11.2024 533 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1266
Lokman Suresi Tefsiri 33. Ayet
16.11.2024 583 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1265
Lokman Suresi Tefsiri 32. Ayet
9.11.2024 576 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1264
Lokman Suresi Tefsiri 31. Ayet
26.10.2024 662 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1263
Lokman Suresi Tefsiri 30. Ayet
12.10.2024 625 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1262
Lokman Suresi Tefsiri 29. Ayet
5.10.2024 740 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1261
Lokman Suresi Tefsiri 28. Ayet
7.09.2024 699 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1260
Lokman Suresi Tefsiri 27. Ayet
31.08.2024 731 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1259
Lokman Suresi Tefsiri 25-26. Ayetler
24.08.2024 728 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1258
Lokman Suresi Tefsiri 24. Ayet
17.08.2024 687 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1257
Lokman Suresi Tefsiri 23. Ayet
3.08.2024 705 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1256
Lokman Suresi Tefsiri 22. Ayet
27.07.2024 681 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1255
Lokman Suresi Tefsiri 21. Ayet
20.07.2024 665 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1254
Lokman Suresi Tefsiri 20. Ayet
13.07.2024 708 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1253
Lokman Suresi Tefsiri 19. Ayet
29.06.2024 682 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1252
Lokman Suresi Tefsiri 18. Ayet
22.06.2024 689 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1251
Lokman Suresi Tefsiri 17. Ayet
25.05.2024 780 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1250
Lokman Suresi Tefsiri 16. Ayet
18.05.2024 741 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1249
Lokman Suresi Tefsiri 15. Ayet
11.05.2024 756 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1248
Lokman Suresi Tefsiri 14. Ayet
20.04.2024 885 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1247
Lokman Suresi Tefsiri 13. Ayet
13.04.2024 932 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1246
Lokman Suresi Tefsiri 12. Ayet
6.04.2024 825 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1245
Lokman Suresi Tefsiri 11. Ayet
30.03.2024 874 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1244
Lokman Suresi Tefsiri 10. Ayet
16.03.2024 772 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1243
Lokman Suresi Tefsiri 8-9. Ayetler
9.03.2024 778 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1242
Lokman Suresi Tefsiri 7. Ayet
24.02.2024 796 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1241
Lokman Suresi Tefsiri 6. Ayet
17.02.2024 715 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1240
Lokman Suresi Tefsiri 1-5. Ayetler
10.02.2024 955 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1239
Rum Suresi Tefsiri 60. Ayet
27.01.2024 827 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1238
Rum Suresi Tefsiri 59. Ayet
20.01.2024 782 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1237
Rum Suresi Tefsiri 58. Ayet
6.01.2024 842 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1236
Rum Suresi Tefsiri 57. Ayet
30.12.2023 785 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1235
Rum Suresi Tefsiri 56. Ayet
16.12.2023 890 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1234
Rum Suresi Tefsiri 55. Ayet
25.11.2023 1049 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1233
Rum Suresi Tefsiri 54. Ayet
11.11.2023 976 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1232
Rum Suresi Tefsiri 53. Ayet
4.11.2023 799 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1231
Rum Suresi Tefsiri 51-52. Ayetler
21.10.2023 899 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1230
Rum Suresi Tefsiri 50. Ayet
14.10.2023 835 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1229
Rum Suresi Tefsiri 48-49. Ayetler
30.09.2023 810 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1228
Rum Suresi Tefsiri 47. Ayet
16.09.2023 841 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1227
Rum Suresi Tefsiri 46. Ayet
9.09.2023 972 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1226
Rum Suresi Tefsiri 44-45. Ayetler
2.09.2023 798 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1225
Rum Suresi Tefsiri 43. Ayet
19.08.2023 836 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1224
Rum Suresi Tefsiri 42. Ayet
12.08.2023 835 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1223
Rum Suresi Tefsiri 41. Ayet
5.08.2023 901 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1222
Rum Suresi Tefsiri 40. Ayet
29.07.2023 784 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1221
Rum Suresi Tefsiri 39. Ayet
22.07.2023 800 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1220
Rum Suresi Tefsiri 38. Ayet
15.07.2023 729 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1219
Rum Suresi Tefsiri 37. Ayet
17.06.2023 728 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1218
Rum Suresi Tefsiri 36. Ayet
3.06.2023 781 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1217
Rum Suresi Tefsiri 35. Ayet
27.05.2023 861 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1216
Rum Suresi Tefsiri 33-34. Ayetler
20.05.2023 749 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1215
Rum Suresi Tefsiri 31-32. Ayetler
13.05.2023 805 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1214
Rum Suresi Tefsiri 30. Ayet
6.05.2023 930 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1213
Rum Suresi Tefsiri 29. Ayet
29.04.2023 738 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1212
Rum Suresi Tefsiri 28. Ayet
15.04.2023 813 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1211
Rum Suresi Tefsiri 27. Ayet
8.04.2023 861 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1210
Rum Suresi Tefsiri 26. Ayet
1.04.2023 773 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1209
Rum Suresi Tefsiri 25. Ayet
25.03.2023 744 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1208
Rum Suresi Tefsiri 24. Ayet
18.03.2023 1061 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1207
Rum Suresi Tefsiri 23. Ayet
11.03.2023 831 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1206
Rum Suresi Tefsiri 22. Ayet
4.03.2023 914 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1205
Rum Suresi Tefsiri 21. Ayet
25.02.2023 1379 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1204
Rum Suresi Tefsiri 20. Ayet
18.02.2023 1137 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1203
Rum Suresi Tefsiri 19. Ayet
11.02.2023 752 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1202
Rum Suresi Tefsiri 17-18. Ayetler
4.02.2023 997 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1201
Rum Suresi Tefsiri 14-16. Ayetler
28.01.2023 769 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1200
Rum Suresi Tefsiri 12-13. Ayetler
21.01.2023 733 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1199
Rum Suresi Tefsiri 11. Ayet
14.01.2023 749 Okunma


© 2025 - Akevler