Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1149
Ankebut Suresi Tefsiri 20. Ayet
1.01.2022
3797 Okunma, 0 Yorum

ANKEBÛT SÛRESİ - 19. Hafta

 

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

قُلْ سِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَانْظُرُوا كَيْفَ بَدَأَ الْخَلْقَ ثُمَّ اللَّهُ يُنْشِئُ النَّشْأَةَ الْآخِرَةَ إِنَّ اللَّهَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ (20)

De ki yerde gezin de nasıl yaratmayı başlattığına sonra Allah’ın son gelişmeyi inşa edeceğine bakın. Kesinlikle Allah her şeye kadirdir. (20)

 

قُلْ سِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَانْظُرُوا كَيْفَ بَدَأَ الْخَلْقَ ثُمَّ اللَّهُ يُنْشِئُ النَّشْأَةَ الْآخِرَةَ

De ki yerde gezin de nasıl yaratmayı başlattığına sonra Allah’ın son gelişmeyi inşa edeceğine bakın.

 

Emir cümlesi
Fiil cümlesi

Mefûlun bih

Fâil

Fiil

سِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَانْظُرُوا كَيْفَ بَدَأَ الْخَلْقَ ثُمَّ اللَّهُ يُنْشِئُ النَّشْأَةَ الْآخِرَةَ

أَنْتَ

قُلْ

قُلْ: “Söyle” demektir. Emir fiildir. Emir fiiller muzari fiillerden elde edilirler. İllet harfi (vav, ya) içeren köklerde harf değişmeleri ve düşmeleri çok fazla olur. Buna i’lâl denir. قُلْ fiilinin i’lâli şu şekildedir:

قول kökünün ikinci şahıs eril emir çekimi oluşumu

تَقْوُلُ تَقْوُلْ تَقُولْ تَقُلْ قُلْ

قَوْل kelimesi söylemek anlamındadır ama Kuran’da bu kelimeye çok yakın anlamlı kelimeler vardır. Kur’an’da geçen قَوْل kelimesine benzer mana içeren kelimelerin anlamları aşağıdaki şekildedir:

KELİME

KÖK

ANLAM

قَوْل

قول

Söylemek

تَكْلِيم

كلم

Bir şeyi söyleyerek karşı tarafa manayı iletebilmek

مَنْطِق

نطق

Kelimeyi yani manayı ses, görüntü ve hareket yöntemlerinin hepsini birden kullanarak iletmek

لَفْظ

لفظ

Ağızdan çıkan her şey için kullanılır

مُحَاوَرَة

حور

Söz söylemenin fiziksel yakınlık içinde gerçekleştiğini ifade etmek için قَوْل ile beraber kullanılır

خِطَاب

خطب

Bir amaç için, bir işin gerçekleşmesini istemek için iki tarafın karşılıklı birbirine zıt talepte bulunması

نجْوَى

نجو

Özel konuşma

مُخَافَتَة-تَخَافُت

خفت

Kısık sesle konuşma

سَمْر

سمر

Gece toplantısı, gece etkinliği, gece konuşması

وَحْي

وحي

Birinin başka birine veya birilerine bilgiyi başkaları için gizli olan bir şekilde iletmesi

نِدَاء

ندو

Çağrı

أَذَان

ءذن

Duyuru

ذِكْر

ذكر

Anma, anımsama, anlama, anlatma

Söylenmesi istenilen سِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَانْظُرُوا كَيْفَ بَدَأَ الْخَلْقَ ثُمَّ اللَّهُ يُنْشِئُ النَّشْأَةَ الْآخِرَةَ cümlesidir. Buna kavlin me’kûlü (sözün söyleneni) denir. Kavlin me’kûlü birbirine atfedilmiş iki emir cümlesinden oluşmaktadır:

Ma'tûf

Atıf harfi

Ma'tûfun aleyh

انْظُرُوا كَيْفَ بَدَأَ الْخَلْقَ ثُمَّ اللَّهُ يُنْشِئُ النَّشْأَةَ الْآخِرَةَ

فَ

سِيرُوا فِي الْأَرْضِ

سِيرُوا: “Gezin” demektir. Emir fiildir. İkinci şahıs çoğuldur. Kuran’ın muhatabından diğer insanlara söylenmesi istenendir. Kuran okuyan kişi olarak bizim her bireyimiz ayrı ayrı bunu diyecektir. Söyle emri tekil gelmiş ama söylenmesi istenen emir çoğul gelmiştir. سَيْر “gezmek” demektir. Bir mekân içinde hareket ederek yer değiştirmek manasındadır. Ancak rastgele bir dolaşma değildir. Belli bir metot içinde izlenilen yol demektir. سِيرَة kelimesi de bu köktendir. Belirli bir zaman ve mekân içinde yapılan hareket, yer değişikliği, o zaman içindeki şeklinde, yapısında meydana gelen değişiklikler manasında سِيرَة “hal ve gidiş, yapı” anlamındadır. Bu yüzden siret biyografi anlamındadır da. Peygamberin hayatına da siret denmektedir. Çoğulu سِيَر dir. Peygamberin hayatının anlatıldığı kitaplara da topluca siyer denmesinin sebebi budur.

فِي: “İçinde” demektir. Harf-i cerdir.

الْأَرْضِ: “Yer” demektir. ءرض kökünden gelmiştir. Dördüncü bâbdan أَرَضٌ mastarı bir mekânın bereketli, verimli olması, hayrının çok olması ve yerleşme ve ikamet için uygun olması manasındadır. Bu mastar manasından yerleşme için uygun olan manasında أَرْضٌ “yer” anlamındadır. “Yeryüzü” manasına da gelir.

فِي الْأَرْضِ: “Yerin içinde” demektir.

سِيرُوا فِي الْأَرْضِ: “Yerde gezin” demektir. Buradaki gezme dolaşma demek değildir. Yerde belli bir metot uygulayarak hareket edin demektir. Bu nedenle ilmi yöntemlerle yapılan ve ilmi gerçeklere ulaşmak için yapılan gezi seyr’dir. Seyahat farklıdır. Seyh yerin yüzeyinde akarak hareket eden su demektir. Su gibi yer üzerinde hareket etmek seyahattir. Daha çok turistik geziyi ifade eder. Nefer askeri yolculuk iken Rıhle ise ticari yolculuktur. Dördünün ortak adı seferdir.

فَ: Atıf harfidir. Öncesi sonrasının yapılma sebebidir. Yerde gezin de bakın… şeklinde tercüme edilebilir.

انْظُرُوا: “Bakın” demektir. Sıradan bir gözle bakış değildir. Oraya odaklanma, ilgilenme, dikkatini orada toplama demektir. Ma’tûfun aleyhi ile beraber “yerde ilmi gerçeklere ulaşmak için gezin de bakın, odaklanın” anlamındadır. Bu nedenle çok kere كَيْفَ (nasıl) ile beraber kullanılır. Nasıl olduğunu anlamak için, çözmek için bakın demektir.

كَيْفَ: “Nasıl” demektir. Soru ismidir. Aslında fiilin işleniş biçimi sorulduğu için mef’ûlü mutlaktır ve cümlenin sonunda gelmesi gerekir. Soru edatlarının sadaratu-l kelâm (sözün başında olma) hakkı nedeniyle başa alınmıştır.

بَدَأَ: “Başlattı” demektir. بدء kökündendir. Üçüncü bâbdan üçüncü şahıs tekil mazi fiildir. Faili müstetir هُوَ zamiridir (gizli özen olan “o” zamiridir). Önceki ayetteki اللَّهُ lafzına racidir.

الْخَلْقَ: “Yaratmak” demektir. Mastardır. بَدَأَ fiilinin mef’ûlüdür. Var olan başka bir şeyden yeni bir şey üretmek manasındadır.

بَدَأَ الْخَلْقَ: “Yaratmayı başlattı” demektir.

ثُمَّ: “Sonra” demektir. Atıf harfidir. Cümleleri birbirine atfeder. Ma’tûfun aleyhle ma’tûf arasında oluşun sırasını gösterir, buna “tertip” denir. Önce ma’tufun aleyh, sonra ma’tûf gelir. Bu nedenle sümme ile yapılan atıfta ma’tûf ile ma’tûfun aleyh yer değiştiremez. Zamansal olarak peşi sıra oluşu göstermez, arada belirli bir zaman geçmiştir. Bu nedenle “takip etkisi yoktur”. Bu arada boşluk olmasına “terahi” (تَرَاخِي) denir. İş yapmada ma’tûfun aleyh ile ma’tûf arasındaki boşluğun belirli bir süresi yoktur, duruma göre bu süre değişir. Kısa bir süre olabileceği gibi uzun bir süre de olabilir. Yalnızca fiil cümlelerini birbirine atfetmez, fiil cümlesini isim cümlesine, isim cümlesini fiil cümlesine atfedebilir. Bu durumda isim cümlesinin gerçekleştiği zamanla diğer isim cümlesi veya fiil cümlesinin gerçekleştiği zaman arasında tertip ve terahi ilişkisi vardır.

اللَّهُ: “Allah” demektir. Alemlerin rabbinin özel ismidir.

يُنْشِئُ: “İnşa eder” demektir. Bir şeyi, varlığı, topluluğu büyütmek, geliştirmek, boyutlarını yapısal olarak artırmak anlamındadır.

النَّشْأَةَ: “Yapısal büyüme” demektir. Fiziksel olarak büyüme, gelişme, boyutlarının yapısal olarak artması manasındadır. نشء kökünden üçüncü bâbdan mastardır.

الْآخِرَةَ: “Sonra” demektir. Müennes (dişil) üçüncü şahıs marife ism-i fâildir. ءخر kökündendir. Müzekkeri (erili) الْآخِر dir.

Nekre

 

Düzensiz çoğul

Çoğul

İkil

Tekil

أُخَّارٌ أُخَّرٌ أَخَرَةٌ

آخِرُونَ

آخِرَانِ

آخِرٌ

Eril

Merfu

أَوَاخِرُ

آخِرَاتٌ

آخِرَتَانِ

آخِرَةٌ

Dişil

أُخَّارًا أُخَّرًا أَخَرَةً

آخِرِينَ

آخِرَيْنِ

آخِرًا

Eril

Mensub

أَوَاخِرَ

آخِرَاتٍ

آخِرَتَيْنِ

آخِرَةً

Dişil

أُخَّارٍ أُخَّرٍ أَخَرَةٍ

آخِرِينَ

آخِرَيْنِ

آخِرٍ

Eril

Mecrur

أَوَاخِرَ

آخِرَاتٍ

آخِرَتَيْنِ

آخِرَةٍ

Dişil

Marife

 

Düzensiz çoğul

Çoğul

İkil

Tekil

الْأُخَّارُ الْأُخَّرُ الْأَخَرَةُ

الْآخِرُونَ

الْآخِرَانِ

الْآخِرُ

Eril

Merfu

الْأَوَاخِرُ

الْآخِرَاتُ

الْآخِرَتَانِ

الْآخِرَةُ

Dişil

الْأُخَّارَ الْأُخَّرَ الْأَخَرَةَ

الْآخِرِينَ

الْآخِرَيْنِ

الْآخِرَ

Eril

Mensub

الْأَوَاخِرَ

الْآخِرَاتِ

الْآخِرَتَيْنِ

الْآخِرَةَ

Dişil

الْأُخَّارِ الْأُخَّرِ الْأَخَرَةِ

الْآخِرِينَ

الْآخِرَيْنِ

الْآخِرِ

Eril

Mecrur

الْأَوَاخِرِ

الْآخِرَاتِ

الْآخِرَتَيْنِ

الْآخِرَةِ

Dişil

Bu kökten gelen “diğer” anlamına gelen الْأُخْرَى vardır. Bunun erili الْآخَر dir.

Nekre

 

Düzensiz çoğul

Çoğul

İkil

Tekil

أَوَاخِرُ

آخَرُونَ

آخَرَانِ

آخَرُ

Eril

Merfu

أُخَرُ

أُخْرَيَاتٌ

أُخْرَيَانِ

أُخْرَى

Dişil

أَوَاخِرَ

آخَرِينَ

آخَرَيْنِ

آخَرَ

Eril

Mensub

أُخَرَ

أُخْرَيَاتٍ

أُخْرَيَيْنِ

أُخْرَى

Dişil

أَوَاخِرَ

آخَرِينَ

آخَرَيْنِ

آخَرَ

Eril

Mecrur

أُخَرَ

أُخْرَيَاتٍ

أُخْرَيَيْنِ

أُخْرَى

Dişil

Marife

 

Düzensiz çoğul

Çoğul

İkil

Tekil

الْأَوَاخِرُ

الْآخَرُونَ

الْآخَرَانِ

الْآخَرُ

Eril

Merfu

الْأُخَرُ

الْأُخْرَيَاتُ

الْأُخْرَيَانِ

الْأُخْرَى

Dişil

الْأَوَاخِرَ

الْآخَرِينَ

الْآخَرَيْنِ

الْآخَرَ

Eril

Mensub

الْأُخَرَ

الْأُخْرَيَاتِ

الْأُخْرَيَيْنِ

الْأُخْرَى

Dişil

الْأَوَاخِرِ

الْآخَرِينَ

الْآخَرَيْنِ

الْآخَرِ

Eril

Mecrur

الْأُخَرِ

الْأُخْرَيَاتِ

الْأُخْرَيَيْنِ

الْأُخْرَى

Dişil

Bu kök ءول kökü ile beraber çok fazla kullanılır. Erili الْأَوَّلُ dişili الْأُولَى dır. Birlikte geçişleri şu şekillerdedir:

Zaman zarfı olarak kullanılan karşılaştırmalar

الْآخِر

الْأَوَّل

الْآخِرَة

الْأُولَى

الْأُولَى

الْآخِرَة

Zaman zarfı olarak kullanılmayan karşılaştırmalar

الْآخِرِينَ

الْأَوَّلِينَ

أُخْرَى

أُولَى

أُولَى

أُخْرَى

Kuran’da geçen zaman ifade eden kelimeleri karşılaştırırsak:

Evvel ve ula (الْأَوَّل وَالْأُولَى): İlk başlangıcı belli olup şimdiden önce belli olmayan bir zamanda sonlanmıştır.

Edna ve dünya (الْأَدْنَى وَالدُّنْيَا): Başlangıcı şimdi olup belli olan ve yakın bir zamanda belli olmayan bir noktada sonlanacak olandır.

Ahiret (الْآخِرَة): Başlangıcı yakın bir zaman olup belli olmayan ve sonu da belli olmayandır. Sondaki ة dişillik için değildir. Ona özel bir mana kazandırmak içindir.

Aksa ve kusva (الْأَقْصَى وَالْقُصْوَى): Ahiretten sonra uzak bir zamanda başlayan ve başlangıcı belli olmayıp sonu da belli olmayandır.

Ahir ve ahiret (الْآخِر وَالْآخِرَة): Başlangıcı çok uzak olup belli olmayan, sonu belli olandır.

أُخْرَى ve آخَرُ zaman zarfı olarak kullanılmazlar. “Diğer” demektir.

ءخر etimolojisi

خ duvar demektir. Sınırlamayı ifade eder. Mekânda ve zamanda sınırlamayı gösterir. ء güç demektir. Duvarı güçle öteleyerek zaman sınırını ileriye kaydırır. Artık olayın başlangıcı duvarın yeni yerindendir. Bunu da başlangıcı gösteren ر ifade eder.

النَّشْأَةَ الْآخِرَةَ: “Son gelişme” demektir.

يُنْشِئُ النَّشْأَةَ الْآخِرَةَ: “Son gelişmeyi inşa eder” demektir.

اللَّهُ يُنْشِئُ النَّشْأَةَ الْآخِرَةَ: “Allah son gelişmeyi inşa eder” demektir. Cümle isim cümlesidir. Aslında önceki cümleye atfedildiği için burada Allah lafzının tekrarlanması manasal olarak gerekli değil gibi görünmektedir. Hatta cümle fiil cümlesi olarak da kurulabilirdi. يُنْشِئُ اللَّهُ النَّشْأَةَ الْآخِرَةَ (son gelişmeyi Allah inşa eder) şeklinde gelebilirdi. Böyle fiil cümlesi yerine isim cümlesi kurulmasının iki temel sebebi vardır: te’kîd ve tahsis. Te’kîd kafalardaki şüpheleri gidermek içindir. Allah’ın inşa edeceğinden şüphesi olanlar için veya şüphe oluşma ihtimalini yok etmek için bu şekilde te’kîdle gelir. Tahsis durumunda ise yalnızca Allah inşa eder anlamı vardır.

بَدَأَ الْخَلْقَ ثُمَّ اللَّهُ يُنْشِئُ النَّشْأَةَ الْآخِرَةَ: “Yaratmayı başlattı sonra Allah son gelişmeyi inşa eder” demektir.

كَيْفَ بَدَأَ الْخَلْقَ ثُمَّ اللَّهُ يُنْشِئُ النَّشْأَةَ الْآخِرَةَ: “Nasıl yaratmayı başlattı sonra Allah son gelişmeyi inşa edecek” demektir.

انْظُرُوا كَيْفَ بَدَأَ الْخَلْقَ ثُمَّ اللَّهُ يُنْشِئُ النَّشْأَةَ الْآخِرَةَ: “Nasıl yaratmayı başlattığına sonra Allah’ın son gelişmeyi inşa edeceğine bakın” demektir.

سِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَانْظُرُوا كَيْفَ بَدَأَ الْخَلْقَ ثُمَّ اللَّهُ يُنْشِئُ النَّشْأَةَ الْآخِرَةَ: “Yerde gezin de nasıl yaratmayı başlattığına sonra Allah’ın son gelişmeyi inşa edeceğine bakın” demektir.

قُلْ سِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَانْظُرُوا كَيْفَ بَدَأَ الْخَلْقَ ثُمَّ اللَّهُ يُنْشِئُ النَّشْأَةَ الْآخِرَةَ: “De ki yerde gezin de nasıl yaratmayı başlattığına sonra Allah’ın son gelişmeyi inşa edeceğine bakın” demektir.

Halk ve neş’et birbirine çok benzeyen kelimelerdir. Aradaki farkı bilmek gerekir. Aslında ikisi kesişmektedir. Neş’et büyüme, gelişme iken halk yaratma, biçimlendirme demektir. Hem neş’et hem de halk olan durumlar varken yalnızca neş’et olan ve yalnızca halk olan durumlar vardır. Bir plan dahilinde ortaya çıkarılanlar halkdır. Yani başladığınızda sonrasında sınırları ve yapısı net olan bir şey elde edeceğiniz belli ise bu halkdır. Halkı elde ederken küçük bir yapı olarak başlayıp yavaş yavaş gelişen bir şekilde yapıyorsanız bu neş’et yoluyla halkdır. Bir insanın tek hücreden erişkin bir hale gelmesi neş’et yoluyla halktır. Daha ilk hücresindeki kromozomlarında son şekli bellidir. Sınırı çizilmiştir. Eğer yavaş yavaş gelişmeden bir anda ortaya çıkarıyorsanız bu neş’et olmadan halkdır. Bir kumaşı alıp bunu keserek elbise dikerseniz bu neş’et olmadan halktır. Eğer yavaş yavaş gelişip büyüyor ve önceden sınırları belirlenmediyse bu da halk olmadan neş’ettir. Bir neslin oluşması buna örnektir.

Kuran’da Semavat ve arzın halk edilmesi varken inşa edilmesi yoktur.

İnsanın hem halk edilmesi hem inşa edilmesi vardır.

Bahçelerin, hurma, zeytin, tahılın inşa edilmesinden bahseder.

Karnın (neslin), kavmin inşa edilmesi vardır.

وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنْسَانَ مِنْ سُلَالَةٍ مِنْ طِينٍ (12) ثُمَّ جَعَلْنَاهُ نُطْفَةً فِي قَرَارٍ مَكِينٍ (13) ثُمَّ خَلَقْنَا النُّطْفَةَ عَلَقَةً فَخَلَقْنَا الْعَلَقَةَ مُضْغَةً فَخَلَقْنَا الْمُضْغَةَ عِظَامًا فَكَسَوْنَا الْعِظَامَ لَحْمًا ثُمَّ أَنْشَأْنَاهُ خَلْقًا آخَرَ فَتَبَارَكَ اللَّهُ أَحْسَنُ الْخَالِقِينَ (14)

Yemin olsun insanı tinden sülaleden yarattık sonra onu yerleşik bir karar içinde nutfe kıldık sonra nutfeyi alakaya halk ettik ardından alakayı mudgeye halk ettik ardından mudgeyi kemiklere halk ettik ardından kemiklere et giydirdik sonra onu diğer halka inşa ettik, halk edenlerin en iyisi olan Allah bereketlendirir. (Müminun 12-14)

Bu ayette inşa ve halk beraber kullanılmıştır. İnsanın yaratılma aşamalarında halk etme kullanılmış, kemiğe ete giydirme sorasında “diğer halk” olarak inşa ettik denmekte ve inşa ve halkın bir arada olduğu süreç gösterilmektedir.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta neşetü-l ahiret kavramıdır. Bunu anlamak için neş’et geçen diğer ayetlere bakalım.

نَحْنُ قَدَّرْنَا بَيْنَكُمُ الْمَوْتَ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوقِينَ (60) عَلَى أَنْ نُبَدِّلَ أَمْثَالَكُمْ وَنُنْشِئَكُمْ فِي مَا لَا تَعْلَمُونَ (61) وَلَقَدْ عَلِمْتُمُ النَّشْأَةَ الْأُولَى فَلَوْلَا تَذَكَّرُونَ (62)

Biz aranızda ölümü takdir ettik ve biz sizin misillerinizi değiştirmemiz ve sizi bilmediğiniz içinde inşa etmemiz üzerine geçilenler değiliz. Ve yemin olsun siz neşeti-l ulâyı bildiniz. Tezekkür etmeniz gerekmez miydi? (Vakıa 60-62)

Burada ilginç olan bilmediğimiz içinde inşa edilmemizden bahsederken ilk neş’eti bildiğimiz yeminle ifade edilmektedir. Bilmediğimiz içinde (فِي مَا لَا تَعْلَمُونَ) inşa edilmemiz beş boyutlu uzay içinde inşa edilmemizdir. Misillerimizle değiştirilmemiz de beş boyutlu uzay içinde sürekli yaratılmış yeni vücutlarımızın zaman içinde değişmesidir. Yeminle ifade edilen bildiğimiz neş’et ise üç boyutlu uzaydaki neş’ettir. Bizim neş’etimiz değil, genel neş’ettir.

وَأَنَّهُ خَلَقَ الزَّوْجَيْنِ الذَّكَرَ وَالْأُنْثَى (45) مِنْ نُطْفَةٍ إِذَا تُمْنَى (46) وَأَنَّ عَلَيْهِ النَّشْأَةَ الْأُخْرَى (47)

Atıldığında nutfeden erkek ve dişi iki eşi yaratması ve neş’etü-l uhra’nın O’nun üzerine olması (Necm 45-47)

Buna göre insanın neş’eti dışında diğer bir neş’et daha varmış. Çok sayıda neş’et varken bu neş’etin insana ait olup insanın diğer neşeti olması uygundur.

Neş’etü-l ahiret ise son neş’ettir. İlginç olan son neş’eti Allah’ın inşa edeceğine yerde gezip de nasıl bakacağımızdır. Gelecekte olacak bir neş’eti nasıl anlayacağız? Bu nedenle pek çok tefsirde bu ayetteki ثُمَّ ye atıf harfi değil isti’nafiyye edatı denmektedir. Son neş’etin nasıl olduğunu anlayamayacağımız düşüncesiyle bu sonuca varmışlardır. Oysa bu ثُمَّ nin atıf harfi olması bize son neş’eti de anlayabileceğimizi göstermektedir. Buradan buradaki son neş’etin dünya hayatındaki neş’etin benzeri olduğunu ve onun da nasıl olacağını anlayabileceğimiz sonucuna ulaşmaktayız. Bunun işareti yerde yapılan ilmi gezilerdedir. Fizik kurallarını bilerek, kuantum fiziğini bilerek ve yerde metodolojik olarak ilmi geziler gerçekleştirerek son neş’eti de anlayabileceğiz. Mevcut evrenimiz içinde olan neş’et ile kıyamet yevminde olacak olan neş’etin benzer olduğu anlaşılmaktadır. O neş’ette de herkesin bedeni olacaktır, bitkiler olacaktır, hayvanlar olacaktır, bakteriler olacaktır demektir. Evler olacak, hayat olacak, yemeler içmeler olacak demektir. Orada da DNA’lar olacak ama bu DNA’lardaki kodlarla ölüm olmayacaktır. Neş’et benzer şekilde olacak, benzer yöntemlerle gerçekleşecek ve o neş’ette benzer görünümde farklı özelliklerde varlıklar olacağız demektir.

 

إِنَّ اللَّهَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ

Kesinlikle Allah her şeye kadirdir.

إِنَّ: “Kesinlikle” demektir. Hurufu müşebbehe bi-l fiil’dendir.

اللَّهَ: “Allah” demektir. Alemlerin rabbinin özel ismidir.

عَلَى: “Üzerine” demektir. Harf-i cerdir.

كُلِّ: “Her” demektir. Kendisinden sonra nekre bir kelime gelirse o kelimenin işaret ettiği her varlığı ifade eder.

شَيْءٍ: “Şey” demektir. شيء kökünden gelmiştir. Üçüncü bâbdan mastar olarak bir durumu, bir varlığı, bir işi dilemek, istemek manasındadır. Bu mastar manasından istenilen, dilenen manasında شَيْءٌ “şey” anlamında isimdir. Çoğulu أَشْيَاءُ dur.

كُلِّ شَيْءٍ: “Her şey” demektir.

قَدِيرٌ: “Güçlü, gücü yeten” demektir. Kökü قدر dir. Mübalağalı ism-i fâildir. Bir şeyi, bir işi gerçekleştirmek için o şeye o işe gücünün yetmesi manasından gelmiştir. Aynı kökten gelen قَدَر “ölçü” demektir. İkinci bâbdan قَدْر mastarı boyutları, dereceleri, sınıfları bir kıyasa göre belirlemek, ince bir hesapla tanımlamak manasındadır. Bu mastar manasından hesaplanılarak tanımlanan manasında قَدَر “ölçü” anlamında isimdir. Yine aynı kökten gelen قِدْر ise “ölçek, kazan” demektir. Hesaplama aracı manasında قِدْر “ölçek” anlamında iken buna ilaveten ıstılahi olarak “büyük hacimli kap, kazan” anlamındadır. Çoğulu قُدُور dur.

عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ: “Her şeye gücü yeten” demektir.

إِنَّ اللَّهَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ: “Kesinlikle Allah her şeye gücü yetendir” demektir. Her şeye gücü yeten Allah ilk neş’eti nasıl gerçekleştirdiyse son neş’eti de gerçekleştirecektir. Bu konuda tüm şüpheleri gidermek için inne ile te’kîdli olarak gelmiştir.

 

 

Yalova, Teşvikiye

01 Ocak 2022

M. Lütfi Hocaoğlu

 






Tüm Seminerler
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1281
Secde Suresi Tefsiri 18. Ayet
26.04.2025 20 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1280
Secde Suresi Tefsiri 17. Ayet
19.04.2025 65 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1279
Secde Suresi Tefsiri 16. Ayet
12.04.2025 83 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1278
Secde Suresi Tefsiri 15. Ayet
5.04.2025 94 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1277
Secde Suresi Tefsiri 14. Ayet
22.03.2025 110 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1276
Secde Suresi Tefsiri 13. Ayet
8.03.2025 137 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1275
Secde Suresi Tefsiri 12. Ayet
1.03.2025 129 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1274
Secde Suresi Tefsiri 11. Ayet
22.02.2025 152 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1273
Secde Suresi Tefsiri 10. Ayet
8.02.2025 199 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1272
Secde Suresi Tefsiri 6-9. Ayetler
1.02.2025 245 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1271
Secde Suresi Tefsiri 5. Ayet
18.01.2025 195 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1270
Secde Suresi Tefsiri 4. Ayet
28.12.2024 307 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1269
Secde Suresi Tefsiri 3. Ayet
14.12.2024 223 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1268
Secde Suresi Tefsiri 1-2. Ayetler
7.12.2024 253 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1267
Lokman Suresi Tefsiri 34. Ayet
30.11.2024 259 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1266
Lokman Suresi Tefsiri 33. Ayet
16.11.2024 296 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1265
Lokman Suresi Tefsiri 32. Ayet
9.11.2024 292 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1264
Lokman Suresi Tefsiri 31. Ayet
26.10.2024 321 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1263
Lokman Suresi Tefsiri 30. Ayet
12.10.2024 332 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1262
Lokman Suresi Tefsiri 29. Ayet
5.10.2024 401 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1261
Lokman Suresi Tefsiri 28. Ayet
7.09.2024 397 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1260
Lokman Suresi Tefsiri 27. Ayet
31.08.2024 396 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1259
Lokman Suresi Tefsiri 25-26. Ayetler
24.08.2024 419 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1258
Lokman Suresi Tefsiri 24. Ayet
17.08.2024 379 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1257
Lokman Suresi Tefsiri 23. Ayet
3.08.2024 408 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1256
Lokman Suresi Tefsiri 22. Ayet
27.07.2024 405 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1255
Lokman Suresi Tefsiri 21. Ayet
20.07.2024 377 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1254
Lokman Suresi Tefsiri 20. Ayet
13.07.2024 420 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1253
Lokman Suresi Tefsiri 19. Ayet
29.06.2024 400 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1252
Lokman Suresi Tefsiri 18. Ayet
22.06.2024 411 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1251
Lokman Suresi Tefsiri 17. Ayet
25.05.2024 485 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1250
Lokman Suresi Tefsiri 16. Ayet
18.05.2024 471 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1249
Lokman Suresi Tefsiri 15. Ayet
11.05.2024 477 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1248
Lokman Suresi Tefsiri 14. Ayet
20.04.2024 589 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1247
Lokman Suresi Tefsiri 13. Ayet
13.04.2024 629 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1246
Lokman Suresi Tefsiri 12. Ayet
6.04.2024 532 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1245
Lokman Suresi Tefsiri 11. Ayet
30.03.2024 591 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1244
Lokman Suresi Tefsiri 10. Ayet
16.03.2024 527 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1243
Lokman Suresi Tefsiri 8-9. Ayetler
9.03.2024 533 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1242
Lokman Suresi Tefsiri 7. Ayet
24.02.2024 540 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1241
Lokman Suresi Tefsiri 6. Ayet
17.02.2024 488 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1240
Lokman Suresi Tefsiri 1-5. Ayetler
10.02.2024 688 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1239
Rum Suresi Tefsiri 60. Ayet
27.01.2024 594 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1238
Rum Suresi Tefsiri 59. Ayet
20.01.2024 542 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1237
Rum Suresi Tefsiri 58. Ayet
6.01.2024 586 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1236
Rum Suresi Tefsiri 57. Ayet
30.12.2023 578 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1235
Rum Suresi Tefsiri 56. Ayet
16.12.2023 669 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1234
Rum Suresi Tefsiri 55. Ayet
25.11.2023 670 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1233
Rum Suresi Tefsiri 54. Ayet
11.11.2023 701 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1232
Rum Suresi Tefsiri 53. Ayet
4.11.2023 598 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1231
Rum Suresi Tefsiri 51-52. Ayetler
21.10.2023 685 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1230
Rum Suresi Tefsiri 50. Ayet
14.10.2023 651 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1229
Rum Suresi Tefsiri 48-49. Ayetler
30.09.2023 632 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1228
Rum Suresi Tefsiri 47. Ayet
16.09.2023 666 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1227
Rum Suresi Tefsiri 46. Ayet
9.09.2023 755 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1226
Rum Suresi Tefsiri 44-45. Ayetler
2.09.2023 615 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1225
Rum Suresi Tefsiri 43. Ayet
19.08.2023 635 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1224
Rum Suresi Tefsiri 42. Ayet
12.08.2023 660 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1223
Rum Suresi Tefsiri 41. Ayet
5.08.2023 680 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1222
Rum Suresi Tefsiri 40. Ayet
29.07.2023 597 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1221
Rum Suresi Tefsiri 39. Ayet
22.07.2023 630 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1220
Rum Suresi Tefsiri 38. Ayet
15.07.2023 552 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1219
Rum Suresi Tefsiri 37. Ayet
17.06.2023 566 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1218
Rum Suresi Tefsiri 36. Ayet
3.06.2023 597 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1217
Rum Suresi Tefsiri 35. Ayet
27.05.2023 600 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1216
Rum Suresi Tefsiri 33-34. Ayetler
20.05.2023 578 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1215
Rum Suresi Tefsiri 31-32. Ayetler
13.05.2023 647 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1214
Rum Suresi Tefsiri 30. Ayet
6.05.2023 724 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1213
Rum Suresi Tefsiri 29. Ayet
29.04.2023 576 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1212
Rum Suresi Tefsiri 28. Ayet
15.04.2023 639 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1211
Rum Suresi Tefsiri 27. Ayet
8.04.2023 664 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1210
Rum Suresi Tefsiri 26. Ayet
1.04.2023 592 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1209
Rum Suresi Tefsiri 25. Ayet
25.03.2023 590 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1208
Rum Suresi Tefsiri 24. Ayet
18.03.2023 784 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1207
Rum Suresi Tefsiri 23. Ayet
11.03.2023 631 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1206
Rum Suresi Tefsiri 22. Ayet
4.03.2023 718 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1205
Rum Suresi Tefsiri 21. Ayet
25.02.2023 1044 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1204
Rum Suresi Tefsiri 20. Ayet
18.02.2023 845 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1203
Rum Suresi Tefsiri 19. Ayet
11.02.2023 586 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1202
Rum Suresi Tefsiri 17-18. Ayetler
4.02.2023 756 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1201
Rum Suresi Tefsiri 14-16. Ayetler
28.01.2023 611 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1200
Rum Suresi Tefsiri 12-13. Ayetler
21.01.2023 572 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1199
Rum Suresi Tefsiri 11. Ayet
14.01.2023 583 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1198
Rum Suresi Tefsiri 10. Ayet
7.01.2023 639 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1197
Rum Suresi Tefsiri 9. Ayet
31.12.2022 1387 Okunma
2 Yorum 01.01.2023 00:23
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1196
Rum Suresi Tefsiri 8. Ayet
17.12.2022 610 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1195
Rum Suresi Tefsiri 6-7. Ayetler
10.12.2022 707 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1194
Rum Suresi Tefsiri 1-5. Ayetler
3.12.2022 739 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1193
Ankebut Suresi Tefsiri 69. Ayet
26.11.2022 655 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1192
Ankebut Suresi Tefsiri 68. Ayet
19.11.2022 693 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1191
Ankebut Suresi Tefsiri 67. Ayet
12.11.2022 1097 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1190
Ankebut Suresi Tefsiri 65-66. Ayetler
5.11.2022 1314 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1189
Ankebut Suresi Tefsiri 64. Ayet
29.10.2022 991 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1188
Ankebut Suresi Tefsiri 63. Ayet
22.10.2022 1039 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1187
Ankebut Suresi Tefsiri 62. Ayet
15.10.2022 1041 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1186
Ankebut Suresi Tefsiri 61. Ayet
8.10.2022 954 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1185
Ankebut Suresi Tefsiri 60. Ayet
1.10.2022 929 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1184
Ankebut Suresi Tefsiri 58-59. Ayetler
24.09.2022 938 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1183
Ankebut Suresi Tefsiri 57. Ayet
17.09.2022 1247 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1182
Ankebut Suresi Tefsiri 56. Ayet
10.09.2022 1359 Okunma


© 2025 - Akevler