Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1183
Ankebut Suresi Tefsiri 57. Ayet
17.09.2022
1145 Okunma, 0 Yorum

ANKEBÛT SÛRESİ - 53. Hafta

 

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ ثُمَّ إِلَيْنَا تُرْجَعُونَ (57)

Her nefis ölümü tadandır sonra bize döndürüleceksiniz. (57)

 

كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ

Her nefis ölümü tadandır.

كُلُّ: “Her” demektir. Mutlaka izafetle gelir ve her zaman muzaf olur. Muzafun ileyhi nekre gelirse muzafun ileyhinden olan her şeyi kapsar, marife gelirse muzafun ileyhinin tamamı anlamına gelir. كُلُّ كِتَابٍ derseniz “her kitap” anlamına gelir. كُلُّ الْكِتَابِ derseniz “kitabın tamamı” anlamına gelir. كُلُّ nün muzafun ileyhi hazf edilirse yani cümlede söylenmezse كُلٌّ, كُلًّا, كُلٍّ şeklinde tenvinle gelir. Böyle tenvinlere ivaz tenvini denir. Bu tenvinin yerine hazf edilen kelimenin takdir edilmesi gerekir.

نَفْسٍ: “Can” demektir. نفس kökünden gelmiştir. İkinci bâbdan mastar olarak birisinin bir başkasından ayrılarak ayrıldığı varlıktaki özellikleri ve sıfatları taşıyarak yeni bir varlık olması manasındadır. Bu mastar manasından ayrılan yeni varlık olarak “can” anlamında isimdir. Dişildir. Çoğulu أَنْفُس ve نُفُوس dur.

كُلُّ نَفْسٍ: “Her nefis” demektir. Geçmiş, şimdiki ve gelecek zamandaki tüm canları kapsar.

ذَائِقَةُ: “Tadan” demektir. ذوق kökünden birinci bâbdan dişil tekil merfu ism-i fâildir. ذَوْق tatmaktır. Bir şeyi veya bir işi anlamak, o işin veya durumun gerçeğini bilmek için o şeyin veya o işin izlerini duyuları kullanarak tecrübe etmek demektir. Yemeği tatmak, acıyı tatmak, sıcaklığı tatmak şeklinde kullanılır. Bu tatma dille, deriyle (dokunmak, basınç), burunla (koklamak) olabilir. Sözcüklerle, rakamlarla tarif edilemeyen bir duygudur. Bu nedenle görme duyusu tatma fiiline dahil değildir. Görme tarif edilebilir, görülen şeyin fotoğrafı çekilebilir, renkler bile rakamlarla ifade edilebilir. Günümüzde RGB sistemi ile tüm renkler kodlanmıştır ve bilgisayarlarda renkler bu rakamlarla kaydedilir ve gösterilir.

الْمَوْتِ: Ölüm demektir. موت kökünden birinci bâbdan mastardır.

ذَائِقَةُ الْمَوْتِ: “Ölümü tadan” demektir.

كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ: “Her nefis ölümü tadandır” demektir.

Ölüm ile vefatın farkı nedir? Ölüm nedir? Vefat nedir? Bunları tanımlamamız gereklidir.

إِذَا جَاءَ أَحَدَكُمُ الْمَوْتُ تَوَفَّتْهُ رُسُلُنَا وَهُمْ لَا يُفَرِّطُونَ

Sizden birine ölüm geldiğinde elçilerimiz onu vefat ettirir ve onlar geri bırakmazlar. (Enam 61)

Bu ayette ölümle beraber vefatın da gerçekleştiği gösterilmektedir.

قُلْ يَتَوَفَّاكُمْ مَلَكُ الْمَوْتِ الَّذِي وُكِّلَ بِكُمْ ثُمَّ إِلَى رَبِّكُمْ تُرْجَعُونَ

“Size vekil kılınmış ölüm meleği sizi vefat ettirir sonra rabbinize döndürülürsünüz” de. (Secde 11)

Bu ayette ölüm meleğinin vekil kılınarak vefat ettirdiği anlaşılmaktadır.

وَاللَّاتِي يَأْتِينَ الْفَاحِشَةَ مِنْ نِسَائِكُمْ فَاسْتَشْهِدُوا عَلَيْهِنَّ أَرْبَعَةً مِنْكُمْ فَإِنْ شَهِدُوا فَأَمْسِكُوهُنَّ فِي الْبُيُوتِ حَتَّى يَتَوَفَّاهُنَّ الْمَوْتُ أَوْ يَجْعَلَ اللَّهُ لَهُنَّ سَبِيلًا

Kadınlarınızdan fahişeye gelenler, onların aleyhinde sizden dört şahit isteyin. Eğer şahitlik ederlerse ölüm onları vefat ettirene veya Allah onlar için bir yol kılana kadar onları evlerde tutun. (Nisa 15)

Bu ayette de ölümün vefat ettirmesi kavramıyla karşılaşıyoruz. Ölümle vefat arasındaki ilişkinin anlaşılması gerekmektedir.

وَهُوَ الَّذِي يَتَوَفَّاكُمْ بِاللَّيْلِ

O geceleri sizi vefat ettirendir. (Enam 60)

Bu ayette gecelerin belli kesimlerinde gerçekleşen vefattan bahsedilmektedir.

اللَّهُ يَتَوَفَّى الْأَنْفُسَ حِينَ مَوْتِهَا وَالَّتِي لَمْ تَمُتْ فِي مَنَامِهَا فَيُمْسِكُ الَّتِي قَضَى عَلَيْهَا الْمَوْتَ وَيُرْسِلُ الْأُخْرَى إِلَى أَجَلٍ مُسَمًّى

Allah nefisleri ölümleri zamanında vefat ettirir ve ölmemiş olanları uykusunun içinde. Üzerine ölüm gerçekleşeni tutar ve diğerlerini isimlendirilmiş bir ecele doğru irsal eder. (Zümer 42)

Bu ayet vefat ve ölüm arasındaki ilişkiyi açıklamaktadır. Öncelikle nefs kavramının bilinmesi gerekmektedir. Her insanın bir bedeni vardır ve ruhu vardır. Ruh + beden = nefstir. Ruh ve beden arasında bizim göremediğimiz bir bağ vardır. İşte bu bağın kopmasına vefat denir. Vefat iki durumda olur. Biri ölüm diğeri ise uykudur. Vefat halinde zamansızlık başlar. Vefat boyunca geçen süreyi hissedemeyiz. Uykudaki geçen süreyi anlayamamamız bunun örneğidir. Bu nedenle ölüm sırasında geçen süreyi de anlayamayacağız.

أَوْ كَالَّذِي مَرَّ عَلَى قَرْيَةٍ وَهِيَ خَاوِيَةٌ عَلَى عُرُوشِهَا قَالَ أَنَّى يُحْيِي هَذِهِ اللَّهُ بَعْدَ مَوْتِهَا فَأَمَاتَهُ اللَّهُ مِائَةَ عَامٍ ثُمَّ بَعَثَهُ قَالَ كَمْ لَبِثْتَ قَالَ لَبِثْتُ يَوْمًا أَوْ بَعْضَ يَوْمٍ قَالَ بَلْ لَبِثْتَ مِائَةَ عَامٍ

Veya arşları çökmüş halde olan kasabaya uğrayan gibi. “Allah ölümünden sonra bunu (karyeyi) nasıl diriltecek” dedi. Allah onu 100 yıl öldürdü sonra onu baas etti. “Ne kadar kaldın?” dedi. “Bir gün veya bir günün bir kısmı” dedi. “Hayır, 100 yıl kaldın” dedi. (Bakara 259)

Bu ayette 100 yıl ölü kalan kimse geçen süreyi bir gün kadar sanmaktadır. Ölüm sırasında vefat gerçekleştiği için zamansızlık başlamıştır ve artık zamanı anlama şansı ortadan kalkmıştır. Milyar yıl bile ölü olarak kalsa insan bunu bir gün veya daha azı sanacaktır. Aynı uyku gibidir. 8-10 saat deliksiz uyuduğunuzda uyuma sürenizi anlayamazsınız. Yıllarca komada kalıp uyanan insanlar da geçen süreyi anlayamazlar. Bu durumlar vefat halleridir.

Bu durumda “ölümü tatmak” ne demektir? Tatma duyu organları ile olur ve tarif edilemez. Bu nedenle görme duyusu tatmaya dahil değildir. Mesela ekşi tadı veya acı tadı kimse tarif edemez. Ancak ilk defa onu tattığınızda başka birisinden onun tadının ekşi olduğunu öğrenebilirsiniz. Duyduğunuz ağrıyı da tarif edemezsiniz. Ağrı hissi tıpkı dilin tattığı tatlar gibi sözcüklerle anlatılamaz. Ölümü tatmak da anlatılamaz. Ancak duyularımızla onun ölüm olduğunu anlarız ama ölmeyen kimselere bunu anlatamayız. Ancak kıyamet yevminde insanlar birbirlerine tattıkları ölümü anlatacaklar ama yine de tarif edemeyeceklerdir. Bu tatma ifadesi bile ölümün bir son olmadığını bu ölümün tadını bileceğimizi göstermektedir. Tadını bilmemiz için ölümden sonra yaşam olması zorunludur.

Hiçbir insan uykuya daldığı anı bilemez. Uykuda vefatta olduğu için ve ölümde de vefatta olduğu için ölümün ilk anını da aynı şekilde bilemez. Uyuduğumuzu ancak uyandığımızda anlayabiliyorsak öldüğümüzü de ancak dirildiğimizde anlarız. İşte o zaman ölümün tadını anlamış oluruz. Ölümü tadan ancak dirildiğinde ölümün tadını bilecektir.

لَا يَذُوقُونَ فِيهَا الْمَوْتَ إِلَّا الْمَوْتَةَ الْأُولَى

Orada (cennette) ilk ölümden başka ölüm tatmazlar. (Duhan 56)

Bu ayette cennette ölümün tadılmayacağı söylenmiştir. İlk ölümün tadı istisna edilmiştir. Bu durumda şu soru sorulabilir, eğer bir şeyin ilki varsa sonrası da yok mudur? Burada “onların ilk ölümü” (مَوْتَتَهُمُ الْأُولَى) veya ilk (الْأُولَى) sıfatı olmadan “bir ölüm” (الْمَوْتَةَ) denmemiştir. “İlk ölüm” (الْمَوْتَةَ الْأُولَى) denmiştir. Buna göre bu ilk ölümü tadanlardan cennette olmayanlar en az bir ölüm daha tadacaklardır.

قَالُوا رَبَّنَا أَمَتَّنَا اثْنَتَيْنِ وَأَحْيَيْتَنَا اثْنَتَيْنِ فَاعْتَرَفْنَا بِذُنُوبِنَا فَهَلْ إِلَى خُرُوجٍ مِنْ سَبِيلٍ (11) ذَلِكُمْ بِأَنَّهُ إِذَا دُعِيَ اللَّهُ وَحْدَهُ كَفَرْتُمْ وَإِنْ يُشْرَكْ بِهِ تُؤْمِنُوا فَالْحُكْمُ لِلَّهِ الْعَلِيِّ الْكَبِيرِ (12)

“Rabbimiz, bizi iki kere öldürdün ve iki kere hayat verdin. Suçlarımızı itiraf ettik. Çıkışa bir yol var mı?” dediler. Bu Allah’ın birliğine çağrılınca görmezde gelmeniz ve ona ortak edilince iman etmenizden dolayıdır. Hüküm âli, kebîr Allah’a aittir. (Mümin 11-12)

Bu ayette iki kere ölenler Allah’tan çıkış istemektedirler. İşte ilk ölüm sonrası ölümü tadanlar bunlardır.

Her nefis ölümü tadandır (كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ) demektedir. “Her nefis ölümü tadacaktır” (كُلُّ نَفْسٍ تَذُوقُ الْمَوْتَ) ya da “her nefis ölümü tattı” (كُلُّ نَفْسٍ ذَاقَتِ الْمَوْتَ) dememiştir. ذَائِقَةُ ism-i fâildir. İstimrar ve sübut bildirir. Ancak burada tek bir nefis olmadığı için ve bu nefisler farklı zamanlarda yaşadıkları için ism-i fâil kullanılmıştır. Geçmişte ölümü tadan, şimdiki zamanda tadıyor olan ve gelecek zamanda tadacak olanı ifade etmek için ism-i fâil kullanılmıştır. Bazıları ölümü birden fazla tadacağı için de ism-i fâil kullanılmıştır.

Burada dikkat edilmesi gereken nefs kelimesinin izafetle kullanıldığında ruh + beden olmadığı “kendisi” anlamına geldiğidir. Allah da kendisinden bahsederken ayette نَفْسِي (kendim) (Taha 41) şeklinde gelmektedir. Buradan Allah’ın da bedeni olduğu sonucu çıkmamaktadır. Bu gramersel bir durumdur. نَفْس kelimesi tekillik-ikillik-çoğullukta kendisine uyan bir zamire muzaf olursa “kendisi-kendileri” anlamına gelir (onun canı=kendisi).

Kuran’da geçişi

Anlamı

أَنْفُسَكُمْ

Kendiniz

أَنْفُسَهُمْ

Kendileri

أَنْفُسَنَا

Kendimiz

نَفْسَكَ

Kendin

نَفْسَهُ

Kendisi (eril)

نَفْسَهَا

Kendisi (dişil)

نَفْسِي

Kendim

Allah’ın bedeni olmadığı için Allah nefs değildir. Nefs olan biziz. Bizim nefsimiz beden ve ruhtan meydana gelir. Bağ kesildiği anda vefat ederiz. Bu vefat uykuyla (koma dahil) veya ölümle olur. Baas demek vefat halinde olan bedene ruhun yeniden bağlanması demektir. Ölmüş bedenimize ruh nasıl bağlanacaktır? Evet, ölmüş bedenimize ruh bağlanacaktır. Bizim yaşadığımız her an dört boyutlu uzay içinde üç boyutlu heykeller şeklinde kayıtlı olarak durmaktadır. İşte o ölmeden hemen önceki bedenimize ruh bağlanacaktır. O geçmiş zamandan gönderileceğiz. İşte bu baas yevminde olacaktır.

فَلَوْلَا أَنَّهُ كَانَ مِنَ الْمُسَبِّحِينَ (143) لَلَبِثَ فِي بَطْنِهِ إِلَى يَوْمِ يُبْعَثُونَ (144)

Tesbih edenlerden olmasaydı onun (balığın) karnında baas olunacakları yevme kadar kalacaktı. (Saffat 143-144)

Bu ayetlerde Yunus Peygamber balığın karnında baas yevmine kadar kalacaktı demektedir. Ancak balık o zamana kadar yaşayacak, Yunus Peygamber de orada kalacak anlamı çıkmaz. Orada ölecekti ve orada öldüğü için o zamandaki, balığın karnındaki bedenine ruh bağlanacaktı, oradan baas edilecekti. İşte bu baas yerine Kuran’da مَرْقَد demektedir. مَرْقَد ism-i zaman ve mekândır. رقد kökündendir. Durgunluğu, hareketsizliği ifade eder. مَرْقَد donuk kalınan yer veya zaman anlamındadır.

يَاوَيْلَنَا مَنْ بَعَثَنَا مِنْ مَرْقَدِنَا

Vay bize, kim bizi merkadımızdan baas etti. (Yasin 52)

Bu ayette ölmenin gerçekleştiği dört boyut içindeki üç boyutlu mekân ve zamandaki merkaddan baas edilme anlatılmaktadır. Bu nedenle bir insanın cesedi yakılsa da mezarda çürüse de suda sabunlaşsa ve dağılsa da fark etmez. Sonuçta ölmeden hemen önceki merkadından baas edileceği için herkes hangi yaşta öldüyse o bedenle baas edilecektir. Bedensel değişimler bundan sonra olacaktır. Mezar içinde yaşanacağı anlatılan münker ve nekir sorgusu, kabir azabı gibi hikayeler gerçek değildir. Bu nedenle mezar başında yapılan Allah’ın istemediği ruhban sınıfının kendilerini duymayacağı ayette açıkça ifade edilen ölüye söyleyeceklerini ezberletmek için yapılan akıl dışı telkin konuşması da bid’attan öte bir şey değildir. Bunlar için uydurulan hadisler de mebzul miktarda mevcuttur.

 

ثُمَّ إِلَيْنَا تُرْجَعُونَ

Sonra bize döndürüleceksiniz.

ثُمَّ: “Sonra” demektir. Atıf harfidir. كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ cümlesine إِلَيْنَا تُرْجَعُونَ cümlesini atfetmiştir.

Cümleleri birbirine atfeden ثُمَّ ma’tûfun aleyhle ma’tûf arasında oluşun sırasını gösterir, buna “tertip” denir. Önce ma’tufun aleyh, sonra ma’tûf gelir. Bu nedenle sümme ile yapılan atıfta ma’tûf ile ma’tûfun aleyh yer değiştiremez. Zamansal olarak peşi sıra oluşu göstermez, arada belirli bir zaman geçmiştir. Bu nedenle “takip etkisi yoktur”. Bu arada boşluk olmasına “terahi” (تَرَاخِي) denir.

İş yapmada ma’tûfun aleyh ile ma’tûf arasındaki boşluğun belirli bir süresi yoktur, duruma göre bu süre değişir. Kısa bir süre olabileceği gibi uzun bir süre de olabilir.

Atıf fâsı (فَ) da zamansal ilişki için gelir. Atıf fâsına tertip ve takip fâsı da denir. ثُمَّ gibi ma’tûfun aleyhle ma’tûf arasında oluşun sırasını gösterir (tertip) ve ma’tûf ile ma’tûfun aleyh yer değiştiremez. ثُمَّ den farklı olarak zamansal olarak peşi sıra oluşu gösterir. Buna “takip” denir. İş yapmada ma’tûfun aleyh ile ma’tûf arasında bir boşluk yoktur, ma’tûf ma’tûfun aleyhten hemen sonra aynı işi yapmıştır.

إِلَى: “-e” demektir.

نَا: “Biz” demektir. Mecrur muttasıl zamirdir.

إِلَيْنَا: “Bize” demektir.

تُرْجَعُونَ: “Döndürüleceksiniz” demektir. “Başlangıç noktanıza, geldiğiniz yere geri döndürüleceksiniz” demektir. Meçhul (edilgen) fiildir. رجع kökünden ikinci bâbdan gelmektedir. Bu kökün bir özelliği vardır. Hem lazım (geçişsiz) hem de müteaddidir (geçişli). Lazım fiiller mef’ûl almazlar yani fiilden etkilenen fiili yapanın kendisidir, etkilenen başka birisi yoktur. Müteaddi fiillerde ise fâilin yaptığı fiilin etkilediği bir mef’ûl vardır. Bu kök aynı bâbdan geldiği halde hem lazım hem de müteaddi olabilmektedir. Fark mastardadır.

 

Mastar

Muzari

Mazi

Lazım

رُجُوع

يَرْجِعُ

رَجَعَ

Müteaddi

رَجْع

يَرْجِعُ

رَجَعَ

Burada تُرْجَعُونَ meçhul fiildir ve bu nedenle lazım olamaz, müteaddi olmak zorundadır. Bu nedenle müteaddi meçhul olarak manası “döndürülürsünüz” şeklindedir.

إِلَيْنَا تُرْجَعُونَ: “Bize döndürüleceksiniz” demektir. كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ cümlesine ثُمَّ ile atfedilmiştir. Fiil cümlesi isim cümlesine atfedilmiştir. İsim cümlesi zaman ifade ederse ثُمَّ ile fiil cümlesine atfedilebilir. Burada isim cümlesi “her nefis ölümü tadandır” olduğu için aslında ölümü tatma fiilinin zamanını her nefis için ayrı ayrı ifade etmiş olmakta ve böylece zaman ifade etmiş olmaktadır. Bu nedenle burada atıf gerçekleşmiştir.

17. ayette İbrahim Peygamber إِلَيْهِ تُرْجَعُونَ (O’na döndürüleceksiniz) demiştir. Öncesinde vesenlere ibadetten bahsetmiş, sonrasında bu cümleyi söylemiştir. Bu ayette ise إِلَيْهِ (O’na) yerine إِلَيْنَا (bize) şeklinde söylenmiştir. Kuran’da Allah için ben, o ve biz zamirleri kullanılır. Buradaki gibi biz kullanıldığında Allah’ın kulları (insanlar, melekler, ruhlar) veya doğal ve sosyal kanunları vasıtasıyla gerçekleşen olaylar anlatılır. Bize döndürüleceksiniz dendiğinde ölümden sonra melekler, ruhlar vasıtasıyla yapılacak olan baas, yargılama, cennet ve cehenneme yerleştirilme gibi olayların gerçekleşeceği anlatılmış olmaktadır.

Burada ثُمَّ ile beraber gelmiştir. Yani ölüm tadılacak, aradan zaman geçecek ve artık Allah’ın görevlileri vasıtasıyla birtakım süreçler gerçekleşecektir.

Bu ayet يَاعِبَادِيَ الَّذِينَ آمَنُوا إِنَّ أَرْضِي وَاسِعَةٌ فَإِيَّايَ فَاعْبُدُونِ ayetinden sonra gelmiştir. İman eden kullarına Allah doğrudan te’kîdli bir şekilde “bana, yalnızca bana çalışın” demiş ve ardından her nefsin ölümü tadacağı söylenmiştir. Ardından da döndürülme süreci söylenmiştir. Yalnızca bana çalışın, başka işlerle uğraşmayın, nasıl olsa öleceksiniz ve hesap vereceksiniz denmiştir. Batıl yollarla hakkı getirmeye çalışmayın, Allah’ın düzenini batıl düzenler içinde getirmeye çalışmayın, ölecek ve hesap vereceksiniz. Bunu siz hayatta iken yapmak zorunda değilsiniz, siz başlatırsınız, çabalarsınız, ölürsünüz ve sizin yaptıklarınız, bıraktıklarınız üzerine sizden sonrakiler Allah’ın düzenini getirirler. Çok hırslanmayın, batıl içinde çabalamayın, Allah’ın istemediği çoğunluk demokrasisi içinde vesenler ile sonuçlar elde etmeye çalışmayın. Size bu kısa yol gibi görünüyor, çabuk sonuç alacakmışsınız gibi geliyor ama tam tersine, hem Allah’tan başkasına ibadet etmiş olacaksınız hem de ölüm sonrasında bunun hesabını vereceksiniz.

 

 

Yalova, Teşvikiye

17 Eylül 2022

M. Lütfi Hocaoğlu

 






Tüm Seminerler
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1269
Secde Suresi Tefsiri 3. Ayet
14.12.2024 21 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1268
Secde Suresi Tefsiri 1-2. Ayetler
7.12.2024 60 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1267
Lokman Suresi Tefsiri 34. Ayet
30.11.2024 64 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1266
Lokman Suresi Tefsiri 33. Ayet
16.11.2024 109 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1265
Lokman Suresi Tefsiri 32. Ayet
9.11.2024 111 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1264
Lokman Suresi Tefsiri 31. Ayet
26.10.2024 138 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1263
Lokman Suresi Tefsiri 30. Ayet
12.10.2024 162 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1262
Lokman Suresi Tefsiri 29. Ayet
5.10.2024 198 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1261
Lokman Suresi Tefsiri 28. Ayet
7.09.2024 207 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1260
Lokman Suresi Tefsiri 27. Ayet
31.08.2024 193 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1259
Lokman Suresi Tefsiri 25-26. Ayetler
24.08.2024 221 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1258
Lokman Suresi Tefsiri 24. Ayet
17.08.2024 199 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1257
Lokman Suresi Tefsiri 23. Ayet
3.08.2024 229 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1256
Lokman Suresi Tefsiri 22. Ayet
27.07.2024 222 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1255
Lokman Suresi Tefsiri 21. Ayet
20.07.2024 225 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1254
Lokman Suresi Tefsiri 20. Ayet
13.07.2024 239 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1253
Lokman Suresi Tefsiri 19. Ayet
29.06.2024 228 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1252
Lokman Suresi Tefsiri 18. Ayet
22.06.2024 239 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1251
Lokman Suresi Tefsiri 17. Ayet
25.05.2024 295 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1250
Lokman Suresi Tefsiri 16. Ayet
18.05.2024 306 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1249
Lokman Suresi Tefsiri 15. Ayet
11.05.2024 284 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1248
Lokman Suresi Tefsiri 14. Ayet
20.04.2024 393 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1247
Lokman Suresi Tefsiri 13. Ayet
13.04.2024 426 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1246
Lokman Suresi Tefsiri 12. Ayet
6.04.2024 360 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1245
Lokman Suresi Tefsiri 11. Ayet
30.03.2024 414 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1244
Lokman Suresi Tefsiri 10. Ayet
16.03.2024 350 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1243
Lokman Suresi Tefsiri 8-9. Ayetler
9.03.2024 336 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1242
Lokman Suresi Tefsiri 7. Ayet
24.02.2024 365 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1241
Lokman Suresi Tefsiri 6. Ayet
17.02.2024 311 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1240
Lokman Suresi Tefsiri 1-5. Ayetler
10.02.2024 483 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1239
Rum Suresi Tefsiri 60. Ayet
27.01.2024 400 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1238
Rum Suresi Tefsiri 59. Ayet
20.01.2024 376 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1237
Rum Suresi Tefsiri 58. Ayet
6.01.2024 413 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1236
Rum Suresi Tefsiri 57. Ayet
30.12.2023 415 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1235
Rum Suresi Tefsiri 56. Ayet
16.12.2023 491 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1234
Rum Suresi Tefsiri 55. Ayet
25.11.2023 491 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1233
Rum Suresi Tefsiri 54. Ayet
11.11.2023 511 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1232
Rum Suresi Tefsiri 53. Ayet
4.11.2023 435 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1231
Rum Suresi Tefsiri 51-52. Ayetler
21.10.2023 507 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1230
Rum Suresi Tefsiri 50. Ayet
14.10.2023 472 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1229
Rum Suresi Tefsiri 48-49. Ayetler
30.09.2023 473 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1228
Rum Suresi Tefsiri 47. Ayet
16.09.2023 492 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1227
Rum Suresi Tefsiri 46. Ayet
9.09.2023 612 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1226
Rum Suresi Tefsiri 44-45. Ayetler
2.09.2023 448 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1225
Rum Suresi Tefsiri 43. Ayet
19.08.2023 480 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1224
Rum Suresi Tefsiri 42. Ayet
12.08.2023 505 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1223
Rum Suresi Tefsiri 41. Ayet
5.08.2023 542 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1222
Rum Suresi Tefsiri 40. Ayet
29.07.2023 463 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1221
Rum Suresi Tefsiri 39. Ayet
22.07.2023 480 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1220
Rum Suresi Tefsiri 38. Ayet
15.07.2023 435 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1219
Rum Suresi Tefsiri 37. Ayet
17.06.2023 437 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1218
Rum Suresi Tefsiri 36. Ayet
3.06.2023 484 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1217
Rum Suresi Tefsiri 35. Ayet
27.05.2023 485 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1216
Rum Suresi Tefsiri 33-34. Ayetler
20.05.2023 483 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1215
Rum Suresi Tefsiri 31-32. Ayetler
13.05.2023 526 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1214
Rum Suresi Tefsiri 30. Ayet
6.05.2023 608 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1213
Rum Suresi Tefsiri 29. Ayet
29.04.2023 473 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1212
Rum Suresi Tefsiri 28. Ayet
15.04.2023 527 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1211
Rum Suresi Tefsiri 27. Ayet
8.04.2023 531 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1210
Rum Suresi Tefsiri 26. Ayet
1.04.2023 478 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1209
Rum Suresi Tefsiri 25. Ayet
25.03.2023 502 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1208
Rum Suresi Tefsiri 24. Ayet
18.03.2023 651 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1207
Rum Suresi Tefsiri 23. Ayet
11.03.2023 504 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1206
Rum Suresi Tefsiri 22. Ayet
4.03.2023 638 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1205
Rum Suresi Tefsiri 21. Ayet
25.02.2023 901 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1204
Rum Suresi Tefsiri 20. Ayet
18.02.2023 724 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1203
Rum Suresi Tefsiri 19. Ayet
11.02.2023 476 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1202
Rum Suresi Tefsiri 17-18. Ayetler
4.02.2023 662 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1201
Rum Suresi Tefsiri 14-16. Ayetler
28.01.2023 504 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1200
Rum Suresi Tefsiri 12-13. Ayetler
21.01.2023 459 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1199
Rum Suresi Tefsiri 11. Ayet
14.01.2023 480 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1198
Rum Suresi Tefsiri 10. Ayet
7.01.2023 520 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1197
Rum Suresi Tefsiri 9. Ayet
31.12.2022 1097 Okunma
2 Yorum 01.01.2023 00:23
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1196
Rum Suresi Tefsiri 8. Ayet
17.12.2022 504 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1195
Rum Suresi Tefsiri 6-7. Ayetler
10.12.2022 595 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1194
Rum Suresi Tefsiri 1-5. Ayetler
3.12.2022 580 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1193
Ankebut Suresi Tefsiri 69. Ayet
26.11.2022 533 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1192
Ankebut Suresi Tefsiri 68. Ayet
19.11.2022 581 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1191
Ankebut Suresi Tefsiri 67. Ayet
12.11.2022 566 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1190
Ankebut Suresi Tefsiri 65-66. Ayetler
5.11.2022 526 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1189
Ankebut Suresi Tefsiri 64. Ayet
29.10.2022 543 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1188
Ankebut Suresi Tefsiri 63. Ayet
22.10.2022 567 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1187
Ankebut Suresi Tefsiri 62. Ayet
15.10.2022 590 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1186
Ankebut Suresi Tefsiri 61. Ayet
8.10.2022 822 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1185
Ankebut Suresi Tefsiri 60. Ayet
1.10.2022 783 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1184
Ankebut Suresi Tefsiri 58-59. Ayetler
24.09.2022 834 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1183
Ankebut Suresi Tefsiri 57. Ayet
17.09.2022 1145 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1182
Ankebut Suresi Tefsiri 56. Ayet
10.09.2022 1233 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1181
Ankebut Suresi Tefsiri 54-55. Ayetler
3.09.2022 2086 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1180
Ankebut Suresi Tefsiri 53. Ayet
27.08.2022 2183 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1179
Ankebut Suresi Tefsiri 52. Ayet
20.08.2022 2626 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1178
Ankebut Suresi Tefsiri 51. Ayet
13.08.2022 1772 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1177
Ankebut Suresi Tefsiri 50. Ayet
6.08.2022 2255 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1176
Ankebut Suresi Tefsiri 48-49. Ayetler
30.07.2022 2743 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1175
Ankebut Suresi Tefsiri 47. Ayet
23.07.2022 2428 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1174
Ankebut Suresi Tefsiri 46. Ayet
16.07.2022 2882 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1173
Ankebut Suresi Tefsiri 45. Ayet
2.07.2022 3157 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1172
Ankebut Suresi Tefsiri 44. Ayet
25.06.2022 8145 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1171
Ankebut Suresi Tefsiri 43. Ayet
18.06.2022 2588 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1170
Ankebut Suresi Tefsiri 42. Ayet
11.06.2022 2712 Okunma


© 2024 - Akevler