Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1163
Ankebut Suresi Tefsiri 35. Ayet
16.04.2022
12789 Okunma, 0 Yorum

ANKEBÛT SÛRESİ - 33. Hafta

 

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

وَلَقَدْ تَرَكْنَا مِنْهَا آيَةً بَيِّنَةً لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ (35)

Yemin olsun, aklediyor olan bir kavim için ondan bir kanıt ayet bıraktık. (35)

 

وَ: “Ve” demektir. Atıf harfidir. Bir önceki ayetteki إِنَّا مُنْزِلُونَ عَلَى أَهْلِ هَذِهِ الْقَرْيَةِ رِجْزًا مِنَ السَّمَاءِ بِمَا كَانُوا يَفْسُقُونَ cümlesine لَقَدْ تَرَكْنَا مِنْهَا آيَةً بَيِّنَةً لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ cümlesini atfetmektedir.

لَقَدْ: İki harfin birleşimidir.

لَقَدْ

قَدْ

+

لَ

لَ: Yeminin cevap lâmıdır. Yemin iki cümleden oluşur. İlk cümle üzerine yemin edilendir. İkinci cümle yeminin kendisidir. İlk cümleye yemin cümlesi, ikinci cümleye yeminin cevap cümlesi denir. Bazı durumlarda yeminin cevap cümlesinin başına لَ gelir. Buna cevap lâmı denir. Kuran’da çoğunlukla yemin cümlesi hazf edilir (söylenmez). Cevap cümlesinde öncesinde yemin olduğuna dair delil varsa yemin cümlesi hazf edilebilir (söylenmez). Genellikle لَقَدْ ile başlayan mazi veya muzari fiiller, لَ ile başlayan isim cümleleri, övme ve yerme cümleleri öncesindeki yemin cümlesi hazf edilmiş olarak gelir. Te’kîd lâmı ile başlayan muzari fiil cümlelerinin öncesindeki yemin cümlesi hazf edilmiş olabilir. لَئِنْ ile başlayan şart ve cevap cümlelerinin de öncesinde yemin cümlesi hazf edilmiştir.

Bu ayette de cevap cümlesi لَقَدْ ile başladığından yemin cümlesi hazf edilmiştir.

قَدْ: Harftir. İsim cümlesinden önce gelmez. Her zaman olumlu fiillerden önce gelir, olumsuz fiillerden önce gelmez. Fiil ile arasında başka bir şey bulunmaz. Hem mazi fiilden hem de muzari fiilden önce gelir. Mazi fiilden önce gelince Tahkîk (gerçekleştirme) edatı (حَرْفُ التَّحْقِيقِ) veya tevakku (beklenti) edatı (حَرْفُ التَّوَقُّعِ) veya takrîb (yaklaştırma) edatı (حَرْفُ التَّقْرِيبِ) olur. Muzari fiilden önce gelince tahkîk edatı olur. Yeminin cevap lâmından sonra gelirse tahkîk edatı olur. Bu ayette olduğu gibi لَقَدْ şeklinde geldiği durumlar yeminin cevap lâmı olduğu için her zaman قَدْ tahkîk edatıdır. Kesinlik ifade etmek için gelmiştir. Hem yemin gelmesi hem de tahkik edatı gelmesi kesinliği daha da belirgin hale getirmektedir.

تَرَكْنَا: “Bıraktık” demektir. Birinci şahıs çoğul mazi fiildir. Allah eğer bir işi melekler, insanlar, doğa olayları gibi araçlarla gerçekleştirirse birinci çoğul şahıs (biz) fiillerini kullanır. Burada da öyledir. Elçiler tarafından fiil gerçekleştirilmiştir.

مِنْ: “-den” demektir. Harf-i cerdir.

هَا: “O” demektir. Mecrur muttasıl zamirdir. 34. ayetteki هَذِهِ الْقَرْيَةِ ye (bu kasabaya) racidir.

مِنْهَا: “Ondan” demektir.

آيَةً: “Ayet, gösterge” demektir. ءيي kökünden gelmiştir. Dördüncü bâbdan mastar olarak bir kimse ya da bir şey hakkında onun bilinmesini sağlayacak bir işaret koymak manasındadır. Bu mastar manasından konulan işaret manasında آيَةٌ “gösterge” anlamında isimdir.

بَيِّنَةً: “Açık, anlaşılır, kanıt” demektir. Dişil tekil sıfat-ı müşebbehedir. Kökü بين dir. İkinci bâbdan gelmektedir. بَيْنٌ mastarı başkasının ayırması, fark etmesi için bir şeyin çevresinden ayrılacak ve çevresindekilerden farklılaşacak şekilde sınırlarının belli olması manasındadır. Eril tekili بَيِّنًا dir. Sıfat-ı müşebbehe olduğu için sübut bildirir. Aslı فَيْعِلٌ kalıbından بَيْيِنٌ dur.

بَيْيِـنٌ بَيِّـنٌ

Burada idgam gerçekleşmiştir.

Düzensiz çoğullarından biri أَبْيَانٌ dur. أَفْعَالٌ kalıbındandır. Diğer düzensiz çoğulu ise أَبْيِنَاءُ dur. Kalıbı ise أَفْعِلَاءُ dur. Diğer düzensiz çoğulu ise بُيَنَاءُ dur. Kalıbı ise فُعَلَاءُ dur.

بَيِّنٌ sıfat-ı müşebbehesinin çekimi

Nekre

 

Düzensiz çoğul

Çoğul

İkil

Tekil

أَبْيَانٌ أَبْيِنَاءُ بُيَنَاءُ

بَيِّنُونَ

بَيِّنَانِ

بَيِّنٌ

Eril

Merfu

 

بَيِّنَاتٌ

بَيِّنَتَانِ

بَيِّنَةٌ

Dişil

أَبْيَانًا أَبْيِنَاءَ بُيَنَاءَ

بَيِّنِينَ

بَيِّنَيْنِ

بَيِّنًا

Eril

Mensub

 

بَيِّنَاتٍ

بَيِّنَتَيْنِ

بَيِّنَةً

Dişil

أَبْيَانٍ أَبْيِنَاءَ بُيَنَاءَ

بَيِّنِينَ

بَيِّنَيْنِ

بَيِّنٍ

Eril

Mecrur

 

بَيِّنَاتٍ

بَيِّنَتَيْنِ

بَيِّنَةٍ

Dişil

Marife

 

Düzensiz çoğul

Çoğul

İkil

Tekil

الْأَبْيَانُ الْأَبْيِنَاءُ الْبُيَنَاءُ

الْبَيِّنُونَ

الْبَيِّنَانِ

الْبَيِّنُ

Eril

Merfu

 

الْبَيِّنَاتُ

الْبَيِّنَتَانِ

الْبَيِّنَةُ

Dişil

الْأَبْيَانَ الْأَبْيِنَاءَ الْبُيَنَاءَ

الْبَيِّنِينَ

الْبَيِّنَيْنِ

الْبَيِّنَ

Eril

Mensub

 

الْبَيِّنَاتِ

الْبَيِّنَتَيْنِ

الْبَيِّنَةَ

Dişil

الْأَبْيَانِ الْأَبْيِنَاءِ الْبُيَنَاءِ

الْبَيِّنِينَ

الْبَيِّنَيْنِ

الْبَيِّنِ

Eril

Mecrur

 

الْبَيِّنَاتِ

الْبَيِّنَتَيْنِ

الْبَيِّنَةِ

Dişil

آيَةً بَيِّنَةً: “Kanıt olan bir ayet” demektir. “Doğruluğu kesin olan bir veri” demektir. Bu veriye dayanarak enformasyona ve genel bilgiye ulaşılır.

لِ: “İçin” demektir. Harf-i cerdir.

قَوْمٍ: “Kavim” demektir. قوم kökünden gelmiştir. Birinci bâbdan mastar olarak kalkıp bir hedefe yönelerek dik durmak manasındadır. Bu mastar manasından ortak bir hedefe yönelmiş insan topluluğu manasında ism-i cemdir (topluluk ismidir).

يَعْقِلُونَ: “Aklederler” demektir. Akletmek bağlantılar kurarak belirli bir metodolojiyle sonuca varmak, karar almak demektir. Bilimsel metodolojiyi ifade eder. Cehaletin zıddıdır. Cehalet bilmemek değil akletmemektir, ilmi yöntemleri kullanmadan sonuca varmaktır.

Etimolojisine bakarsak ع uzaklaşma, ق harfin piktografisi muhtemelen yatayda bir güneş resmidir, güneşin devri manasındadır. İkisi bir arada عق devirlerden uzaklaşma demektir. Döngülerin durması manasındadır. Sona gelen ل harfi çobanın sopası demektir. Bağlanma, bağ kurma anlamındadır. Sona geldiği için sonuçtur. Üçü bir arada (عقل) verilerin döndürülmesi yani incelenmesi ve incelemenin sonuçlanmasıyla bir sonuca bağlanması anlamında akletmek demektir.

قَوْمٍ يَعْقِلُونَ: “Aklediyor olan bir kavim” demektir. “Bilim adamları” demektir. Bilimsel metodolojiyi kullanarak sonuca varan topluluk demektir. Kavim aynı hedefe yönelen topluluk demektir. Aklediyor olan kavim de bilimsel metotlarla sonuca varmayı hedefleyen topluluktur.

لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ: “Aklediyor olan bir kavim için” demektir.

آيَةً بَيِّنَةً لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ: “Aklediyor olan bir kavim için bir kanıt ayet” demektir.

مِنْهَا آيَةً بَيِّنَةً لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ: “Aklediyor olan bir kavim için ondan bir kanıt ayet” demektir.

تَرَكْنَا مِنْهَا آيَةً بَيِّنَةً لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ: “Aklediyor olan bir kavim için ondan bir kanıt ayet bıraktık” demektir.

لَقَدْ تَرَكْنَا مِنْهَا آيَةً بَيِّنَةً لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ: “Yemin olsun, aklediyor olan bir kavim için ondan bir kanıt ayet bıraktık” demektir.

Kanıt ayet nedir? Ondan ayet bırakılmıştır. Kasabanın kendisi değil ondan kalan bir ayet bırakılmıştır. Bu ayet akledenler içindir. Akletmeyenler için bu, ayet değildir.

قَالَ فَمَا خَطْبُكُمْ أَيُّهَا الْمُرْسَلُونَ (31) قَالُوا إِنَّا أُرْسِلْنَا إِلَى قَوْمٍ مُجْرِمِينَ (32) لِنُرْسِلَ عَلَيْهِمْ حِجَارَةً مِنْ طِينٍ (33) مُسَوَّمَةً عِنْدَ رَبِّكَ لِلْمُسْرِفِينَ (34) فَأَخْرَجْنَا مَنْ كَانَ فِيهَا مِنَ الْمُؤْمِنِينَ (35) فَمَا وَجَدْنَا فِيهَا غَيْرَ بَيْتٍ مِنَ الْمُسْلِمِينَ (36) وَتَرَكْنَا فِيهَا آيَةً لِلَّذِينَ يَخَافُونَ الْعَذَابَ الْأَلِيمَ (37)

Dedi ki amacınız nedir ey Mürseller? Dediler ki kesinlikle biz mücrimler kavmine onların üzerine müsrifler için rabbinin indinde damgalanmış tinden taşlar göndermek için gönderildik. Orada müminlerden olanları çıkardık. Orada müslimlerden bir evin dışında bulmadık. Orada elim azaptan korkanlar için bir ayet bıraktık. (Zariyat 31-37)

Bu ayetlerde müminlerin çıkarıldığı söylenmekte, müslimlerin çıkarıldığı söylenmemektedir. Allah’ın dünyadaki azabından müminler kurtarılacaktır, müslimler için böyle bir garanti yoktur. Müslimler helak olanlarla beraber helak olabilir. Mümin-müslim farkı için tanımlara bakarsak:

Tanım

Anlamı

الْمُؤْمِنُ

Allah’ın helal ve haramlarını koruyan

الْمُسْلِمُ

Allah’ın helal ve haramlarına uyan

الْمُشْرِكُ

Allah’ın helallerini yasaklayan ve haramlarını zorla yaptıran kuralları uygulayan

الْكَافِرُ

Allah’ın helallerini ve haramlarını görmezden gelen

Buna göre Lût kavmi içinde hem müslimler hem de müminler vardır. Lût gibi kavminin yaptığı kötülüklere karşı çıkanlar vardır. Bunlar müminlerdir. Bir de kavminin yaptığı kötülükleri yapmayan ama onlara da karşı çıkmayanlar vardır. Bunlar da müslimlerdir. Bunların çıkarılıp çıkarılmadığı ayette geçmemektedir. Mefhum-u muhalefete göre çıkarılmadıklarını anlarız, kıyasa göre çıkarıldıklarını anlarız.

Zariyat Sûresindeki bu ayetlerde kasabanın içinde bir ayet bırakıldığı söylenmektedir. Ayet dışarıda değil, kasabanın içindedir. Burada ayetin vasfı elim azabdan korkanlar için olmasıdır. Buna göre ayet elim azabın işareti olmalıdır. Öncesindeki ayetlerde tinden hicare (taşlar) gönderildiği yazmaktadır. Buna göre ayet bununla ilgilidir. حِجَارَةً (taşlar) nekre geldiği için bildiğimiz taş değildir. Tin de nekre geldiği için bildiğimiz çamur değildir. Tin’in anlamını incelediğimizde:

طِين “Çamur, çamursu karışım” demektir. طين kökünden gelmiştir. İkinci bâbdan طَيْنٌ mastarı bir şeyin içine başka bir şeyin karışmasıyla, onunla yoğrulmasıyla kıvamının değişmesi manasındadır. Bu mastar manasından içine bir şey karışarak, onunla yoğrularak kıvamı değişen manasında طِين toprak için kullanıldığında “çamur” (Arapçada çamur=وَحَلٌ), diğer maddeler için kullanıldığında “çamur kıvamında karışım”, ıstılahi olarak yumurtanın spermle döllenmesiyle “döllenmiş yumurta” anlamında isimdir. Fertleştirilmiş (tekilleşmiş) hali طِينَةٌ dür.

طِين ismi cem-i cinstir. Burada cins olarak gelmiştir ve taşların vasfını ifade etmektedir. Taşların çamurumsu kıvamda yumuşak taşlar olduğu anlaşılmaktadır. Ancak nasıl olur da yumuşak bir taş elim azaba sebep olabilir?

Bu durumda hem kasabanın içindeki ayeti (Zariyat 37) hem de kasabadan olan ayeti (Ankebut 33) bulmamız için Lût kavminin yaşadığı kasabayı bulmamız gereklidir. Bu taşların nasıl yumuşak olup da azaba sebep olduğunu ancak bu şekilde anlayabiliriz.

وَإِنَّهَا لَبِسَبِيلٍ مُقِيمٍ

Kesinlikle o mukim bir sebildedir. (Hicr 76)

Burada Lût kavminin kasabası için mukim bir sebildedir denmektedir. بِ harf-i ceri zarfiyet için gelmiştir. بِ harf-i ceri müphem (belirsiz) zarfiyet ifade eden فِي gibi zarfiyet için kullanıldığında muayyenlik (belirlilik) ifade eder. Yani mezrufun zarf içinde bulunduğu yer belirlidir. سَبِيل “yol” demektir. Ancak sebil nekre gelmiştir. Bu önemlidir. Bildiğimiz klasik anlamda bir yol değildir. Başka bir mana verilmesi gerekir. Diğer taraftan mukim sıfatı vardır. Bu da önemlidir. Mukim ise devam eden, süregelen, değişmeden duran, yerleşik anlamlarındadır. Yol manasında kullandığınızda o zamandan bugüne değişmeden kalan bir yol olması gerekir ki mümkün değildir. Kökün çıktığı ilk mana için Makayisu-l Luga’ya ve Lisanu-l Arab’a baktığımızda bunu görürüz.

السين والباء واللام أصلٌ واحد يدلُّ على إرسال شيءٍ من عُلو إلى سُفل، وعلى امتداد شيء.

Sin, dal ve lâm tek köktür. Bir şeyi yukarıdan aşağıya göndermeye ve bir şeyin uzanmasına delalet eder. (Makayisu-l Luga)

أسبلتُ السِّتْرَ، وأسبلَتِ السَّحابةُ ماءَها وبمائِها. والسَّبَل: المطر الجَوْد. وسِبال الإنسان من هذا، لأنّه شعر منسدل.

Örtüyü isbâl ettim (aşağı düşürdüm, sarkıttım), bulut suyunu isbâl etti (düşürdü). Sebel: güzel yağmur. İnsanın sibali (bıyığı) bundandır, onun sarkık kıl olmasındandır. (Makayisu-l Luga)

وامرأَة مُسْبِلٌ: أَسْبَلَتْ ذيلها. وأَسْبَلَ الفرسُ ذَنِبَه: أَرسله. التهذيب: والفرس يُسْبِل ذَنَبه والمرأَة تُسْبِل ذيلها. يقال: أَسْبَل فلان ثيابه إِذا طوّلها وأَرسلها إِلى الأَرض.

Musbil kadın: Eteğini sarkıttı. At kuyruğunu isbal etti: onu irsal etti. Tehzib: At kuyruğunu isbal etti ve kadın eteğini isbal etti. Denilir ki fülan elbisesini onu uzattığı ve yere doğru gönderdiği zaman isbal etti. (Lisanu-l Arab)

والاسم السَّبَلُ، وهو المطر بين السحاب والأَرض حين يَخْرج من السحاب ولم يَصِلْ إِلى الأَرض.

Sebel ismi: O buluttan çıkıp yere ulaşmadığı zaman bulutla yer arasındaki yağmurdur. (Lisanu-l Arab)

Görüldüğü gibi sebil yukarıdan aşağı doğru giden yolun adıdır. Mukim sebil ise yukarıdan aşağı gidişi değişmeyen yolun adıdır. “İniş” anlamı verilmesi uygundur. Yani o yolda inerken düz yerler ve yokuş yerler olmaz demektir. Bunun için öncelikle Tevrat’ta Lût’un yaşadığı yer olarak bahsedilen Sodom bölgesine bakıyoruz. Bu bölge dünyanın en alçak bölgesidir.

Ölü Denizin güneyinde yer almaktadır. Ölü denizin rakımı -431 m’dir. Bu yere ulaşan yol her zaman yukarıdan aşağıya gitmeyi gerektirir ve mukim sebil tanımına uymaktadır. Oraya ancak yukarıdan aşağı doğru inerek gidilebilmektedir.

İbrahim Peygamberin bulunduğu El Halil (Hebron)’e 50 km uzaklıktadır. El Halil 980 m rakıma sahipken kasaba -300 -400 m arası rakıma sahiptir.

Lût kavminin kasabası El Halil’den görülebilmektedir. Aradaki 1300-1400 m’lik rakım farkı vardır ve yukarıdan aşağı doğru görülebilmektedir. Bu nedenle elçiler İbrahim’e uğradığında إِنَّا مُهْلِكُو أَهْلِ هَذِهِ الْقَرْيَةِ (biz bu kasabanın ehlini helak edenleriz) demişlerdir. هَذِهِ (bu) ism-i işaretini kullanmış yani kasabayı elleriyle işaret etmişlerdir.

Burada yığıntı şeklinde yapılar ve aralarında boşluklar vardır. Bitki çıkmamaktadır.

Yapıların içinde korunmuş taşlar vardır. Bu taşlar beyaz renklidir ve tamamen sülfürden (kükürtten) meydana gelmektedir. Yumuşaktır.

Yakıldığı zaman kolaylıkla yanmaktadır. Sarımsı mavimsi bir alevle yanarak tükenmektedir.

حِجَارَةً مِنْ طِينٍ bu taşlardır. Sülfür taşlarıdır. Yumuşaktırlar ve yanıcıdırlar. Yanıcılıkları ile elim azaba sebep olmuşlardır. Bu sülfür taşlarının bize ayet olarak bırakılanları dışındakiler yanmışlardır ve oradaki insanlar bu yangınlarda kalıntılardan olmuşlardır. Burada bulduğumuz bu sülfür taşları kasabanın içindeki ayettir. (وَتَرَكْنَا فِيهَا آيَةً لِلَّذِينَ يَخَافُونَ الْعَذَابَ الْأَلِيمَ)

Burada bulunan yapılarda çok miktarda kül mevcuttur. Yanmaları göstermektedir. Sülfür taşlarının oluşturduğu yangınlarla kasabanın neredeyse tamamı yanmış, kül ve kömür olmuştur. Yapılarda kömür tabakaları ve kül tabakaları vardır ve bu bölgede bitki bitmemektedir.

Bu yapıların evler, saraylar, piramitler, sfenksler olduğu düşünülmektedir.

Bu yapılar incelendiğinde kalsiyum sülfattan oluştuğu görülmektedir. Bu bölgede jeotermal aktivite yoktur. Yanardağ da yoktur. Bu nedenle volkanik bir patlama ile kalsiyum sülfatın oluşması mümkün değildir.

Kireçtaşı (kalsiyum karbonat) ve içine giren sülfür yüksek sıcaklıkta kalsiyum sülfata dönüşür. O dönemlerde oradaki binaların kireçtaşından yapıldığı bilinmektedir. Buna göre sülfür taşları bu binalara girmiş ve yanma sonucunda kalsiyum sülfat yığını haline dönüşmüştür. Bu da kasabadan bırakılan akledenler için olan ayettir (تَرَكْنَا مِنْهَا آيَةً بَيِّنَةً لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ). Bu kimyasal tepkimeyi akledebilen kavim (bilim adamları) ancak bu ayeti anlayabilirler. Bu çıkan büyük yangın ile oradaki tüm insanlar kalıntılar haline dönüşmüştür. الْغَابِرِينَ (Kalıntılar) ifadesinin çok yerde tekrarlanmasının sebebi de budur.

Lût kavminin helaki bilindik doğa olayları ile gerçekleşmemiştir. Elçiler gelmiş ve elçiler eliyle helak edilmişlerdir. Bir proje ile gerçekleştirilmiştir. Öyle bir zaman seçilmiştir ki o gün kasabada yaşayanlardan hiç kimse kasabanın dışında değildir. O gece kasabanın dışında bir yerde kalıp kurtulan kimse olmamıştır. Daha da ilginç bir nokta oradaki çocukların da helak olduğudur. Aslında bu helak o çocuklar için de bir kurtuluştur. Günah batağı içinde büyüyecekler ve cehennemlik günahlara batacaklardır. Nûh kavminde de aynı durum vardır. Nûh, kavmi için onlar yalnızca kafir doğururlar demektedir. Çocuklar doğduğunda kâfir olmazlar ama kâfir olarak yetişeceklerdir. Lût kavminde de büyüdüklerinde o ahlaksızlığa bulaşacak olan çocuklar da helak olmuşlardır ancak cehennemlik olmaktan kurtulmuşlardır. Diğer önemli bir nokta müminlerin kurtarıldığı ama müslimler için bu garantinin olmadığıdır. Helak ricz olarak gelmiştir. Dalgalar şeklindedir. Sülfür taşları yağmakta, ara verilmekte, tekrar yağmaktadır. Taşlar hedefe tam isabet etmişlerdir. Bunu da hicare için hem yağdırma (إِمْطَار) hem de gönderme (إِرْسَال) ifadesi kullanılmasından anlıyoruz. Yağdırma ifadesi yer çekimi marifetiyle taşların indirildiğini, gönderme ifadesi de hedefin tutturulduğunu, hedef dışına yağmanın olmadığını göstermektedir.

Günümüzde Lût kavminin eşcinselliğini pek çok açıdan geçen kavimler vardır. Bu kavimleri ne gibi bir helak beklemektedir? Bu soru sorulabilir ama bunun cevabını asla bilemeyiz. Lût kavmi gibi coğrafik olarak çok sınırlı bir alanda değil dünyanın pek çok yerinde bu eşcinsel faaliyetler yaygın olarak gerçekleştirilmekte, kanun koruması altına alınmaktadır. Allah’ın cezalandırması bu nedenle çok daha farklı bir şekilde gerçekleşecektir. İmkânsız olduğunu düşündüğümüz bir cezalandırmanın o gün gelince gerçekleştiğini şaşkınlıkla izleyeceğiz. Kendisi bu ahlaksızlığı yapmayan ama bu ahlaksızlıkları kişisel tercih olarak hoş görenlerin de helak olabileceğini unutmayalım.

 

 

Yalova, Teşvikiye

16 Nisan 2022

M. Lütfi Hocaoğlu

 






Tüm Seminerler
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1286
Secde Suresi Tefsiri 23. Ayet
14.06.2025 57 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1285
Secde Suresi Tefsiri 22. Ayet
31.05.2025 71 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1284
Secde Suresi Tefsiri 21. Ayet
24.05.2025 106 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1283
Secde Suresi Tefsiri 20. Ayet
10.05.2025 176 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1282
Secde Suresi Tefsiri 19. Ayet
3.05.2025 122 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1281
Secde Suresi Tefsiri 18. Ayet
26.04.2025 128 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1280
Secde Suresi Tefsiri 17. Ayet
19.04.2025 157 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1279
Secde Suresi Tefsiri 16. Ayet
12.04.2025 183 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1278
Secde Suresi Tefsiri 15. Ayet
5.04.2025 182 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1277
Secde Suresi Tefsiri 14. Ayet
22.03.2025 193 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1276
Secde Suresi Tefsiri 13. Ayet
8.03.2025 220 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1275
Secde Suresi Tefsiri 12. Ayet
1.03.2025 222 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1274
Secde Suresi Tefsiri 11. Ayet
22.02.2025 245 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1273
Secde Suresi Tefsiri 10. Ayet
8.02.2025 286 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1272
Secde Suresi Tefsiri 6-9. Ayetler
1.02.2025 350 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1271
Secde Suresi Tefsiri 5. Ayet
18.01.2025 289 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1270
Secde Suresi Tefsiri 4. Ayet
28.12.2024 389 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1269
Secde Suresi Tefsiri 3. Ayet
14.12.2024 314 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1268
Secde Suresi Tefsiri 1-2. Ayetler
7.12.2024 334 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1267
Lokman Suresi Tefsiri 34. Ayet
30.11.2024 333 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1266
Lokman Suresi Tefsiri 33. Ayet
16.11.2024 384 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1265
Lokman Suresi Tefsiri 32. Ayet
9.11.2024 383 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1264
Lokman Suresi Tefsiri 31. Ayet
26.10.2024 410 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1263
Lokman Suresi Tefsiri 30. Ayet
12.10.2024 420 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1262
Lokman Suresi Tefsiri 29. Ayet
5.10.2024 488 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1261
Lokman Suresi Tefsiri 28. Ayet
7.09.2024 481 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1260
Lokman Suresi Tefsiri 27. Ayet
31.08.2024 502 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1259
Lokman Suresi Tefsiri 25-26. Ayetler
24.08.2024 517 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1258
Lokman Suresi Tefsiri 24. Ayet
17.08.2024 480 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1257
Lokman Suresi Tefsiri 23. Ayet
3.08.2024 498 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1256
Lokman Suresi Tefsiri 22. Ayet
27.07.2024 494 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1255
Lokman Suresi Tefsiri 21. Ayet
20.07.2024 465 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1254
Lokman Suresi Tefsiri 20. Ayet
13.07.2024 508 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1253
Lokman Suresi Tefsiri 19. Ayet
29.06.2024 485 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1252
Lokman Suresi Tefsiri 18. Ayet
22.06.2024 494 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1251
Lokman Suresi Tefsiri 17. Ayet
25.05.2024 571 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1250
Lokman Suresi Tefsiri 16. Ayet
18.05.2024 543 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1249
Lokman Suresi Tefsiri 15. Ayet
11.05.2024 566 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1248
Lokman Suresi Tefsiri 14. Ayet
20.04.2024 666 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1247
Lokman Suresi Tefsiri 13. Ayet
13.04.2024 727 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1246
Lokman Suresi Tefsiri 12. Ayet
6.04.2024 620 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1245
Lokman Suresi Tefsiri 11. Ayet
30.03.2024 665 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1244
Lokman Suresi Tefsiri 10. Ayet
16.03.2024 600 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1243
Lokman Suresi Tefsiri 8-9. Ayetler
9.03.2024 609 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1242
Lokman Suresi Tefsiri 7. Ayet
24.02.2024 618 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1241
Lokman Suresi Tefsiri 6. Ayet
17.02.2024 570 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1240
Lokman Suresi Tefsiri 1-5. Ayetler
10.02.2024 781 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1239
Rum Suresi Tefsiri 60. Ayet
27.01.2024 673 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1238
Rum Suresi Tefsiri 59. Ayet
20.01.2024 614 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1237
Rum Suresi Tefsiri 58. Ayet
6.01.2024 671 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1236
Rum Suresi Tefsiri 57. Ayet
30.12.2023 649 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1235
Rum Suresi Tefsiri 56. Ayet
16.12.2023 743 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1234
Rum Suresi Tefsiri 55. Ayet
25.11.2023 764 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1233
Rum Suresi Tefsiri 54. Ayet
11.11.2023 797 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1232
Rum Suresi Tefsiri 53. Ayet
4.11.2023 670 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1231
Rum Suresi Tefsiri 51-52. Ayetler
21.10.2023 755 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1230
Rum Suresi Tefsiri 50. Ayet
14.10.2023 709 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1229
Rum Suresi Tefsiri 48-49. Ayetler
30.09.2023 685 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1228
Rum Suresi Tefsiri 47. Ayet
16.09.2023 719 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1227
Rum Suresi Tefsiri 46. Ayet
9.09.2023 813 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1226
Rum Suresi Tefsiri 44-45. Ayetler
2.09.2023 671 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1225
Rum Suresi Tefsiri 43. Ayet
19.08.2023 695 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1224
Rum Suresi Tefsiri 42. Ayet
12.08.2023 714 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1223
Rum Suresi Tefsiri 41. Ayet
5.08.2023 760 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1222
Rum Suresi Tefsiri 40. Ayet
29.07.2023 653 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1221
Rum Suresi Tefsiri 39. Ayet
22.07.2023 685 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1220
Rum Suresi Tefsiri 38. Ayet
15.07.2023 607 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1219
Rum Suresi Tefsiri 37. Ayet
17.06.2023 610 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1218
Rum Suresi Tefsiri 36. Ayet
3.06.2023 647 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1217
Rum Suresi Tefsiri 35. Ayet
27.05.2023 649 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1216
Rum Suresi Tefsiri 33-34. Ayetler
20.05.2023 626 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1215
Rum Suresi Tefsiri 31-32. Ayetler
13.05.2023 694 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1214
Rum Suresi Tefsiri 30. Ayet
6.05.2023 780 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1213
Rum Suresi Tefsiri 29. Ayet
29.04.2023 624 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1212
Rum Suresi Tefsiri 28. Ayet
15.04.2023 687 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1211
Rum Suresi Tefsiri 27. Ayet
8.04.2023 717 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1210
Rum Suresi Tefsiri 26. Ayet
1.04.2023 648 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1209
Rum Suresi Tefsiri 25. Ayet
25.03.2023 636 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1208
Rum Suresi Tefsiri 24. Ayet
18.03.2023 867 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1207
Rum Suresi Tefsiri 23. Ayet
11.03.2023 689 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1206
Rum Suresi Tefsiri 22. Ayet
4.03.2023 773 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1205
Rum Suresi Tefsiri 21. Ayet
25.02.2023 1140 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1204
Rum Suresi Tefsiri 20. Ayet
18.02.2023 927 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1203
Rum Suresi Tefsiri 19. Ayet
11.02.2023 631 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1202
Rum Suresi Tefsiri 17-18. Ayetler
4.02.2023 820 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1201
Rum Suresi Tefsiri 14-16. Ayetler
28.01.2023 654 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1200
Rum Suresi Tefsiri 12-13. Ayetler
21.01.2023 616 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1199
Rum Suresi Tefsiri 11. Ayet
14.01.2023 625 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1198
Rum Suresi Tefsiri 10. Ayet
7.01.2023 687 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1197
Rum Suresi Tefsiri 9. Ayet
31.12.2022 1510 Okunma
2 Yorum 01.01.2023 00:23
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1196
Rum Suresi Tefsiri 8. Ayet
17.12.2022 655 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1195
Rum Suresi Tefsiri 6-7. Ayetler
10.12.2022 758 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1194
Rum Suresi Tefsiri 1-5. Ayetler
3.12.2022 815 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1193
Ankebut Suresi Tefsiri 69. Ayet
26.11.2022 706 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1192
Ankebut Suresi Tefsiri 68. Ayet
19.11.2022 1618 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1191
Ankebut Suresi Tefsiri 67. Ayet
12.11.2022 1152 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1190
Ankebut Suresi Tefsiri 65-66. Ayetler
5.11.2022 1369 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1189
Ankebut Suresi Tefsiri 64. Ayet
29.10.2022 1058 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1188
Ankebut Suresi Tefsiri 63. Ayet
22.10.2022 1093 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1187
Ankebut Suresi Tefsiri 62. Ayet
15.10.2022 1098 Okunma


© 2025 - Akevler