Süleyman Karagülle
İstihdam
20.08.2012
4702 Okunma, 2 Yorum

UYGARLAŞMA

        

Yaratılış: İnsanlar, aileler halinde ayrı ayrı yaşayacak şekilde yaratıldı.  Ayrı ayrı  meyve toplar ve ailece yaşarlardı.  Diğer canlılardan farklı olarak sosyal evrim yapacak şekilde var edildiler. Ekonomi bakımından sosyal evrim, birlikte üretip ayrı ayrı tüketmedir. İnsanlık ekonomik evrimini  20. yüzyılda tamamladı. Artık bugün kimse kendi ürettiğini tüketmiyor, ürettiğini satıyor, kendisi tüketeceğini satın alıyor. Uygarlaşma budur.

 

Büyüme: İlk insanlar on ailelik aşiretler halinde yaşıyordu. Sonra kabileler oluşturdular. Sonra boylar sonra uluslar oluşturdular. Şimdi tüm insanlık bir tek topluluk haline gelmiştir. Ben bütün insanların ürettiklerini  tüketiyorum. Benim ürettiklerimi de bütün insanlık tüketecektir.  Yani yedi milyar insan arasında iş bölümü vardır.

 

Sorun: Kimin neyi, nerde, ne zaman,  ne ile, nasıl ve ne kadar üreteceğidir. Ve kimin neyi, nerde, ne zaman, ne ile, nasıl ve ne kadar tüketeceğidir. Ve bu sorunların birlikte çözülmesi gerekir.  Üretim olmadan tüketim olmaz, tüketilmeyen mal da üretilmiş olmaz.

 

Merkezi Çözüm: Kim ve ne sorununu, kapitalistler sektör  merkezleri, sosyalistler ise devlet tekeli ile çözmeye çalıştılar. Makroda çözdüler, ancak mikroda çözemediler. Çözemezler, çünkü üreten ve tüketen ferttir. İhtiyaçlar ve imkanlar farklıdır. Çözümler de özeldir. İşte III bin yılın sorunu bu sorundur. Diğer tüm sorunlar, bu kim ve ne sorununun çözülemeyişinden ileri gelmektedir. Terör olayı yoktur, demokrasi olayı yoktur. Sıcak savaş, soğuk savaş yoktur. Hep kim, ne sorunu vardır.

 

Hukuk Sorunu: Kim, ne sorununun iki yanı vardır. Teknik yanı. İnsanlık bunu çözmüştür. İkinci yanı ise hukuktur. Bunu çözememiştir. On bin senelik tarım dönemi hukuku ile yaşamaktadır. Sorunlar buradan kaynaklanmaktadır.  Tarihte teknik sorunu filozoflar, müspet ilim çözmüştür. Hukuk sorununu ise peygamberler, din çözmüştür. Uygarlıkları bunlar oluşturmuştur. Kuran'dan sonra yeni, peygamber gelmeyecektir. Ancak mukaddes kitaplar, hasseten Kuran elimizde mevcuttur. Bu kitapları müspet ilmin idrakine söyleterek çözeceğiz.

 

Ekonomik Savaş: Bugün yeryüzünde derin bir savaş vardır. Tekel sermaye tüm ekonomiyi tekeline almak istiyor. Herkes onun işçisi haline gelecek ve böylece kim ve ne sorununu çözecektir. Çözemediği için halk da bu tekelleşmeye direnmektedir. Bu savaşı Marks  doğru bir şekilde tahlil etmiş, çözümü  komünizmde bulmuştur. Ama komünizmin ne olduğunu anlatmamıştır. Marks'ın ne olduğunu bilmeyip haber verdiği düzen işte Adil Düzen'dir. Peygamberlerin hak düzenidir. Halk düzenidir.

 

Savaşın sonu: Sermaye ile halk savaşmaktadır. Kim galip gelecektir? Bunun cevabını bulabilmemiz için ekonominin teknik kısmına bakmamız gerekir. Öyle işler vardır ki onu merkezi ekonomi çözemez. Tarım böyledir. Tarımı ancak halk ekonomisi çözer. Küçük işletmeler çözer. Öyle işler vardır ki onu ancak büyük işletmeler başarabilir. Bir füzeyi halk yapamaz. İstanbul kanalını açamaz. Öyle işler vardır ki hem küçük, hem de büyük işletmeler yapabilir. Sanayı böyledir. Ne var ki bunlar için en uygun olan orta işletmelerdir. Savaş barışla bitecek, küçük, orta, büyük hatta mega işletmeler Adil Düzen içinde birlikte yaşayacaklar ve insanlığın kim, ne sorununu birlikte çözecektir. Marks burada yanılmıştır. Sonunda büyük ve orta işletmelerin kalkacağını savunmuştur.

 

Yapılacak İş:  Halk kooperatifler şeklinde organize edilecek ve küçük işletmeler, büyük işletmelerle yarışır hale getirilecektir. Büyük işletmelerin de tekel oluşturmaları önlenerek, arz ve talep kanunları eksiksiz çalıştırılacaktır. Bunun için  karşılıksız faiz parasının  yerine mal senetleri karşılığı  para çıkarılacaktır. Paradan gelir vergisi yerine üretimden pay ürün olarak alınacaktır. Mal  belgesi olarak  alınacaktır. Sermaye vergisi getirilecektir.

 

Semtte Çözüm: 100 evlik 500 nufüslü  semt kooperatifleri kurulacak. Kim ne sorununu orada halk koopertif içinde çözecektir.  Kooperatif şunları yapacaktır.

a) Semt  halkının kendi çağdaş hukukunu oluşturması için serbestçe sözleşmeler yapmalarına imkan verecektir. Bunun için onlara yardımcı olacaktır. Tip sözleşmeler hazırlayacaktır.

c) Genel hizmet vererek, büyük firmalar gibi yaşama imkanını sağlayacaktır.

c) Semt işletme senedi çıkaracak ve semt içinde tüm alışverişler onunla yapılacaktır. Böylece semt kendi ekonomisini semt senedi ile kurarak faizden kurtulacaktır.

d) Semt halkının arasında çıkacak ihtilaflar semt hakemleri tarafından çözülecek ve kooperatifin güvencesinde olacaktır. Hakem karalarına uymayanlara kooperatif avukatları tarafından dava açılacak  ve bunlar hakemler kararı ile semt ortaklığından çıkarılacaktır.

 

Semt Marketi: Kooperatif semtte bir semt marketi çıkaracaktır. Bu semtte satın alınan tüm mallara raflarda yer ayrılacaktır. Semtte üretilen tüm mallara  da markette yer ayrılacaktır. Bu markete gelen bütün mallar satın alınacaktır.  Karşılığında semt senedi verilecektir. Semt senedini üreten kooperatif olduğu için sermayesizlik yüzünden gelen malın satın alınamaması söz konusu olmayacaktır. Ambara giren mal kadar semt senedi çıkmış olacaktır. Dolayısıyla semt enflasyonu,  yani değerinin düşmesi de söz konusu olmayacaktır. Madem ki bütün mallar satılıyor, o halde işsizlik diye bir sorun kalmayacaktır.

 

Pazarlama: Semt mallarını piyasada pazarlayan ve piyasadan da semtin ihtiyacı olan malları satın alıp getiren semt tüccarları olacaktır. Semt tüccarlarına semt senedi faizsiz olarak kredi şeklinde verilecektir. Bununla semt marketinden istedikleri malları alıp piyasaya piyasa parası ile satacaklardır. Kârlı gördükleri malları piyasadan satın alıp semt marketine satacaklardır. Böylece ticaretlerini yapmış olacaklardır. Tüccarlar peşin alıp peşin sattıkları için kâr zararlarını kolayca hesaplayabileceklerdir. Semt faizsiz olarak verildiği için sermaye sıkıntısını çekmeyeceklerdir. Faiz yükünden kurtuldukları için rahat ticaret yapabileceklerdir. Uygun zamanı bekleyebileceklerdir. Kredi alan tüccarların sayısı on civarında olacaktır. Tüccar sayısı çok olursa denge bozulur, az olursa da bu sefer tekel oluşur. Kooperatif kredi verdiği tüccar sayısını beş ile yirmi arasında tutarak, krediyi o kadar kimseye vererek serbest rekabet içinde arz ve talep kanunlarını çalıştırır. Tekeli önler. Makroda dengeyi merkezi sistemler çözdüğü için semt tüccarları daima satacak piyasayı ve satın alacak piyasayı bulabileceklerdir.

Sipariş: Semt halkı semt senedi ile tüccarlara istediği malı sipariş verebilir. Semt tüccarları rekabet  içinde ona en ucuz şekilde istediği malı semt senedi ile temin ederler. Böylece semt halkı dışarıya gitmeden her şeyi semt senedi ile semt içinde satın alma imkanını bulur.

 

Fiyatlar: En önemli sorun semt marketine mallar kaça alınacaktır ve kaça satılacaktır. Bunun için uygulanan  dört metod vardır.

a) Halk ile tüccarlar arasında serbest pazarlama usulü ile sipariş alınır veya satın alınır.

b) Konsinye satışlarda fiyatı, satan kimse koyar. İstediği zaman düşürür veya yükseltir.

c) Zamanla bozulan mallarda zaman geçtikçe bilgisayar onun fiyatını düşürür. Son kullanma tarihinden önce satılmayı sağlar.

d) Kalite farkı olan malların fiyatlarında önce satılanlar pahalı, sonrakiler ucuz olur. Böylece halk kaliteli malları seçerek pahalı olarak önceden almış olur.

e) Ayrıca malların stoklara göre de fiyatları tespit edilir. Arz ve talep kanunlarını bu kurar. Mallar çoksa, fiyatlar azalır. Tüketici çoğalır, üretici azalır. Mallar az ise fiyat artar, üreticiler çoğalır, tüketiciler azalır.  Bu fiyatlandırma daha çok makro ekonomide geçerlidir.

 

Sistemin İşletmesi: Semt marketlerinde fiyatları malı getirip satılmasını isteyenler tespit ederler. Satıldıkça semt senetlerini almış olurlar. Sabahleyin malı getirip koyanların elinde semt senedi yoktur. Dolayısıyla marketten mal alma imkanı yoktur. Demek ki bu sistem çalışamaz. Bunun için satılmak üzere mal koyanlara kooperatif semt senedini kredi olarak verir. Böylece halk kredi olarak aldığı semt  senetleri ile başkalarının mallarını satın alır. Mallar satılmış olur. Krediler kapatılır. Her malın değiştirme fiyatından başka  bir de kredileşme fiyatı vardır. O kadar malı markete koyan onu teminat göstererek semt senedini kredi olarak alır. Böylece her malın  değiştirme fiyatı yanında kredileşme fiyatı da arz talep kanunlarını çalıştırır. Bunu kooperatif belirler. Stoklar arttıkça kredileşme fiyatlarını düşürür. Stoklar azaldıkça kredileşme fiyatlarını yükseltir. Kooperatif değiştirme fiyatlarına müdahale etmez. Mikroda kişilerin alışverişlerine karışmaz ancak kredileşme fiyatlarına stoklara göre müdahale eder. Makroda üretimi ve tüketimi dengeler. İnsanlık ve ülke fiyatlarına müdahale etmeksizin semt üretimini de düzenlemiş olur.

 

Dışarıda çalışanlar: Halk semtte ürettikleri malları semte satabilmektedir. Dışarıda çalışıp para kazananların paraları semt içinde geçerli olmuyor. O halde bunlar semt marketlerinden nasıl alışveriş yapacakladır. Bunlar da aldıkları maaşla semt tüccarlarından semt senedini alarak semt  marketinden  alışveriş yapabileceklerdir. Semt senedinin tüccarlardaki fiyatlarını serbest pazarlık usulü ile tespit ederler. Yahut bir semt kasası kurarlar. Orada senetler stoklarla tespit edilen fiyatlarla alınıp satılır.

 

Diğer işletmeler: Piyasada büyük veya orta işletmeler vardır. Bunların da işletme senetleri ile devreye girmeleri her zaman mümkündür. Bir ayakkabı fabrikası, bir hastane, bir okul, bir mağaza her zaman işletme senedi ile devreye girebilir. İşletmede bütün girdiler işletme senedi ile ödenir. Çıktılar da işletme senedi ile satılır. Yani her işletmede bir de işletme marketi vardır. Halk işletme senedi ile bu markete mal satar. O marketten istediği malı satın alabilir. İşletme ile alışverişi o senetle yapar. Örnek olarak, bir okul öğrencilerden işletme senedi alır. Öğretmenlere işletme senedini verir. Öğrenci velileri işletme senedini işletme marketine bir şey satarak elde ederler. Öğretmenler de işletme senedi ile marketten mal alırlar. Okulun işletmesi için bir sermayeye ihtiyaç kalmaz. Fabrika da, hastane de, mağaza da böyle çalışabilir. İşletmenin tüccarları vardır. Bütün malları onlar alıp satarlar. İşletmenin pazar sorunu çözülmüş olur. Müşteriler isterlerse tüccarlara senetlerini para ile satabilirler. Yahut işletme içinde bir  borsa kurulur. Senetleri para ile alıp satar.

 

Makroda Piyasa: Bizim semt ve işletme tüccarlarının iş yapabilmesi için makroda para ile oluşmuş piyasanın olması gerekir. Bugün bunu da sermaye ve devlet sağlıyor. Biz onlara zarar vermiyoruz. Çünkü bugün piyasada para ile mal alınıp satılmaktadır. Semt ve işletme senetleri çıkartılınca mallar semt senetleri ile alınıp satılacak. Para ile ise senetler alınıp satılacak. Malın fiyatı yerine senedin fiyatı  yer alacaktır. Bugün para fiyatları ile mala eşittir. O zaman para fiyatları ile senede eşit olacak. Senet fiyatları ile mala eşit olacaktır. Paranın fonksiyonu değişmeyecektir. Para ile senette fiyat krizleri olmayacaktır. Bizim baştan ortaya attığımız sermaye ile halk arasında uzlaşma sağlanacaktır. Senetler halkın, para ise sermayenin veya devletin olacaktır.

 

Makro sorunlar: İstihdam sorununu tam çözebilmemiz için emek üzerinde biraz daha durmamız  gerekmektedir. Yeryüzü imkanları sınırlıdır. Yeryüzüne gelen güneş enerjisi de sınırlıdır. Sınırlı olan bu imkanları bizim azami verimle değerlendirmemiz gerekir. Boşa akıp giden sular olmamalıdır. Ağaç yaprakları dökülüp çürümemelidir. Su, elektrik olmalı; yaprak, yem olmalı. Emeğimiz de bu imkanlardan en çok yararlanacak şekilde değerlendirilmelidir.

 

Emeğin Bölüşülmesi: Üretici emek vardır. Bunlar; tarım, sanayi, inşaat ve ticaret emekleridir. Ayrıca destekleyici emek vardır. Bunlar; kamu görevleri, halka genel hizmet, işletmelere genel hizmet ve ulaşımdır. Emeğin bunlara dengeli bir şekilde bölüşülmesi gerekir.

a) Tarım sektöründe çalışacak emek en önemli emektir. Eksik olursa açlıktan ölürüz. Fazla olursa ürünlerimiz çürür. Çünkü tarım ürünleri bir veya iki sene dayanabilir. Demek ki önce tarıma ne kadar gerekiyorsa o kadar emek ayrılmalıdır.

b) Artan emek inşaata yönlendirilmelidir. İnşaatla imar yapılır, yeryüzü daha çok insan yaşatacak şekli alır. Demek ki inşaat artık emekle yapılmalıdır. Tam istihdam sağlamak için artık emeğe mutlaka iş verilmelidir.

c) Sanayi, tarımla inşaatın ortak işleridir. Tarım ve inşaatı destekler. Şöyle ki tarlada yapılmayan tarım sanayidir. Arsada yapılmayan inşaat sanayidir.  Sanayi tarımın ve inşaatın verimini artırır. O halde sanayi gaye değildir. Sanayı inşaatın ve tarımın yan işlerini yapar. Kendisini ona göre ayarlamalıdır. Yani sanayi ekonomiye hakim olmalıdır. Ekonomiye tarım ve inşaat hakim olmalıdır.

d) Ticarete ayrılan emek ise çok kaliteli emektir. Çünkü ekonomi sorunlarını o çözer. Ama sayıları azdır. Buraya yönlendirilecek emek fazla olmamalıdır. Ama serbest rekabeti yok edecek kadar da az olmamalıdır.

e) Üretici emekte ürün emekle orantılıdır. Dolayısıyla oradaki emeğin hakkını belirlemek kolaydır. Ürettiği kadar pay verirsiniz. Oysa hizmette ürün emekle orantılı değildir. Bekçi olmadan işletme olmaz ama bekçi bir şey üretmez. Hizmetler şarttır. Onlarsız üretim olmaz. Ama onların varlığı üretimi yapmaz. Üretici olmayan hizmete ayrılacak emek çok olursa  üretim az olur, çok olursa verim düşer. İşte emeğin gerekli olan kısmı hizmete yönlendirilmelidir.

f) Bazı işler vardır ki serbest rekabet sağlanamaz. Mesela herkes yol yapıp farklı yollarla rekabet yarışı yapılamaz. Bazı hizmetler vardır ki hizmet verenlerin aleyhinedir. Çıkar beraberliği yoktur. Doktorluk, avukatlık, tamircilik, öğretmenlik böyledir. Burada serbest rekabet üretimle sağlanamaz. Ancak ortak gelirlerden halkın tercihine göre hizmetten değil de sorumluluktan ücret verilirse denge sağlanır.

g) Bir de sosyal güvenlik vardır. Çalışamayanlar, hatta çalışmayanların da ortak üründen payları vardır. Çünkü yeryüzü insanlığındır. Onların üründen kira payı alma hakları vardır. Yetimler, yaşlılar, işsizler ve çalışmak istemeyenlerin payları vardır.

İşte bütün bu sorunların çözülmesi için kooperatifler kurulmalıdır. Semt ve işletme kooperatifleri dışında kooperatifler kurulmalıdır.

 

Kooperatifler: Sorunların çözülmesi için semt ve işletme kooperatiflerinin dışında merkezi kooperatifler kurulmalıdır.

a) Bucaklarda işletmeler kooperatifi kurulmalıdır. Semt ve işletme kooperatifleri dışında işletmeler kooperatifi kurulmalıdır. İşletmelerin ortak işlerini bu işletmeler kooperatifi yapacaktır. İşletmeleri markalaştıracaktır.

b) Her ilde bir genel hizmet kooperatifi kurulacaktır. İlçelerdeki genel hizmetleri bu kooperatif organize edecektir.

c) Ülkede bir çalışma kooperatifi kurulacaktır. Emeklerin dağılımını bu kooperatif organize edecektir.

d) İstanbul'da bir kredileşme kooperatifi kurulacak. Tüm insanlık arasındaki ekonomik görüşmeler burada yapılmış olacaktır.

 

Kooperatiflerin finansı: Kooperatifler bankada bir altın hesabı açacaklardır. Bütün ortaklar, nakitlerini kooperatifin o hesabına yatıracaklardır. Her ortağa kooperatifin bir banka kartı verilecek, herkes kartını kullanarak banka işlemlerini yapacaktır. Banka bu hesabı çalıştıracaktır. Altın alış ve satışlarında fark koymayacaktır. Ama bu hesaba kâr veya faiz de ödemeyecektir. Kooperatifler işletme  ve semt senetlerini bu hesaptan alıp satacaktır. Böylece kooperatif içi işlemlerde ortaklar faizsiz olarak kredileşmiş olacaktır.

Bankaların  banka hizmetlerini karşılamak için faizsiz kredileşme ilkesi içinde çalışan işletmelerin cirolarından %1 veya daha az bir pay alırlar. Kooperatifle yaptıkları anlaşmada bu tespit edilir. Böylece bankalar  kooperatif ortakları ve işletmeleri ile faiz ile değil, cirodan pay ile çalışmış olurlar. Kooperatif ortaklar arasında yukarıdaki sorunları makroda çözmeye çalışır. Ortaklarına işletme senetleri ile ilişki kurduğu için, sorunları çözerken sermaye sorunu ile karşılaşmazlar.

 

Banka: İşte bir kooperatifler bankası kurulmalıdır. Yahut Vakıflar bankası kısmen kooperatifler bankası haline getirilmelidir.  Bu banka kooperatifin kefil olduğu işletmelerin senetlerini TL ile alıp satacaktır. Hizmet karşılığı işletmelerin işetme veya semt senetlerini alacaktır. Onu bankasında paraya çevirerek nakit gelir temin edecektir.

 

Çalışana Kredi: Ülke çalışma kooperatifi, her çalışana mesleki derecesi ile orantılı olarak kredi açacaktır. Banka kooperatif ortağına "Git istediğin işletmede çalış ve çalıştığına dair belge al, gel sana nakdi ben ödeyeceğim." diyecek. İşvereni borçlandıracak ve çalışana ücretini ödeyecektir. Böylece işçi istediği işletmeye gider ve faizsiz krediyi işletmeye getirmiş olur. Sermayesizlikten işçiye ücret ödeyememe sorunu yaşanmaz.

 

Çalıştırana kredi: İşçi çalıştıran işletmelere de diyoruz ki: "İşçi çalıştırın, resmi ücretten ücretini bizi ödeyeceğiz. Sen istediğin ücretle çalıştırabilirsin ama farkı sen ödersin veya fark sana kalır. Sana başka kolaylık da gösteriyoruz. Ham maddeyi al parasını biz ödeyeceğiz. O ham maddenin kredileşme değerini biz ödeyeceğiz. Farkı sen ödersin veya ondan alırsın. Sana başka imkan daha tanıyoruz. Malı üret, ambara koy. Kredileşme fiyatından sana verdiğimiz krediyi artıralım. Yani mamul satılıncaya kadar senden faiz istemiyoruz. Cebri icra da yoktur. Satılınca bizim kredimizi itfa edersin, kâr zarar senin."

 

Enflasyon: Çalışma kredisi, ambara konan mal karşılığı verildiği için piyasaya çıkan para kadar mal stok yapılmaktadır. Ambarlarda mal artıyor, piyasada ise para artıyor. Paranın mala bölümü sabit kalıyor. Sadece ülkede milli stok artmış oluyor. Arz ve talep kanunları tam olarak çalışmaktadır. Yeniden kredi alacaklara verilen kredi azaltılmaktadır. Stoklara kredileşme fiyatları uygulanmaktadır. Bir semtte yaptığımız uygulamayı ülke çapında yapmaktayız. Kredileşme fiyatlarına göre halk üretim yapar.

 

Sipariş sistemi: Kooperatifler ortaklarına sipariş kredileri vermektedir. Halk yıl başında yıllık ihtiyaçlarını bu faizsiz kredi ile semt tüccarlarına yapmaktadır. Onlar il tüccarlarına, onlar da ülke tüccarlarına, onlar ise  insanlık tüccarlarına yapmaktadır. Sipariş fiyatları tamamen serbesttir. Halk sipariş ettiklerini hafta hafta almaktadır. Önce kredisini kapatmakta sonra siparişini almaktadır. Kapatamazsa sipariş ettiği mallar kendisine verilmez, kooperatif onu satar kâr veya zarar eder.  Bu sistemin yararları şunlardır.

a) Ülkede tam bir üretim planlaması yapılır. Tarıma gidecek emek planlanmış olur.

b) Halk böylece iş bulmuş olur. Artık emeği inşaatta değerlendirir.

c) Halka kredi verilmekle mağazalara, tüccarlara ve işletmelere de kredi verilmiş olur. Peşin Ödemeli sipariş almış olurlar.

d) Fiyatlar yıl başında teessüs edeceğinden enflasyon etkisiz hale getirilmiş olur. Halk enflasyonu yıldan yıla hisseder.

e) Tüccarlar sipariş aldıkları malları temin etmek için önce ülke içinde başka malları sipariş verirler onları satar, dışarıdan sipariş aldıkları malları ithal ederler. Böylece sermayesiz de dış ticaret yapılabilir. En önemlisi, ihracat ile ithalat arasında denge kendiliğinden oluşur.

 

Mal Kredisi: Kredileşme kredisini semtlerde vermeye başladık. Sonra çalışana kredi verdik. Sonra sipariş kredisini anlattık. Bir de mal kredisi vardır. Mağazalara mal kredisini vereceğiz. Onunla malları alıp satacaklar. Mağaza senetleri kooperatif hesabından bankada paraya çevirebilecek. Böylece mağaza senetleri para gibi kıymetli olacaktır. Tarımda sipariş, inşaatta çalışma kredisi verilir. Sanayide ise mal kredisi geçerli olur. Banka krediyi  kredileşme ilkesi içinde vereceği için   ve senet mal karşılığı çıkacağı için milli paraya hiçbir kötü etkisi olmaz. Tam verimle tam istihdam sağlayarak  milli kalkınmayı sağlar.

 

Sonuç:

Tam istihdamın sağlanması, yani işsizliğin çözülmesi için semt ve işletme kooperatiflerinin yanında her bucakta birer işletmeler; her ilde birer hizmet kooperatifi kurulmalıdır. Ankara'da bir çalışma, İstanbul'da bir kredileşme kooperatifi kurulmalıdır. Bu kooperatiflerdeki işletmelere ait senetleri  kooperatif bankası para ile alıp satmalıdır. Devlet, bu kooperatiflere iştirak etmeli. Mesela  yüzde kırk kat karşılığı ile altyapısı yapılmış projeli arsalar vermelidir. Bunlarla ilgili mevzuatı düzenlemelidir. Sözleşmelere hukuki teminat sağlamalıdır. Hakemlik sistemini işletmelidir. Nakit ile iştirak etmemelidir. Karşılıksız yardımlarda bulunmamalıdır.

 

 

 

 

 


YorumcuYorum
ozer atac
25.08.2012
13:00

1-Marksın görüpte işaretlediği "şey"in adilduzen ilmi sosyal proje olduğu ifadeniz çok tartışılacak.

O zaman, das kapital(KarlMarks) ve anti duhring(Frederic Engels) çalışmalarının tarihsel uzlaşmaz çelişkiler(antogonist) temelli gelişim ve uyumluluk düşünün(ütopya) peşinde olmaklığımızla övünmeli miyiz?

İnananların entelektüel akımlar karşısında bunca yıllık "kompleksimiz" niyeydi?! latifesi yapmalıyım.

2-İfadeniz ağızdan çıkarılan bir "bakla" olarak algınacaktır.Ben de fava severim.

Yine de "iyiler iyilerle, kötüler kötülerle" ayrımına ters düşmedik inşallah.

Kooperatifçilik/kolhozculuk, dünyada en yaygın ve akademik olarak dün sovyetlerde; bu gün, çin, küba,venezüela da uygulanmaktadır. Hatta, kayıt ve hesaplaşmalarında, işletme senetleri de kullanılmaktadırlar.

Bu hususta, bilgi alışverişi yapılmalı ki selem senedinin neredeliği belli olsun.Ya da "denenmişi var!" eleştirilerinin önü alınsın.

3-Bütün dillerin ortak dili, ütopyada esperanto diye bilinir. Matematik te öyle.

Lakin, subjektiflik bize mahsusu ve matematiğimizi de "sıkıntıya" sokuyor.

Akevler, ilk-örnek ampirik yaklaşımlar, bilgi ürettiği ortadadır; cazipliği tartışmalıdır.Ayrıca, çok yazılan yıpranır; ama, marka olanlara (bluejeans gibi) ün katar.

Yine sanırım, ADİL DÜZEN İLMİ VE SOSYAL PROJESİ samimiyetiniz ve rahmetli erbakanın cehdiyle marka olmuş durumda. Fakat, hala makinalaşmış değil, tek dokuma makinası sizsiniz gibi algılanıyor. Ve günümüz teknolojisi dijitali aşma noktasındadır. Gerideyiz, sıçrama gerekir. Tabii takdir böyle; gün ortasında güneş ayı göstermez.

Taklitleriniz, üsülünüzün altına gizlenmemeli.

4-Kader, yollarınızı Kırgisiztan da değil de Hong Kong, New York, Tokyo, London ..diye döşeseydi; bu gün, yazdıklarınız "sınıf atlardı".

Yine de gittiğiniz yer ile ilgili mucit bulgularınızla haklılığınız saklıdır; yazamanıza gerek yok!

Zafer Dergisinin, Dünyanın Bütün bilimsel bulgularını ayetlerde "deşifre" etmesi gibi.

Bu da matematiğin elitliğiyle ilgili olmalı.

5-Tabiatın zorlayıcılığına insanlık, geçici boyun eğer; fırsatını mucitlikle bulduğunda, hemen patron kesilir.Haz insanlık için olmazsa olmaz bir tapınçtır. Bağımsızlık ta öyle. Bencilliğin tadı damağındadır hep.Vicdan boğazında her yutkunduğunda kendini hatırlatır...Rahat olmalı çünkü zayıflık rahatlık ister. Keyif böyle bir karma evliliğinin defaatle

döllenmesinden doğan kız çocuğudur.Bunlar teoriye müthiş muhalif unsurlardır; canlıda genom gibi; kendini her türlü değişime sokar ama ipleri elinden bırakmaz..

Diğer taraftan, kimse, üretim araçlarının ve kurulu düzenin( tüm güç,yaptırım, sofistike enstürümanlarıyla) elinden alınmasına da öyle kolay izin vermez..

Sonuç:devrim.ve geri dönüşü engelleyecek Lenin ist proleter diktatörlük. Evrimciler, sosyal demokrasi, demokrasi diyerek itiraz ettiler hala ediyorlar.

Adil Düzen,sosyal işletme projeleri, ürün değişim senetleri birinci olarak; yazılı, nominal halden, dijital göz /parma izi okumalı e -sisteme dönüştürülmeli; ikinci olarak, tarımsal üretimin insan gücüne ihtiyaç duyulmayacak teknolojiye ulaşmasının kapısındayız. Bu üretim modelini korumak bu gün dahi nostaljik olacaktır.Çünkü, teknolojinin geldiği yer Yaz kış sebze ve meyveleri her gün üretilir haldedir. Ayrıca, bu tür ürünlerin, emek maliyetleri yüksektir ki emsal teknolojik-leriyle rekabet edemez. Yine de her duruda, küçük girişim çok yaşamın cazibesidir, önemsenmelidir.Üçüncü olarak, büyük kitlelerin sayısal bölünmeliri genellikle hep yaşamın ardında kalmıştır.Sosyal yasalar ilerlerler arkasından projeciler "biçki" (standartlaştırmak, giydirmek) için koşuşturur.Maalesef dünyada buna bulunan acı ilaç cebirdir. Çin de kitleler hala dolgu maddesidir.

Bireyin herşe bedelliği her bilincin idealiyken; sürüde kalmak çok itici.Yukarıda açıklamaya çalıştığım ve Yarada nın

sınavın ucunu sivriltmek adına tasarladığı haz ve şürakası itkiler kolay yutulur lokma lar değildir. Bu yüzden kapitalizm hedonist tatlılarını iyi üretmektedir. Bu da bizde/sizde harama yol açar!?.

Konu, karmaşık, zor ve uzun..

Süleyman Karagülle
25.08.2012
20:31

Marks, toprak kapitalizmi, sermaye kapitalizmi, sanayi kapitalizmi ve devlet kapitalizmi olarak sıraladı. Sonunda komünizm gelecektir. Dedi. Komünizmi cennet olarak tanımladı. Ama nasıl olacağını söylemedi. O içten sermaye devletinin geleceğini söylüyordu. Biz de adil üzen gelecektir diyoruz. Marks ile beraber olduğumuz, kapitalizmin aşamalardır. Gerçekleşmiştir. Marks ile hedefte de biriz. Ama mekanizmasında ayrılıyoruz. O aileyi, mülkiyeti, dini ve devleti ret ediyordu. Sermaye sömürüsüne yol açıyordu. Biz ise bunlara dayanarak yeni düzen öneriyoruz. İşsizlikle insanlar ilgilenmiyor. Çünkü Özer gibi işi olanlara göre işsizlik yoktur. Tembel insan vardır. İşsiz olan da o o gün karnın doyurmak için çırpınmaktadır. Dört beş sen sonra ki çözümler onu ilgilendirmiyor. Oysa biraz sonar Özer de işini kayıp edecektir. İşsiz de beş sene çırpınıp çırpınıp can verecektir. Adil düzene iman etmemiş kimse işsizlikle ilgilenmez. Komşusu açken tok yatmayan ilgilenir. Bir kimse bir teori ortaya koyduğu zaman onun karşısına yeni teori ile çıkmayacaksın. Ona Çini Honk Kongu tavsiye etmeyeceksin. Cümle cümle değerlendireceksin. Karşı tarafın sistemini anlayacaksın. Anlaşılmayan yer varsa o hususta soracaksın. Sonra da sitemin yanlış eksik tarafını ortaya koyacaksın. Onun üzerinde tartışacaksın. Senin de sistemin varsa onu da ortaya koyabilirsin , o ayrı tartışma konusu olur. Sonra sistemler karşılaştırıla bilinir Okuyup yazma lütfünde bulunduğun için sağ ol. Ne var ki benimle uğraşmışsın Yazdıklarımdan hiç bahis yok. Sadede gelmeniz ümidiyle. Dualar.





Çok Okunan Makaleler
Süleyman Karagülle
ABD Başkanlık Seçimi
19.11.2016 42442 Okunma
28 Yorum 19.12.2016 21:41
Süleyman Karagülle
KABİR AZABI
25.02.2014 29675 Okunma
8 Yorum 05.03.2014 21:24
Süleyman Karagülle
Görevimiz
22.02.2014 28108 Okunma
12 Yorum 05.02.2016 21:44
Süleyman Karagülle
Adil Düzen Partisi'nin kuruluş tartışması
6.08.2011 19957 Okunma
9 Yorum 06.02.2016 17:34
Süleyman Karagülle
Akevler
14.07.2013 19011 Okunma
6 Yorum 22.07.2017 20:36
Süleyman Karagülle
Devlete faiz haram mıdır?
9.11.2013 18058 Okunma
Süleyman Karagülle
İlmîlik Demek “Usul” Demektir
3.10.2015 16919 Okunma
Süleyman Karagülle
Neden Arapça; Neden Kuran Arapçası
9.02.2013 15753 Okunma
1 Yorum 10.02.2013 15:18
Süleyman Karagülle
Fıkha Göre Yeni Hükümet
14.06.2015 14365 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 16:16
Süleyman Karagülle
Putin Müslüman Oldu
21.03.2015 14142 Okunma
5 Yorum 24.03.2015 11:50
Süleyman Karagülle
Tesviye mi Tasfiye mi?
1.09.2016 13908 Okunma
3 Yorum 22.09.2016 19:58
Süleyman Karagülle
Akit ve Ahit (Tekrar)
12.04.2012 13813 Okunma
1 Yorum 13.04.2012 17:57
Süleyman Karagülle
Ahmet Davutoğlu’nun Hatası
14.05.2016 13777 Okunma
3 Yorum 17.05.2016 07:37
Süleyman Karagülle
15 Temmuz 2016 Neden Yapıldı?
17.07.2016 13671 Okunma
3 Yorum 19.07.2016 19:47
Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015 13664 Okunma
3 Yorum 27.11.2016 18:52
Süleyman Karagülle
R.T.Erdoğan ve F.Gülen
8.02.2014 13578 Okunma
2 Yorum 27.07.2017 01:05
Süleyman Karagülle
İnsanlık anayasası - Sam Adian'a cevap
24.02.2016 13544 Okunma
10 Yorum 26.02.2016 00:34
Süleyman Karagülle
Evlilik ve Kanun Önerisi
5.03.2016 13492 Okunma
1 Yorum 06.03.2016 01:18
Süleyman Karagülle
Akhan ve Tokul Ailelerine Açık Mektup!
5.09.2015 13064 Okunma
1 Yorum 05.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Düşen Uçak ve Suriye Meselesi
29.11.2015 12487 Okunma
4 Yorum 08.12.2015 06:11
Süleyman Karagülle
Yeniden Seçim
25.07.2015 12385 Okunma
3 Yorum 29.07.2015 03:01
Süleyman Karagülle
İdam ve Öcalan
25.06.2016 12216 Okunma
6 Yorum 02.07.2016 12:02
Süleyman Karagülle
Kesilen Hayvanlar (Mete Firidin’in görüşü üzerine)
14.04.2015 12150 Okunma
1 Yorum 16.04.2015 20:19
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sisteminin Delilleri
21.05.2016 12148 Okunma
4 Yorum 22.05.2016 18:44
Süleyman Karagülle
Adil Düzen, N.Erbakan - S.Karagülle-1
1.10.2011 11953 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
20.09.2015 11840 Okunma
4 Yorum 23.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Darbeyi Kim Yaptı?
8.10.2016 11820 Okunma
6 Yorum 11.10.2016 13:15
Süleyman Karagülle
Davet
25.04.2015 11592 Okunma
6 Yorum 27.04.2015 10:03
Süleyman Karagülle
Kur’an Ekonomisi
3.12.2016 11538 Okunma
3 Yorum 05.12.2016 13:19
Süleyman Karagülle
Sam'a cevap: Kuran'daki müşküller, müteşabihler
3.01.2016 11501 Okunma
1 Yorum 16.01.2016 14:15
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE TAM İSTİHDAM
3.10.2016 11470 Okunma
Süleyman Karagülle
AK Parti’nin Kötülük ve İyilikleri
25.06.2016 11454 Okunma
Süleyman Karagülle
Sam Adian'a cevap
15.11.2015 11330 Okunma
2 Yorum 19.11.2015 21:27
Süleyman Karagülle
Koalisyon ve Çözüm
4.07.2015 11320 Okunma
3 Yorum 24.07.2015 23:29
Süleyman Karagülle
Üçüncü Binyıl Uygarlığı
31.10.2015 11319 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:54
Süleyman Karagülle
İki Merkez; Sermaye ve Kur’an
3.10.2015 11313 Okunma
2 Yorum 05.10.2015 08:11
Süleyman Karagülle
AK Parti’ye Tuzak!
11.04.2015 11239 Okunma
3 Yorum 13.04.2015 12:32
Süleyman Karagülle
Riba/Faiz ve Katılım Bankaları
24.01.2015 11151 Okunma
Süleyman Karagülle
Mümin kimdir?
9.05.2015 11150 Okunma
Süleyman Karagülle
Kiralar Neden Yüksek?
31.01.2015 11089 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye’yi bekleyen tehlike; uçurum!
6.06.2015 11066 Okunma
2 Yorum 09.06.2015 08:56
Süleyman Karagülle
İstihare; “EVET/HAYIR” manası nedir?
26.02.2017 11003 Okunma
9 Yorum 04.08.2017 21:52
Süleyman Karagülle
Akit Yorumcularına
21.07.2015 10956 Okunma
1 Yorum 22.07.2015 13:24
Süleyman Karagülle
Söz ver, oy vereyim
9.05.2015 10955 Okunma
1 Yorum 11.05.2015 09:51
Süleyman Karagülle
Çağımızda Cihad
7.07.2015 10951 Okunma
3 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Mümin-Müslim Hakkında Sorular
25.05.2010 10931 Okunma
4 Yorum 07.06.2010 22:20
Süleyman Karagülle
Çağımızın sorunları
4.05.2013 10872 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:10
Süleyman Karagülle
Türkiye’nin Yeri ve Görevi
27.06.2015 10838 Okunma
1 Yorum 29.06.2015 14:04
Süleyman Karagülle
Kuran'ın değeri, Muhammed'in varlığına dair cevaplar
11.06.2016 10784 Okunma
1 Yorum 12.06.2016 17:31
Süleyman Karagülle
Korkunç Kriz ve Çaresi
16.05.2015 10725 Okunma
3 Yorum 22.05.2015 11:29
Süleyman Karagülle
İran'da zelzele ve teklif
20.04.2013 10720 Okunma
4 Yorum 25.04.2013 18:26
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sistemi
26.11.2016 10720 Okunma
4 Yorum 29.11.2016 07:17
Süleyman Karagülle
Dershaneler
7.12.2013 10705 Okunma
8 Yorum 08.04.2014 09:25
Süleyman Karagülle
F. Gülen ve İbtihal
26.03.2016 10683 Okunma
Süleyman Karagülle
Medine Vesikası-Taha Akyol’a Cevaplar-2
25.07.2015 10682 Okunma
Süleyman Karagülle
Çözüm Süreci ve PKK sorununun çözümü
8.08.2015 10579 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 12:00
Süleyman Karagülle
Avrasya Ekonomik Birliği
3.01.2015 10473 Okunma
3 Yorum 14.01.2015 08:18
Süleyman Karagülle
Akevler ve AK Parti
14.06.2015 10350 Okunma
Süleyman Karagülle
Vergisiz Devlet
26.12.2015 10262 Okunma
2 Yorum 26.12.2015 20:11
Süleyman Karagülle
Çözüm 100 lojmanlı işyerleri
30.03.2013 10242 Okunma
9 Yorum 13.04.2013 08:44
Süleyman Karagülle
Elektrik Kesintisi ve Çözüm Önerisi
4.04.2015 10150 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran'a İman ve Uymamız Gereken Dört İlke
5.11.2016 10150 Okunma
3 Yorum 13.11.2016 13:12
Süleyman Karagülle
D E R G I !
29.04.2017 10128 Okunma
18 Yorum 16.05.2017 08:11
Süleyman Karagülle
Kur’an ve İki Lider; Putin ve Erdoğan
2.01.2016 10115 Okunma
4 Yorum 08.01.2016 15:13
Süleyman Karagülle
Ruslar ve Türkler
20.12.2015 10087 Okunma
2 Yorum 25.12.2015 14:57
Süleyman Karagülle
İstişare
2.11.2013 10068 Okunma
8 Yorum 13.11.2013 11:10
Süleyman Karagülle
Mısır’daki İdamlar ve Yapılması Gerekenler
23.05.2015 10065 Okunma
1 Yorum 25.05.2015 10:09
Süleyman Karagülle
Vadeli satış, taksit ve murabaha
22.12.2012 9983 Okunma
Süleyman Karagülle
Kenan Evren
16.05.2015 9951 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:30
Süleyman Karagülle
KUR’ANÎ ÇÖZÜM
18.04.2016 9924 Okunma
1 Yorum 18.04.2016 10:52
Süleyman Karagülle
Kıssadan hisse ve devlet yönetimi
17.05.2014 9911 Okunma
Süleyman Karagülle
PKK, Kürtler ve Yapılması Gereken
7.11.2015 9909 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:52
Süleyman Karagülle
Milletvekili Yemini
14.03.2015 9905 Okunma
Süleyman Karagülle
Altın Bono
17.12.2016 9898 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 21:21
Süleyman Karagülle
Yeni Bir Dünya İçin Yapılması Gerekenler
19.11.2016 9768 Okunma
1 Yorum 19.11.2016 22:39
Süleyman Karagülle
IŞİD ve PKK ile Neler Oluyor?
1.08.2015 9727 Okunma
Süleyman Karagülle
GİRİŞİM/Cİ (Bir Tartışma Konusu)
31.12.2011 9673 Okunma
3 Yorum 05.01.2012 13:32
Süleyman Karagülle
Sermaye ve siyasi güç, para ve silah
24.05.2014 9658 Okunma
Süleyman Karagülle
Son Ümit!
4.07.2015 9623 Okunma
Süleyman Karagülle
Neden matematik?
16.02.2013 9567 Okunma
1 Yorum 17.02.2013 00:40
Süleyman Karagülle
İslâm Hukuku-Taha Akyol’a Cevaplar-1
25.07.2015 9561 Okunma
Süleyman Karagülle
Çanlar kimin için çalıyor?
19.07.2014 9511 Okunma
5 Yorum 22.07.2014 09:12
Süleyman Karagülle
Adil Kur’an Düzeni ve çağımızın sorunları
5.09.2015 9448 Okunma
2 Yorum 07.09.2015 17:54
Süleyman Karagülle
Ayı öldürmek yasak
4.05.2013 9403 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:25
Süleyman Karagülle
Vergi indirimi ve vergi iadesi
22.02.2014 9383 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Çin
1.08.2015 9336 Okunma
1 Yorum 03.08.2015 09:13
Süleyman Karagülle
Rockefeller Ailesi ve Hidrojen Enerjisi
2.04.2016 9279 Okunma
2 Yorum 11.04.2016 08:19
Süleyman Karagülle
Partilere Tavsiye
30.05.2015 9251 Okunma
1 Yorum 01.06.2015 08:08
Süleyman Karagülle
Mehmet Hikmetumut, Ölüm ve Ötesi
5.07.2015 9231 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Rüya
20.02.2016 9226 Okunma
2 Yorum 21.02.2016 11:34
Süleyman Karagülle
Yeni Hükümet ve Devlet Başkanı
20.06.2015 9191 Okunma
2 Yorum 23.06.2015 14:03
Süleyman Karagülle
PKK Mikrobu Üreten Sebepler ve TEDAVİ
6.02.2016 9177 Okunma
1 Yorum 06.02.2016 23:11
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeninde Başkanlık
21.05.2016 9146 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:10
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeni; Çözümü Halk Üretebilir
14.11.2015 9110 Okunma
1 Yorum 16.11.2015 08:32
Süleyman Karagülle
Akevler ve Araştırmacı
12.01.2013 9065 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir Adil Düzen Eleştirisi ve Cevabı
15.11.2011 8988 Okunma
Süleyman Karagülle
Tanrı ve Olasılık
3.10.2015 8894 Okunma
Süleyman Karagülle
Akevler Ekolü ve ...
18.04.2015 8856 Okunma
2 Yorum 20.04.2015 17:09
Süleyman Karagülle
AK Partinin başarıları
16.11.2013 8851 Okunma
Süleyman Karagülle
Erbakan ve Adil Düzen
14.11.2009 8781 Okunma


© 2025 - Akevler