Süleyman Karagülle
Mümin-Müslim Hakkında Sorular
25.05.2010
10197 Okunma, 4 Yorum

Biz diyoruz ki düzen içerisinde düzeni korumak için eline silah almayı ve savunma yapmayı kabul eden hangi dinden olursa olsun mümindir. Fiili olarak değil , bedelle savunmaya iştirak ederse müslimdir. Bunu kabullendirmede sıkıntı yaşıyoruz. Düzen açısından mümin, müslim, kafir, müşrik hususunu Kuran’dan nerden delillendirebileceğimizi ve  bunların tanımlarını sizden talep ediyoruz.

Kuran’dan  istinbat yapabilmek için usul ilmini bilmek gerekir.  Kuran’ın denizler mürekkep olsa bitmeyecek kadar manaları taşımış olması bu icazdan dolayıdır. Bunları ancak elbab sahibi rasihler anlar diyor. Kuranda sizin yemeğiniz onlara helal onların yemekleri size helal diyor. Kızları size helal diyor. Sizin kızlarınız onlara helaldir demiyor.  Şimdi Şafi’nin yaptığı gibi mefhumu muhalefet olarak anlarsak o zaman bizim kızlarımız onlara haram olur. Ebu Hanife’nin yaptığı gibi kıyası kabul ederseniz o zaman da bizim kızlarımız onlara helal olur.  Bizim yaptığımız ise duruma göre hüküm vermedir. Eğer laik iseler yani dinde baskı yapmıyorlarsa müminler gibi olacaklarından bizim kızlarımız onlara helal olur. Eğer laik değil dini baskı yapıyorlarsa o zaman haram olur. Bunu Firavun’un  karısının müminliğinden bahseden ayetten istidlal edebiliriz (Tahrim 11).

Kuran hem  din (millet) hem de düzen (din) kitabıdır. Hem şeriat var hem tarikat var. Kelimelere iki mana vereceğiz. Salat dediğimiz zaman bir taraftan Allah’a huşu içinde kunut etme ve nefsini iman nuru ile doldurmadır. Bu tarikat manasıdır. Yalnız Kuran ehli için olandır. Diğer manası da askerlikte içtima gibi bir askeri eğitim ve siyasi müzakereler için bir araya gelmedir. Hadiste açıktır.  Cebrail’in hadisinden başka Buhari ve Müslim de mezkur iman bahsinde meşhur hadis vardır. İslam nedir diye soruyorlar? “Müslimlerin onun elinden ve dilinden selamette olduğu kimselerdir” diyor. İman nedir diye soruyorlar. Bütün Nas’ın mallarını ve canlarını ona emanet ettiği kimselerdir diyor. Hadisler Kuran gibi lafzen yorumlanamaz. Müslim demek Kuran ehli demek değildir. Adem’den kıyamete kadar  her kitap ehli müslimdir. Müminlerin Kuran ehli oldukları hususunda delil getirmek bize düşmez. İddia edenlere düşer. Bize ehli kitabın müslim olduğunu kabul etmek düşer. Kuranın daha önceki kitapları neshettiğini iddia edenlere usulcüler ittifakla cevap veriyorlar. Bizden öncekilerin şeriatı bizimde şeriatımızdır. Ancak tahrif edildikleri için bizim şeriatta zikredilmesi gerekir.

Birde bir Cebrail hadisi var. Malumunuzdur birisi geliyor ve diyor ki İslam’ın ve imanın şartları nedir? Peygamberimiz sorana cevaplatıyor ve İslam’ın şartları ile imanın şartlarını sayıyor o kişi. O kişinin Cebrail olduğunu söylüyor sonra. İşte bunu karşımıza çok çıkarıyorlar . İslam’ın şartları işte kelime-i şahadet getirmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, hacca gitmek ve imanın şartları da malumunuz 6 tane. Kuran’da da bu minvalde ayetler var. Bunlara dayanarak diyorlar ki imanın bu şartları var iken sen bu özelliklere sahip olmayan birine nasıl mümin dersin ve İslam’ın şartları bunlar iken bunları kabul etmeyen ve yapmayan birine de nasıl Müslüman dersin?

Cebrail’in anlattıkları hususlar İslam ve imanın tarikat manasıdır. Bizim üzerinde durduğumuz şeriat manasıdır. Tarikata göre hırsız günah işlemiştir. Hesabını ahirette verir. Ama şeriata göre kolunu kesmemiz için şahitlerle sabit olması gerekir. Sabit olmayanlara ceza veremeyiz. Tarikata göre sabit olmayan hırsızlıkta hırsızlıktır. Şeriata göre yalnız sabit olan hırsızlıktır. Kuran’ı veya Muhammed’i bile bile inkar eden kafirdir. Ama Kuran’ı ve Muhammed’i inkar etmiyor, ama kendi kitabına ve onun peygamberinin ibadetlerine bağlı, şeriatta Tevrat ve Kuran’a bağlı ise bunlar mümindir. Kuran şeriatı ile Tevrat şeriatı arasında esasta bir fark yoktur.

Yahudi ve Hıristiyanların bu iman ve İslam şartlarını kabul etmeden nasıl mümin ve müslim oldukları konusunu anlatmada sıkıntı yaşıyorum. Temel sıkıntı şurada. Tamam, mümin, müslim vs. ayrımı yapalım ama Kuran ehli sadece mümindir diğerleri zımmi yani klasik Osmanlıdaki yapılanmanın doğru olduğunu kabul ediyorlar. Bütün din mensupları özgürce yaşasın, hiç bir kısıtlama olmasın, bucak sistemine de tamam ama kamuda görev alma, işte silahlı savunma vs. hep kuran ehli müminlere aittir. (Zaten onlara göre başka mümin olmaz).

Yeryüzü insanlığındır. Ya Eyyühe-n Nas ile başlayan ayetlerde (bakara) yerde ne varsa sizin için cem’en var etti diyor.  Kuran onlara da yaşama hakkı vermiştir. Onlara kendi kendilerini yönetmeyi emretmiştir. Onların devletleri kedilerine aittir. İslam devleti içindeki illerin yönetimi de onlara aittir. Onların İslam ili içindeki bucaklarının yönetimi de onlara aittir. İslam devletinin yönetiminde Kuran ehli olmayanlara yer verilip verilmeyeceği Kuran’da ifade edilmemiştir. O devletin anlayışına bırakılmıştır. Bize göre bütün peygamberleri ve kitapları kabul etmesi gerekir. Asgari olarak inkar etmemesi gerekir. Ama kendisi Hıristiyan veya Yahudi dininde yani inanışında kalır. Ama  peygamberlerden bazılarının peygamber olduğunu bilerek inkar eden kafirdir. Kafir olanın cizyesi yoktur ki askerliği olsun.

Bir iki noktayı eksik bıraktım, tamamlayayım. Müslim ve müminin tanımları Kuran’da ve hadislerde yapılmıştır. Ebu Hanife bunlar birdir demiştir. Tamamen hatalıdır. Kuran açıkça yazıyor. Hadis açıkça yazıyor. O halde bize düşen bu farkı ortaya koymaktır. Ahirette durumları hakkında yine Kuran’da ikisi için hüsna vardır diyor. Ancak müminlerin dereceleri vardır. Kuran müslimler için bize dünyada da hasene, ahirette de hasene ver derler diyor. Müminler için ise Allah onların mallarını ve canlarını cennet karşılığı almıştır diyor.  Dünyada bekledikleri bir şey yok.  Biz müminle müslimi böyle ayırıyoruz. Bedel veren müslim, askerlik yapan mümin. Şeriata göre, dünyadaki uygulamasına göre başka daha iyi bir ayırım yapsınlar. Biz onu kabul ederiz. Sadece ahret tanımı ile yetinmek demek şeriatsız laik olmak demektir.

Kafir ve müşrikin ahiret hayatı ile ayrımına gelince, biri Kitaba ve peygambere inanıyor ama bazı hususlarda bile bile hakkı gizliyor. Mesela Kuran’ı kabul etmiyor. Müşrik ise Allah’a inansa bile çok ilahları anıyor. Bu ahiretteki ayrımlarıdır. Şeriattaki ayrımlarını biz şöyle yapıyoruz. Ne bedel veriyor ne de nöbetli oluyor. Ama yargı kararlarını kabul ediyor. Biz onlarla beraber yaşarız onlara saldırmayız. Ama müşrikler tecavüz etse biz onları korumayız. Biz buna müşrik diyoruz. Hakem kararlarını tanımayanlara müşrik diyoruz. Bu bizim ayrımımızdır. İsteyenler başla türlü tanım yapabilirler. Ama dünyada uygulamamız gerekir. Tanımlar usul hükümleridir. Bunlar davi değil defidir. Yani bir usulü kabul eden onu isbat etmekle mükellef değildir. Çünkü usulsüz kitap anlaşılmaz. Anlaşılmayan kitaptan deliller getirilmez. Onun için Kitabı varsayımlarla anlayacağız. Sonra uygulama ile denetleyeceğiz. Dolayısıyla bizim müşrik ve kafir tanımını beğenmeyenler, onu cerh eden deliller getirmelidirler. Yetmez kendileri daha iyi tanım getirmelidirler. İşte usulün bu temel kaidesi bilinmedikçe Kuran’dan hiçbir delil getiremeyiz.

Sonra biz kimseye kendi anlayışımızı kabul ettirmeye çalışmayız. Onlar da bizi kendilerine uydurmaya çalışmasınlar.  Ama karşılıklı tartışalım. Biz onlara yardımcı olalım, bizde onlardan yardım alalım.

Allaha emanet olun.

 


YorumcuYorum
zkafkas
26.05.2010
13:33

Hocam Allah razı olsun.

(İslam devletinin yönetiminde Kuran ehli olmayanlara yer verilip verilmeyeceği Kuran’da ifade edilmemiştir. O devletin anlayışına bırakılmıştır. Bize göre bütün peygamberleri ve kitapları kabul etmesi gerekir. Asgari olarak inkar etmemesi gerekir. Ama kendisi Hıristiyan veya Yahudi dininde yani inanışında kalır. Ama peygamberlerden bazılarının peygamber olduğunu bilerek inkar eden kafirdir. Kafir olanın cizyesi yoktur ki askerliği olsun.)

Devlette görev alabilmesi için bütün peygamberleri ve kitapları kabul etmesi gerekirse , düzene inancı karıştırmış olmuyor muyuz?

Peygamberlerin bazılarını bile bile inkar eden inanç olarak kafir olmuş olmuyor mu? Bu inkarı yapan kişi düzenin korunması için silahlanmayı ve çatışmayı kabul ediyorsa düzen açısından mümin değil midir? Bu yüzden peygamberi inkar etmesi yani inanç açısından kafir olması ve bu yüzden düzen içinde cizye vermemesi gerektiğini söylemek inanca dayalı bir yapılanmanın olduğunu akla getiriyor. Oysaki bu kişi düzen açısından mümindir. Yani inanç ve düzen açısından bir karışıklık var gibi ,benim anlayışımdan da kaynaklanıyor olabilir. Bu konuları açıklayabilir misiniz?

Mete Firidin
27.05.2010
10:03

Sn Hocam dediklerinizi uygulamak veya bu şekilde bir yaklaşımda bulunmak ancak global bir islamiyet ile mümkündür.

Öncelikle bütün dünya halklarının islam hakkın da bilgilendirilmesi(gerçek bilgi,islam düşmanlarının yaymaya çalıştığı bilgi değil)gerekmektedir.İslamın kominizim,kapitalizim gibi düzenlere alternatif ve ilahi bir düzen olduğunun ve gercek toplumsal barışın bununla dünyada sağlanabilineceğinin anlatılması geremektedir.

Bu zamanda ki gerçek sosyal cihad da budur.

Tayibet Erzen
28.05.2010
17:34

İslami düzeni anlatmak değil de yaşayarak örnek olmak veya işleyen bir sistemini ortaya koymak daha etkili olacaktır diye düşünüyorum. Sözel tebliğ yerini icraata bırakmalı, aksi taktirde bırakın dünyaya anlatarak yaymayı etrafımızdakileri bile ikna edemeyiz.

Süleyman Karagülle
07.06.2010
22:20

Kur’an’a göre müslim olanlar; "Rabbimiz bize dünyada hasene ver, âhirette de hasene ver. Bizi ateşin azabından koru!" diyenlerdir. Sünnete göre bütün Müslimlerin dilinden elinden selamette olan kimsedir. Kur’an resûle seni hakem yapanlara istersen hükmet istersen iraz diyerek Müslimlerin hakemliğini yalnız başkan yapmaz. Hakemliği hakemlerin yapacağı da Kur’an’da karı koca için teşri etmiştir. Kur’an müminlerin iman etmeleri için resulü hakem yapmaları gerektiğini söyletmedir. Kıyas yoluyla hakem karalarına uymayanlar Müslim olamazlar. Cizye ayetiyle bunların askerlik bedeli vermesi gerektiğini de bildirmiş oluyor.

Kur’an’a göre mümin olana cennet karşılığı mallarını ve canlarını Allah’a satanlardır. Bunlar resulün hakemliğini kabul etmek zorundadırlar. Bunlar savaşa katılmak zorundadırlar. Sünnete göre mümin bütün insanların mallarını cevaplarını kendisine emanet ettiği kimselerdir. Yani cihat yapanlardır.

Ayetin ve hadisin mümin ve müslim tanımlamaları tamamen birbirine uymakta tasdik etmektedir. Dünyadaki uygulamalarına gelinirse devirlere göre farklıdır:

a) İslam devleti kuruluncaya kadar mevcut devletin kanunlarına uyan, mahkemelerin verdiği kararları kabul eden müslimdir. Bu dünyadaki hesaplarını devletleri görür. Ahretteki hesapları ise Allah’a aittir. Niyetlerine göre amelleri ile cennete veya cehenneme giderler. İslam devleti kuruluncaya kadar mümin olanlar uyarıcılara tabi edip sözleri ile ve sabırları ile cihat edenlerdir.

b) İslam devleti kurulduktan sonra hakem kararlarına uyanlar ve askerlik bedeli olarak cizye verenlerdir. Yani durumları değişmemiştir. İslami devlet geldikten sonra mümin olmak demek askerliği kabul etmek ve savaşla cihat etme anlamına gelir. İslam dininde olmayanlar da asker olup mümin olabilirler mi sorusunun cevabı Kur’an’da açıklanmıştır. Yani bu husus içtihada bırakılmıştır. İslam devletini kuran güç onların durumlarını ortaya koyar. Medine antlaşmasında onlar da Medine’nin müdafaasına katılacaklardı. Ama kamu görevi alıp almayacakları hükme bağlanmamıştır. Biz istihsanla durumlarını tespit eder sözleşmeyi ona göre yaparız. Güçlünün yaptığı bu yaysı kabul eden orada kalabilir, yoksa oradan ayrılırlar.

c) Yeryüzüne Adil Düzen gelip bizim dışımızdakilerden İslam düzenini yani barış düzenini kabul edenler hakemlik sistemini benimseyenler bir dünya düzeni oluşturunca sorun şöyle çözülecektir. Yeryüzü hakemlerin kararları geçerli yapılacaktır. Yani insanlar arasında çıkan ihtilaflar uluslararası hakemlerden oluşmuş yargı çözecektir. Yargı kararlarının uygulanmasına zorlayan güç uluslararası askerî kuruluş olmayacaktır. Böyle bir güç İslamiyet’e göre meşru değildir. Ulus devletler olacak ve ordular ulus devletlerin olacaktır. Aynı dili konuşmayanlar birlik oluşturamazlar. Sonra tek güçte denge olmaz. Hakem kararlarına uymayanları ulus devletlerin orduları yola getirecektir. İşte hangi devletin kimleri mümin kabul edip askere alacağı hususu o devletin kanunlarına ve nizamına tabidir. İsteyeni müslim isteyeni mümin kabul eder. Hakem kararlarına uyanları dışlayamaz. Demek Hıristiyanların devleti Hıristiyanları mümin kabul edip bizi Müslim yapar ve askere almaz. Suudiler de Hıristiyanları asker kabul etmez. Halkın hicret hakkı vardır.

d) Biz İslam devletini kurduğumuzda diğer İslam devletleri ile birlik içinde olacağız. Biz kimleri asker alacağız? Kendilerine sorarız biz dinimizde kalacak ama asker olacağız derse onları askere alırız ve cizyeden kurtulurlar. Benim içtihadım böyledir. Ama ehli olanlardan başkasını askere almayan devletler İslam devleti olmaktan çıkmazlar. Yeter ki hicretlerine imkân sağlansın.





Çok Okunan Makaleler
Süleyman Karagülle
ABD Başkanlık Seçimi
19.11.2016 41403 Okunma
28 Yorum 19.12.2016 21:41
Süleyman Karagülle
KABİR AZABI
25.02.2014 28683 Okunma
8 Yorum 05.03.2014 21:24
Süleyman Karagülle
Görevimiz
22.02.2014 27274 Okunma
12 Yorum 05.02.2016 21:44
Süleyman Karagülle
Adil Düzen Partisi'nin kuruluş tartışması
6.08.2011 19389 Okunma
9 Yorum 06.02.2016 17:34
Süleyman Karagülle
Akevler
14.07.2013 17755 Okunma
6 Yorum 22.07.2017 20:36
Süleyman Karagülle
Devlete faiz haram mıdır?
9.11.2013 17330 Okunma
Süleyman Karagülle
İlmîlik Demek “Usul” Demektir
3.10.2015 16367 Okunma
Süleyman Karagülle
Neden Arapça; Neden Kuran Arapçası
9.02.2013 14979 Okunma
1 Yorum 10.02.2013 15:18
Süleyman Karagülle
Fıkha Göre Yeni Hükümet
14.06.2015 13816 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 16:16
Süleyman Karagülle
Tesviye mi Tasfiye mi?
1.09.2016 13268 Okunma
3 Yorum 22.09.2016 19:58
Süleyman Karagülle
Akit ve Ahit (Tekrar)
12.04.2012 13222 Okunma
1 Yorum 13.04.2012 17:57
Süleyman Karagülle
Ahmet Davutoğlu’nun Hatası
14.05.2016 13197 Okunma
3 Yorum 17.05.2016 07:37
Süleyman Karagülle
15 Temmuz 2016 Neden Yapıldı?
17.07.2016 13095 Okunma
3 Yorum 19.07.2016 19:47
Süleyman Karagülle
Putin Müslüman Oldu
21.03.2015 13085 Okunma
5 Yorum 24.03.2015 11:50
Süleyman Karagülle
Evlilik ve Kanun Önerisi
5.03.2016 13084 Okunma
1 Yorum 06.03.2016 01:18
Süleyman Karagülle
R.T.Erdoğan ve F.Gülen
8.02.2014 12976 Okunma
2 Yorum 27.07.2017 01:05
Süleyman Karagülle
İnsanlık anayasası - Sam Adian'a cevap
24.02.2016 12911 Okunma
10 Yorum 26.02.2016 00:34
Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015 12868 Okunma
3 Yorum 27.11.2016 18:52
Süleyman Karagülle
Akhan ve Tokul Ailelerine Açık Mektup!
5.09.2015 12451 Okunma
1 Yorum 05.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Düşen Uçak ve Suriye Meselesi
29.11.2015 11784 Okunma
4 Yorum 08.12.2015 06:11
Süleyman Karagülle
Yeniden Seçim
25.07.2015 11734 Okunma
3 Yorum 29.07.2015 03:01
Süleyman Karagülle
Kesilen Hayvanlar (Mete Firidin’in görüşü üzerine)
14.04.2015 11639 Okunma
1 Yorum 16.04.2015 20:19
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sisteminin Delilleri
21.05.2016 11580 Okunma
4 Yorum 22.05.2016 18:44
Süleyman Karagülle
İdam ve Öcalan
25.06.2016 11552 Okunma
6 Yorum 02.07.2016 12:02
Süleyman Karagülle
Adil Düzen, N.Erbakan - S.Karagülle-1
1.10.2011 11474 Okunma
Süleyman Karagülle
Darbeyi Kim Yaptı?
8.10.2016 11269 Okunma
6 Yorum 11.10.2016 13:15
Süleyman Karagülle
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
20.09.2015 11208 Okunma
4 Yorum 23.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
AK Parti’nin Kötülük ve İyilikleri
25.06.2016 11053 Okunma
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE TAM İSTİHDAM
3.10.2016 11010 Okunma
Süleyman Karagülle
Sam'a cevap: Kuran'daki müşküller, müteşabihler
3.01.2016 11003 Okunma
1 Yorum 16.01.2016 14:15
Süleyman Karagülle
Kur’an Ekonomisi
3.12.2016 10998 Okunma
3 Yorum 05.12.2016 13:19
Süleyman Karagülle
Davet
25.04.2015 10884 Okunma
6 Yorum 27.04.2015 10:03
Süleyman Karagülle
Üçüncü Binyıl Uygarlığı
31.10.2015 10775 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:54
Süleyman Karagülle
Sam Adian'a cevap
15.11.2015 10751 Okunma
2 Yorum 19.11.2015 21:27
Süleyman Karagülle
İki Merkez; Sermaye ve Kur’an
3.10.2015 10724 Okunma
2 Yorum 05.10.2015 08:11
Süleyman Karagülle
Riba/Faiz ve Katılım Bankaları
24.01.2015 10657 Okunma
Süleyman Karagülle
Kiralar Neden Yüksek?
31.01.2015 10606 Okunma
Süleyman Karagülle
Koalisyon ve Çözüm
4.07.2015 10598 Okunma
3 Yorum 24.07.2015 23:29
Süleyman Karagülle
Mümin kimdir?
9.05.2015 10575 Okunma
Süleyman Karagülle
AK Parti’ye Tuzak!
11.04.2015 10574 Okunma
3 Yorum 13.04.2015 12:32
Süleyman Karagülle
Türkiye’yi bekleyen tehlike; uçurum!
6.06.2015 10563 Okunma
2 Yorum 09.06.2015 08:56
Süleyman Karagülle
Söz ver, oy vereyim
9.05.2015 10423 Okunma
1 Yorum 11.05.2015 09:51
Süleyman Karagülle
Akit Yorumcularına
21.07.2015 10421 Okunma
1 Yorum 22.07.2015 13:24
Süleyman Karagülle
Çağımızın sorunları
4.05.2013 10398 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:10
Süleyman Karagülle
Türkiye’nin Yeri ve Görevi
27.06.2015 10361 Okunma
1 Yorum 29.06.2015 14:04
Süleyman Karagülle
Kuran'ın değeri, Muhammed'in varlığına dair cevaplar
11.06.2016 10353 Okunma
1 Yorum 12.06.2016 17:31
Süleyman Karagülle
Çağımızda Cihad
7.07.2015 10345 Okunma
3 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
İstihare; “EVET/HAYIR” manası nedir?
26.02.2017 10343 Okunma
9 Yorum 04.08.2017 21:52
Süleyman Karagülle
Medine Vesikası-Taha Akyol’a Cevaplar-2
25.07.2015 10261 Okunma
Süleyman Karagülle
F. Gülen ve İbtihal
26.03.2016 10253 Okunma
Süleyman Karagülle
Mümin-Müslim Hakkında Sorular
25.05.2010 10197 Okunma
4 Yorum 07.06.2010 22:20
Süleyman Karagülle
Çözüm Süreci ve PKK sorununun çözümü
8.08.2015 10194 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 12:00
Süleyman Karagülle
Korkunç Kriz ve Çaresi
16.05.2015 10184 Okunma
3 Yorum 22.05.2015 11:29
Süleyman Karagülle
İran'da zelzele ve teklif
20.04.2013 10124 Okunma
4 Yorum 25.04.2013 18:26
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sistemi
26.11.2016 10029 Okunma
4 Yorum 29.11.2016 07:17
Süleyman Karagülle
Avrasya Ekonomik Birliği
3.01.2015 9998 Okunma
3 Yorum 14.01.2015 08:18
Süleyman Karagülle
Dershaneler
7.12.2013 9974 Okunma
8 Yorum 08.04.2014 09:25
Süleyman Karagülle
Vergisiz Devlet
26.12.2015 9805 Okunma
2 Yorum 26.12.2015 20:11
Süleyman Karagülle
Akevler ve AK Parti
14.06.2015 9803 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran'a İman ve Uymamız Gereken Dört İlke
5.11.2016 9661 Okunma
3 Yorum 13.11.2016 13:12
Süleyman Karagülle
Çözüm 100 lojmanlı işyerleri
30.03.2013 9653 Okunma
9 Yorum 13.04.2013 08:44
Süleyman Karagülle
Kur’an ve İki Lider; Putin ve Erdoğan
2.01.2016 9629 Okunma
4 Yorum 08.01.2016 15:13
Süleyman Karagülle
Mısır’daki İdamlar ve Yapılması Gerekenler
23.05.2015 9612 Okunma
1 Yorum 25.05.2015 10:09
Süleyman Karagülle
Elektrik Kesintisi ve Çözüm Önerisi
4.04.2015 9608 Okunma
Süleyman Karagülle
Ruslar ve Türkler
20.12.2015 9545 Okunma
2 Yorum 25.12.2015 14:57
Süleyman Karagülle
KUR’ANÎ ÇÖZÜM
18.04.2016 9533 Okunma
1 Yorum 18.04.2016 10:52
Süleyman Karagülle
Vadeli satış, taksit ve murabaha
22.12.2012 9521 Okunma
Süleyman Karagülle
Kıssadan hisse ve devlet yönetimi
17.05.2014 9501 Okunma
Süleyman Karagülle
İstişare
2.11.2013 9415 Okunma
8 Yorum 13.11.2013 11:10
Süleyman Karagülle
PKK, Kürtler ve Yapılması Gereken
7.11.2015 9390 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:52
Süleyman Karagülle
Altın Bono
17.12.2016 9370 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 21:21
Süleyman Karagülle
IŞİD ve PKK ile Neler Oluyor?
1.08.2015 9334 Okunma
Süleyman Karagülle
Yeni Bir Dünya İçin Yapılması Gerekenler
19.11.2016 9312 Okunma
1 Yorum 19.11.2016 22:39
Süleyman Karagülle
D E R G I !
29.04.2017 9291 Okunma
18 Yorum 16.05.2017 08:11
Süleyman Karagülle
Kenan Evren
16.05.2015 9278 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:30
Süleyman Karagülle
Milletvekili Yemini
14.03.2015 9278 Okunma
Süleyman Karagülle
Sermaye ve siyasi güç, para ve silah
24.05.2014 9203 Okunma
Süleyman Karagülle
Son Ümit!
4.07.2015 9179 Okunma
Süleyman Karagülle
GİRİŞİM/Cİ (Bir Tartışma Konusu)
31.12.2011 9149 Okunma
3 Yorum 05.01.2012 13:32
Süleyman Karagülle
İslâm Hukuku-Taha Akyol’a Cevaplar-1
25.07.2015 9071 Okunma
Süleyman Karagülle
Çanlar kimin için çalıyor?
19.07.2014 9025 Okunma
5 Yorum 22.07.2014 09:12
Süleyman Karagülle
Adil Kur’an Düzeni ve çağımızın sorunları
5.09.2015 8993 Okunma
2 Yorum 07.09.2015 17:54
Süleyman Karagülle
Vergi indirimi ve vergi iadesi
22.02.2014 8981 Okunma
Süleyman Karagülle
Neden matematik?
16.02.2013 8947 Okunma
1 Yorum 17.02.2013 00:40
Süleyman Karagülle
Ayı öldürmek yasak
4.05.2013 8946 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:25
Süleyman Karagülle
Partilere Tavsiye
30.05.2015 8832 Okunma
1 Yorum 01.06.2015 08:08
Süleyman Karagülle
Mehmet Hikmetumut, Ölüm ve Ötesi
5.07.2015 8735 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeninde Başkanlık
21.05.2016 8735 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:10
Süleyman Karagülle
Rockefeller Ailesi ve Hidrojen Enerjisi
2.04.2016 8730 Okunma
2 Yorum 11.04.2016 08:19
Süleyman Karagülle
PKK Mikrobu Üreten Sebepler ve TEDAVİ
6.02.2016 8724 Okunma
1 Yorum 06.02.2016 23:11
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Çin
1.08.2015 8713 Okunma
1 Yorum 03.08.2015 09:13
Süleyman Karagülle
Yeni Hükümet ve Devlet Başkanı
20.06.2015 8688 Okunma
2 Yorum 23.06.2015 14:03
Süleyman Karagülle
Rüya
20.02.2016 8621 Okunma
2 Yorum 21.02.2016 11:34
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeni; Çözümü Halk Üretebilir
14.11.2015 8614 Okunma
1 Yorum 16.11.2015 08:32
Süleyman Karagülle
Akevler ve Araştırmacı
12.01.2013 8602 Okunma
Süleyman Karagülle
AK Partinin başarıları
16.11.2013 8501 Okunma
Süleyman Karagülle
Tanrı ve Olasılık
3.10.2015 8426 Okunma
Süleyman Karagülle
Erbakan ve Adil Düzen
14.11.2009 8411 Okunma
Süleyman Karagülle
Akevler Ekolü ve ...
18.04.2015 8406 Okunma
2 Yorum 20.04.2015 17:09
Süleyman Karagülle
Bir Adil Düzen Eleştirisi ve Cevabı
15.11.2011 8403 Okunma


© 2024 - Akevler